DEVAMI (sayfa 3)



Bayrak da bir sembol degil mi?

Sembolleri, manevî olan seyleri algilanabilir biçime getirmek ve yasami anlamli bir biçimde göstermek için bir araç diye açiklamak mümkündür. Bu çok genis yorumlanmis kavram içinde sembollerin iki özelligi yatmaktadir. Sembol, soyut düsüncelere herkesin anlayacagi bir biçim verebilir. Öte yandan somut nesneleri manevî alana çikarabilir. Sanat, örnegin inanci, sevgiyi ve umudu; haç, yürek ve gemi çapasi sembolleriyle gösterebilir. Öte yandan tüm devlet düzenini özel biçimde renklendirilmis ve üzerine özel desenler çizilmis bir parça bez ile sembolize etmekteyiz. Bayrak, sancak dedigimiz bu bez direge çekilirken, ya da geçit resimlerinde önümüzden geçilirken durmamiz, hatta ugrunda ölmemiz bize küçüklügümüzden beri söylenmis, bunun sembolik anlami bize anlatilmaya çalisilmistir. Yemin ettigimiz zaman bir elimizi kaldiririz. Oysa bu davranis sirasinda, eger yeminimizi bozarsak Tanri'nin öcalici gücünü çagiracagimizi sembolik olarak canlandirdigimizin farkinda bile degilizdir. Bizden çok önce yasamis kusaklarin yasam tecrübelerini ve bilgece görüslerini sembolik sözler, atasözleri yoluyla gündelik yasamimizda sürdürmekteyiz.

"Sembollerin Tarihi" adli eserin yazari Max Schlesinger sembolik gereksinmelerin sonsuza dek varolacagini su sözcüklerle belirtiyor: "Tarih bize sembollere olan istegin daha fazla ya da daha az oldugu zamanlarin varligini göstermekte. Günümüz kültürlerinde semboller gücünden epey sey yitirmislerdir. Ancak bunlarin bir takim kökleri hâlâ ayaktadir. Gündelik yasam bile yeni yeni semboller yaratmaktadir. Krallarin tacini ayaklar altinda çigneyen halk yeni bayraklar dalgalandirmaktadir. Bütün sembollerin günün birinde yerini aydinlanmis bir mantigia biraktiklarini düsünsek bile, iste özellikle o zaman, insan dogaüstü düzeye kaçmakta, gerçeklerin ve bilimin kendisine veremeyecegi mutluluklari arayip, bulup, tatmaktadir. Iste bunlar da sembollerle olmaktadir."

Çaglar arasinda saglam bir köprü

Sembollerin en belirgin özelligi, topluluk duygusunu yüceltmeleridir. Semboller, çaglar ile insanlar arasinda köprüler kurar. Friedrich Albert Lange'nin dedigi gibi, semboller, "insanin vazgeçemeyecegi gerçegin tamamlayicisidir."

Günümüzde Masonlarin çalistiklari semboller bilinçli olarak yaratilmistir. Sayilari, Masonluk sistemine göre degisir, fakat genellikle çok fazladir. Masonluk tarihi içinde bazi semboller zamanla kaybolmustur ve tarihsel arastirmalarla yeniden ortaya çikarilmaktadir. Yeni semboller ise zaman zaman ritüellere eklenmektedir. Ancak Masonlukta hiç degismeyen semboller Süleyman Tapinagi üzerine olanlaridir.

Masonlukta semboller

Spekülatif Masonlugun baslarindaki sembolizma karmasasi geçtikten sonra geriye herkesin anlayabilecegi, kolay kavranabilir semboller kalmistir. Bir yapida malzeme, avadanliklar ve yapiyi gerçeklestiren güçler bulundugu düsünülürse, Masonlugun sembolleri de son derece açik ve seçik bir görünüse bürünmektedir. Masonik bir sembol üzerinde düsündügümüzde aklimiza birçok sey gelir, ama bu düsüncelerimiz hep bir yönde olmaktadir. Bir loca çalismasinda sembollere bol bol degilinir, sözlü ya da yazili olarak yapilan sembolik açiklamalar ise genellikle hep ayni temanin birbirinden pek farkli olmayan çesitlemeleridir. Isterse ritüelin türlü yerlerinde su ya da bu sözcüklerle renklendirilsin, sembollerin kendileri degismez.

Masonik çalisma, Masonun kendi kendisi üzerinde yorucu ve sabirla yürütmesi gereken bir çabadir. Mason ham tasi, yani kendisini yontarak küp tas haline, yani gerçek bir Mason haline getirmek zorundadir. Ham tasi yontma sembolü ayni zamanda Süleyman Tapinaginin, dünyanin ilk tas yapisinin insasini hatirlatir. Bir grup çalismasinin ürünüdür ayni zamanda Süleyman Tapinagi. Böylece "ham tas" demek bile tek tek Masonlara, kendilerine, yakinlarina ve topluluga olan görevlerini bir anda hatirlayabilmeye yeterlidir. Salt sembol olarak kalmayan, sembolik bir eylem olarak da görülen "kardeslik zinciri" sadece birbirinin esi özelliklere sahip halkalarin birbirleriyle olan iliskisini gözler önüne sermekle kalmaz, bu zincirin içinde ayni görüs ve düsünüs biçiminin hiç bir kopukluk olmadan halkadan halkaya geçtigini de hatirlatir. Bunun için de sadece halkayi meydana getiren topluluk üyelerinin varliklarini degil, ayni zamanda bu zincirin halkalari olan Masonlarin arasinda hiç bozulmamasi gereken bir uyumun da bulunmasini öngörür.

Gönye ve Pergel sembolü

Genellikle Mason olmayanlarin da Masonlugun simgesi olarak bildikleri gönye ve pergel çok eski kaynaklara kadar gider. Bu birbiri üzerine yerlestirilen avadanliklar sadece duvarcilarin isaretleri degil, ayni zamanda en eski misterlerde bile bulunan ve çok yaygin sembollerdi. Örnegin Dürer'in Melankoli adli tablosunda da bu sembolleri görmekteyiz. Bugüne kadar açiklamasi yapilmayan bu tablodaki gönye ve pergel sembolünün çok eski zamanlardan gelen bir gelenegin devami oldugu kuskusuz.

Tekris töreni de bir sembol

Sembolik davranislar bir yandan tanisma isareti olarak önemlidir. Öte yandan ise bunlar inisiyasyonu, yani eristirmeyi gerçeklestirirler. Ister en ilkel toplumlarda bir gencin yetiskinler arasina alinma, eristirme töreni olsun, isterse Masonluk gibi yüce düsünüslerin isigi altinda kurulmus bir topluluga alinma (tekris) sirasinda olsun, bu davranislarin anlami genellikle aynidir. Yeni topluluga alinma, daha yüksek bir düzeye çikarilma olarak görüldügüne göre, bu bir arindirma, ya da yeniden hayata döndürme, uyandirma seremonisi olarak kabul edilmektedir. Eristirme seremonileri arasindaki benzerlikler insani çesitli kültler arasinda yakin baglar bulundugu görüsüne yöneltebilir. Hatta bu nedenle bir çiragin bütün Masonik yasami boyunca yanlis düsünceler içinde kalabildigi görülmektedir. Biçimsel benzerlikler her zaman organik bir iliskinin varligini yansitmayabilir. Bu bakimdan salt biçimsel benzerliklere bakarak Masonluk ile benzer sembollere sahip baska topluluklar arasinda akrabalik baglari aramak hatali bir davranis olur.

Semboller Masonlugun özellikle iç yapisi için çok önemlidir. Dünyanin neresinde olursa olsun, hangi Masonik rite mensup olursa olsun, her Mason ,insanlik mabedinin yapimi konusunda ayni seyi düsünmekte, bundan ayni seyi anlamaktadir.

Ayni dogrultuda düsünmeyi asilar

Semboller Masonluk gibi, ayni amaca yönelik çok sayida kisiden olusan topluluklar için vazgeçilmez bir sey olan, ayni biçimde düsünmeyi de asilar. Salt mantiksal açidan baktigimizda semboller gayeye ulasmak için çok gerekli bir araçtir. En ilkel meyhane arkadasliginda bile zamanla bu grubu birarada tutan bazi ortak aliskanliklar belirir. Günümüzde milyonlarca insani ayni çati altinda, ayni ülkü ugruna toplayan Masonluk sembolsüz olamaz. Eger Masonlukta semboller ortadan kalkarsa, üç asirdir ayakta duran bu yüce kurulusun çökmesi isten bile degildir.

