Sembolleri, manevî olan seyleri algilanabilir biçime getirmek ve yasami
anlamli bir biçimde göstermek için bir araç diye açiklamak mümkündür. Bu
çok genis yorumlanmis kavram içinde sembollerin iki özelligi yatmaktadir.
Sembol, soyut düsüncelere herkesin anlayacagi bir biçim verebilir. Öte yandan
somut nesneleri manevî alana çikarabilir. Sanat, örnegin inanci, sevgiyi
ve umudu; haç, yürek ve gemi çapasi sembolleriyle gösterebilir. Öte yandan
tüm devlet düzenini özel biçimde renklendirilmis ve üzerine özel desenler
çizilmis bir parça bez ile sembolize etmekteyiz. Bayrak, sancak dedigimiz
bu bez direge çekilirken, ya da geçit resimlerinde önümüzden geçilirken
durmamiz, hatta ugrunda ölmemiz bize küçüklügümüzden beri söylenmis, bunun
sembolik anlami bize anlatilmaya çalisilmistir. Yemin ettigimiz zaman bir
elimizi kaldiririz. Oysa bu davranis sirasinda, eger yeminimizi bozarsak
Tanri'nin öcalici gücünü çagiracagimizi sembolik olarak canlandirdigimizin
farkinda bile degilizdir. Bizden çok önce yasamis kusaklarin yasam tecrübelerini
ve bilgece görüslerini sembolik sözler, atasözleri yoluyla gündelik yasamimizda
sürdürmekteyiz.
"Sembollerin Tarihi" adli eserin yazari Max Schlesinger sembolik gereksinmelerin
sonsuza dek varolacagini su sözcüklerle belirtiyor: "Tarih bize sembollere
olan istegin daha fazla ya da daha az oldugu zamanlarin varligini göstermekte.
Günümüz kültürlerinde semboller gücünden epey sey yitirmislerdir. Ancak
bunlarin bir takim kökleri hâlâ ayaktadir. Gündelik yasam bile yeni yeni
semboller yaratmaktadir. Krallarin tacini ayaklar altinda çigneyen halk
yeni bayraklar dalgalandirmaktadir. Bütün sembollerin günün birinde yerini
aydinlanmis bir mantigia biraktiklarini düsünsek bile, iste özellikle o
zaman, insan dogaüstü düzeye kaçmakta, gerçeklerin ve bilimin kendisine
veremeyecegi mutluluklari arayip, bulup, tatmaktadir. Iste bunlar da sembollerle
olmaktadir."
Çaglar arasinda saglam bir köprü
Sembollerin en belirgin özelligi, topluluk duygusunu yüceltmeleridir. Semboller,
çaglar ile insanlar arasinda köprüler kurar. Friedrich Albert Lange'nin
dedigi gibi, semboller, "insanin vazgeçemeyecegi gerçegin tamamlayicisidir."
Günümüzde Masonlarin çalistiklari semboller bilinçli olarak yaratilmistir.
Sayilari, Masonluk sistemine göre degisir, fakat genellikle çok fazladir.
Masonluk tarihi içinde bazi semboller zamanla kaybolmustur ve tarihsel arastirmalarla
yeniden ortaya çikarilmaktadir. Yeni semboller ise zaman zaman ritüellere
eklenmektedir. Ancak Masonlukta hiç degismeyen semboller Süleyman Tapinagi
üzerine olanlaridir.
Masonlukta semboller
Spekülatif Masonlugun baslarindaki sembolizma karmasasi geçtikten sonra
geriye herkesin anlayabilecegi, kolay kavranabilir semboller kalmistir.
Bir yapida malzeme, avadanliklar ve yapiyi gerçeklestiren güçler bulundugu
düsünülürse, Masonlugun sembolleri de son derece açik ve seçik bir görünüse
bürünmektedir. Masonik bir sembol üzerinde düsündügümüzde aklimiza birçok
sey gelir, ama bu düsüncelerimiz hep bir yönde olmaktadir. Bir loca çalismasinda
sembollere bol bol degilinir, sözlü ya da yazili olarak yapilan sembolik
açiklamalar ise genellikle hep ayni temanin birbirinden pek farkli olmayan
çesitlemeleridir. Isterse ritüelin türlü yerlerinde su ya da bu sözcüklerle
renklendirilsin, sembollerin kendileri degismez.
Masonik çalisma, Masonun kendi kendisi üzerinde yorucu ve sabirla yürütmesi
gereken bir çabadir. Mason ham tasi, yani kendisini yontarak küp tas haline,
yani gerçek bir Mason haline getirmek zorundadir. Ham tasi yontma sembolü
ayni zamanda Süleyman Tapinaginin, dünyanin ilk tas yapisinin insasini hatirlatir.
Bir grup çalismasinin ürünüdür ayni zamanda Süleyman Tapinagi. Böylece "ham
tas" demek bile tek tek Masonlara, kendilerine, yakinlarina ve topluluga
olan görevlerini bir anda hatirlayabilmeye yeterlidir. Salt sembol olarak
kalmayan, sembolik bir eylem olarak da görülen "kardeslik zinciri" sadece
birbirinin esi özelliklere sahip halkalarin birbirleriyle olan iliskisini
gözler önüne sermekle kalmaz, bu zincirin içinde ayni görüs ve düsünüs biçiminin
hiç bir kopukluk olmadan halkadan halkaya geçtigini de hatirlatir. Bunun
için de sadece halkayi meydana getiren topluluk üyelerinin varliklarini
degil, ayni zamanda bu zincirin halkalari olan Masonlarin arasinda hiç bozulmamasi
gereken bir uyumun da bulunmasini öngörür.
Gönye ve Pergel sembolü
Genellikle Mason olmayanlarin da Masonlugun simgesi olarak bildikleri gönye
ve pergel çok eski kaynaklara kadar gider. Bu birbiri üzerine yerlestirilen
avadanliklar sadece duvarcilarin isaretleri degil, ayni zamanda en eski
misterlerde bile bulunan ve çok yaygin sembollerdi. Örnegin Dürer'in Melankoli
adli tablosunda da bu sembolleri görmekteyiz. Bugüne kadar açiklamasi yapilmayan
bu tablodaki gönye ve pergel sembolünün çok eski zamanlardan gelen bir gelenegin
devami oldugu kuskusuz.
Tekris töreni de bir sembol
Sembolik davranislar bir yandan tanisma isareti olarak önemlidir. Öte yandan
ise bunlar inisiyasyonu, yani eristirmeyi gerçeklestirirler. Ister en ilkel
toplumlarda bir gencin yetiskinler arasina alinma, eristirme töreni olsun,
isterse Masonluk gibi yüce düsünüslerin isigi altinda kurulmus bir topluluga
alinma (tekris) sirasinda olsun, bu davranislarin anlami genellikle aynidir.
Yeni topluluga alinma, daha yüksek bir düzeye çikarilma olarak görüldügüne
göre, bu bir arindirma, ya da yeniden hayata döndürme, uyandirma seremonisi
olarak kabul edilmektedir. Eristirme seremonileri arasindaki benzerlikler
insani çesitli kültler arasinda yakin baglar bulundugu görüsüne yöneltebilir.
Hatta bu nedenle bir çiragin bütün Masonik yasami boyunca yanlis düsünceler
içinde kalabildigi görülmektedir. Biçimsel benzerlikler her zaman organik
bir iliskinin varligini yansitmayabilir. Bu bakimdan salt biçimsel benzerliklere
bakarak Masonluk ile benzer sembollere sahip baska topluluklar arasinda
akrabalik baglari aramak hatali bir davranis olur.
Semboller Masonlugun özellikle iç yapisi için çok önemlidir. Dünyanin neresinde
olursa olsun, hangi Masonik rite mensup olursa olsun, her Mason ,insanlik
mabedinin yapimi konusunda ayni seyi düsünmekte, bundan ayni seyi anlamaktadir.
Ayni dogrultuda düsünmeyi asilar
Semboller Masonluk gibi, ayni amaca yönelik çok sayida kisiden olusan topluluklar
için vazgeçilmez bir sey olan, ayni biçimde düsünmeyi de asilar. Salt mantiksal
açidan baktigimizda semboller gayeye ulasmak için çok gerekli bir araçtir.
En ilkel meyhane arkadasliginda bile zamanla bu grubu birarada tutan bazi
ortak aliskanliklar belirir. Günümüzde milyonlarca insani ayni çati altinda,
ayni ülkü ugruna toplayan Masonluk sembolsüz olamaz. Eger Masonlukta semboller
ortadan kalkarsa, üç asirdir ayakta duran bu yüce kurulusun çökmesi isten
bile degildir.
Ritüellerle kaynasmis olan sembollerin tek tek kisilere neler söyleyebildigi
ancak bir ölçüde açiklanabilir. Bu etkinin derinligine bir etki oldugu,
Masonik törenlerin genellikle dinsel kutsama törenleri ile karistirilmasindan
bell olmaktadir. Törenlerde söylenen sözlerin, müzigin, toplantilarin ciddî
havasinin bazi kisilere dinsel törenleri animsatmasi dogaldir. "Eski Yükümler"de
bütün iyi ve ahlâkli kisilerin üzerinde görüs birligine vardiklari bir dinden
söz edilse bile, bu Masonlugun dinsel bir kurulus oldugu anlamina gelmez.
