KARDE ŞLİĞİN VE SOHBETİN HUKUKU (8)Hazırlayan: Ümit Furkan
Sekizinci Hak: Kardeşe Yük Olmamak, Onu Külfete Sokmamakla İlgilidir. Bu hak kendisine zor gelecek şeyleri ona yüklememektir. Bilâkis kardeşinin bazı önemli işlerini ve ihtiyaçlarını görerek kendisi iç huzura kavuşturmalı, bir kısım yüklerini yüklenerek onu rahata erdirmelidir. Kendisinden mevki, mal istememeli, tevazu göstermesini, halini soruşturmasını, kişisel haklarına riâyet etmesini beklememeli, onu sevmekle yalnız Allah’ın rızasını amaçlamalıdır. Kardeşinin hukukunu gözetmeli, eziyetlerine katlanmalı, duasından yararlanmayı, dinî hususlarda yardımını istemeyi, karşılaştığında kendisine karşı sıcak davranmayı hep Allah Celle Celalühu’a yaklaşma vesilesi olarak değerlendirilmelidir. Bir bilge şöyle der: "Kendisini kardeşlerinin yanında olduğundan fazla gösteren hem kendisini hem de ihvanını günaha sokmuş olur. Kendisini mevcut değeriyle ortaya koyan yorulmuş ve arkadaşlarını da yormuştur. Ama kendisini sahip olduğu değerin altında gösterenin hem kendisi selâmetle ermiş de ihvanını selâmete erdirmiştir.” Âişe Radıyallahu anhâ diyor ki: "Mümin müminin kardeşidir, kendisini ne sömürür ne de kendisinden çekinir.” İşte dostluğun hakları bunlardır. Bütün bunlar da kardeşlerini kendine tercih etmen, kendini onlardan üstün görmemen, kendini onların hizmetçileri yerine koyman, bütün uzuvları onların haklarına âmâde kılmanla mükemmelleşir: Gözün Hakkı: Kendilerine daima senden bekledikleri şefkat nazarıyla bakmalısın. Güzelliklerini görüp kusurlarını görmezlikten gelmelisin. Sana yöneldikleri ve seninle konuştukları vakit gözlerini yüzlerinden çevirmemelisin. Rivâyete göre Allah Rasûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem huzurunda oturan herkes mübarek simasından nasibini verir, kendilerine teveccüh buyururmuş. Öyle ki meclisinde bulunan kişi kendisinin Rasûlullah nazarında insanların en iyisi sanırmış. Allah Rasûlünün meclisi haya, tevâzu ve emniyet meclisi idi. Rasûlullah sahabelerinin yüzlerine karşı çok gülümser ve gülerdi, konuşmalarını dikkatle ve beğenerek dinlerdi. Sahabeler de kendisine uyarak ve saygı göstererek onun huzurunda tebessümle yetinirlerdi. Kulağın Hakkı: Kardeşlerinin sözlerini zevkle dinlemek, söylediklerini doğrulamak, verdikleri güzel haberlere sevinmek, itiraz, müdâhele ve söylediklerini kabul etmek gibi hareketlerle laflarını kesmemektir. Eğer dinlemene engel bir durum ortaya çıkarsa özür dilersin. Bir de onların duydukları takdirde hoşlarına gitmeyecek lafları dinlememelisin. Dilin Hakkı: Arkadaşlara karşı yüksek sesle konuşmamak, onlara anlayacakları şekilde konuşmak dilin haklarındandır. Ellerin Hakkı: El ile yapılan her işte elleri kendilerine yardımdan çekmemektir. Ayakların Hakkı: Ayakların görevi arkadaşların arkasından yürümeleridir. Yani kendisini bir lider olarak görmemeli. Kendisini ileri geçirdikleri oranda ilerlemeli, kendileri yaklaştıkları oranda yaklaşmalıdır. Yine geldiklerinde ayağa kalkması, onlar oturmadan oturmaması tevazu gösterip bulduğu yere oturması da ayakta ilgili görevlerdendir.
|