Ritüellerle kaynasmis olan sembollerin tek tek kisilere neler söyleyebildigi ancak bir ölçüde açiklanabilir. Bu etkinin derinligine bir etki oldugu, Masonik törenlerin genellikle dinsel kutsama törenleri ile karistirilmasindan bell olmaktadir. Törenlerde söylenen sözlerin, müzigin, toplantilarin ciddî havasinin bazi kisilere dinsel törenleri animsatmasi dogaldir. "Eski Yükümler"de bütün iyi ve ahlâkli kisilerin üzerinde görüs birligine vardiklari bir dinden söz edilse bile, bu Masonlugun dinsel bir kurulus oldugu anlamina gelmez. Çünkü I"nsanlik Mabedi" sembolü, daha iyi bir öbür dünyanin simgesi degildir. Bu, üzerinde insanlarin yasadiklari dünyada Masonlari çalismaya çagirir.

Günümüz Masonlari için semboller, binlerce yildir söylene söylene belki de bikkinlik getirmis olan ahlâk yasalarina dayanir ve ahlâkli biçimde davranmayi telkin eder. Ancak dis dünyada geçirdigimiz her gün, bizim bu ahlâkli bir dünya özlememizin gerçeklesmesi için ne kadar yol katetmemizin gerekli oldugunu göstermektedir. Mason için gaye sadece ahlâk yasalarini bilmek ve ögrenmek degil, bunu, yüce mesleginin amacina ulasmasi için, her firsatta uygulamaktir.

 

Yalniz Erkekler Için


Localar Genel Tüzügümüzün 59. Maddesi, "Masonluga yalniz, medeni haklara sahip, yirmibir yasini doldurmus, hür, iyi ahlâkli, namuslu, serefli ve aydin erkekler kabul edilebilir. Bu niteliklerden herhangi birisini kaybedenler Masonluktan çikarilirlar." demektedir.

Anglosaksonlarin "Bir Büyük Locayi tanimaya iliskin temel ilkelerinin" 4. maddesine göre "Büyük Locanin ve Locanin üyeleri yalniz erkeklerden meydana gelecektir".

1723 Anderson Anayasasinin Hür Masonun yükümlülükleriyle ilgili III. Bölümünün son paragrafinda da "Bir Loca'ya üye olarak alinacak kimselerin, iyi ve dogru erkekler, hür dogmus, ergin yasta ve sir saklayabilir olmalari, köle, kadin, ahlâksiz ve saibeli erkekler olmamalari, fakat iyi söhret sahibi olmalari gerekir" denmistir.

Böyle olmasina ragmen, erkek Localarinda kadinlar da tekris edilmistir. Belki hepsi belgeli degildir, tersimatlara girmemistir ama, hikâyeleri anlatila anlatila günümüze kadar gelmistir.

Paris'te Portsmouth Düsesinin malikânesinde toplanan bir Loca vardir, 1735'te Düsesin Aubigny'deki satosuna naklolmustur. Locayi Düses himaye etmektedir. Acaba tekris edilmis midir, bilinmiyor.

Delikten herseyi seyreder

1710'da Cork'da bir tekris yapilmistir. Doneraile Vikontunun Loca toplantilarini düzenledigi salonun yan duvari deliktir. Locanin bir toplantisi sirasinda yan odadaki kitaplikta uyumakta olan Vikontun kizkardesi Elizabeth St. Leger birdenbire uyanir. Belki kötü bir niyeti de yoktur ama, oturur delikten seyreder. Seyreder ama, Gözcü'ye yakalanir. Bunun üzerine ve agabeyinin de israriyla hemen kendisini tekris ederler. Anlatilanlara göre, bir daha toplantiya katilmamistir ama, hayati Masonlarin arasinda geçmistir.

Bunun gibi daha birçok hikâye var. 1779'da oldugu tahmin ediliyor. Dorset'te bir evde Locanin toplandigi odadaki duvar saatinin dolabinin içinde bir kadin yakalamislar, onu da hemen orada Mason yapmislar.

1170 yilinda 120 No.lu Paladian Locasi'na Havard isimli bir hanimin fahri üye olmasi önerilmis, kabul edilmesi üzerine hanim tekris edilmis.

Gene Iskoçya'ya bagli Melrose Locasina Masonluga ait çok sey bildigi için bir hanimin alindigi söyleniyor.

Köpek dolapta yakaladi

Mason olmayan Kaptan Gambier'e Chatam'da bir kadin anlatmis. Masonlarin toplantilarda ne yaptiklarini merak eden bir kadin önceden dolaba girip saklanmis. Ama kendisini arayan köpeginin de koklaya koklaya dolaba girmek istemesi üzerine yakalanmis. Ve usulüne göre tekris etmisler.

Kuzey Carolina'da, Taylorsville kentinde 253 No.lu Lee Locasina 1840 yilinda Catherine Sweet isimli bir hanim tekris edilmis. Bu hanim bir yildan fazla bir zamandir gizlice toplantilari dinlermis. Kendisini yakalayip da üç derece üzerine imtihan ettiklerinde verdigi cevaplara sasirmayan kalmamis. Tekrisinden sonra bir daha Locaya girmemis ama, Masonluga olan ilgisi ölümüne dek sürmüs.

Konfederasyon Ordusunda Subay olan Charles Lilley karisina Çirak Mason olmasini önermis, o da onun istegi üzerine kabul edilip tekris olmus.

Fransiz General De Xaintarilles'in karisi da erkek gibi savasmis bir askermis. Bu hanim 1802 yilinda bir gün "Les Frêres Artistes" isimli Locaya gelmis ve Locanin üyesi olmus, toplantilara da devam etmis.

Bir de kendisinin erkeklerle esit oldugunu iddia eden Kontes Barkoczy var. Tek çocuk oldugu için Macar yasasina göre erkek çocuk gibi kabul ediliyormus. Yasal olarak erkek oldugundan 1875'te Macaristan Grand Orient'inda tekris edilmis. Ama daha sonra tekriste görev almis olanlari ihraç etmisler.

Kadin mi, erkek mi?

Eon Sövalyesi olarak taninan Charles Geneviève Louise Auguste André Timothée Déon de Beaumont'un durumu ilginç. Bu kisi XV. Louis'nin gizli ajani ve bir transvesti. 1768'de Londra'da 376 No.lu Immortalité Locasinda tekris edilmis. Üç yil sonra da ayni Locada II. Nazir olmus. 1777'de iki sahidin ifadesi üzerine kadin sayilmis. Ama cerrah Thomas Copeland ölüm raporuna erkek oldugunu yazmis.

Imparatoriçe Maria Theresa da 1751 yilinda bir Locanin toplantisina gelip oturmus.

1802'de 85 yasinda ölen Norwich'li Bayan Beaton Hür-Masonmus. Gazete ketum biri oldugunu, sahip oldugu sirlarin kendisiyle birlikte gömüldügünü yazmis. 1770 yilinda Neweastle Chronicle gazetesindeki bir ilan çikmis: "22. Alay Locasinin toplandigi Newgate'deki Crown Inn Pub'unun sahibesi Bayan Bell yan duvara iki delik açarak Masonlarin bütün sirlarini ögrenmis, simdi isteyen her hanima bunlari ögretmeye hazirdir."

1864 yilinda Yeni Zellanda'da Wanganui kentinde Rutland Otel'inin barmaid'i de toplantilari dinlermis. Gene Wales Prensi Kral Edward'in isad törenin baslamasindan bir saat önce Royal Albert Hall'in üst katinda iki barmaid yakalanmis.

Örnekleri çogaltmak mümkün. Kimbilir daha bilmedigimiz, duymadigimiz neler olmustur. Erkeklere Mahsus olunca hanimlar merak ediyor. Kadinlara Mahsus olsaydi, erkekler merak etmeyecek miydi?
 
Ünlü Masonlar

ÜLKEMIZDEN:
(Dünyadan)

