Olumsuz dusunen insanlari duyma incitanesi..
Onlar kalbindeki umitleri calarlar
Gunlerden bir gun ...
kurbagalarin yarisi varmis.
Hedef, cok yuksek bir
kulenin tepesine cikmakmis.
Bir suru kurbaga da arkadaslarini
seyretmek icin toplanmislar.
Ve yaris baslamis.
Gercekten seyirciler arasinda
hicbiri yarismacilarin kulenin
tepesine cikabilecegine inanmiyormus.
Sadece su sesler duyulabiliyormus:
"Zavallilar! Hicbir zaman basaramayacaklar!"
Yarismaya baslayan kurbagalar
kulenin tepesine ulasamayinca teker teker
yarisi birakmaya baslamislar. İclerinden
sadece bir tanesi inatla yilmadan
kuleye tirmanmaya calisiyormus.Seyirciler
bagiriyorlarmis:
"...Zavallilar! Hicbir zaman basaramayacaklar!.."
Sonunda, bir tanesi haric, diger kurbagalarin hepsinin
umitleri kirilmis ve birakmislar.
Ama kalan son kurbaga buyuk bir gayret ile mucadele
ederek kulenin tepesine cikmayi basarmis. Digerleri hayret
icinde bu isi nasil basardigini ögrenmek istemisler.
Bir kurbaga ona yaklasmis ve sormus..
Bu isi nasil basardin diye. O anda farkina varmislar ki,
kuleye cikan kurbaga sagirmis!
Olumsuz dusunen insanlari duyma
Unutmaki Onlar kalbindeki umitleri calarlar...
En uzak mesafe neresidir?
En uzak mesafe iki kafa arasındadır...
En uzak mesafe ne Afrika’dir,
ne Cin,
ne Hindistan,
ne seyyareler
ne de yildizlar geceleri isildayan...
En uzak mesafe iki kafa arasindaki mesafedir birbirini
anlamayan...
Mesafe budur unutma....
----------------------
Hayat Gercekten Zor Mu?
hayat "gercekten" zor mu?
Domates mi kirmizi?..
Hayat zor, diyenlere sasmak lazim... cunku "hayat zor"; esittir deniz
islak,
tas sert, domates kirmizi, kar soguk!..
Kar soguk olmasa "kar" olmaz!..
Kar olmasa ne kartopu, ne kardan adam yapilmaz...
Kar olmasa eger, kar; bahari bekleyen cicekler, ekinler olur susuzluktan!..
Bugun kar yoksa eger, yarin karinlar doymaz!..
Hayat mi zor?..
Bedavadan onune konmus domatesin "zaten kirmizi"
oldugunu kabul ettikten sonra, nerde ki problem?..
İki yol var sadece, iki yol; her zamanki gibi...
Birincisi; "Bu domates neden kirmizi" yolu...
İkincisi; "Bu domatesten ne yapabilirim" yolu!..
Dikkatli bakmak lazim; hala zor mu hayat?.. Yoksa deniz, hep islak mi hep...
Yoksa, bu yuzden mi icinde baliklar var?..
Dunyanin en basit, ama en luzumlu dusunme bicimi onumuzdeyken; nasil oluyor
da bazen, islak bir yun corap gibi tersine cevirebiliyoruz kendimizi?..
Dusunuyorum, ve her birimizin de bildigini biliyorum ki, yarin hic birimize;
"Niye bin dortyuzlu yillarda degil de, bin dokuz yuzlu yillarda
dogdun" diye
sormayacaklar!..
oyle degil mi?..
Yarin hic birimiz; niye Sibirya'da, niye Ekvatorda, veya niye Okyanusya
adalarinda dogmadigimizin hesabini vermeyecegiz...
Hic birimiz, dunyaya geldigimiz ulkenin temellerinden, veya kendi
milletimizin koklerinden de sorulmayacagiz...
Amerikan vatandasi olmamizla Amazon yerlisi olmamiz arasinda bir fark mi
var, bizi yutacagi gunu bekleyen sabirsiz topragin gozunde; veya, kendimizin
bir emegi mi var, tavsan yavrusu olmayip da insan evladi olusumuzda?..
Ben...
Hangi zamanda... Hangi kitada... Hangi cografyada...
Hangi ulkede... Hangi yonetimde... Ve hangi yasimda olursam olayim,
biliyorum ki yapmam gereken sey; "BİR İYİLİK
DAHA"dir!..
Beni menzile goturecek olan; "BİR ADIM DAHA"dir!..
Belki benden beklenen; "BİR TEBESSuM, BİR SADAKA DAHA"dir...
Ve belki de beni kurtaracak olan; alacagim "BİR HAYIR DUA
DAHA"dir!..
21'inci yuzyilda, bilgisayarima gelen elektronik postaya cevap yazmaktan bir
farki mi olurdu, 12'nci yuzyilda suya dusmus bir karincayi kurtarmanin...
Yahut yolcuya su vermenin cografyasi mi olur?..
Veya ulkesi mi olur insana tebessum etmenin?..