Çünkü I"nsanlik Mabedi" sembolü, daha iyi bir öbür dünyanin simgesi degildir.
Bu, üzerinde insanlarin yasadiklari dünyada Masonlari çalismaya çagirir.
Günümüz Masonlari için semboller, binlerce yildir söylene söylene belki
de bikkinlik getirmis olan ahlâk yasalarina dayanir ve ahlâkli biçimde davranmayi
telkin eder. Ancak dis dünyada geçirdigimiz her gün, bizim bu ahlâkli bir
dünya özlememizin gerçeklesmesi için ne kadar yol katetmemizin gerekli oldugunu
göstermektedir. Mason için gaye sadece ahlâk yasalarini bilmek ve ögrenmek
degil, bunu, yüce mesleginin amacina ulasmasi için, her firsatta uygulamaktir.
Yalniz
Erkekler Için
Localar
Genel Tüzügümüzün 59. Maddesi, "Masonluga yalniz, medeni haklara sahip, yirmibir
yasini doldurmus, hür, iyi ahlâkli, namuslu, serefli ve aydin erkekler kabul
edilebilir. Bu niteliklerden herhangi birisini kaybedenler Masonluktan çikarilirlar."
demektedir.
Anglosaksonlarin "Bir Büyük Locayi tanimaya iliskin temel ilkelerinin" 4. maddesine
göre "Büyük Locanin ve Locanin üyeleri yalniz erkeklerden meydana gelecektir".
1723 Anderson Anayasasinin Hür Masonun yükümlülükleriyle ilgili III. Bölümünün
son paragrafinda da "Bir Loca'ya üye olarak alinacak kimselerin, iyi ve dogru
erkekler, hür dogmus, ergin yasta ve sir saklayabilir olmalari, köle, kadin,
ahlâksiz ve saibeli erkekler olmamalari, fakat iyi söhret sahibi olmalari gerekir"
denmistir.
Böyle olmasina ragmen, erkek Localarinda kadinlar da tekris edilmistir. Belki
hepsi belgeli degildir, tersimatlara girmemistir ama, hikâyeleri anlatila anlatila
günümüze kadar gelmistir.
Paris'te Portsmouth Düsesinin malikânesinde toplanan bir Loca vardir, 1735'te
Düsesin Aubigny'deki satosuna naklolmustur. Locayi Düses himaye etmektedir.
Acaba tekris edilmis midir, bilinmiyor.
Delikten herseyi seyreder
1710'da Cork'da bir tekris yapilmistir. Doneraile Vikontunun Loca toplantilarini
düzenledigi salonun yan duvari deliktir. Locanin bir toplantisi sirasinda yan
odadaki kitaplikta uyumakta olan Vikontun kizkardesi Elizabeth St. Leger birdenbire
uyanir. Belki kötü bir niyeti de yoktur ama, oturur delikten seyreder. Seyreder
ama, Gözcü'ye yakalanir. Bunun üzerine ve agabeyinin de israriyla hemen kendisini
tekris ederler. Anlatilanlara göre, bir daha toplantiya katilmamistir ama, hayati
Masonlarin arasinda geçmistir.
Bunun gibi daha birçok hikâye var. 1779'da oldugu tahmin ediliyor. Dorset'te
bir evde Locanin toplandigi odadaki duvar saatinin dolabinin içinde bir kadin
yakalamislar, onu da hemen orada Mason yapmislar.
1170 yilinda 120 No.lu Paladian Locasi'na Havard isimli bir hanimin fahri üye
olmasi önerilmis, kabul edilmesi üzerine hanim tekris edilmis.
Gene Iskoçya'ya bagli Melrose Locasina Masonluga ait çok sey bildigi için bir
hanimin alindigi söyleniyor.
Köpek dolapta yakaladi
Mason olmayan Kaptan Gambier'e Chatam'da bir kadin anlatmis. Masonlarin toplantilarda
ne yaptiklarini merak eden bir kadin önceden dolaba girip saklanmis. Ama kendisini
arayan köpeginin de koklaya koklaya dolaba girmek istemesi üzerine yakalanmis.
Ve usulüne göre tekris etmisler.
Kuzey Carolina'da, Taylorsville kentinde 253 No.lu Lee Locasina 1840 yilinda
Catherine Sweet isimli bir hanim tekris edilmis. Bu hanim bir yildan fazla bir
zamandir gizlice toplantilari dinlermis. Kendisini yakalayip da üç derece üzerine
imtihan ettiklerinde verdigi cevaplara sasirmayan kalmamis. Tekrisinden sonra
bir daha Locaya girmemis ama, Masonluga olan ilgisi ölümüne dek sürmüs.
Konfederasyon Ordusunda Subay olan Charles Lilley karisina Çirak Mason olmasini
önermis, o da onun istegi üzerine kabul edilip tekris olmus.
Fransiz General De Xaintarilles'in karisi da erkek gibi savasmis bir askermis.
Bu hanim 1802 yilinda bir gün "Les Frêres Artistes" isimli Locaya gelmis ve
Locanin üyesi olmus, toplantilara da devam etmis.
Bir de kendisinin erkeklerle esit oldugunu iddia eden Kontes Barkoczy var. Tek
çocuk oldugu için Macar yasasina göre erkek çocuk gibi kabul ediliyormus. Yasal
olarak erkek oldugundan 1875'te Macaristan Grand Orient'inda tekris edilmis.
Ama daha sonra tekriste görev almis olanlari ihraç etmisler.
Kadin mi, erkek mi?
Eon Sövalyesi olarak taninan Charles Geneviève Louise Auguste André Timothée
Déon de Beaumont'un durumu ilginç. Bu kisi XV. Louis'nin gizli ajani ve bir
transvesti. 1768'de Londra'da 376 No.lu Immortalité Locasinda tekris edilmis.
Üç yil sonra da ayni Locada II. Nazir olmus. 1777'de iki sahidin ifadesi üzerine
kadin sayilmis. Ama cerrah Thomas Copeland ölüm raporuna erkek oldugunu yazmis.
Imparatoriçe Maria Theresa da 1751 yilinda bir Locanin toplantisina gelip oturmus.
1802'de 85 yasinda ölen Norwich'li Bayan Beaton Hür-Masonmus. Gazete ketum biri
oldugunu, sahip oldugu sirlarin kendisiyle birlikte gömüldügünü yazmis. 1770
yilinda Neweastle Chronicle gazetesindeki bir ilan çikmis: "22. Alay Locasinin
toplandigi Newgate'deki Crown Inn Pub'unun sahibesi Bayan Bell yan duvara iki
delik açarak Masonlarin bütün sirlarini ögrenmis, simdi isteyen her hanima bunlari
ögretmeye hazirdir."
1864 yilinda Yeni Zellanda'da Wanganui kentinde Rutland Otel'inin barmaid'i
de toplantilari dinlermis. Gene Wales Prensi Kral Edward'in isad törenin baslamasindan
bir saat önce Royal Albert Hall'in üst katinda iki barmaid yakalanmis.
Örnekleri çogaltmak mümkün. Kimbilir daha bilmedigimiz, duymadigimiz neler olmustur.
Erkeklere Mahsus olunca hanimlar merak ediyor. Kadinlara Mahsus olsaydi, erkekler
merak etmeyecek miydi?
Ünlü
Masonlar
ÜLKEMIZDEN:
(Dünyadan)
DEVLET ADAMLARI VE POLITIKACILAR
5.