DEVLET ADAMLARI VE POLITIKACILAR

5. Murad (1840-1904) 33. Osmanli Padisahi
Sehzade Kemaleddin Efendi (1847-1905) 5. Murad'in kardesi
Sehzade Nureddin Efendi (1851-1885) 5. Murad'in kardesi
Ahmed Seyid 5. Murad'in Basmabeyincisi
Koca Mustafa Resit Pasa (1800-1858) Sadriazam
Ali Pasa (1815-1871) Sadriazam
Keçeci zade Fuat Pasa (1815-1869) Sadriazam
Tunuslu Ethem Pasa (1818-1893) Sadriazam
Hayreddin Pasa (1821-1890) Sadriazam
Mithat Pasa (1822-1884) Sadriazam
Ahmet Vefik Pasa (1823-1891) Sadriazam ve yazar
Ibrahim Hakki Pasa (1863-1918) Sadriazam ve yazar
Talât Pasa (1874-1921) Sadriazam
M. Rasit Erer (1868-1952) Mâliye, Maarif ve Evkaf Nâziri, ögretmen
Cemal Pasa (1872-1922) Bahriye Nâziri
Cavit Bey (1875-1926) Mâliye Nâziri
Tevfik Bey Mâliye Nâziri (1916-1917)
Ahmet Nesimî Sayman ( ? - 1958) Hariciye Nâziri
Ali Münif Nafia Naziri (1917-1918)
Kirkor Agaton (1825-1868) Posta Nâziri
Ethem Pertev Pasa (1827-1872) Devlet adami ve yazar
Prens Mehmed Abdülhalin Pasa (1830-1894) Devlet adami ve musikisinas
Prens Aziz Hasan Pasa
Süleyman Asaf (1841-1913) Devlet adami ve sair
Damat Ahmet Nami Bey (1873- ?) Sam Valisi, Abdülhamid'in damadi
Resit Pasa Ankara Valisi
Mithat Sükrü Bleda (1874-1956) Ittihat ve Terakkî Firkasi Umumî kâtibi
Faik Süleyman (1886- ?) Mâliye Müstesari
Cevdet Mâsuk (1895- ?) Temyiz Mahkemesi âzasi
Ali Sefkatî (1872-1896) Hürriyet Kahramani
Abdullah Macid Bey (1841-1917) Matbuat-i Dahiliye Müdürü
Azmi Polis Müdürü
Bedri Polis Müdürü
Bahattin Sâkir Ittihat ve Terakkî Merkez-i Umumî azasi
Ebu Bekir Hâzim Politika adami
Ibrahim Temo (1865-1945) Politika adami
Resneli Niyazi (1873-1913) Hürriyet Kahramani
Suphi Hayrettin Pasa Istanbul Sehremini
Cemal Pasa (1872-1922) Devlet adami ve kumandan
Kâzim Özalp (1880-1968) Büyük Millet Meclisi Reisi
Hasan Saka (1886-1960) Basbakan (1947-1948)
Suat Hayri Ürgüplü (1903-1981) Basbakan (1965)
Mümtaz Ökmen Basbakan yardimcisi, Adalet Bakani (1946)
Akif Iyidogan (1894- ?) Basbakan Yardimcisi
Ahmet Salih Korur (1904-1982) Basbakanlik müstesari
Bekir Sami Kunduh (1865-1933) Disisleri Bakani (1920-1921)
Tevfik Rüstü Aras (1883-1972) Disisleri Bakani (1925-1938)
Selim Sarper (1899-1968) Disisleri Bakani (1960-1962)
Mehmet Cemil Uybadin (1881-1957) Içisleri Bakani (1925-1927)
Sükrü Kaya (1883-1959) Içisleri Bakani (1927-1938)
Hasan Menemencioglu Adalet Bakani (1941-1943)
Vasif Çinar Millî Egitim Bakani (1924-1925)
Mustafa Necati (1894-1929) Millî Egitim Bakani (1925-1929)
Hasan Ali Yücel (1897-1961) Millî Egitim Bakani (1938-1946)
Münir Birsel Milli Savunma Bakani (1947-1948)
Hulûsi Köymen (1891-1965) Milli Savunma Bakani (1951-1952)
Resat Muhlis Erkmen (1891- ?) Tarim Bakani (1931-1937) (1939)
Mümtaz Tarhan (1908-1970) Çalisma Bakani (1955-1957)
Zühtü Velibese Ticaret Bakani (1950-1951)
Ahmed Dalli Ticaret Bakani (1969-1970)
Celal Tevfik Karasapan (1899-1973) Bakan, Millî Emniyet Baskani
Cevat Abbas Gürer (1887- ?) Atatürk'ün yâveri, Bolu Milletvekili
Süleyman Asaf (1841-1913) Bursa Milletvekili
Bekir Lütfü (1875-1933) Tokat Milletvekili
Niyazi Ismet Gözcü (1884-1966) Istanbul MIlletvekili
Saip Özer (1888-1956) Çorum Milletvekili
Haydar Nâfiz Antalya Milletvekili
Saadettin Riza Istanbul Milletvekili
Mehmet Rüstü (1893- ?) Bursa Milletvekili
Hüseyin Izzet (1897- ) Afyon Milletvekili
Dr. Fuat Kirklareli Milletvekili
Haci Mehmet (1882- ?) Kütahya Milletvekili
Mahmut Nedim (1882- ?) Malatya Milletvekili
Resit Kadri (1884- ?) Kayseri Milletvekili
Kâzim Pasa (1878- ?) Diyarbakir Milletvekili
Lûtfi Müfit (1875- ?) Kirsehir Milletvekili
Hâzim Muammer (1893- ?) Kirsehir Milletvekili
Hayrettin Ismail (1887- ?) Bilecik Milletvekili
Hamdi Ismail (1893- ?) Konya Milletvekili
Dr. Yigitoglu Galip (1893- ?) Antalya Milletvekili
Osman Nuri (1880- ?) Manisa Milletvekili
Mükerrem (1885- ?) Isparta Milletvekili
Dr. Ahmet Refik (1873- ?) Bursa Milletvekili
Resit Kadri (1884- ?) Kayseri Millet Vekili
Süreyya Tevfik (1892- ?) Tokat Milletvekili
Ahmet Remzi (1893- ?) Gaziantep Milletvekili
Refet Pasa Istanbul Milletvekili
Ahmet Riza Milletvekili
Esat Nuri (1882- ?) Amasya Millitvekili
Ragipzade Hüsnü (1886- ?) Milletvekili
Mehmet Nuri (1869- ?) Milletvekili
Kâzim Hüsnü (1863- ?) Milletvekili
Ali Riza (1887- ?) Mardin Milletvekili
Menemenlioglu Kemal (1883- ?) Manisa Milletvekili
Dr. Mazhar Mehmet (1885- ?) Aydin Milletvekili
Ismail Hakki (1876- ?) Kütahya Milletvekili
Mehmet Halit (1883- ?) Ankara-Burdur Milletvekili
Hilmi Uran (1886-1957) Milletvekili
Nisim Masliyah Milletvekili
Fikret Milletvekili, Dr.
Ihsan Serif Milletvekili, ögretmen
Selim Sirri Tarcan (1874-1956) Milletvekili, egitimci
Muhittin Üstündag (1883-1953) Istanbul Valisi
Lutfi Kirdar (1888-1961) Istanbul Valisi
Nevzat Tandogan (1894-1946) Ankara Valisi
Fatin Güvendiren (1873- ?) Bursa Valisi
Mehmet Esref (1879- ?) Izmit Valisi
Mustafa Rahmi Aydin Valisi
Salih Kiliç (1899- ?) Ankara Emniyet Md., Vali
M. Resat Mimaroglu (1882-1953) Sûra-yi Devlet Reisi, Millet Vekili
Ali Riza Sûrayi Devlet Daire Baskani
Ali Riza Sun Temyiz Mahkemesi âzasi
Suat Muhtar Davaz Sefir, Paris Büyük Elçisi
Hüseyin Râgip Moskova Sefiri
Kenan Ömer Öner (1881- ?) Avukat, Politikaci

ASKERLER

Humbaraci Ahmet Pasa (1675-1742)Comte de Bonneval, topçulugu islah eden
Hobart Pasa (1822-1886) Ingiliz Amirali, Türk Müsiri
Namik Pasazade Hüseyin Cemil Pasa Abdülaziz'in Basmabeyincisi (1830-1890)
Mehmet Rauf Pasa Abdülaziz'in Basyaveri
Gazi Osman Pasa (1832-1900) Plevne Kahramani
Fuat Pasa (Deli) (1835-1931) Müsir
Faik Süleyman Pasa (1886- ?) 1.Cihan Harbinde Kafkas cephesinde sehit olmustur
Hüseyin Hüsnü Pasa (1850-1926) Erkâniharp pasasi
Ali Ihsan Sâbis Pasa (1882-1957) Birinci Ordu Kumandani
Ali Kemal Sariay Pasa (1875-1965) Jandarma Umum Kumandani
Ali Remzi Yigitgüder Pasa (1883-1965) Topçu Erkâni Harbi
Zeki Dogan Pasa (1896-1961) Hava Kuvvetleri Kumandani
Yümni Üresin Pasa (1897- ?) Münakalat Vekili
Esref Manas Pasa (1896-1963) Y.S. üyesi

