>Adamin biri, ilk defa gittigi kucuk bir kasabada saskin saskin gezindikten
> > sonra yol kenarinda duran bir arabanin yanina sokulmus ve arka koltukta
>tek > basina oturan cocuga: > > - Buralarin yabancisiyim, demis. Parkin
>hemen yanibasindaki firini ariyorum, > cok yakin oldugunu soylediler. > >
>cocuk, arabanin penceresini iyice actiktan sonra: > > - Ben de buraya ilk
>defa geliyorum, demis. Ama sag tarafa gitmeniz gerekiyor > herhalde. > >
>Adam, cocugun da yabanci olmasina ragmen bunu nasil anladigini sormus ister
> > istemez. cocuk: > > - Ihlamur ciceklerinin kokusunu duymuyor musunuz?
>diye gulumsemis. Kus > civiltilari da oradan geliyor zaten. > > - Iyi ama,
>demis adam, bunlarin parktan degil de tek bir agactan gelmedigi > ne malûm?
> > > - Tek bir agactan bu kadar yogun koku gelmez, diye atilmis cocuk.
>ustelik, > manolyalar da katiliyor onlara. Hem biraz derin nefes alirsaniz,
>firindan > yeni cikmis ekmeklerin kokusunu duyacaksiniz. > > Adam,
>gozlerini hafifce kisarak denileni yaptiktan sonra, cebinden bir kagit >
>para cikartip tesekkur ederken farketmis onun kor oldugunu. cocuk ise, >
>konusurken bir anda sozlerini yarida kesmesinden anlamis, adamin kendisini
> > farkettigini. > > Isiga hasret gozlerini ondan saklamaya calisirken: > >
>- uc yil once bir kaza gecirmistim, demis, gormeyi o kadar cok ozledim ki.
> > Sizinkiler saglam oyle degil mi? > > Adam, cocugun tarif ettigi yerde
>bulunan firina yonelirken: > > - Artik emin degilim, demis. Emin oldugum
>tek sey, benden iyi gordugundur

-------------------------------------------------------

Bir sehrin en zengini oldugunde, tellallar sokaklara dokulup; "Ey ahali",
>diye bagirmislar. "Biliyorsunuz Veli efendi oldu. Bir vasiyeti var. Ahiret
>hayatina alisabilmek icin, kendisine bir gunluk yardimci ariyor. Kim ki,
>mezardaki ilk gecesini onunla beraber girerse, Veli Efendiye ait servetin
>yarisi kendisine verilecektir. Ey ahali,duyduk duymadik demeyin....
>
>Tellallarin butun cabasina ragmen kimse bu parlak, fakat korkulu vasiyete
>kulak vermemis. Ama sonunda, sehrin en fakir sirt hamallarindan birisi
>cikmis ortaya. Adamcagiz bakmis ki, hayatta zaten sirtindaki kufesinden ve
>ipinden baska bir sey yok. O halde "hamal olarak yatip, ertesi sabah zengin
>olarak kalkarim" diyerek razi olmus...Genisce bir mezara,iyice kefenlenen
>zengini ve yanina hamali yatirmislar.Az sonra sual melekleri gelmis
>
>"Ikisi de bize emanet" diye konusmuslar. "Zengin nasil olsa kalacak, su
>hamaldan baslayalim."
>
>Sormuslar
>
>- "Dunyada malin mulkun var miydi?"
>
>- "Alay etmeyin" demis, hamal. "Sirtimdaki kufeden ve ipten baska hic bir
>seyim olmadigini siz de bilirsiniz."
>
>- "Peki diye eklemis melekler, "o ipi ne karsiliginda aldin? Sonra kufeyi
>ne is gordun de nasil elde ettin?"
>
>Anlatmis hamalcagiz.
>
>- "Bes kisinin malini 10 kurusa tasidim. Ikisini yedim, sekizini sakladim.
>Ertesi gun de ayni isleri yaptim. Yemedim icmedim, ucuza tasidim ve bunlari
>aldim."
>
>- Melekler
>
>- *Cik demisler, cik... Olmadi.... Hasan Efendiden aldigin para, hak
>ettiginden cok dusuk. Biz ondan bunun hesabini soracagiz. Mehmet Efendiyle
>de ucuza anlasmis ve ucuza tasimissin...."
>
>- Iyi ama, diye cevaplamis hamal, hakettigim parayi isteseydim, bana
>tasittirmazdi. Tasittirmayinca da ac kalirdim....."
>
>- "O bizim isimiz" demis melekler, "nasil olsa buraya o da gelecek.Biz
>senin adina ona sorariz."
>
>Melekler, hamal'i sikistirmaya devam etmis.
>
>- "Soyle bakalim, aldigin paranin kacini yedin, kacini sakladin?"
>
>- "On kurus aldi isem, yarisini sakladim... iki kurus aldi isem, bir
>kurusunu biriktirdim..."
>
>- "Cik" demis melekler... "Yine olmadi, hem ucuza tasimissin, hem de
>gidandan kesmissin... Yani sen, kendi nefsine zulmetmissin...Nefsine
>zulmetmek de gunahtir, bilmez misin?..."
>
>- Hamalcagiz ne cevap verecegini dusunup ecel terleri dokerken, sabah
>olmus. Acilan mezardan yukariya bir bakmis ki, butun millet orada... Kadi
>Efendi ve sehrin mehter takimi da kendisini bekliyor. Bir kiyamet ki
>sormayin."Kutlu olsun" demisler... "Bu gece kimsenin yapamayacagi bir isi
>basardin ama, bak artik zengin oldun."
>
>- "Yooo", diye bagirmis hamal. "Istemem , sizin olsun... Ben , bir iple
>kufenin hesabini sabaha kadar veremedim, Ya o kadar servetim olsaydi,ne
>yapardim?"