Murad (1840-1904) 33. Osmanli Padisahi
Sehzade Kemaleddin Efendi (1847-1905) 5. Murad'in kardesi
Sehzade Nureddin Efendi (1851-1885) 5. Murad'in kardesi
Ahmed Seyid 5. Murad'in Basmabeyincisi
Koca Mustafa Resit Pasa (1800-1858) Sadriazam
Ali Pasa (1815-1871) Sadriazam
Keçeci zade Fuat Pasa (1815-1869) Sadriazam
Tunuslu Ethem Pasa (1818-1893) Sadriazam
Hayreddin Pasa (1821-1890) Sadriazam
Mithat Pasa (1822-1884) Sadriazam
Ahmet Vefik Pasa (1823-1891) Sadriazam ve yazar
Ibrahim Hakki Pasa (1863-1918) Sadriazam ve yazar
Talât Pasa (1874-1921) Sadriazam
M. Rasit Erer (1868-1952) Mâliye, Maarif ve Evkaf Nâziri, ögretmen
Cemal Pasa (1872-1922) Bahriye Nâziri
Cavit Bey (1875-1926) Mâliye Nâziri
Tevfik Bey Mâliye Nâziri (1916-1917)
Ahmet Nesimî Sayman ( ? - 1958) Hariciye Nâziri
Ali Münif Nafia Naziri (1917-1918)
Kirkor Agaton (1825-1868) Posta Nâziri
Ethem Pertev Pasa (1827-1872) Devlet adami ve yazar
Prens Mehmed Abdülhalin Pasa (1830-1894) Devlet adami ve musikisinas
Prens Aziz Hasan Pasa
Süleyman Asaf (1841-1913) Devlet adami ve sair
Damat Ahmet Nami Bey (1873- ?) Sam Valisi, Abdülhamid'in damadi
Resit Pasa Ankara Valisi
Mithat Sükrü Bleda (1874-1956) Ittihat ve Terakkî Firkasi Umumî kâtibi
Faik Süleyman (1886- ?) Mâliye Müstesari
Cevdet Mâsuk (1895- ?) Temyiz Mahkemesi âzasi
Ali Sefkatî (1872-1896) Hürriyet Kahramani
Abdullah Macid Bey (1841-1917) Matbuat-i Dahiliye Müdürü
Azmi Polis Müdürü
Bedri Polis Müdürü
Bahattin Sâkir Ittihat ve Terakkî Merkez-i Umumî azasi
Ebu Bekir Hâzim Politika adami
Ibrahim Temo (1865-1945) Politika adami
Resneli Niyazi (1873-1913) Hürriyet Kahramani
Suphi Hayrettin Pasa Istanbul Sehremini
Cemal Pasa (1872-1922) Devlet adami ve kumandan
Kâzim Özalp (1880-1968) Büyük Millet Meclisi Reisi
Hasan Saka (1886-1960) Basbakan (1947-1948)
Suat Hayri Ürgüplü (1903-1981) Basbakan (1965)
Mümtaz Ökmen Basbakan yardimcisi, Adalet Bakani (1946)
Akif Iyidogan (1894- ?) Basbakan Yardimcisi
Ahmet Salih Korur (1904-1982) Basbakanlik müstesari
Bekir Sami Kunduh (1865-1933) Disisleri Bakani (1920-1921)
Tevfik Rüstü Aras (1883-1972) Disisleri Bakani (1925-1938)
Selim Sarper (1899-1968) Disisleri Bakani (1960-1962)
Mehmet Cemil Uybadin (1881-1957) Içisleri Bakani (1925-1927)
Sükrü Kaya (1883-1959) Içisleri Bakani (1927-1938)
Hasan Menemencioglu Adalet Bakani (1941-1943)
Vasif Çinar Millî Egitim Bakani (1924-1925)
Mustafa Necati (1894-1929) Millî Egitim Bakani (1925-1929)
Hasan Ali Yücel (1897-1961) Millî Egitim Bakani (1938-1946)
Münir Birsel Milli Savunma Bakani (1947-1948)
Hulûsi Köymen (1891-1965) Milli Savunma Bakani (1951-1952)
Resat Muhlis Erkmen (1891- ?) Tarim Bakani (1931-1937) (1939)
Mümtaz Tarhan (1908-1970) Çalisma Bakani (1955-1957)
Zühtü Velibese Ticaret Bakani (1950-1951)
Ahmed Dalli Ticaret Bakani (1969-1970)
Celal Tevfik Karasapan (1899-1973) Bakan, Millî Emniyet Baskani
Cevat Abbas Gürer (1887- ?) Atatürk'ün yâveri, Bolu Milletvekili
Süleyman Asaf (1841-1913) Bursa Milletvekili
Bekir Lütfü (1875-1933) Tokat Milletvekili
Niyazi Ismet Gözcü (1884-1966) Istanbul MIlletvekili
Saip Özer (1888-1956) Çorum Milletvekili
Haydar Nâfiz Antalya Milletvekili
Saadettin Riza Istanbul Milletvekili
Mehmet Rüstü (1893- ?) Bursa Milletvekili
Hüseyin Izzet (1897- ) Afyon Milletvekili
Dr. Fuat Kirklareli Milletvekili
Haci Mehmet (1882- ?) Kütahya Milletvekili
Mahmut Nedim (1882- ?) Malatya Milletvekili
Resit Kadri (1884- ?) Kayseri Milletvekili
Kâzim Pasa (1878- ?) Diyarbakir Milletvekili
Lûtfi Müfit (1875- ?) Kirsehir Milletvekili
Hâzim Muammer (1893- ?) Kirsehir Milletvekili
Hayrettin Ismail (1887- ?) Bilecik Milletvekili
Hamdi Ismail (1893- ?) Konya Milletvekili
Dr. Yigitoglu Galip (1893- ?) Antalya Milletvekili
Osman Nuri (1880- ?) Manisa Milletvekili
Mükerrem (1885- ?) Isparta Milletvekili
Dr. Ahmet Refik (1873- ?) Bursa Milletvekili
Resit Kadri (1884- ?) Kayseri Millet Vekili
Süreyya Tevfik (1892- ?) Tokat Milletvekili
Ahmet Remzi (1893- ?) Gaziantep Milletvekili
Refet Pasa Istanbul Milletvekili
Ahmet Riza Milletvekili
Esat Nuri (1882- ?) Amasya Millitvekili
Ragipzade Hüsnü (1886- ?) Milletvekili
Mehmet Nuri (1869- ?) Milletvekili
Kâzim Hüsnü (1863- ?) Milletvekili
Ali Riza (1887- ?) Mardin Milletvekili
Menemenlioglu Kemal (1883- ?) Manisa Milletvekili
Dr. Mazhar Mehmet (1885- ?) Aydin Milletvekili
Ismail Hakki (1876- ?) Kütahya Milletvekili
Mehmet Halit (1883- ?) Ankara-Burdur Milletvekili
Hilmi Uran (1886-1957) Milletvekili
Nisim Masliyah Milletvekili
Fikret Milletvekili, Dr.
Ihsan Serif Milletvekili, ögretmen
Selim Sirri Tarcan (1874-1956) Milletvekili, egitimci
Muhittin Üstündag (1883-1953) Istanbul Valisi
Lutfi Kirdar (1888-1961) Istanbul Valisi
Nevzat Tandogan (1894-1946) Ankara Valisi
Fatin Güvendiren (1873- ?) Bursa Valisi
Mehmet Esref (1879- ?) Izmit Valisi
Mustafa Rahmi Aydin Valisi
Salih Kiliç (1899- ?) Ankara Emniyet Md., Vali
M. Resat Mimaroglu (1882-1953) Sûra-yi Devlet Reisi, Millet Vekili
Ali Riza Sûrayi Devlet Daire Baskani
Ali Riza Sun Temyiz Mahkemesi âzasi
Suat Muhtar Davaz Sefir, Paris Büyük Elçisi
Hüseyin Râgip Moskova Sefiri
Kenan Ömer Öner (1881- ?) Avukat, Politikaci
ASKERLER
Humbaraci Ahmet Pasa (1675-1742)Comte de Bonneval, topçulugu islah eden
Hobart Pasa (1822-1886) Ingiliz Amirali, Türk Müsiri
Namik Pasazade Hüseyin Cemil Pasa Abdülaziz'in Basmabeyincisi (1830-1890)
Mehmet Rauf Pasa Abdülaziz'in Basyaveri
Gazi Osman Pasa (1832-1900) Plevne Kahramani
Fuat Pasa (Deli) (1835-1931) Müsir
Faik Süleyman Pasa (1886- ?) 1.Cihan Harbinde Kafkas cephesinde sehit olmustur
Hüseyin Hüsnü Pasa (1850-1926) Erkâniharp pasasi
Ali Ihsan Sâbis Pasa (1882-1957) Birinci Ordu Kumandani
Ali Kemal Sariay Pasa (1875-1965) Jandarma Umum Kumandani
Ali Remzi Yigitgüder Pasa (1883-1965) Topçu Erkâni Harbi
Zeki Dogan Pasa (1896-1961) Hava Kuvvetleri Kumandani
Yümni Üresin Pasa (1897- ?) Münakalat Vekili
Esref Manas Pasa (1896-1963) Y.S. üyesi
BILGINLER
VE PROFESÖRLER
Münif Pasa (Mehmet Tahir) (1828-1919) Bilgin ve Devlet adami
Antranik Gircikyan Pasa Tip Doktoru
Selim Sâbit Efendi (1829-1910) Memlekette yeni usul maarifi kuran
Mehmet Ali Baba (1853 - 1943) Kizilay ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucularindan
Hüseyin Kâzim Kadri (1870-1934) Lügatçi, yazar
Hasan Cemil Çambel (1877-1967) T.T.K. Baskani
Mustafa Zühtü Inhan (1881-1970) Iktisat Profesörü
Samim Gönensay Hukuk Profesörü
Neset Ömer Irdelp (1882-1952) Tip Profesörü
Faik Sabri Duran (1882-1943) Cografya Profesörü
Mustafa Sekip Tunç (1886- ?) Psikoloji Profesörü
Mustafa Inan (1911-1697) I.T.Ü. Rektörü
M.Kemal Öke (1884-1955) Tip Profesörü
Vasfi Rasit Sevig (1887-1971) Hukuk Profesörü
Besim Ömer Akalin (1862-1940) Tip Profesörü, Rektör, Milletvekili
Niyazi Ismet Gözcü (1884-1966) Tip Profesörü
Hüsnü Hâmit (1887- ?) Fen Fakültesi Reisi
Mustafa Hulki Erem (1888-1956) Profesör, Rektör
Suphi Kâmil (1889- ?) Y.Müh., Rektör
Burhanettin Toker (1890-1951) Hekim, Ord. Prof.