BILGINLER VE PROFESÖRLER

Münif Pasa (Mehmet Tahir) (1828-1919) Bilgin ve Devlet adami
Antranik Gircikyan Pasa Tip Doktoru
Selim Sâbit Efendi (1829-1910) Memlekette yeni usul maarifi kuran
Mehmet Ali Baba (1853 - 1943) Kizilay ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucularindan
Hüseyin Kâzim Kadri (1870-1934) Lügatçi, yazar
Hasan Cemil Çambel (1877-1967) T.T.K. Baskani
Mustafa Zühtü Inhan (1881-1970) Iktisat Profesörü
Samim Gönensay Hukuk Profesörü
Neset Ömer Irdelp (1882-1952) Tip Profesörü
Faik Sabri Duran (1882-1943) Cografya Profesörü
Mustafa Sekip Tunç (1886- ?) Psikoloji Profesörü
Mustafa Inan (1911-1697) I.T.Ü. Rektörü
M.Kemal Öke (1884-1955) Tip Profesörü
Vasfi Rasit Sevig (1887-1971) Hukuk Profesörü
Besim Ömer Akalin (1862-1940) Tip Profesörü, Rektör, Milletvekili
Niyazi Ismet Gözcü (1884-1966) Tip Profesörü
Hüsnü Hâmit (1887- ?) Fen Fakültesi Reisi
Mustafa Hulki Erem (1888-1956) Profesör, Rektör
Suphi Kâmil (1889- ?) Y.Müh., Rektör
Burhanettin Toker (1890-1951) Hekim, Ord. Prof.
Salih Murat Uzdilek (1891-1967) Fizik Profesörü
Fahri Arel (1894- ?) Hekim, Ord. Prof.
Muzaffer Sevki (1897- ?) Tip Profesörü
Kerim Erim (1894-1952) Matematik Profesörü, dekan
Cevat Memduh Altar (1902-1995) Müzikolog
Kâzim Ismail Gürkan (1905-1972) Tip Profesörü, Rektör
Mehmet Ali Özeken (1905-1953) Iktisat Profesörü
Enver Ziya Karal (1906-1982) Tarih profesörü, T.T.K Baskani
Mukbil Gökdogan (1908-1992) Dr.Y.Müh.Mim., Bayindirlik Bakani (1960-1961)
Hayrullah Örs (1901-1977) Egitimci, Topkapi Sarayi Müzesi Müdürü
Hamdi Peynircioglu (1908-1982) Ord. Prof. Dr., Rektör
Macit Erbudak (1912-1981) Harita Profesörü
Ziya Umur (1916-1990) Hukuk Profesörü
Yusuf Râzi Y.Müh. Mektebi Müderrisi
Suphi Kâmil Topografya hocasi, Y.Müh. M. Direktörü
Sedat Tavat Hekim, Ord. Prof.

SAIRLER VE YAZARLAR

Sinâsi (1824-1871) Gazeteci, yazar
Ziya Pasa (1829-1880) Sâir, devlet adami
Teodor Kasap (1835-1905) Gazeteci ve yazar
Namik Kemal (1840-1888) Büyük vatan sâiri
Güllü Agop (Yâkup) (1840-1891) Tiyatrocu ve yazar
Mehmet Emin Bey (1844-1874) Yazar
Diran Kelekyan (1862-1918) Lügatçi, yazar
Ahmet Rasim (1864-1932) Yazar, gazeteci
Kâzim Nâmi Duru (1867-1967) Yazar, ögretmen
Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944) Millî sâir
Riza Tevfik (1869-1949) Yazar, filozof
Refik Nevzad (1873-1953) Yazar, gazeteci
Hüseyin Cahit Yalçin (1874-1957) Yazar, gazeteci
Ziya Gökalp (1876-1924) Yazar, sosyolog
Ahmet Mithat Efendi (1884 - 1912) Maarifçi, yazar, gazeteci
Fazil Ahmet Aykaç (1884-1967) Yazar
Mithat Cemal Kuntay (1885-1956) Sâir, Noter
Ibrahim Necmi Dilmen (1887-1945) Yazar, dilbilimci
Ahmet Emin Yalman (1888-1973) Yazar, gazeteci
Resat Nuri Güntekin (1889-1956) Yazar, ögretmen
Ömer Riza Dogrul (1893-1952) Yazar
Veli Boland Yazar, ögretmen
Agâh Sirri Levend (1894-1978) Yazar, gazeteci
Kadircan Kafli (1899-1969) Yazar, gazeteci
Nurettin Artam (1900-1958) Yazar
Kemal Salih Sel (1900-1975) Yazar, gazeteci
Mümtaz Faik Fenik (1904-1974) Yazar, gazeteci

SANATKARLAR

Sükrü Senozan (1875-1954) Müzisyen
Ali Sami Boyar (1880-1967) Ressam
Nazmi Ziya Güran (1881-1937) Ressam
Namik Ismail (1890-1935) Ressam, G.S.A. Müdürü
Behzat Butak (1891-1963) Sahne sanatkâri
I.Galip Arcan (1893-1974) Sahne sanatkâri
Ramiz Gökçe (1900-1953) Karikatürist, ögretmen
Nurullah Sevket Taskiran (1901-1952) Opera sanatkâri
Mesut Cemil Tel (1902-1963) Müzisyen
Mithat Fenmen (1915-1982) Piyanist
Ayhan Isik (1929-1979) Sinema sanatçisi
Orhan Tanrikulu (1932-1989) Orkestra sefi
Halûk Tezonar (1942-1994) Heykeltras

DIN ADAMLARI

Mahmut Esad Efendi (1857-1917) Müderris
Musa Kâzim Efendi (1858-1918) Seyhülislâm
Hayri Efendi (1867-1927) Seyhülislâm
Mustafa Hâfiz Sükrü (1871- ?) Berlin Sefareti Bas imami
Hasim Veli (1875- ?) Sefaret imami
 
Milliyet Gazetesinde Yayinlanan Basin Açiklamasi


16 Ocak 1996 tarihli Milliyet Gazetesinde yayinlanmistir

Ülkemizde zaman zaman Masonluga karsi dile getirilen asla hak etmedigimiz görüs ve düsünceler, gerçeklerden çok uzak hatta karalamalar seklinde oldugu halde, her insanin düsüncelerini özgürce söyleyebilmesi gerektigine içtenlikle inandigimiz için, âninda cevaplamak ve polemiklere girmek yerine, konuyu büyük çogunlugunun sag duyu sahibi olduguna inandigimiz vatandaslarimizin degerlendirmesine birakmak, özenle uygulamaya çalistigimiz geleneksel bir davranistir. Bu arada degerli Basin ve Yayin kuruluslarimizin Masonluk konusuna objektif olarak yaklasimlari ve sorulari da, yeri geldikçe içtenlikle degerlendirilip, dogru olarak cevaplandirilmistir.

Ancak son günlerde bazi çevreler, Masonluk hakkinda her türlü hatali görüs ve söylentilerin sinirlarini da asarak bir siyasi parti baskaninin Mason oldugu iddiasindan yola çikip, konuyu bir Masonluk suçlamasi biçiminde ve adeta bir hakaret gibi ele almislardir. Bu nedenle kurulusundan bu yana geçen üç yüz yil boyunca siyasetle ugrasmayan ve insanlarin din" inançlarina saygi duyan Masonlugun ne olup, olmadigini bir kez daha anlatmak geregi duyulmustur. Büyük Locamizin bu davranisi, su veya bu kisinin üyemiz olup olmamasi açisindan degil, Masonluk yolunda olmanin bir suçlama veya hakaret sayilmayacagi açisindan önemlidir.

1. MASONLUGUN AMACI VE GIZLILIK KONUSU

Masonlugun amaci, bütün insanlar arasinda dostluk ve sevgi baglarinin güçlenmesi, insan kisiliginin yüceltilmesi, insanligin özgürlük ve baris içinde gelismesidir. Bu nedenle Masonluk utanilacak bir sey degil, onur duyulacak bir yasam biçimidir. Çünkü Masonluk, içimizdeki erdemlerin ve insaniyetin disaridan görülür hale gelmesidir. Ama bütün kusurlarimizdan arinmak, ne yazik ki olanaksizdir. Kendini bilen hiç kimse "Ben kusursuz tam ve mükemmel bir insanim" diyemeyecegi için; Masonluga gönül verenler de "Ben Masonum" dememeye ve baskalarinin Masonlugu hakkinda konusmamaya özen gösterirler. Bu davranista bir gizlilik, bir korku degil; bir kendini bilme, bir alçak gönüllülük saklidir. Kaldi ki Türk Masonlugu gizli bir dernek degildir. Ülkemizin dernekler yasasina göre kurulmustur. Lokallerimizin adresleri bellidir. Kapilarimizda adimiz yazilidir. Bütün kayitlarimiz Devletimizin denetimine açiktir.

2. DISA BAGIMLILIK IDDIASI

Türk Masonlugu, görevlileri üyelerimiz tarafindan iki yilda bir seçilen Büyük Locamiz tarafindan ülkemizin yasalari dogrultusunda yönetilir. Diger ülkelerdeki Masonik kuruluslarla idari veya parasal açidan hiç bir baglantisi yoktur. Iliskilerimiz ayni insanlik gayesine yönelenlerin birbirlerini tanimalari düzeyindedir.

3. DIN VE POLITIKA

  • Evrenin Ulu Yaradani dedigimiz Yüce Allah'a inanmayanlar aramiza giremezler. Kardeslerimiz dini inançlarinda ve ibadetlerinde serbesttirler.
  • Toplantimiza Kutsal kitaplar açilarak baslanir.
  • Dinler tartisma konusu yapilamaz.
  • Masonluk politik bir kurulus da degildir. Demokrasinin benimsendigi ülkelerde Masonluk çok saygin bir kurulustur.
  • Masonluk adi altinda hiç bir politik veya toplumsal eyleme katilinamaz. Kardeslerimiz diledikleri partilere girebilirler, görev alabilirler ancak lokallerimizde politik tartismalar yapilamaz.
  • Politik görüsleri ne olursa olsun, her Türk Masonu Atatürk ilkelerini korumakla, Lâik Cumhuriyetimizin yasalarina uymakla, vatanimiza sadakatle ve ülkemizin yararlari için çalismakla yükümlüdür.

