Ana Sayfa Basın Anıları Medyacıklar Laleler Gizli Servis Künye
 
 
 

   KÖŞE

 
YAZAR YELİZ

 

YURDUMUN SEÇKİN MEDYASINA LİNKLER

 

 

 

 

BURÇLAR
 

   

SOHBET  

 

   

SMS

 

  

OYUN

OYUN
 

KART
 

    

ŞANS
 

   

HESAP
 

   

MESLEKLER
 

 

KARİKATÜRLER
 

 

HARİTA
  YAZAR YELİZ 
EDEBİYAT KADINI YELİZ SON BOMBASINI PATLATTI!
YELİZ'İN ERTESİ GÜN PLAJA GİDERKEN YAZDIĞI USTA KALEMİNDEN DÖKÜLEN ÖYKÜSÜNÜ SONUNA KADAR MUTLAKA OKUYUN...

OTOBÜS ANILARI...

     SİZLERE BAŞIMDAN GEÇEN BİR OLAYI YAZMAK İSTİYORUM. AKŞAM OLMUŞTU VE İŞTEN DÖNÜYORDUM. SEHER YELİ DEĞİL AMA AKŞAM YELİ ILGIT ILGIT ESİYORDU. İÇİMDE TİTREK VE ÜRKEK DUYGULAR VARDI. ASLINDA BANA YENİ BEN LAZIMDI. TABİATIYLA YENİ BİR DURUŞ DA LAZIMDI ELBETTE. GÜZELLİKSE GÜZELLİKTİ,
ENDAMSA ENDEMDI YANİ BENDEKİ. İŞTE, TAM BU NOKTADA, BEYNİMİN EN ULAŞILMAZ NOKTALARINDAKİ HÜCRELERİMİ TETİKLEMEYE ÇALIŞIRKEN, BEN TETİKLENDİM, TANRIM!!KALBİM O ANDA, HOP HOP ETTİ.. DİLİM KURUDU, GÖZLERİMİ AYIRAMIYORDUM. ''OHH MY GOD'' DEDİM NE KADAR GÜZEL BİR ÇOCUK....


        GÜNÜN BÜTÜN YORGUNLUĞU YETMEMİŞ GİBİ YAPMAM GEREKEN BAZI İŞLER VARDI. BİR AN ÖNCE İŞYERİNDEN AYRILDIM VE OTOBÜS DURAĞINA DOĞRU HIZLI HIZLI YÜRÜMEYE BAŞLADIM. KAFAMIN İÇİ O KADAR KARIŞIKTI Kİ, NEYİ NASIL, NE ZAMAN YAPACAĞIMA KARAR VEREMİYORDUM. BU DÜŞÜNCELER BEYNİMİ
KURCALARKEN OTOBÜS DURAĞINA VARMIŞIM. AH NE GÜZEL DEDİM BEKLEDİĞİM OTOBÜS DE ORADAYDI. NE ŞANS BE DEDİM. BİR GÜZEL OTOBÜSE BİNDİM. OTOBÜS HALEN HAREKET
ETMEMİŞTİ. BİR İKİ DAKİKA SONRA BİRŞEYLER İÇİMDEN BU YANLIŞ OTOBÜS OLMASIN DEDİ. VE NE YAZIK Kİ İÇİMDEKİ SES HAKLIYDI.

        HEMEN İNDİM. BİLETİM DE BOŞA GİTMİŞTİ. SONRA DİĞER OTOBÜSÜ BEKLEMEYE KOYULDUM. BU ARADA SIRANIN BAŞINDAYDIM. İNSANLAR BİRER İKİŞER BİRİKMEYE BAŞLADILAR.
HEPİMİZ BEKLİYORDUK. 10 DAKİKA GEÇTİ OTOBÜS YOK, 20 DAKİKA GEÇTİ OTOBÜS YOK, YARIM SAAT OLDU HALA BEKLİYORUM. ARTIK SIRADAN DA AH, OF SESLERİ YÜKSELMEYE
BAŞLADI. BİR ARA ORTALIKTA KÜÇÜK BİR ERKEK ÇOCUĞU DOLAŞMAYA BAŞLADI. ALTI YEDİ YAŞLARINDA BİR ERKEK ÇOCUĞU. SONRA YAŞLI BİR ADAM BENİM YANIMDA BEKLEMEYE
BAŞLADI. ADAM YAŞLI OLDUĞUNDAN DOLAYI LÜTFEN SIRANIN SONUNA GEÇİN DİYEMİYECEĞİMİ ANLAMIŞTI HERHALDE.