Salih Murat Uzdilek (1891-1967) Fizik Profesörü
Fahri Arel (1894- ?) Hekim, Ord. Prof.
Muzaffer Sevki (1897- ?) Tip Profesörü
Kerim Erim (1894-1952) Matematik Profesörü, dekan
Cevat Memduh Altar (1902-1995) Müzikolog
Kâzim Ismail Gürkan (1905-1972) Tip Profesörü, Rektör
Mehmet Ali Özeken (1905-1953) Iktisat Profesörü
Enver Ziya Karal (1906-1982) Tarih profesörü, T.T.K Baskani
Mukbil Gökdogan (1908-1992) Dr.Y.Müh.Mim., Bayindirlik Bakani (1960-1961)
Hayrullah Örs (1901-1977) Egitimci, Topkapi Sarayi Müzesi Müdürü
Hamdi Peynircioglu (1908-1982) Ord. Prof. Dr., Rektör
Macit Erbudak (1912-1981) Harita Profesörü
Ziya Umur (1916-1990) Hukuk Profesörü
Yusuf Râzi Y.Müh. Mektebi Müderrisi
Suphi Kâmil Topografya hocasi, Y.Müh. M. Direktörü
Sedat Tavat Hekim, Ord. Prof.
SAIRLER
VE YAZARLAR
Sinâsi (1824-1871) Gazeteci, yazar
Ziya Pasa (1829-1880) Sâir, devlet adami
Teodor Kasap (1835-1905) Gazeteci ve yazar
Namik Kemal (1840-1888) Büyük vatan sâiri
Güllü Agop (Yâkup) (1840-1891) Tiyatrocu ve yazar
Mehmet Emin Bey (1844-1874) Yazar
Diran Kelekyan (1862-1918) Lügatçi, yazar
Ahmet Rasim (1864-1932) Yazar, gazeteci
Kâzim Nâmi Duru (1867-1967) Yazar, ögretmen
Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944) Millî sâir
Riza Tevfik (1869-1949) Yazar, filozof
Refik Nevzad (1873-1953) Yazar, gazeteci
Hüseyin Cahit Yalçin (1874-1957) Yazar, gazeteci
Ziya Gökalp (1876-1924) Yazar, sosyolog
Ahmet Mithat Efendi (1884 - 1912) Maarifçi, yazar, gazeteci
Fazil Ahmet Aykaç (1884-1967) Yazar
Mithat Cemal Kuntay (1885-1956) Sâir, Noter
Ibrahim Necmi Dilmen (1887-1945) Yazar, dilbilimci
Ahmet Emin Yalman (1888-1973) Yazar, gazeteci
Resat Nuri Güntekin (1889-1956) Yazar, ögretmen
Ömer Riza Dogrul (1893-1952) Yazar
Veli Boland Yazar, ögretmen
Agâh Sirri Levend (1894-1978) Yazar, gazeteci
Kadircan Kafli (1899-1969) Yazar, gazeteci
Nurettin Artam (1900-1958) Yazar
Kemal Salih Sel (1900-1975) Yazar, gazeteci
Mümtaz Faik Fenik (1904-1974) Yazar, gazeteci
SANATKARLAR
Sükrü Senozan (1875-1954) Müzisyen
Ali Sami Boyar (1880-1967) Ressam
Nazmi Ziya Güran (1881-1937) Ressam
Namik Ismail (1890-1935) Ressam, G.S.A. Müdürü
Behzat Butak (1891-1963) Sahne sanatkâri
I.Galip Arcan (1893-1974) Sahne sanatkâri
Ramiz Gökçe (1900-1953) Karikatürist, ögretmen
Nurullah Sevket Taskiran (1901-1952) Opera sanatkâri
Mesut Cemil Tel (1902-1963) Müzisyen
Mithat Fenmen (1915-1982) Piyanist
Ayhan Isik (1929-1979) Sinema sanatçisi
Orhan Tanrikulu (1932-1989) Orkestra sefi
Halûk Tezonar (1942-1994) Heykeltras
DIN
ADAMLARI
Mahmut Esad Efendi (1857-1917) Müderris
Musa Kâzim Efendi (1858-1918) Seyhülislâm
Hayri Efendi (1867-1927) Seyhülislâm
Mustafa Hâfiz Sükrü (1871- ?) Berlin Sefareti Bas imami
Hasim Veli (1875- ?) Sefaret imami
Milliyet
Gazetesinde Yayinlanan Basin Açiklamasi
16
Ocak 1996 tarihli Milliyet Gazetesinde yayinlanmistir
Ülkemizde zaman zaman Masonluga karsi dile getirilen asla hak etmedigimiz görüs
ve düsünceler, gerçeklerden çok uzak hatta karalamalar seklinde oldugu halde,
her insanin düsüncelerini özgürce söyleyebilmesi gerektigine içtenlikle inandigimiz
için, âninda cevaplamak ve polemiklere girmek yerine, konuyu büyük çogunlugunun
sag duyu sahibi olduguna inandigimiz vatandaslarimizin degerlendirmesine birakmak,
özenle uygulamaya çalistigimiz geleneksel bir davranistir. Bu arada degerli
Basin ve Yayin kuruluslarimizin Masonluk konusuna objektif olarak yaklasimlari
ve sorulari da, yeri geldikçe içtenlikle degerlendirilip, dogru olarak cevaplandirilmistir.
Ancak son günlerde bazi çevreler, Masonluk hakkinda her türlü hatali görüs ve
söylentilerin sinirlarini da asarak bir siyasi parti baskaninin Mason oldugu
iddiasindan yola çikip, konuyu bir Masonluk suçlamasi biçiminde ve adeta bir
hakaret gibi ele almislardir. Bu nedenle kurulusundan bu yana geçen üç yüz yil
boyunca siyasetle ugrasmayan ve insanlarin din" inançlarina saygi duyan Masonlugun
ne olup, olmadigini bir kez daha anlatmak geregi duyulmustur. Büyük Locamizin
bu davranisi, su veya bu kisinin üyemiz olup olmamasi açisindan degil, Masonluk
yolunda olmanin bir suçlama veya hakaret sayilmayacagi açisindan önemlidir.
1. MASONLUGUN AMACI VE GIZLILIK KONUSU
Masonlugun amaci, bütün insanlar arasinda dostluk ve sevgi baglarinin güçlenmesi,
insan kisiliginin yüceltilmesi, insanligin özgürlük ve baris içinde gelismesidir.
Bu nedenle Masonluk utanilacak bir sey degil, onur duyulacak bir yasam biçimidir.
Çünkü Masonluk, içimizdeki erdemlerin ve insaniyetin disaridan görülür hale
gelmesidir. Ama bütün kusurlarimizdan arinmak, ne yazik ki olanaksizdir. Kendini
bilen hiç kimse "Ben kusursuz tam ve mükemmel bir insanim" diyemeyecegi için;
Masonluga gönül verenler de "Ben Masonum" dememeye ve baskalarinin Masonlugu
hakkinda konusmamaya özen gösterirler. Bu davranista bir gizlilik, bir korku
degil; bir kendini bilme, bir alçak gönüllülük saklidir. Kaldi ki Türk Masonlugu
gizli bir dernek degildir. Ülkemizin dernekler yasasina göre kurulmustur. Lokallerimizin
adresleri bellidir. Kapilarimizda adimiz yazilidir. Bütün kayitlarimiz Devletimizin
denetimine açiktir.
2. DISA BAGIMLILIK IDDIASI
Türk Masonlugu, görevlileri üyelerimiz tarafindan iki yilda bir seçilen Büyük
Locamiz tarafindan ülkemizin yasalari dogrultusunda yönetilir. Diger ülkelerdeki
Masonik kuruluslarla idari veya parasal açidan hiç bir baglantisi yoktur. Iliskilerimiz
ayni insanlik gayesine yönelenlerin birbirlerini tanimalari düzeyindedir.
3. DIN VE POLITIKA
Evrenin Ulu Yaradani
dedigimiz Yüce Allah'a inanmayanlar aramiza giremezler. Kardeslerimiz dini
inançlarinda ve ibadetlerinde serbesttirler.
Toplantimiza Kutsal kitaplar
açilarak baslanir.
Dinler tartisma konusu
yapilamaz.
Masonluk politik bir
kurulus da degildir. Demokrasinin benimsendigi ülkelerde Masonluk çok saygin
bir kurulustur.
Masonluk adi altinda
hiç bir politik veya toplumsal eyleme katilinamaz. Kardeslerimiz diledikleri
partilere girebilirler, görev alabilirler ancak lokallerimizde politik tartismalar
yapilamaz.