    4. MASONIK SIR VE DAYANISMA

    Masonik sirlar, eski duvarci ustalarinin yapi sanatina dönük bilgileri idi. Bugünün teknolojisinde, yapi sanati sir olmaktan çikmistir. Ancak ilkelerini efsaneler ve semboller araciligi ile anlatmaya çalisan Masonlukta; insan hayatinda siki agizliligin önemini vurgulamak ve kurucularimiz dedigimiz duvarci ustalarinin anisini yasatmak için bazi kelime ve isaretlerden olusan sembolik bir sir kavrami vardir.

    Masonik dayanisma ise, ögrenim çaginda ayni okuldan, askerlikte ayni devreden, sporda ayni kulüpten olan insanlar arasindaki arkadaslik ve dayanismadan farkli degildir.

    5. SIYONIZM YAKISTIRMASI

    Masonluk politikayla ugrasmadigi gibi, ne Siyonizmle ne de herhangi bir siyasi akimla ilgisi yoktur. Kaldi ki, Yahudi olmayanlari bünyesine almayan Siyonizm, 1897'de Filistin'de düzenledigi kongre ile dünyanin dikkatini çekmis, 1948'de Israil Devletinin kurulusu ile hedefine ulasmistir.

    Masonlugun kökleri ise 900-1000 yillarindan bu yana yapi sanati ile ugrasan duvarci ustalarina kadar uzanmaktadir. Ilkeleri de Siyonizmin sesini duyurmasindan çok önce: 1717'de kaleme alinmistir. Görülecegi gibi zaman tüneli içinde bile Siyonizmle Masonluk yan yana degildir.

    6. "TOPLUMA NE KATKINIZ VAR?" SUALI

    Masonlar agirlikli olarak egitim alaninda topluma katkida bulunmaya çalisirlar. Kardeslerimizin veya Localarimizin okuttugu bir çok ögrenci ve yaptirdiklari okullar vardir. Kizilay, (LINK008)Çocuk Esirgeme Kurumu, Veremle Savas, Yesilay, Cüzamla Savas, Kanserle Savas, Kalp Vakfi, Sev Vakfi, Insanlik Vakfi, Ankara Trafik Hastanesi gibi kamu yararina çalisan kuruluslarin temelinde halen yöneticileri arasinda da kardeslerimiz veya eslerimiz bulunmaktadir. Ve bu hizmetler yapilirken sag elin verdigini sol elin bilmemesine özen gösterilir. Büyük Locamiz da olanaklari ölçüsünde maddi durumu bozuk ama erdemli ve basarili gençlere karsiliksiz üniversite bursu vermekte; dogal felaketlere, saglik hizmetlerine, Milli Savunmamiza dönük Vakiflara, sehit ailelerine, soykirimina ugrayanlara yardim elini uzatmaya ve yurdumuzu agaçlandirma kampanyalarina katilmaya çalismaktadir. Ancak bizim için en önemlisi; Masonik ilkelerin dogrultusunda her gün biraz daha iyi insan olma çabamizin karanlikta kalan insanlar için bir isik olabilecegi umududur.

    7. HUKUK VE AHLAK KURALLARINA TERS DÜSEN KISILER MASON OLABILIR MI?

    Temel prensiplerimiz uyarinca, Hür Masonluk ahlâk saglamliligini sart kosar. Arasina alacagi kisiler için bu niteligi en basta gelen ilke olarak kabul eder. Erdemli olmayan kimselerin aramiza girmemelerine özen gösterilir. Bütün dikkatimize ragmen sizmalar olursa, bunlarin Türk adaleti karsisinda yüz kizartici suçlardan mahkumiyetlerinin kesinlesmesi halinde tüzüklerimiz uyarinca derhal kayitlari silinir.

    8. TARIH BOYUNCA MASONLUGU KÖTÜLEMEYE ÇALISANLAR KIMLERDIR?

    Masonluga gönül verenler dünyanin her tarafinda barisin, özgürlügün, insan haklarinin, demokrasinin ve lâik düzenin savunucusu olduklari için; bu kavramlarin karsisinda yer alan diktatörler, Naziler, fasistler ve komünistler ve her inançtan bagnaz dinciler ve inançsizlar Hür Masonluga karsi daima cephe almislardir.

    9. ASILSIZ SUÇLAMALAR KARSISINDA HUKUKI DURUMUMUZ

    Lâik Cumhuriyetimizin Dernekler Kanunu'na göre kurulmus ve üyeleri saygin kisilerden olusan Mason Dernegimiz ve Masonluk hakkinda, Türk kamu oyunda yanlis ve kötü bir imaj yaratmaya çalisan gerçek ve tüzel kisiler hakkinda yasal haklarimiz oldugunu çok iyi bilmemize ragmen, görüsleri farkli da olsa insanlarin kardesçe yasamalari gerektigine inandigimiz için simdilik hukuki yollara basvurmuyoruz.

    10. SON SÖZ VE ÜNLÜ TÜRK MASONLARINDAN BIR KAÇI

    Masonlugu bir suç gibi göstermeye ve kötülemeye çalisanlari yakin geçmisimize bakmaya davet ediyoruz. Büyük Devlet adamlarimiz Keçecizade Fuat Pasa, Ali Pasa, Mithat Pasa, Ahmet Vefik Pasa Sadrâzam Kardeslerimizin, Plevne Kahramani Gazi Osman Pasa Kardesimizin, (LINK008)Çocuk Esirgeme Kurumu'nün kurucusu Tip Profesörü Besim Ömer Pasa Kardesimizin; ünlü sair ve yazarlarimizdan Namik Kemâl, Ziya Pasa, Sinasi, Mehmet Emin Yurdakul, (LINK002)Ziya Gökalp ve Ömer Riza Dogrul Kardeslerimizin; degerli Seyhülislâm Hayri Efendi ve Musa Kâzim Efendi Kardeslerimizin ülkemize, insanliga ve Masonluga hizmet etmis, serefli ve seçkin kardeslerimizden bir kaçi olmalari karsisinda Masonluk suç mudur? Fazilet midir? kararini vermeleri için onlari vicdanlari ile bas basa birakiyoruz.

    Ve son olarak, bugün aramizda bulunan pek çok kardesimizi, bizden sonraki kusaklarin ülkemize ve insanliga hizmet etmis kisiler arasinda sevgiyle, saygiyla anacaklarini söylemek istiyoruz.

    Evrenin Ulu Yaradani ülkemizden barisi, özgürlügü aydinlik günlerde kardesçe ve insanca yasamayi eksik etmesin.

    Hür ve Kabul Edilmis Masonlar
    Büyük Locasi Dernegi
  • Milliyet Gazetesi'nde yayinlanan dis âleme yönelik Büyük Üstat Mesaji'nin basindaki yankilari

    "MASON RESMI" FOTOMONTAJ ÇIKTI
    Hakan SANLITÜRK - ANKARA
    17 Ocak 1996, Milliyet

    ANAP Genel baskani Mesut Yilmaz'in gazetelerde yayinlanan ve Mason oldugunu gösterdigi öne sürülen resminin fotomontaj oldugu ortaya çikti. Yilmaz'in avukati Erden Arisoy, Mason iddialarinin gerçekdisi oldugunu, Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi'ndan gazetelerde yayinlanan fotograflarin aslini alarak ortaya çikardi. 24 Aralik seçimleri öncesi Sabah, Takvim, Ates ve Milli Gazete'de Mesut Yilmaz'in Mason oldugu yönündeki haber ve resimler yayinlanmis, iddialarin özellikle ANAP'a muhalefet eden gazetelerde yeniden gündeme getirilmesine sert tepki gösteren Yilmaz, hesap soracagini belirtmisti.

    Yilmaz'in "Mahkemede hesap soralim" talimatini verdigi avukati Erden Arisoy, öncelikle Sabah, Ates, Takvim ve Milli Gazete aleyhine "Gerçek olmayan, kamuoyunu yaniltan, güncelligini kaybetmis, seçim yasaklarini ihlal eden yayinlar kisilik haklarina saldiridir" saviyla Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde toplam 31 milyar liralik dava açti. Daha sonra, gazetelerde çikan resmin asilsiz oldugunu ortaya çikarmak için harekete geçen Arisoy, bu amaçla Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi'ndan fotografin aslini istedi. Loca'nin verdigi asil fotografta Yilmaz'in bulunmadigi görüldü. Loca'dan Genel sekreter Oryal Güventürk ve Genel Baskan Can Arpaç imzasiyla gönderilen 12.1.1996 tarihli yazida, "Belirtilen davaci A. Mesut Yilmaz'in Çankaya veya baska bir locada halen üye olmadigi gibi dernegimizin kayitlarinin tetkikinde, hiçbir zaman dernegimize üye olmadi" ifadeleri yer aldi.