       ZATEN BENDE BİR ŞEY SÖYLEMEDİM. SONRA O UFAKLIK YİNE SIRANIN BAŞINA GELDİ. YANIMDA DURAN BAYAN O ÇOCUĞUN HEP BÖYLE YAPIP OTOBÜSE ÖNCEDEN BİNDİĞİNİ VE ANNESİNE YER TUTTUĞUNU SÖYLEDİ. HER ZAMAN BUNU YAPIYORMUŞ. CANIM DA ÖYLE SIKILIYORDU Kİ. ÇOCUKLA BİRAZ UĞRAŞMAK İSTEDİM. BİR MÜDDET SONRA AFACAN YİNE YANIMA GELDİ VE ARAMIZDA ŞU KONUŞMALAR GEÇTİ:

-NEDEN SIRANDA BEKLEMİYORSUN?
-BEN ZATEN OTURMAYACAĞIM?
BİRAZ ABLA TAVIRLARIYLA;
_OLSUN. YİNE DE ANNENİN YANINDA OLMALISIN. SONRA SANA KÖTÜ BİR ŞEY OLABİLİR. BİR MÜDDET SUSTUK.
DAYANAMADIM:
_NEDEN ANNENİN YANINA GİTMİYORSUN?
ÇOCUK AĞLAMAKLI BİRAZ DA BOYNU BÜKÜK:
_BENİM KİMSEM YOK Kİ.
AMAN ALLAH’IM NE BİLMİŞ ŞEY DİYE DÜŞÜNDÜM.
-YALANCI.YALAN SÖYLEMEMELİSİN. HİÇ SESİNİ ÇIKARMADI. BEKLEMEYE DEVAM ETTİ. AMAN ALLAHIM NE ANNELER VAR. BU ÇOCUK BÜYÜYÜNCE NASIL OLUR ACABA? TAM BİR AKTÖR...

SONRA YİNE HÜLYALARA DLDIM. BANA YENİ BEN LAZIMDI. VE BİR KUMSAL LAZIMDI....

 

KAN DAMLAR KALEMİNDEN...

       Yağmurlu bir günün akşam saatleriydi. Etrafta mis gibi bir toprak kokusu vardı. Dışarıda insanlar bir an önce eve varmak telaşındaydılar. Kimileri işten dönüyor, kimileri sadece gezmek için dışarıda vakit geçiriyorlardı. Derken uzaklardan bir genç kadın göründü. Başı önde yorgun. Yüzünde üzgün, hayattan bıkmış bir ifade vardı. Bir ara başını kaldırdı.

      Sanki bütün insanları öldürecek gibi bakıyordu. Bakışları bir yılanınki kadar soğuktu. Kimbilir, neye bu kadar kızmıştı? Adımları giderek hızlanıyordu. Hızlandı, hızlandı... Sonra bir anda yere yığıldı. Elindeki küçük kırmızı çantası ve içindeki eşyaları elinden fırlamıştı. Savrulanlar arasında bir de resim vardı. Küçük bir kız çocuğunun resmiydi. Öyle güzel gülmüştü ki resimde minik kız. Kadının
etrafında toplanan kalabalık onu yerden kaldırmaya çalışıyordu. Öylesine hırçındı ki kadın, kimseden yardım istemiyordu. Hatta ona yardım etmeye çalışanlara gidin başımdan, gidin, benden uzak durun diye bağırdı. Sonra çantasını aradı. Korkulu gözlerle yere bakıyordu.
Sonra hemen yere düşmüş, hatta biraz da ıslanmış olan resmi aldı. Sıkıca göğsüne bastırdı. Bir anda yüzündeki ifade değişiverdi. O hırçın bakışların yerini artık merhamet dolu, özlem dolu bakışlar aldı. Gözleri dolmuştu. Yavaş yavaş yere saçılan eşyalarını topladı. Sanki bir anda başka dünyalara daldı, yaş dolu gözleri. Kaybettiği küçük yavrusunun acısıyla sarsıldı. Onu yine böyle bir yağmurlu günde yitirmişti...