Politik görüsleri ne
olursa olsun, her Türk Masonu Atatürk ilkelerini korumakla, Lâik Cumhuriyetimizin
yasalarina uymakla, vatanimiza sadakatle ve ülkemizin yararlari için çalismakla
yükümlüdür.
4. MASONIK SIR VE DAYANISMA
Masonik sirlar, eski duvarci ustalarinin yapi sanatina dönük bilgileri idi.
Bugünün teknolojisinde, yapi sanati sir olmaktan çikmistir. Ancak ilkelerini
efsaneler ve semboller araciligi ile anlatmaya çalisan Masonlukta; insan hayatinda
siki agizliligin önemini vurgulamak ve kurucularimiz dedigimiz duvarci ustalarinin
anisini yasatmak için bazi kelime ve isaretlerden olusan sembolik bir sir
kavrami vardir.
Masonik dayanisma ise, ögrenim çaginda ayni okuldan, askerlikte ayni devreden,
sporda ayni kulüpten olan insanlar arasindaki arkadaslik ve dayanismadan farkli
degildir.
5. SIYONIZM YAKISTIRMASI
Masonluk politikayla ugrasmadigi gibi, ne Siyonizmle ne de herhangi bir siyasi
akimla ilgisi yoktur. Kaldi ki, Yahudi olmayanlari bünyesine almayan Siyonizm,
1897'de Filistin'de düzenledigi kongre ile dünyanin dikkatini çekmis, 1948'de
Israil Devletinin kurulusu ile hedefine ulasmistir.
Masonlugun kökleri ise 900-1000 yillarindan bu yana yapi sanati ile ugrasan
duvarci ustalarina kadar uzanmaktadir. Ilkeleri de Siyonizmin sesini duyurmasindan
çok önce: 1717'de kaleme alinmistir. Görülecegi gibi zaman tüneli içinde bile
Siyonizmle Masonluk yan yana degildir.
6. "TOPLUMA NE KATKINIZ VAR?" SUALI
Masonlar agirlikli olarak egitim alaninda topluma katkida bulunmaya çalisirlar.
Kardeslerimizin veya Localarimizin okuttugu bir çok ögrenci ve yaptirdiklari
okullar vardir. Kizilay, (LINK008)Çocuk Esirgeme Kurumu, Veremle Savas, Yesilay,
Cüzamla Savas, Kanserle Savas, Kalp Vakfi, Sev Vakfi, Insanlik Vakfi, Ankara
Trafik Hastanesi gibi kamu yararina çalisan kuruluslarin temelinde halen yöneticileri
arasinda da kardeslerimiz veya eslerimiz bulunmaktadir. Ve bu hizmetler yapilirken
sag elin verdigini sol elin bilmemesine özen gösterilir. Büyük Locamiz da
olanaklari ölçüsünde maddi durumu bozuk ama erdemli ve basarili gençlere karsiliksiz
üniversite bursu vermekte; dogal felaketlere, saglik hizmetlerine, Milli Savunmamiza
dönük Vakiflara, sehit ailelerine, soykirimina ugrayanlara yardim elini uzatmaya
ve yurdumuzu agaçlandirma kampanyalarina katilmaya çalismaktadir. Ancak bizim
için en önemlisi; Masonik ilkelerin dogrultusunda her gün biraz daha iyi insan
olma çabamizin karanlikta kalan insanlar için bir isik olabilecegi umududur.
7. HUKUK VE AHLAK KURALLARINA TERS DÜSEN KISILER MASON OLABILIR MI?
Temel prensiplerimiz uyarinca, Hür Masonluk ahlâk saglamliligini sart kosar.
Arasina alacagi kisiler için bu niteligi en basta gelen ilke olarak kabul
eder. Erdemli olmayan kimselerin aramiza girmemelerine özen gösterilir. Bütün
dikkatimize ragmen sizmalar olursa, bunlarin Türk adaleti karsisinda yüz kizartici
suçlardan mahkumiyetlerinin kesinlesmesi halinde tüzüklerimiz uyarinca derhal
kayitlari silinir.
8. TARIH BOYUNCA MASONLUGU KÖTÜLEMEYE ÇALISANLAR KIMLERDIR?
Masonluga gönül verenler dünyanin her tarafinda barisin, özgürlügün, insan
haklarinin, demokrasinin ve lâik düzenin savunucusu olduklari için; bu kavramlarin
karsisinda yer alan diktatörler, Naziler, fasistler ve komünistler ve her
inançtan bagnaz dinciler ve inançsizlar Hür Masonluga karsi daima cephe almislardir.
9. ASILSIZ SUÇLAMALAR KARSISINDA HUKUKI DURUMUMUZ
Lâik Cumhuriyetimizin Dernekler Kanunu'na göre kurulmus ve üyeleri saygin
kisilerden olusan Mason Dernegimiz ve Masonluk hakkinda, Türk kamu oyunda
yanlis ve kötü bir imaj yaratmaya çalisan gerçek ve tüzel kisiler hakkinda
yasal haklarimiz oldugunu çok iyi bilmemize ragmen, görüsleri farkli da olsa
insanlarin kardesçe yasamalari gerektigine inandigimiz için simdilik hukuki
yollara basvurmuyoruz.
10. SON SÖZ VE ÜNLÜ TÜRK MASONLARINDAN BIR KAÇI
Masonlugu bir suç gibi göstermeye ve kötülemeye çalisanlari yakin geçmisimize
bakmaya davet ediyoruz. Büyük Devlet adamlarimiz Keçecizade Fuat Pasa, Ali
Pasa, Mithat Pasa, Ahmet Vefik Pasa Sadrâzam Kardeslerimizin, Plevne Kahramani
Gazi Osman Pasa Kardesimizin, (LINK008)Çocuk Esirgeme Kurumu'nün kurucusu
Tip Profesörü Besim Ömer Pasa Kardesimizin; ünlü sair ve yazarlarimizdan Namik
Kemâl, Ziya Pasa, Sinasi, Mehmet Emin Yurdakul, (LINK002)Ziya Gökalp ve Ömer
Riza Dogrul Kardeslerimizin; degerli Seyhülislâm Hayri Efendi ve Musa Kâzim
Efendi Kardeslerimizin ülkemize, insanliga ve Masonluga hizmet etmis, serefli
ve seçkin kardeslerimizden bir kaçi olmalari karsisinda Masonluk suç mudur?
Fazilet midir? kararini vermeleri için onlari vicdanlari ile bas basa birakiyoruz.
Ve son olarak, bugün aramizda bulunan pek çok kardesimizi, bizden sonraki
kusaklarin ülkemize ve insanliga hizmet etmis kisiler arasinda sevgiyle, saygiyla
anacaklarini söylemek istiyoruz.
Evrenin Ulu Yaradani ülkemizden barisi, özgürlügü aydinlik günlerde kardesçe
ve insanca yasamayi eksik etmesin.
Hür ve Kabul Edilmis Masonlar
Büyük Locasi Dernegi
Milliyet
Gazetesi'nde yayinlanan dis âleme yönelik Büyük Üstat Mesaji'nin basindaki yankilari
"MASON RESMI" FOTOMONTAJ ÇIKTI
Hakan SANLITÜRK - ANKARA
17 Ocak 1996, Milliyet
ANAP Genel baskani Mesut Yilmaz'in gazetelerde yayinlanan ve Mason oldugunu
gösterdigi öne sürülen resminin fotomontaj oldugu ortaya çikti. Yilmaz'in avukati
Erden Arisoy, Mason iddialarinin gerçekdisi oldugunu, Hür ve Kabul Edilmis Masonlar
Büyük Locasi'ndan gazetelerde yayinlanan fotograflarin aslini alarak ortaya
çikardi. 24 Aralik seçimleri öncesi Sabah, Takvim, Ates ve Milli Gazete'de Mesut
Yilmaz'in Mason oldugu yönündeki haber ve resimler yayinlanmis, iddialarin özellikle
ANAP'a muhalefet eden gazetelerde yeniden gündeme getirilmesine sert tepki gösteren
Yilmaz, hesap soracagini belirtmisti.
Yilmaz'in "Mahkemede hesap soralim" talimatini verdigi avukati Erden Arisoy,
öncelikle Sabah, Ates, Takvim ve Milli Gazete aleyhine "Gerçek olmayan, kamuoyunu
yaniltan, güncelligini kaybetmis, seçim yasaklarini ihlal eden yayinlar kisilik
haklarina saldiridir" saviyla Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde toplam 31
milyar liralik dava açti. Daha sonra, gazetelerde çikan resmin asilsiz oldugunu
ortaya çikarmak için harekete geçen Arisoy, bu amaçla Hür ve Kabul Edilmis Masonlar
Büyük Locasi'ndan fotografin aslini istedi. Loca'nin verdigi asil fotografta
Yilmaz'in bulunmadigi görüldü. Loca'dan Genel sekreter Oryal Güventürk ve Genel
Baskan Can Arpaç imzasiyla gönderilen 12.1.1996 tarihli yazida, "Belirtilen
davaci A. Mesut Yilmaz'in Çankaya veya baska bir locada halen üye olmadigi gibi
dernegimizin kayitlarinin tetkikinde, hiçbir zaman dernegimize üye olmadi" ifadeleri
yer aldi.