    MASONLAR KENDILERINI ANLATMA GEREGI DUYDU
    17 Ocak 1996, Yeni Yüzyil

    Ankara - Merkezi Istanbul'da bulunan Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi, dün bir gazete ilani vererek masonlugu tanitti. Milliyet gazetesine verilen ilanda, masonlugun, siyonizm ya da baska bir siyasi akimla ilgisi bulunmadigi kaydedildi.

    Özellikle bazi çevrelerin, bir siyasi parti baskaninin mason oldugu yolunda iddialar ortaya attigi belirtilen ilanda, bu çevreler tarafindan masonlugun adeta bir "hakaret" gibi ele alindigina isaret edildi. "Bu nedenle, kurulusumuzdan bu yana geçen 300 yil boyunca siyasetle ugrasmayan ve insanlarin dini inançlarina saygi duyan masonlugun ne olup olmadigini bir kez daha anlatmak geregi duyulmustur" dendi.

    Masonlugun amaci ve gizlilik konusunun degerlendirildigi ilan metninde, masonlarin amacinin, bütün insanlar arasinda dostluk ve sevgi baglarinin güçlenmesi oldugu kaydedildi.

    Masonlugun gizliliginin korkudan degil, kendini bilme ve alçakgönüllülükten kaynaklandigina isaret edilen ilanda, mason lokallerinin adreslerinin belli oldugu ve kapilarinda isimlerinin yazildigi belirtildi. Bunlarin bütün kayitlarinin devlet denetimine açik oldugu bildirilen ilanda, masonlarin bütün dinlere saygi duydugu, insan haklari ve barisin savunucusu olduklari için bu inanç karsisinda olanlarin masonluga cephe aldiklari öne sürüldü. Masonlugun, ne siyonizm, ne de baska bir siyasi akimla ilgisi bulunduguna isaret edilen ilanda, masonluk ilkelerinin, siyonizmin sesinin duyulmasindan çok önce kaleme alindigi belirtildi.

    Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Locasi'nin Dernekler Kanunu'na göre kuruldugu kaydedilen ilanda, "Mason Dernegimiz ve Masonluk hakkinda Türk kamuoyunda yanlis ve kötü bir imaj yaratmaya çalisan gerçek ve tüzel kisiler hakkinda yasal haklarimiz oldugunu çok iyi bilmemize ragmen, görüsleri farkli da olsa, insanlarin kardesçe yasamalarina inandigimiz için, simdilik hukuki yollara basvurmuyoruz" dendi.

    Ünlü masonlarin birkaçi
    Ilanda, "Son söz ve ünlü Türk masonlarindan birkaçi" basligi altinda da, büyük devlet adamlarindan Keçecizade Fuat Pasa, Âli Pasa, Mithat Pasa, Ahmet Vefik Pasa, Plevne Kahramani Gazi Osman Pasa, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucusu Tip Profesörü Besim Ömer Pasa, ünlü sair ve yazarlardan Nâmik Kemal, Ziya Pasa, Sinasi, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve Ömer Riza Dogrul, seyhülislamlar Hayri Efendi ve Musa Kazim Efendi'nin insanliga ve Masonluga hizmet ettikleri kaydedildi. (aa)

    MASONLAR GÜN ISIGINDA
    17 Ocak 1996, Türkiye

    Ankara - Merkezi Istanbul'da bulunan "Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi", dün bir gazete ilani vererek, "Masonlugu" tanitti. Ilanda, masonlugun, siyonizm ya da baska bir siyasi akimla ilgili bulunmadigi kaydedildi. Özellikle bazi çevrelerin, bir siyasi parti baskaninin mason oldugu yolunda iddialar ortaya arttigi belirtilen ilanda, bu çevreler tarafindan masonlugun adeta bir "hakaret" gibi ele alindigina isaret edildi. Ilanda, "Kurulusumuzdan bu yana geçen 300 yil boyunca siyasetle ugrasmayan ve insanlarin dini inançlarina saygi duyan masonlugun ne olup olmadigini bir defa daha anlatmak geregi duyulmustur" denildi.

    "Devlet denetimine açigiz"
    Masonlugun amaci ve gizlilik konusunun degerlendirildigi ilan metninde, Masonlarin amacinin, bütün insanlar arasinda dostluk ve sevgi baglarinin güçlenmesi oldugu kaydedildi. Masonlugun gizliliginin korkudan degil, kendini bilme ve alçak gönüllülükten kaynaklandigina isaret edilen ilanda, mason lokallerinin adreslerinin belli oldugu ve kapilarinda isimlerinin yazildigi belirtildi. Bunlarin bütün kayitlarinin devlet denetimine açik oldugu bildirilen ilanda, Masonlarin bütün dinlere saygi duydugu insan haklari ve barisin savunucusu olduklari için bu inanç karsisinda olanlarin Masonluga cephe aldiklari öne sürüldü.

    Masonlugun, ne siyonizm, ne de baska bir siyasi akimla ilgisi bulunduguna isaret edilen ilanda, Masonluk ilkelerinin, siyonizmin sesinin duyulmasindan çok önce kaleme alindigi belirtildi.

    "Hukuki yola basvurmuyoruz"
    Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Locasi"nin Dernekler Kanunu'na göre kuruldugu kaydedilen ilanda, "Mason dernegimiz ve Masonluk hakkinda Türk kamuoyunda yanlis ve kötü bir imaj vermeye çalisan gerçek ve tüzel kisiler hakkinda yasal haklarimiz oldugunu çok iyi bilmemize ragmen, görüsleri farkli da olsa, insanlarin kardesçe yasamalarina inandigimiz için, simdilik hukuki yollara basvurmuyoruz" denildi.

    "Ünlü Türk Masonlari"
    Ilanda, "Son söz ve ünlü Türk masonlarindan birkaçi" basligi altinda da, büyük devlet adamlarindan Keçecizade Fuat Pasa, Âli Pasa, Mithat Pasa, Ahmet Vefik Pasa, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucusu Tip Profesörü Besim Ömer Pasa, ünlü sair ve yazarlardan Nâmik Kemal, Ziya Pasa, Sinasi, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökâlp ve Ömer Riza Dogrul, seyhülislam Hayri Efendi ve Musa Kazim Efendi'nin insanliga ve Masonluga hizmet ettikleri kaydedildi.

    HOSGÖRÜ VE MASONLUK
    Nail GÜRELI
    19 Ocak 1996, Milliyet

    Basinda simdiye kadar görülmemis bir ilan sali günü Milliyet'te yayinlandi. Türk Masonlugu ilk kez kendini kendi agzindan tanitma yoluna gidiyordu. O Türk Masonlugu ki, simdiye kadar her türlü suçlamaya karsi sessiz kalmisti. Bu sessiz kalis, yeni suçlamalara yol açsa da yine ses vermemeye özen göstermisti. Ama son bir iki yildir, Türk Masonlarinin kendilerini tanitma yolunda bazi arayislar içinde oldugu hissediliyordu. Örnegin, üniversite ögrencilerine verdikleri burslar hakkinda haberler yayinlaniyor, genel kurul denilebilecek toplantilari kismen basina açiliyor, heyet halinde Anitkabir'i ziyaret ediyorlar, dogal afetlerde açilan yardim kampanyalarina Mason Dernegi adiyla katiliyorlardi.

    Ilk kez yayinlanan "tanitim" ilanina ise, son genel seçim öncesinde ANAP lideri Mesut Yilmaz'a yöneltilen "Mason" suçlamasinin neden oldugu anlasiliyor. Elbet ilanda Yilmaz'in adi anilmiyor ve ilanin bu amaçla verilmedigi de belirtiliyor. Masonlar, konunun "bir Masonluk suçlamasi biçiminde ve adeta bir hakaret gibi" ele alinmasina karsi çikiyorlardi.

    Masonlarin, kamuoyuna birinci agizdan kendilerini tanitici bilgi vermeleri, bizce yararli bir açilim sayilabilir. Yine fanatik ve bagnaz karsitlar, Masonluk aleyhinde akillarina geleni söyleyecekler, Mason sözcügünü bir suçlama araci olarak kullanmayi sürdüreceklerdir. Ama, Masonlugun kapaliligini, gizlilik olarak gösterip, bu tarafini elestiren ve bilgi vermedikleri için her türlü suçlamayi hak ettigini sananlarin elinden bu silahlari alinmis olmaktadir. Çünkü, Masonlar amaçlarini ve ne olup ne olmadiklarini resmen açikliyorlar.

    Biz bu açiklamalar arasinda bir noktanin altini çizmek istiyoruz. Söz konusu ilanin bir yerinde "Evrenin Ulu Yaradani dedigimiz Yüce Allah'a inanmayanlar aramiza giremezler. Kardeslerimiz dini inançlarinda ve ibadetlerinde serbesttirler" deniliyor.