Dunyalar otesi sevmenin, yasi mi olur?..
İste bunlari, benim, "kendim icin" yapmam lazim asil...
Ulasamadigi derinlikteki kuyunun basinda, susuzluktan olecekse o yavru
kopek; suyla doldurup onune koymadigim pabuc ne ise yarar?..
Ha tas sert, ha kar soguk...
Ha deniz islak, ha domates kirmizi...
Hayat mi zor?..
Hayatin zorlugu; bir adim daha atmayi, bir iyilik daha yapmayi, bir tebessum
daha etmeyi, bir sadaka daha vermeyi, bir dua daha almayi bilmemektir!..
Her birimiz, her zaman, bir seyler yapabiliriz guzelliklere dogru...
En acizimiz bile bir kagit ve bir kalem bulup, iste boyle bir yazi
yazabilir; ve kim bilir belki de, okuyanlardan hayir dua bile alir!..
----------------------------------------------------------------------------------
Guzelyurekli Bir sevgiyi baslatan neydi yalniz atan bir
yurekte.. Neydi,
sakin bir cayken deli bozuk irmaga ceviren? Yukseklerinde ozlemin ; eriyen
arzular miydi ,magmada biriken kizgin lavlardan miydi yoksa hepsinin
nedeni... Neydi ? Kim cevap verebilir ki bu basit soruya. Belkilerle
baslayan cevaplarin ardili yine soru isareti degil mi..Ve neden dusun, neden
birden degisiverir insan baska bir yalnizlikla isindiginda, ruzgarin
aliciliginda kaybolan dusleri.. Sevmek; ne guc sey oysa olesiye degil ama
oylesine sevmek.. Sadece insan oldugu icin birini sevmek sifatsiz, cunkusuz,
egersiz . Belki insanlarin, duyguyu yok olan dinozorlar gibi gormeye
basladigi gunumuzde yok bu saydiklarim; hepimiz birilerini bir seylerden
dolayi sevmedeyiz kim bilir ama hala ismi yoksa o bir seylerin umut var
sayilmaz mi bizler icin.. Kacinizin ici yanmiyor, yureginde firtinalar
kopmuyor bir sevda sahnesine beyaz perdenin onunde sahit olurken ve ah keske
dokulmuyor dudaklarindan ozlemle .. Hepimiz aslinda gercek sevgiye sevdali
degil miyiz ve tum sevdalarda ki gibi cekingen .. Bir baska birinin
gozlerinin icindeki isikla yeniden yaratilmayi duslemedin mi hic , un ufak
olmus hayallerini uzak bir buluta teslim edip yenilerini alabilir misin
taksitle (mobilya, beyaz esya kampanyalari gibi) alsan bile
taksitlendirilmis, yarini ipotekli duslerine yeni kiliflar aramak cok cok
uzun surmez mi ?Sen eskimesinler diye ugrasirken, yaslanan gun gibi geceye
donmez mi taksitlendirilmis hayaller ,Yasamaya calisirken yasam calmiyor mu
bizlerden yasamlarimizi ve sevmek ne zor sey degil mi ya da ne kadar da
kolay... Ufkun karanligina tutunan yildizlar gibi sevebilmek birilerini (ne
komik dusun; gece, guzel olmazdi saclarina takilmasa yildizlar ve yildizlar
parlayamazdi gecenin kara saclarina toka olmasalar.. Gece ve yildiz olmak
zor mu biz insanlarin birbirini sevmesi kadar.Neden yasamaya calisirken
unutuyoruz beslemeyi yureklerimizi o yurekler ki yumrugumuz kadar neden
dusun bir saniye dusun ego bahcelerimizde acan narsit cicekleri sevdigimiz
kadar sevmiyoruz aslinda kendiligimizi .. Unuttuk mu yoksa gulumsemek gibi
kulak vermeyi sesimize renk veren kalplerimizi dinlemeyi .. Bunca kirliyken
dunya, yakinirken kirli sokaklarindan mahallelerimizin; icimizde
kirlenenleri gormemizi engelleyen hangi oyunun ebeligi oysa oyun oynamayali
ne cok oldu degil mi? Sadece bir dusun bu sabah kendini daha iyi hissetmek
icin dus almaktan, hos bir esans surmekten ,yemek yemekten baska neyaptin
????????? Aynaya baktiginda nereden tanidigini hatirlamagin yuz hangi
kumpanyanin kuflu sandigindan gelip yerlesti insan sifatina ? firlatip atin
artik biriktirdiginiz asla siz olmamis maskeleri ve simdi tekrar bakin o
sirli cama inananin cok daha iyi hissedeceksin kendini; bir zaman en
sevdiginiz oyunu oynarken tasidigin minik yureginde ki mutluluk gibi... Ve
son bir sey daha eger; sevdigini dusundugun bir insan varsa hayatlarinda bir
kez dene olesiye degil ama oylesine de olsa yureginden soyle sevgini ama
bahcesinde oyun oynayan hatirinda ki cocuk gibi..
Digerine