global

      Bizim Avrupalılar,bir zamanlar Marxsist düşüncenin savunucusuydular, bu kesim hiç bir dönemde ellerini taşın altına sokmamışlardır, yaptıkları sadece çığırtkanlıktan öteye gitmemiştir.Diğer bir tanımlamada bunlar salon sosyalistleridir, yani ellerinde bir cin tonik kadehi ile parlak ışıklı salonlarda bolca bu düşüncenin çığırtkanlığını deyim yerindeyse değnekçiliğini yapmışlardır.
       Bunlar sıkıntı görmedikleri gibi rahatlarından da en ufak taviz vermezler, insanlar ölmüş bombalanmış onları bunlar etkilemez yeterki bu eylemlerin dışında olsunlar fakat değnekciliğe devam etsinler. Diğer bir özellikleride, kendilerini Türk olarak tanımlamazlar ve vatansever düşünceleri küçümserler, kendileri için bu durumu utanç verici olarak algılarlar. Şimdilerde eskinin Marxsistleri, liberal ve globalleşme yandaşıdırlar. İsteklerine gelince, Kıbrıs'ı, Ege'yi, güneydoğuyu isteyenlere verin gitsin kısaca çok beğendikleri tabirle TC diye bir ülke olmasada olur.Bunlara bir örnek Çetin Altan ve Juniorlarını gösterebiliriz.
         Bu isteklerine tek engel olarak Türk Ordusunu görürler ve her fırsatta bu orduya saldırmak için fırsat kollarlar.Bu adamların öyle toplumsallıkla veya komünlükle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur varsa yoksa öncelikle kendi çıkarları ve viski kadehleri vardır.Bakın bakalım bugüne kadar yaptıklarına, kimseye bir iş olanağı falan sağladıkları olmuş mu ,somut olarak üretime bir katkıları olmamıştır,yazıyoruz diye üretim yaptıklarını savunurlar, yazdıklarıda birşeye benzemez, malum insan kendini beğenmezse çatlarmış, yazdıklarını bugün kahveden birini al getir daha iyi yazılar yazabilir.
         Bu şarlatanlar, kendilerine en yakın olarak bizim" müslümanları" bulurlar çünkü onlarla ortak paydaları Türk Ordusudur bu iki kesimde bu Orduya kendi emellerini engellediği için karşı çıkarlar.
         Bizim "müslümanlara" gelince , bunlarda din devleti özlemi içinde olup kadınların bir meta olmasını arzu ederler ve Allah adına koydukları din kuralları ile tebaa bir toplumu sonsuza kadar babadan oğula geçeçek şekilde yönetmek isterler.Bunlar içinde Misak-ı Milli sınırları önem taşımaz ve bunlarda kendilerini Türk olarak görmezler, yeterki kendi iktidarlarını kuracakları bir toprak parçası olsun bunlar için yeterlidir, her tür düşmanla başarılı olarak işbirliğine gidebilirler. Teknolojinin olanaklarını son kertesine kadar kullanmakta mahirdirler, şeklen, üstün dindar gözükürler, herşey para ve iktidar içindir.Bütün bunlara ulaşmak için seçtikleri yol, din duygularını güzelce sömürmektir.
         Bizim avrupalılar ve bizim "müslümanlar" yıllarca bu ülkede beslenirler , semizlenirler ama gelin görün ki bu ülkeyede ve insanınada her fırsatta düşmanlık yapmaktan geri durmazlar.Öyle milliyetçi söylemleri falan da sevmezler, bu söylemler bir ABD veya avrupalıya yakışır bize gelince propaganda olur.Yine bunlar, ülkede soygun talan varmış ilgilenmezler , zaten bunların istediğide budur, bakın ey Türkler siz demokrasiyi falan beceremediniz ne işiniz var demokrasi ile ve ya Misak-ı Milli içinde bir devletle,bırakın bu devlet muhabbetini de , adamlar bu ülkeye bir vali atasınlar avrupalı gibi sizi yönetsinler bu kıyağımızıda unutmayın diyorlar.
         Liberalizm= İLKESİZLİK ve globalleşme yani sınırlarda ve herşeyde bollaşma , şimdi bu insanların kullandığı ve sığındığı paravan kavramlar, fakat ABD ve Avrupa bu kavramları işine geldiği gibi içini dolduruyor, bu ülkelerde acımasız şekilde vize uygulaması sürüyor, kısaca biz alırız ama vermeyiz.Sömürünün ,kolonizmin yeni adı globollaşma olmuş.
         İşte bizim Avrupalılar ve "müslümanlarda" emellerine ulaşmak için şimdi bu kavramların yılmaz bekçiliğini yapıyor , hep beraber sonuçlarını görmeyi bekliyoruz.