MASONLAR KENDILERINI ANLATMA GEREGI DUYDU
17 Ocak 1996, Yeni Yüzyil
Ankara - Merkezi Istanbul'da bulunan Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi,
dün bir gazete ilani vererek masonlugu tanitti. Milliyet gazetesine verilen
ilanda, masonlugun, siyonizm ya da baska bir siyasi akimla ilgisi bulunmadigi
kaydedildi.
Özellikle bazi çevrelerin, bir siyasi parti baskaninin mason oldugu yolunda
iddialar ortaya attigi belirtilen ilanda, bu çevreler tarafindan masonlugun
adeta bir "hakaret" gibi ele alindigina isaret edildi. "Bu nedenle, kurulusumuzdan
bu yana geçen 300 yil boyunca siyasetle ugrasmayan ve insanlarin dini inançlarina
saygi duyan masonlugun ne olup olmadigini bir kez daha anlatmak geregi duyulmustur"
dendi.
Masonlugun amaci ve gizlilik konusunun degerlendirildigi ilan metninde, masonlarin
amacinin, bütün insanlar arasinda dostluk ve sevgi baglarinin güçlenmesi oldugu
kaydedildi.
Masonlugun gizliliginin korkudan degil, kendini bilme ve alçakgönüllülükten
kaynaklandigina isaret edilen ilanda, mason lokallerinin adreslerinin belli
oldugu ve kapilarinda isimlerinin yazildigi belirtildi. Bunlarin bütün kayitlarinin
devlet denetimine açik oldugu bildirilen ilanda, masonlarin bütün dinlere saygi
duydugu, insan haklari ve barisin savunucusu olduklari için bu inanç karsisinda
olanlarin masonluga cephe aldiklari öne sürüldü. Masonlugun, ne siyonizm, ne
de baska bir siyasi akimla ilgisi bulunduguna isaret edilen ilanda, masonluk
ilkelerinin, siyonizmin sesinin duyulmasindan çok önce kaleme alindigi belirtildi.
Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Locasi'nin Dernekler Kanunu'na göre kuruldugu
kaydedilen ilanda, "Mason Dernegimiz ve Masonluk hakkinda Türk kamuoyunda yanlis
ve kötü bir imaj yaratmaya çalisan gerçek ve tüzel kisiler hakkinda yasal haklarimiz
oldugunu çok iyi bilmemize ragmen, görüsleri farkli da olsa, insanlarin kardesçe
yasamalarina inandigimiz için, simdilik hukuki yollara basvurmuyoruz" dendi.
Ünlü masonlarin birkaçi
Ilanda, "Son söz ve ünlü Türk masonlarindan birkaçi" basligi altinda da, büyük
devlet adamlarindan Keçecizade Fuat Pasa, Âli Pasa, Mithat Pasa, Ahmet Vefik
Pasa, Plevne Kahramani Gazi Osman Pasa, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucusu Tip
Profesörü Besim Ömer Pasa, ünlü sair ve yazarlardan Nâmik Kemal, Ziya Pasa,
Sinasi, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve Ömer Riza Dogrul, seyhülislamlar
Hayri Efendi ve Musa Kazim Efendi'nin insanliga ve Masonluga hizmet ettikleri
kaydedildi. (aa)
MASONLAR GÜN ISIGINDA
17 Ocak 1996, Türkiye
Ankara - Merkezi Istanbul'da bulunan "Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi",
dün bir gazete ilani vererek, "Masonlugu" tanitti. Ilanda, masonlugun, siyonizm
ya da baska bir siyasi akimla ilgili bulunmadigi kaydedildi. Özellikle bazi
çevrelerin, bir siyasi parti baskaninin mason oldugu yolunda iddialar ortaya
arttigi belirtilen ilanda, bu çevreler tarafindan masonlugun adeta bir "hakaret"
gibi ele alindigina isaret edildi. Ilanda, "Kurulusumuzdan bu yana geçen 300
yil boyunca siyasetle ugrasmayan ve insanlarin dini inançlarina saygi duyan
masonlugun ne olup olmadigini bir defa daha anlatmak geregi duyulmustur" denildi.
"Devlet denetimine açigiz"
Masonlugun amaci ve gizlilik konusunun degerlendirildigi ilan metninde, Masonlarin
amacinin, bütün insanlar arasinda dostluk ve sevgi baglarinin güçlenmesi oldugu
kaydedildi. Masonlugun gizliliginin korkudan degil, kendini bilme ve alçak gönüllülükten
kaynaklandigina isaret edilen ilanda, mason lokallerinin adreslerinin belli
oldugu ve kapilarinda isimlerinin yazildigi belirtildi. Bunlarin bütün kayitlarinin
devlet denetimine açik oldugu bildirilen ilanda, Masonlarin bütün dinlere saygi
duydugu insan haklari ve barisin savunucusu olduklari için bu inanç karsisinda
olanlarin Masonluga cephe aldiklari öne sürüldü.
Masonlugun, ne siyonizm, ne de baska bir siyasi akimla ilgisi bulunduguna isaret
edilen ilanda, Masonluk ilkelerinin, siyonizmin sesinin duyulmasindan çok önce
kaleme alindigi belirtildi.
"Hukuki yola basvurmuyoruz"
Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Locasi"nin Dernekler Kanunu'na göre kuruldugu
kaydedilen ilanda, "Mason dernegimiz ve Masonluk hakkinda Türk kamuoyunda yanlis
ve kötü bir imaj vermeye çalisan gerçek ve tüzel kisiler hakkinda yasal haklarimiz
oldugunu çok iyi bilmemize ragmen, görüsleri farkli da olsa, insanlarin kardesçe
yasamalarina inandigimiz için, simdilik hukuki yollara basvurmuyoruz" denildi.
"Ünlü Türk Masonlari"
Ilanda, "Son söz ve ünlü Türk masonlarindan birkaçi" basligi altinda da, büyük
devlet adamlarindan Keçecizade Fuat Pasa, Âli Pasa, Mithat Pasa, Ahmet Vefik
Pasa, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucusu Tip Profesörü Besim Ömer Pasa, ünlü
sair ve yazarlardan Nâmik Kemal, Ziya Pasa, Sinasi, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya
Gökâlp ve Ömer Riza Dogrul, seyhülislam Hayri Efendi ve Musa Kazim Efendi'nin
insanliga ve Masonluga hizmet ettikleri kaydedildi.
HOSGÖRÜ VE MASONLUK
Nail GÜRELI
19 Ocak 1996, Milliyet
Basinda simdiye kadar görülmemis bir ilan sali günü Milliyet'te yayinlandi.
Türk Masonlugu ilk kez kendini kendi agzindan tanitma yoluna gidiyordu. O Türk
Masonlugu ki, simdiye kadar her türlü suçlamaya karsi sessiz kalmisti. Bu sessiz
kalis, yeni suçlamalara yol açsa da yine ses vermemeye özen göstermisti. Ama
son bir iki yildir, Türk Masonlarinin kendilerini tanitma yolunda bazi arayislar
içinde oldugu hissediliyordu. Örnegin, üniversite ögrencilerine verdikleri burslar
hakkinda haberler yayinlaniyor, genel kurul denilebilecek toplantilari kismen
basina açiliyor, heyet halinde Anitkabir'i ziyaret ediyorlar, dogal afetlerde
açilan yardim kampanyalarina Mason Dernegi adiyla katiliyorlardi.
Ilk kez yayinlanan "tanitim" ilanina ise, son genel seçim öncesinde ANAP lideri
Mesut Yilmaz'a yöneltilen "Mason" suçlamasinin neden oldugu anlasiliyor. Elbet
ilanda Yilmaz'in adi anilmiyor ve ilanin bu amaçla verilmedigi de belirtiliyor.
Masonlar, konunun "bir Masonluk suçlamasi biçiminde ve adeta bir hakaret gibi"
ele alinmasina karsi çikiyorlardi.
Masonlarin, kamuoyuna birinci agizdan kendilerini tanitici bilgi vermeleri,
bizce yararli bir açilim sayilabilir. Yine fanatik ve bagnaz karsitlar, Masonluk
aleyhinde akillarina geleni söyleyecekler, Mason sözcügünü bir suçlama araci
olarak kullanmayi sürdüreceklerdir. Ama, Masonlugun kapaliligini, gizlilik olarak
gösterip, bu tarafini elestiren ve bilgi vermedikleri için her türlü suçlamayi
hak ettigini sananlarin elinden bu silahlari alinmis olmaktadir. Çünkü, Masonlar
amaçlarini ve ne olup ne olmadiklarini resmen açikliyorlar.