    Bu durumda, yillar yili hemen her vesileyle Masonlara yöneltilen "dinsiz" suçlamasi boslukta kaliyor. Elbet yine bu "resmi" açiklamalari görmezden gelip, Masonluga suçlamalar yöneltecek, bazi kisileri karalama sifati olarak "Mason" sözcügünü kullanacak pesin hükümlüler ve maksatlilar çikacaktir. Ugur Mumcu'nun deyisiyle "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar" ortadan kalkmayacaktir.

    Biz bu durumda, büyük gösterilerle "hosgörü" kampanyalari açanlarin düsüncelerini ve tavirlarini merak ediyoruz. Kemalistlerle Islâmci kesimin hosgörü içinde bir arada yasamasini isteyenler, hosgörü adina ellerini birbirlerine kenetleyenler acaba Masonluga karsi da hosgörü hakki taniyorlar mi? Masonluga hosgörüyle mi, düsmanlikla mi bakiyorlar? Eger hosgörüyle bakiyorlarsa, her iki kesimden de zaman zaman Masonluga sablon halinde, hosgörüden ve bilgiden yoksun olarak yapilan suçlamalar necilik oluyor? Mason sözcügünü bir hakaret bir suçlama olarak kullanmak niye?

    Bakalim bundan sonra hosgörü ve sevgi havarilerinin tavri ne olacak?

    HAKARET
    TURNIKE, Semih GÜNVER, Em. Büyükelçi
    22 Ocak 1996, Cumhuriyet

    Mesut Yilmaz, Refah Partisi'nin gerçeklere uygun olmayarak kendisinin Mason oldugunu iddia etmis oldugunu ve böylece hakarete ugradigini açiklamis ve Necmettin Erbakan kamuoyu önünde bu hatasini itiraf ederek özür dilemedikçe Refah lideri ile müzakere masasina oturmayacagini açiklamisti. Bu garip görünen alinganlik karsisinda hayrete düsmüstüm. Sahsen ne Masonum, ne Lionum, ne Rotarienim. Bu Derneklere karsi herhangi bir önyargim da yok. Siyasi partilerle üyelik iliskim olmadi. Hiçbir partinin taraftari veya düsmani degilim. Özgürlügü seviyorum. Yarim asra yakin memuriyet hayatinin disiplinini yasadiktan sonra emeklilikle nihayet özgürlügüme kavustugumu saniyorum. Ve bu konuda ödün vermeye niyetli degilim.

    Bu nedenle düsüncelerimi rahatlikla yaziyorum. Refahlilarin herhangi bir vatandasimizi Mason olmakla suçlayip hor görmelerine haklari yoktur.

    Masonlar, Lionlar ve Rotarienler arasinda pek çok dostum var. Toplantilarina ara sira beni de davet ederler. Birlikte yenilen ögle yemeklerinden sonra üyelere eski anilarimi ve mesleki görüslerimi anlatma firsatini bulurum. Bu topluluklara üye olabilmek için ilk aranilan sart ahlak ve fazilet sahibi olmaktir. Bu kuruluslar siyaset yapmazlar, din istismarindan kesinlikle uzak kalirlar. Yardimlasma esas gayelerinden birisidir. Alçakgönüllüdürler. Yaptiklari ile övünmezler. Gizlilik tevazularinin ifadesidir.

    "Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Loca Dernegi"nin Milliyet gazetesinde çikan son ilanini dikkatle okudum. Dogrulari anlatiyorlardi. Fakat bence buna o kadar da lüzum yoktu.

    Mesut Yilmaz olayinda Refahlilar haksizlik etmislerdir. Kendilerini anlayisla karsilamak olanaksizdir. Mesut Yilmaz da Mason oldugu iddiasinin bir hakaret oldugunu ileri sürmekle aceleci davranmistir. Masonsunuz veya degilsiniz. Bu kimseyi ilgilendiremez. Kaldi ki birakiniz, tarihimizde mason olan büyük devlet adamlarimizi, bugün de her meslekten pek çok insan, siyasetçi, sanatkâr, kanunlarimiza uygun sekilde kurulmus olan ve çalismalarini sürdüren bu Derneklerin serefli üyeleridir. TBMM'nin üyesi millet vekillerimizin arasinda da mason olan önemli kisiler mevcuttur. Mesut Yilmaz Masonlugu hakaret telâkki etmekle istemeyerek siyaset alaninda pek çok arkadasini kirmaktadir.

    Son iki Erbakan-Mesut Yilmaz konusmalarinda bu konunun da daha gerçekçi bir yaklasimla ele alinmis görünmesi, firtinanin dindiginin bir isareti gibidir. Biz de simdilik bu kadarla yetinelim.

    GAZETE ILANIYLA MASONLUK TANIMI
    17 Ocak 1996, Siyah Beyaz

    Haber Merkezi - Merkezi Istanbul'da bulunan Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi, bir gazete ilani vererek, "Masonlugu" tanitti. Ilanda, masonlugun, siyonizm ya da baska bir siyasi akimla ilgisi bulunmadigi kaydedildi. Özellikle bazi çevrelerin, bir siyasi parti baskaninin Mason oldugu yolunda iddialar ortaya attigi belirtilen ilanda, bu çevreler tarafindan masonlugun adeta bir "hakaret" gibi ele alindigina isaret edildi. Ilanda, "bu nedenle, kurulusumuzdan bu yana geçen 300 yil boyunca siyasetle ugrasmayan ve insanlarin dini inançlarina saygi duyan masonlugun ne olup olmadigini bir kez daha anlatmak geregi duyulmustur" denildi.

    Masonlugun amaci ve gizlilik konusunun degerlendirildigi ilan metninde, Masonlar'in amacinin, "Bütün insanlar arasinda dostluk ve sevgi baglarinin güçlenmesi" oldugu kaydedildi.

    Masonlugun gizliliginin korkudan degil, kendini bilme ve alçak gönüllülükten kaynaklandigina isaret edilen ilanda, Mason lokallerinin adreslerinin belli oldugu ve kapilarinda isimlerinin yazildigi belirtildi. Bunlarin bütün kayitlarinin devlet denetimine açik oldugu bildirilen ilanda, Masonlarin bütün dinlere saygi duydugu, insan haklari ve barisin savunucusu olduklari için bu inanç karsisinda olanlarin Masonluga cephe aldiklari öne sürüldü. Masonlugun, ne siyonizm, ne de baska bir siyasi" akimla ilgisi bulunmadiginin vurgulandigi ilanda, Masonluk ilkelerinin, siyonizmin sesinin duyulmasindan çok önce kaleme alindigi belirtildi.

    Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Locasi'nin Dernekler Kanunu'na göre kuruldugu kaydedilen ilanda, "Mason dernegimiz ve Masonluk hakkinda Türk kamuoyunda yanlis ve kötü bir imaj yaratmaya çalisan gerçek ve tüzel kisiler hakkinda yasal haklarimiz oldugunu çok iyi bilmemize ragmen, görüsleri farkli da olsa, insanlarin kardesçe yasamalarina inandigimiz için, simdilik hukuki yollara basvurmuyoruz" denildi. Ilanda, "Son söz ve ünlü Türk masonlarindan birkaçi" basligi altinda da, büyük devlet adamlarindan Keçecizade Fuat Pasa, Âli Pasa, Mithat Pasa, Ahmet Vefik Pasa, Plevne Kahramani Gazi Osman Pasa, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucusu Tip Profesörü Besim Ömer Pasa, ünlü sair ve yazarlardan Namik Kemal, Ziya Pasa, Sinasi, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve Ömer Riza Dogrul, seyhülislam Hayri Efendi ve Musa Kazim Efendi'nin insanliga ve Masonluga hizmet ettikleri kaydedildi.

    MASON MESUT
    ÇIMDIK
    19 Ocak 1996, Kayseri Günlük

    RP Mesut YILMAZ'i, seçim meydanlarinda mason olmakla suçladi.

    Seçimlerden sonra da, Mesut YILMAZ, bu partiden, kendisine mason suçlamasi ile hakaret edildigi gerekçesi ile, hükümet kurma çalismalarina baslayabilmek için bu konuda özür dilenmesini istedi.

    Sonunda Erbakan Hoca Mesut'dan özür dilemedi ama, hükümet kurma çalismalarinda da görüsmeyi baslatti. Hani bir fikra vardir.

    Padisah, Incili Çavus'a "Öyle bir sey yap ki, özrün kabahatinden büyük olsun" demis. Bunun üzerine Incili Çavus, bir gün padisahla yolda giderken bir parmak atmis. Padisah hiddetlenerek "n'oluyor? diye sorunca Incili Çavus cevabi yapistirmis: "Özür dilerim Padisahim, hanim sultan sandimdi da...."

    Mason'lugun ilkelerini bilmeden, kendisine mason denilmesini hakaret sayan Mesut YILMAZ'in davranisi da ayni boyutta. Özrü, kabahatinden büyük...

