KARDE ŞLİĞİN VE SOHBETİN HUKUKU (2)Hazırlayan: Ümit Furkan
İkinci Hak: Kardeşinin İhtiyaçlarını Fiilen Yardım Ederek Gidermek Fiilen yardım etmek, kardeşinin ihtiyaçlarını gidermek, onun yardım istemesine meydan vermeden yardımına koyulmak, onun ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarından önce yerine getirmekle olur. Bunun da birincisi gibi dereceleri vardır. En aşağı derecesi yardım istediği vakit (imkân varsa) güler yüz ve tatlı sözle sevinç izhâr edip minnet duygularıyla kabul ederek ihtiyaçlarını halletmektir. Kardeşinin yardımına koşmayan ölülerden sayılır Eski büyüklerden biri şöyle der: “Kardeşliğine bir ihtiyacını gidermesini iletirsin. İstediğini yerine getirmezse ikinci defa hatırlatırsın, muhtemelen unutmuş olabilir. Yine ilgilenmezse “Allahu ekber” diye tekbir al, cenaze namazına dur ve şu âyeti oku: «... Ölülere gelince onları da Allah diriltir.» (En’âm, 36) Geçmiş büyüklerden kimileri ölen kardeşliğinin çoluk çocuğunu kırk sene yoklar, ihtiyaçlarını giderir, kendi mallarından onlara yardımda bulunurlardı. Bu durumda çocuklar sadece babalarının şahsî yokluğunu hissederlerdi. Hatta hayatta iken babalarından görmedikleri bolluğu onlardan görürlerdi. Şefkat ve kardeşlik bu tür davranışlarla belli olur. Kişinin kendisine acıdığı gibi kardeşliğine de acımasını doğurmayan bir şefkatte hayır yoktur. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor: “Dikkat edin! Allahutaâlâ’nın yeryüzünde kabları vardır, bunlar gönüllerdir. Allah katında gönül kablarının en makbülü, en temiz en sağlam ve en yufka olanlarıdır.” Hasan-i Basrî şöyle buyuruyor: “İhvânımızı ailemizden ve çoluk çocuğumuzdan daha çok seviyoruz. Çünkü yakınlarımız dünyayı, ihvânımız ise âhireti hatırlatıyor.” “Allah için olan kardeşliğini uğurlayan kişiyi Allahutaâlâ kıyamet günü Arşın altından melekler göndererek cennete doğru uğurlattırır.” Atâ şöyle diyor: “Göremediğiniz kardeşlerinizi üç gün sonra araştırınız. Hasta iseler ziyaret ediniz, işleri varsa yardımcı olunuz, sizleri unutmuşlarsa hatırlatınız.” Kardeşliğin soyu sopu öğrenilmeli Anlatıldığına göre Abdullah İbn Ömer Allah Rasûlünün huzurunda iken sağına soluna bakınıp durur. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Abdullah İbn Ömer’e bu şekilde davranışının nedenini sorar. Abdullah İbn Ömer: - Ya Rasûllah! Bir adama içim kaynamıştı, kendisini araştırıyorum ama göremiyorum. Bunun üzerine Rasûlallah: - Birisini sevdiğinde adını, babasının adını ve evini sor. Çünkü hasta ise ziyaretine gidersin, işi varsa kendisine yardım edersin.”
|