---------------------------------------------------

Kisi sevdigiyle olmak ister!

Sevdiginin hâliyle hâllenir. Sevgisi kadariyla, onunla yasar!

Sevginin ne oldugunu tam olarak bilemedigimiz icin, cogunlukla, “begeni” ile
“sevgi”yi birbirine karistiririz..

“Begeni” yaninda “sahip olma” arzusuyla aciga cikar!

Bir nesneden hoslandiginda, begendigin seye sahip olmak ve uzerinde tasarruf
edebilmek arzusuyla yasarsin…

Bu tum mahlukatta cok yaygin bir duygudur!

Kimi, begendigini cebine sokar; kimi begendigine tasma takip yaninda
tasiyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayip inine surukler… Her mahlûk
yaradilis fitratina gore, begendigi uzerinde tasarruf etmek ister.

“Sevmek” ise bundan cok farklidir…

Sevince, yanlizca sevdigin icin yasamak istersin!

Yalnizca yaninda olmak, yalnizca onun olmak, yalnizca onun zevk aldigiyla
zevk alip, sevmediginden kacmak istersin! Sevdigin oylesine sarmistir
aklini, fikrini, ruhunu ki, her sey sana, onu hatirlatir; yaninda iken bile
onun icinde olmak istersin!…
Yakinlik bile uzak gelir sana!…

Sen kaybolursun, sende; sevdigin kalir yalnizca, beyninde!..

Onun bakisiyla bakar, onun degerlendirmesiyle degerlendirir, onun diliyle
konusmaya baslarsin!. Gozun ondan baskasini gormez, kulagin ondan baskasini
duymaz, elin ondan baskasina uzanmaz olur!.

Her an sana sahip olmasini; varliginin, tasarrufunun her an uzerinde
olmasini, her an seni kucaklamasini istersin!…
Bedensel yakinlik bile, korkunc uzaklik gibi gelir sana; ve onunla tek bir
beden, tek bir ruh, tek bir suur olmayi dilersin!.

Sevgi, fitratin musait ise, sevdiginde yok edesiye yakar seni; ve gun gelir
kasinda-gozunde, yuzunde-dilinde sevdigini gorurler de, “sen o olmusun”
derler!

Begenen sahip olmak ister…

Seven ise sevdiginde yok olur; feda eder her seyi sevdigi ugruna!.

Bazilarinin da sevgi kokusu surulur ustune; “asigim” sanir!.
Ama sevdigi ugruna, fedakarlik etmeye gelince sira, o koku siliniverir
uzerinden “kopamama” sabunuyla!.

Parasindan kopamaz… Mevkiinden kopamaz Yakinlarindan kopamaz… icinde
yasadigi ortamin guzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan kopamaz!.

Derken kusurlar belirmeye baslar sevdigini sandiginin uzerinde…
Eksiklikler gormeye baslar baslar, yetersizlikler gormeye baslar…
Bunlar once acima duygusuna donusturur sevgisini; uzaktan aciyarak
seyretmeye baslar…
Sonra tatli bir aniya donusur, sevgi sandigi duygulari!.
Bu tecrube gosterir ki, onun fitratinda sevgi programi yoktur!..
Begeniyi, sevgi sanmistir!..

Uzaklasma ondan gelmemis de, karsisindakinden gelmisse, bu defa “nefret”e
doner “begeni”; ondan intikam alma duygusu gelisir icinde; ve vicdanla
intikam dalgalari arasinda bir o yana bir bu yana suruklenir durur;
terkedilmisligin, uzaklasmanin, layik olmadigini yasamanin sanisi icinde!..

Oysa yanlizca, fitratinda olmayan gercek sevginin sonuclarini yasamaktadir!.
Cuzdani icin, guzelligi-yakisililigi icin, kendisine hos gelen huylari icin,
mevkii-koltugu icin, ilmi icin begenmistir; sevdigini sanmis; sahip
olamayinca da arzusuna erisememenin dus kirikligi icinde kopmus; yalnizca
cikarlari dogrultusunda yasamayi tercih etmistir…

Seven ise goze almistir kopmayi… Dislanmayi… Paradan-puldan, namdan
nisandan, dosttan akrabadan uzak kalmayi…

Fitratindan gelir sevgi!. Kullugu sevmek uzeredir!.
Onunla, sevmeyi yasamak istedigi icin yaratmistir onu Yaratan…
O yuzden kopar anadan-babadan; dunyadan paradan!

Seven, karsiliksiz sever!…

Begenen karsiligini ister!.

Benim istedigim gibi yasarsan seni bosarim sahip olduklarima, der begenen!..
Onun zaten fitratinda yoktur sevgi, bilmez askin ne oldugunu!..
Ne uzere yaratilmissa, odur tum mesgalesi…
Karinca gibi calisir; maymun gibi ciftlesir; aslan gibi yavrularina sahip
cikar…
Ama pervane gibi sevemez!. Atamaz kendini atese!.

Sevgi sonunda yanmayi getirir!.. Begeni ise sonunda kacmayi!.

Begenen mahlûkat cogunluguna gore, “sevgi” delilikten bir turdur!..
Anlamazlar onlar, sevdigi ugruna, etraf ne derse desin deyip,her sarta
katlanmayi!
Ve “delillik bu” derler…

Begenme bir tur “hobi”dir!…
Bazen omur boyu surer, bazen bir kac yil, bazen bir kac ay!..

Sevgi bir omur boyudur!…
Bitmez, tukenmez, bazen durulur, bazen cosar ama hic gerilemez....
iste sevmek Budur...........

Digeri