    Yillardir mason cemiyetleri üzerine yazilmis çizilmistir.
    Hatta bu demek, dinsizler cemiyeti olarak gösterilmeye gayret edilmistir.

    Cumhurbaskani Süleyman Demirel'e Adalet Partisi genel baskani oldugu dönemlerde, belki de baski yapilarak, bu dernekten istifa etmesi saglanmistir. "Size dinsiz derler" denilerek, istifa ettirilmesi mümkündür. Ne var ki, masonlugun dinsizlikle bir ilgisi yoktur. Çünkü, bu dernege üye olabilmenin birinci sarti, Allah'in varligina ve birligine inanmaktir ve bu dernekte iki sey tartisilmaz.

    Birincisi din...
    Ikincisi, siyasi görüsler...

    Bu dernegin çatisi altinda, bu iki kavramin tartisilmasina ve hatta konusunun bile açilmasina izin verilmez. Her üye, dini ve siyasi görüslerinde serbesttir ve sadece bu çati altinda bu konulari açamaz ve tartisamaz. Temel amaci, önce insanin kendisini yüceltmesi ve birbirine karsi saygi ile ve sevgi ile davranmasidir. Yardimlasmadir. Toplumun çikarlari için çalismaktir. Bu çikarlar için çalisirken de, siyaset yapmamak ve dini istismar etmemek esastir.

    Bu dernegin geçmisinde çok büyük Islam âlimlerinin ve devlet adamlarinin oldugu bilinmektedir. Bu dernege üye olan insanlardan hiç birinin Türkiye'ye zarar verdigi görülmemistir. Her nedense, birileri, birilerini suçlarken illa ki "Mason" olmakla suçlayacak ve bundan bir çikar saglamaya çalisacak.

    Bunu ancak, RP gibi bir parti yapabilir, karsiliginda da bu dernegin yapisindan ve ilkelerinden habersiz olan Mesut Yilmaz çikar ve "Bana mason diyerek hareket ettiler..." diyebilir.

    REFAHLI MASON
    KULIS, Baha KIVANÇ
    25 Ocak 1996, Siyah Beyaz

    Kardesim Taha'nin yazacak konu bulamadigi zamanlarda sarildigi Masonlar konusu, ailemizin rezil olmadigi alan sayisini artirma icraatindan baska bir sey degil.

    Yavrum Taha, neye elini atsan, dökülüyor, yani rezil olmadigimiz bir Mason camiasi kalmisti, onlari da kendimize güldürdün ya, helal olsun sana.

    Simdi efendim, nereden geliyor bizim birader Taha'nin Mason düsmanligi, önce biraz onu açayim. Daha önce de size söz etmistim, ailemizin köklerini olusturanlarin büyük bir bölümü Ittihat Terakkici'dir. Bu cemiyetin hemen hemen bütün üyeleri gibi, bizim büyüklerimiz de Masondu. Bunda gizlenecek saklanacak bir sey görmüyorum.

    Ben sahsen mason degilim. Amma velakin su an ailemizin içinde de masonlar vardir, fakat ben bunlarin isimlerini kendi rizalari olmadan açiklamaya mezun degilim. Ancak kendileri isterlerse açiklayabilirler. Hepsi de dinine bagli Müslüman insanlardir.

    Taha ailemizin bu özelligini bilir ve aileyi her seyiyle reddedip inandigi her seye saldirdigi için bundan Masonlarin da paylarina düseni almasi kadar dogal bir sey olamaz.

    Taha, yazilarinda kulaktan dolma Masonluk bilgileri kullandigi için herkesi güldürür.

    Bildiginiz gibi Masonluk tamamen erkeklere özgü bir cemaattir. Ama, Taha'nin her konuda oldugu gibi, bu hususta da bilgileri sig ve kit oldugu için, bir yazisinda, kadin bir Mason buldugunu dahi yazabilmistir.

    Benim amonyakli sivi vim zekali kardesim Taha, Masonlarin dinsiz oldugunu zanneder, tabii bir insanda okuma aliskanligi yoksa, olacagi da budur. Ilhami Sosyal'in, "Dünyada ve Türkiye'de Masonluk ve Masonlar" kitabini okumus olsa, Masonlarin arasinda Seyhülislamlar bulundugunu ögrenirdi. Simdi yeniler bilmez, Seyhülislam yani o dönemde ülkenin en üst düzey din adami oluyor. Mesela Musa Kazim Efendi, Ürgüplü Hayri Bey, Mevlevi Seyhi Ataullah Efendi, Hoca Mahmut Esat Efendi ve daha niceleri. Görüldügü gibi Masonluk dinsizlik olsa, bu insanlarin ne isi var? Her neyse, Taha hoslanmadigi insanlara aklinca Mason diyerek küfür ettigini sanadursun, benim ona daha ilgi çekici önerilerim olacak.

    Yavrum Taha, tanimadigin, bilmedigin insanlarin Mason olup olmadigiyla ugrasacagina yakin çevrene söyle bir baksan. Etrafin Mason kayniyor çocugum.

    Mesela, 27 Ocak 1975 yilinda Istanbul'da kurulan Gün Locasi'na kayitli Basbakan'in esi Özer Uçuran Çiller'den sonraki sirada yaralan Celal Koru'nun, Zaman gazetesi Basyazari ve Ankara Temsilcisi Fehmi Koru ile bir akrabaligi var midir, yok mudur bir arastirsana. Hadi aslan evladim. Hazir elin degmisken Etiler Lion Klubü'nden Fikret Koru'nun da, Fehmi Koru ile bir yakinligi olup olmadigini sana zahmet bir arastir ve kösenden kamuoyuna duyur.

    Arastirmaya baslamisken Fehmi Koru'nun kayinpederi, Nurcularin önde gideni Süleyman Karagülle'nin de Mason Safa Karagülle ile bir yakinligi olup olmadigina da bir göz atsan, senden alasi olmaz, vallahi.

    Sana bu arastirmanda, Fetullah Gülen'in Yazarlar ve Gazeteciler Vakfi'nin Çiragan Sarayi'nda düzenlenen ödül törenini sunan ve elleriyle ödülleri dagitan Mim Kemal Öke yardimci olur. Belki bilmiyorsundur diye söyleyeyim, Öke'nin rahmetli babasi Türk Masonlarinin piriydi.

    Eger Öke sana yardimci olmazsa, Ilnur Çevik'i ara. Fehmi Koru'nun hiç yanindan ayirmadigi, içtikleri suyun ayri gitmedigi, birlikte televizyon programlari yaptiklari Ilnur Çevik'in babasi ve Turkish Daily News gazetesinin sahibi Ilhan Çevik hayatta olup, Ankara Vadisi'nin bayagi aktif bir Mason biraderdir. Söyle Ilnur'a, bütün bunlari babasina sorsun.

    Simdi sayin okuyucularim, bu dini bütün havalarda dolasan ve sadece kendilerinin Müslüman oldugunu sananlarin hepsi, güya Mason düsmanidirlar. Ama Masonlari dizlerinin dibinden ayirmaz, Masonlarin dizlerinin dibinden de ayrilmazlar. Yavrum Taha, Refah Partisi Genel Baskani Necmettin Erbakan'in Masonlarla ilgisini niye yazmiyorsun? (Hadi yorulma kerata, bilgiler benden, yazmasi senden olsun bu seferlik)

    10 Ocak 1967, Çinar Otel'de Necmettin -Nermin çifti evleniyor.
    Nikah sahitleri Prof. Bedri Karafakioglu, 33. dereceden Mason, iyi mi?

    Hadi bunu bos verin, ANAP lideri Mesut Yilmaz'i Masonlukla suçlayan, Erbakan 1,5 saat elele yemek yedigi, bizzat kendi emriyle partiye üye yaptigi ve sonra da basin toplantisinda yanina oturttugu Mason biraderini unutmus görünüyor.

    Sayin Erbakan, hani Sevket Kazan ve Fehim Adak'in partiye getirdikleri Mason birader.
    Tabii aradan 1,5 yil geçince unuttu zahir, ben hemen kendisine animsatayim.
    Sayin Erbakan, Tunceli Hozat'tan belediye Baskani adayiniz Settar Dinler RP Çankaya Ilçe örgütü üyesi bu esmer delikanli ayni zamanda 25 Aralik 1955 tarihinde kurulan Ankara Vadisi, Dikmen Locasi'nin 203 no'lu Mason biraderi. Su an 3. derecede bulunan Settar, AB Rh + kanina kadar Mason birader.

    Nasil ama?

    Evet Tahacigim, hadi simdi tüm seyircilerin gözü sendeyken, bütün bunlarin ne anlama geldigini bir yorumla da, görsünler bakalim o güvercin takla atma yetenegini?
    DEVAMI (sayfa 3)

    HOME - Turkish Masons Worldwide - Turk Masonlar - Site Giris