Biz bu açiklamalar arasinda bir noktanin altini çizmek istiyoruz. Söz konusu
ilanin bir yerinde "Evrenin Ulu Yaradani dedigimiz Yüce Allah'a inanmayanlar
aramiza giremezler. Kardeslerimiz dini inançlarinda ve ibadetlerinde serbesttirler"
deniliyor.
Bu durumda, yillar yili hemen her vesileyle Masonlara yöneltilen "dinsiz" suçlamasi
boslukta kaliyor. Elbet yine bu "resmi" açiklamalari görmezden gelip, Masonluga
suçlamalar yöneltecek, bazi kisileri karalama sifati olarak "Mason" sözcügünü
kullanacak pesin hükümlüler ve maksatlilar çikacaktir. Ugur Mumcu'nun deyisiyle
"bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar" ortadan kalkmayacaktir.
Biz bu durumda, büyük gösterilerle "hosgörü" kampanyalari açanlarin düsüncelerini
ve tavirlarini merak ediyoruz. Kemalistlerle Islâmci kesimin hosgörü içinde
bir arada yasamasini isteyenler, hosgörü adina ellerini birbirlerine kenetleyenler
acaba Masonluga karsi da hosgörü hakki taniyorlar mi? Masonluga hosgörüyle mi,
düsmanlikla mi bakiyorlar? Eger hosgörüyle bakiyorlarsa, her iki kesimden de
zaman zaman Masonluga sablon halinde, hosgörüden ve bilgiden yoksun olarak yapilan
suçlamalar necilik oluyor? Mason sözcügünü bir hakaret bir suçlama olarak kullanmak
niye?
Bakalim bundan sonra hosgörü ve sevgi havarilerinin tavri ne olacak?
HAKARET
TURNIKE, Semih GÜNVER, Em. Büyükelçi
22 Ocak 1996, Cumhuriyet
Mesut Yilmaz, Refah Partisi'nin gerçeklere uygun olmayarak kendisinin Mason
oldugunu iddia etmis oldugunu ve böylece hakarete ugradigini açiklamis ve Necmettin
Erbakan kamuoyu önünde bu hatasini itiraf ederek özür dilemedikçe Refah lideri
ile müzakere masasina oturmayacagini açiklamisti. Bu garip görünen alinganlik
karsisinda hayrete düsmüstüm. Sahsen ne Masonum, ne Lionum, ne Rotarienim. Bu
Derneklere karsi herhangi bir önyargim da yok. Siyasi partilerle üyelik iliskim
olmadi. Hiçbir partinin taraftari veya düsmani degilim. Özgürlügü seviyorum.
Yarim asra yakin memuriyet hayatinin disiplinini yasadiktan sonra emeklilikle
nihayet özgürlügüme kavustugumu saniyorum. Ve bu konuda ödün vermeye niyetli
degilim.
Bu nedenle düsüncelerimi rahatlikla yaziyorum. Refahlilarin herhangi bir vatandasimizi
Mason olmakla suçlayip hor görmelerine haklari yoktur.
Masonlar, Lionlar ve Rotarienler arasinda pek çok dostum var. Toplantilarina
ara sira beni de davet ederler. Birlikte yenilen ögle yemeklerinden sonra üyelere
eski anilarimi ve mesleki görüslerimi anlatma firsatini bulurum. Bu topluluklara
üye olabilmek için ilk aranilan sart ahlak ve fazilet sahibi olmaktir. Bu kuruluslar
siyaset yapmazlar, din istismarindan kesinlikle uzak kalirlar. Yardimlasma esas
gayelerinden birisidir. Alçakgönüllüdürler. Yaptiklari ile övünmezler. Gizlilik
tevazularinin ifadesidir.
"Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Loca Dernegi"nin Milliyet gazetesinde çikan
son ilanini dikkatle okudum. Dogrulari anlatiyorlardi. Fakat bence buna o kadar
da lüzum yoktu.
Mesut Yilmaz olayinda Refahlilar haksizlik etmislerdir. Kendilerini anlayisla
karsilamak olanaksizdir. Mesut Yilmaz da Mason oldugu iddiasinin bir hakaret
oldugunu ileri sürmekle aceleci davranmistir. Masonsunuz veya degilsiniz. Bu
kimseyi ilgilendiremez. Kaldi ki birakiniz, tarihimizde mason olan büyük devlet
adamlarimizi, bugün de her meslekten pek çok insan, siyasetçi, sanatkâr, kanunlarimiza
uygun sekilde kurulmus olan ve çalismalarini sürdüren bu Derneklerin serefli
üyeleridir. TBMM'nin üyesi millet vekillerimizin arasinda da mason olan önemli
kisiler mevcuttur. Mesut Yilmaz Masonlugu hakaret telâkki etmekle istemeyerek
siyaset alaninda pek çok arkadasini kirmaktadir.
Son iki Erbakan-Mesut Yilmaz konusmalarinda bu konunun da daha gerçekçi bir
yaklasimla ele alinmis görünmesi, firtinanin dindiginin bir isareti gibidir.
Biz de simdilik bu kadarla yetinelim.
GAZETE ILANIYLA MASONLUK TANIMI
17 Ocak 1996, Siyah Beyaz
Haber Merkezi - Merkezi Istanbul'da bulunan Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük
Locasi, bir gazete ilani vererek, "Masonlugu" tanitti. Ilanda, masonlugun, siyonizm
ya da baska bir siyasi akimla ilgisi bulunmadigi kaydedildi. Özellikle bazi
çevrelerin, bir siyasi parti baskaninin Mason oldugu yolunda iddialar ortaya
attigi belirtilen ilanda, bu çevreler tarafindan masonlugun adeta bir "hakaret"
gibi ele alindigina isaret edildi. Ilanda, "bu nedenle, kurulusumuzdan bu yana
geçen 300 yil boyunca siyasetle ugrasmayan ve insanlarin dini inançlarina saygi
duyan masonlugun ne olup olmadigini bir kez daha anlatmak geregi duyulmustur"
denildi.
Masonlugun amaci ve gizlilik konusunun degerlendirildigi ilan metninde, Masonlar'in
amacinin, "Bütün insanlar arasinda dostluk ve sevgi baglarinin güçlenmesi" oldugu
kaydedildi.
Masonlugun gizliliginin korkudan degil, kendini bilme ve alçak gönüllülükten
kaynaklandigina isaret edilen ilanda, Mason lokallerinin adreslerinin belli
oldugu ve kapilarinda isimlerinin yazildigi belirtildi. Bunlarin bütün kayitlarinin
devlet denetimine açik oldugu bildirilen ilanda, Masonlarin bütün dinlere saygi
duydugu, insan haklari ve barisin savunucusu olduklari için bu inanç karsisinda
olanlarin Masonluga cephe aldiklari öne sürüldü. Masonlugun, ne siyonizm, ne
de baska bir siyasi" akimla ilgisi bulunmadiginin vurgulandigi ilanda, Masonluk
ilkelerinin, siyonizmin sesinin duyulmasindan çok önce kaleme alindigi belirtildi.
Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Locasi'nin Dernekler Kanunu'na göre kuruldugu
kaydedilen ilanda, "Mason dernegimiz ve Masonluk hakkinda Türk kamuoyunda yanlis
ve kötü bir imaj yaratmaya çalisan gerçek ve tüzel kisiler hakkinda yasal haklarimiz
oldugunu çok iyi bilmemize ragmen, görüsleri farkli da olsa, insanlarin kardesçe
yasamalarina inandigimiz için, simdilik hukuki yollara basvurmuyoruz" denildi.
Ilanda, "Son söz ve ünlü Türk masonlarindan birkaçi" basligi altinda da, büyük
devlet adamlarindan Keçecizade Fuat Pasa, Âli Pasa, Mithat Pasa, Ahmet Vefik
Pasa, Plevne Kahramani Gazi Osman Pasa, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun kurucusu Tip
Profesörü Besim Ömer Pasa, ünlü sair ve yazarlardan Namik Kemal, Ziya Pasa,
Sinasi, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve Ömer Riza Dogrul, seyhülislam Hayri
Efendi ve Musa Kazim Efendi'nin insanliga ve Masonluga hizmet ettikleri kaydedildi.
MASON MESUT
ÇIMDIK
19 Ocak 1996, Kayseri Günlük
RP Mesut YILMAZ'i, seçim meydanlarinda mason olmakla suçladi.
Seçimlerden sonra da, Mesut YILMAZ, bu partiden, kendisine mason suçlamasi ile
hakaret edildigi gerekçesi ile, hükümet kurma çalismalarina baslayabilmek için
bu konuda özür dilenmesini istedi.
Sonunda Erbakan Hoca Mesut'dan özür dilemedi ama, hükümet kurma çalismalarinda
da görüsmeyi baslatti. Hani bir fikra vardir.
Padisah, Incili Çavus'a "Öyle bir sey yap ki, özrün kabahatinden büyük olsun"
demis. Bunun üzerine Incili Çavus, bir gün padisahla yolda giderken bir parmak
atmis. Padisah hiddetlenerek "n'oluyor? diye sorunca Incili Çavus cevabi yapistirmis:
"Özür dilerim Padisahim, hanim sultan sandimdi da...."
