HÂDİSENİN MUHASEBESİ

Ümit Furkan

 

«İrticayla mücadelemiz bin yıl sürecek!» (1)

· · ·

«Yüksek Seçim Kurulu, AKP lideri Erdoğan ve eski RP lideri Erbakan ile DEHAP’lı Bozlak ve Birdal’ın 3 Kasım seçimleri için milletvekili olamayacağına karar verdi.» (2)

· · ·

«EVET, gerçekten de mutlu son! Taaa 1960'lı yıllardan beri Türk siyasetinin içinde bulunan 80 yaşındaki Necmettin Hocaefendi, onun çırağı Tayyip, HADEP'in başındaki Murat Bozlak ve adamı Akın Birdal bu seçimde yok.

Bunlarla ilgili kararları veren yargıçlara, Yargıtay ve Yüksek Seçim Kurulu üyelerine sonsuz teşekkürler.» (3)

· · ·

«Türk devleti Kürt meselesi ve İslami meselenin demokrasi ve demokratik entegrasyon üzerinden bir çözümünü ve normalleşmesini külliyen reddediyor.» (4)

· · ·

«Umumi hüküm şudur: Kemâlizm ve Kürt meselesi, meselenin kendine mahsus şartları gözönünde tutulmak üzere, Kemâlizm ve Türk meselesinden ayrı değildir... Kemâlizm’in İslâm düşmanlığı, Kürt ve Türk halkının müştereken yaşadığı bir hâdisedir!...» (5)

«Savaşlarda yitirilen erkekleriyle, erkek kıtlığına düşmüş Anadolu; dul kadın yetiştirmesi bir nesil... Bu nesil üstüne çökmüş Kemâlist rejim ki, her şeyi bir tarafa, eğitim sistemi İslâm düşmanı yetiştirmeye memur; güç, okuyup mevki sahibi olanda ve devri daim makinesi gibi, rejimin yetiştirdiği rejime idame ettiriyor... Böylesine ezilmiş ve cahil insanların, rejimin devletin karakteri olduğu, devleti koruyorum diye rejimi koruduğu meselesini anlamasını bekleyemezsiniz... Bugün bile, kelli felli makam sahibi olmuş olmasına rağmen ordu çapındaki sürüyle ahmak, hem de müslüman geçinmesine rağmen, devleti koruyorum diye Kemâlist rejimi koruduğunu anlamıyor... İslâmcı kesim, “devlet-rejim-düzen”in ne olduğunu bilmezlik içinde Kemâlizm’e gûyâ düşmanken âlet oldu ve oluyor ya; buna mukabil İslâm düşmanı –umumiyetle sol- çevreler de, gûyâ rejimi değiştirme kavgası yapma adına, rejimin İslâmî kesimi sindirme, saptırma ve kullanma adına geliştirdiği fikir ve hareketlere âlet ve destek olmuşlardır... İslâm’ın sözkonusu olduğu her yerde, hemen resmî ideolojinin seviyesiz motiflerine sarılarak onunla paralellik belirtmişler, ortamı daha garabet hâle sokmuşlardır: Müslüman “gerici”, Kemâlist “ilerici”, sol ondan daha “ilerici” ya; neticede de Kemâlizm, (mevcut düzen), hem müslüman ve hem de solcu için, daha ehven-i şer(!)... Müslüman geçinen salak, devleti koruyorum derken Kemâlizm’i yaşattığını anlamaz, solcu geçinen ahmak da rejim değiştirme iddiasındayken, rejime âlet olduğunu anlamaz... Büyük Doğu-İbda olarak bildirelim ki, bu durum, idrakın iğdiş edilmiş olmasından başka bir şey değildir; mücerret fikir haysiyeti adına belirtilmesi gereken dava, Kemâlizm’in asıl buğz edilmesi gereken tarafı, ne İslâm karşıtlığı, ne dış yüz devrimleri, sadece idrakı iğdiş etmiş olmasıdır...» (6)

· · ·

«Silâh kullanılacak mı, kullanılmayacak mı, diye soruyorsunuz. Evvelâ İslâmcı kesime karşı silâh kullanılacak mı, kullanılmayacak mı, bunun cevabı alınmalı ve bundan sonra söylenmeli. Ortada bir fikir ve bu fikrin hayata geçirilmesi için birtakım âletlere ihtiyaç vardır. Meselâ fikrin füzeye ihtiyacı varsa, bugün benim elimde tabanca var. Öyleyse füzeyle vuracağım yerle, tabancayla vuracğım yer değişir. Bu çerçeve içinde söyleyeceğim şey, gerektiği yerde gerekeni yapmak...» (7)

· · ·

«...

İnkılâba dayanmış saatler döne döne

Büyük Doğu bayrağı İBDA ile en öne

 

Mânâsını öğrenmiş kurtuluş alayları

Hakikat çevresinde şehitlik adayları

 

Toplum nedir bilmişler inananlar elele

Sümüklüler kovulmuş ayıklanmış hergele

 

-"Selâm size akıncı!” – “Size selâm!” iâde

Doğruyu Allah bilir bizce tamamdır vâde.» (8)

 

 

Alıntılar:

1- TC’nin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu. (Ağustos 2002’de emekliye ayrıldı.)

2- 21 Eylül 2002 tarihli gazeteler.

3- Emin Çölaşan, Hürriyet Gazetesi, “Mutlu Son” adlı yazısından, 21 Eylül 2002.

4- Ali Bayramoğlu, Yeni Şafak, “Kara Tablo” adlı yazısından, 21 Eylül 2002.

5- Salih Mirzabeyoğlu, Adımlar, İBDA Yay., İstanbul, s. 148.

6- A.g.e., s. 156-157

7- Salih Mirzabeyoğlu, Tilki Günlüğü-Ufuk ile Hafiye, c. 5, İBDA Yay., İstanbul, s. 539-540 (1 Nisan 1990 tarihli Nokta Dergisi’ne verilen mülâkattan.)

8- Salih Mirzabeyoğlu, Kayan Yıldız Sırrı-Şaheser-Şah Eser-, İBDA Yay., İstanbul, s. 155

www.umitelonu.up.to