         Bir sonbahar akşamıydı. Anne ve kızı hayatta tek başlarına kalmışlardı. Anne çalışamıyordu. Kızına mı baksın, çalışıp para mı kazansın, iki arada kalmıştı. Çok gururlu bir kadındı Esra. Kimseden yardım istemiyordu, çaresizdi. Küçük Ayşe 7 yaşına girmişti. Artık okula gitmesi gerekiyordu. Annesi zaman zaman onu evde yalnız bırakıp
iş aramaya çıkıyordu. O gün şanslı bir gündü onun için. Çünkü nihayet istediği gibi bir iş bulmuştu. Tek endişesi evde yalnız başına bıraktığı küçük kızı Ayşe idi. Esra hayattaki tek varlığı Ayşe’nin üzerine titriyordu. Onu hiç yalnız bırakmak istemezdi. Ama ikisinin de geleceği için çalışması gerekiyordu. İşe başladığı ilk günün sabahıydı.

        Evde birkaç dilim bayat ekmek ve biraz peynir vardı. Esra yüzünde mutlu bir ifadeyle kahvaltı hazırladı. Küçük kızıyla birlikte yemeğe koyuldular. Esra kızının yüzüne baktı uzun uzun. Küçük Ayşe sanki her geçen gün eriyordu. Rengi sararmıştı. Ama artık mutluydu Esra. Çünkü
kızını daha sağlıklı yetiştirebilirdi. İşe gitme saati gelmişti.
Biraz endişeli, biraz da mutlu kızını tek başına bırakarak evden ayrıldı. Bir hafta böyle geçti. Kızı her geçen gün zayıflıyor, halsizleşiyordu. Esra ilk maaşını alır almaz Ayşe’yi doktora götürecekti. Aradan günler geçti. Artık parasını almıştı Esra. Neşeyle eve gidiyordu. Ama içinde kötü bir sıkıntı vardı. Nereden bilebilirdi bugün öbür yarısını kaybedeceğini. Eve geldiğinde Ayşe’yi aradı. Seslendi. Ama hiçbir ses yoktu. İçini büyük bir korku aldı. Her halde kızı ona oyun yapıyordu diye düşündü. Sonra gözüne bir şey
ilişti. Hayır, hayır olamaz. Kızının cansız bedeni yerde yatıyordu. Esra bir anda kızını kucakladı ve öptü. Zavallı kızdan hiçbir tepki gelmiyordu. Bütün ev Esra’nın çığlıklarıyla doldu. Bütün, bütün dünyası yıkılmıştı. Haykıra haykıra ağlıyordu. Gözyaşları sel olup akıyordu Esra’nın. Artık yalnızdı. Hayattaki tek arkadaşı, tek varlığı, canı, yavrusu gitmişti...

          Hayatının en kötü günüyle tekrar yüzleşen Esra eşyalarını toplamaya başladı. Kırmızı çantasını da alıp, oradan uzaklaştı. Karanlığın içinde kaybolup gitti...

 

 

 

 

 

 

 
 
 
 

 

 
 
 
 

YAZAN ADAMLAR

 
Madem sıkmayacaktı neden sıktın ?
TV DEDEKTİFİ

Onun lüle lüle, bukle bukle saçları vardı...
BABA REİS

Gözlerinden öpüyorum yönetmen !
SUBJEKTİF KAMİL

Yılbaşı gecesinin şampiyonlarını kutluyorum...
ANTENMAN

Yeni bir sektöre doğru mu?
KÜLTÜRLÜ SERSERİ

Ne olacak şu medyanın hali
FURKAN KULELİ

Yazar abi
BAY BİLMİŞ

 

Yazdımmı yazarım abi...
ZUBEYR MAYA

 

Ha babam de babam
BURJUVA

 
 



Anasayfa l Basın Anıları l Medyacıklar l Laleler l Gizli Servis l Künye  


KO ADI MEDYA SANAL PARK MEDYA HOLDİNG © 2002