Mason'lugun ilkelerini bilmeden, kendisine mason denilmesini hakaret sayan Mesut
YILMAZ'in davranisi da ayni boyutta. Özrü, kabahatinden büyük...
Yillardir mason cemiyetleri üzerine yazilmis çizilmistir.
Hatta bu demek, dinsizler cemiyeti olarak gösterilmeye gayret edilmistir.
Cumhurbaskani Süleyman Demirel'e Adalet Partisi genel baskani oldugu dönemlerde,
belki de baski yapilarak, bu dernekten istifa etmesi saglanmistir. "Size dinsiz
derler" denilerek, istifa ettirilmesi mümkündür. Ne var ki, masonlugun dinsizlikle
bir ilgisi yoktur. Çünkü, bu dernege üye olabilmenin birinci sarti, Allah'in
varligina ve birligine inanmaktir ve bu dernekte iki sey tartisilmaz.
Birincisi din...
Ikincisi, siyasi görüsler...
Bu dernegin çatisi altinda, bu iki kavramin tartisilmasina ve hatta konusunun
bile açilmasina izin verilmez. Her üye, dini ve siyasi görüslerinde serbesttir
ve sadece bu çati altinda bu konulari açamaz ve tartisamaz. Temel amaci, önce
insanin kendisini yüceltmesi ve birbirine karsi saygi ile ve sevgi ile davranmasidir.
Yardimlasmadir. Toplumun çikarlari için çalismaktir. Bu çikarlar için çalisirken
de, siyaset yapmamak ve dini istismar etmemek esastir.
Bu dernegin geçmisinde çok büyük Islam âlimlerinin ve devlet adamlarinin oldugu
bilinmektedir. Bu dernege üye olan insanlardan hiç birinin Türkiye'ye zarar
verdigi görülmemistir. Her nedense, birileri, birilerini suçlarken illa ki "Mason"
olmakla suçlayacak ve bundan bir çikar saglamaya çalisacak.
Bunu ancak, RP gibi bir parti yapabilir, karsiliginda da bu dernegin yapisindan
ve ilkelerinden habersiz olan Mesut Yilmaz çikar ve "Bana mason diyerek hareket
ettiler..." diyebilir.
REFAHLI MASON
KULIS, Baha KIVANÇ
25 Ocak 1996, Siyah Beyaz
Kardesim Taha'nin yazacak konu bulamadigi zamanlarda sarildigi Masonlar konusu,
ailemizin rezil olmadigi alan sayisini artirma icraatindan baska bir sey degil.
Yavrum Taha, neye elini atsan, dökülüyor, yani rezil olmadigimiz bir Mason camiasi
kalmisti, onlari da kendimize güldürdün ya, helal olsun sana.
Simdi efendim, nereden geliyor bizim birader Taha'nin Mason düsmanligi, önce
biraz onu açayim. Daha önce de size söz etmistim, ailemizin köklerini olusturanlarin
büyük bir bölümü Ittihat Terakkici'dir. Bu cemiyetin hemen hemen bütün üyeleri
gibi, bizim büyüklerimiz de Masondu. Bunda gizlenecek saklanacak bir sey görmüyorum.
Ben sahsen mason degilim. Amma velakin su an ailemizin içinde de masonlar vardir,
fakat ben bunlarin isimlerini kendi rizalari olmadan açiklamaya mezun degilim.
Ancak kendileri isterlerse açiklayabilirler. Hepsi de dinine bagli Müslüman
insanlardir.
Taha ailemizin bu özelligini bilir ve aileyi her seyiyle reddedip inandigi her
seye saldirdigi için bundan Masonlarin da paylarina düseni almasi kadar dogal
bir sey olamaz.
Taha, yazilarinda kulaktan dolma Masonluk bilgileri kullandigi için herkesi
güldürür.
Bildiginiz gibi Masonluk tamamen erkeklere özgü bir cemaattir. Ama, Taha'nin
her konuda oldugu gibi, bu hususta da bilgileri sig ve kit oldugu için, bir
yazisinda, kadin bir Mason buldugunu dahi yazabilmistir.
Benim amonyakli sivi vim zekali kardesim Taha, Masonlarin dinsiz oldugunu zanneder,
tabii bir insanda okuma aliskanligi yoksa, olacagi da budur. Ilhami Sosyal'in,
"Dünyada ve Türkiye'de Masonluk ve Masonlar" kitabini okumus olsa, Masonlarin
arasinda Seyhülislamlar bulundugunu ögrenirdi. Simdi yeniler bilmez, Seyhülislam
yani o dönemde ülkenin en üst düzey din adami oluyor. Mesela Musa Kazim Efendi,
Ürgüplü Hayri Bey, Mevlevi Seyhi Ataullah Efendi, Hoca Mahmut Esat Efendi ve
daha niceleri. Görüldügü gibi Masonluk dinsizlik olsa, bu insanlarin ne isi
var? Her neyse, Taha hoslanmadigi insanlara aklinca Mason diyerek küfür ettigini
sanadursun, benim ona daha ilgi çekici önerilerim olacak.
Yavrum Taha, tanimadigin, bilmedigin insanlarin Mason olup olmadigiyla ugrasacagina
yakin çevrene söyle bir baksan. Etrafin Mason kayniyor çocugum.
Mesela, 27 Ocak 1975 yilinda Istanbul'da kurulan Gün Locasi'na kayitli Basbakan'in
esi Özer Uçuran Çiller'den sonraki sirada yaralan Celal Koru'nun, Zaman gazetesi
Basyazari ve Ankara Temsilcisi Fehmi Koru ile bir akrabaligi var midir, yok
mudur bir arastirsana. Hadi aslan evladim. Hazir elin degmisken Etiler Lion
Klubü'nden Fikret Koru'nun da, Fehmi Koru ile bir yakinligi olup olmadigini
sana zahmet bir arastir ve kösenden kamuoyuna duyur.
Arastirmaya baslamisken Fehmi Koru'nun kayinpederi, Nurcularin önde gideni Süleyman
Karagülle'nin de Mason Safa Karagülle ile bir yakinligi olup olmadigina da bir
göz atsan, senden alasi olmaz, vallahi.
Sana bu arastirmanda, Fetullah Gülen'in Yazarlar ve Gazeteciler Vakfi'nin Çiragan
Sarayi'nda düzenlenen ödül törenini sunan ve elleriyle ödülleri dagitan Mim
Kemal Öke yardimci olur. Belki bilmiyorsundur diye söyleyeyim, Öke'nin rahmetli
babasi Türk Masonlarinin piriydi.
Eger Öke sana yardimci olmazsa, Ilnur Çevik'i ara. Fehmi Koru'nun hiç yanindan
ayirmadigi, içtikleri suyun ayri gitmedigi, birlikte televizyon programlari
yaptiklari Ilnur Çevik'in babasi ve Turkish Daily News gazetesinin sahibi Ilhan
Çevik hayatta olup, Ankara Vadisi'nin bayagi aktif bir Mason biraderdir. Söyle
Ilnur'a, bütün bunlari babasina sorsun.
Simdi sayin okuyucularim, bu dini bütün havalarda dolasan ve sadece kendilerinin
Müslüman oldugunu sananlarin hepsi, güya Mason düsmanidirlar. Ama Masonlari
dizlerinin dibinden ayirmaz, Masonlarin dizlerinin dibinden de ayrilmazlar.
Yavrum Taha, Refah Partisi Genel Baskani Necmettin Erbakan'in Masonlarla ilgisini
niye yazmiyorsun? (Hadi yorulma kerata, bilgiler benden, yazmasi senden olsun
bu seferlik)
10 Ocak 1967, Çinar Otel'de Necmettin -Nermin çifti evleniyor.
Nikah sahitleri Prof. Bedri Karafakioglu, 33. dereceden Mason, iyi mi?
Hadi bunu bos verin, ANAP lideri Mesut Yilmaz'i Masonlukla suçlayan, Erbakan
1,5 saat elele yemek yedigi, bizzat kendi emriyle partiye üye yaptigi ve sonra
da basin toplantisinda yanina oturttugu Mason biraderini unutmus görünüyor.
Sayin Erbakan, hani Sevket Kazan ve Fehim Adak'in partiye getirdikleri Mason
birader.
Tabii aradan 1,5 yil geçince unuttu zahir, ben hemen kendisine animsatayim.
Sayin Erbakan, Tunceli Hozat'tan belediye Baskani adayiniz Settar Dinler RP
Çankaya Ilçe örgütü üyesi bu esmer delikanli ayni zamanda 25 Aralik 1955 tarihinde
kurulan Ankara Vadisi, Dikmen Locasi'nin 203 no'lu Mason biraderi. Su an 3.
derecede bulunan Settar, AB Rh + kanina kadar Mason birader.
Nasil ama?
Evet Tahacigim, hadi simdi tüm seyircilerin gözü sendeyken, bütün bunlarin ne
anlama geldigini bir yorumla da, görsünler bakalim o güvercin takla atma yetenegini?