Ama yiyeceğimde protein eksik olmayacak mı?
Protein her yaşayan organizmada olmaktadır –bitki veya hayvanda. Çoğu yaşayan yaratık proteinlerini bitki kaynaklarından elde etmektedir. Yiyeceklerin büyük bir bölümünü yiyerek, protein gereksinimlerinizi karşıladığınızdan emin olabilirsiniz. En iyi kaynaklar.....makarna, pirinç, patates, soya fasulyesi/sütü, kabuklu yemişler, bütün hububatlar, nohut ve çekirdektir.
Tamam, ama ya demir ve kalsiyum?
En büyük mitos, etin size yeterli miktarda demiri sağlayabileceğidir. Şaşırtıcı olmayarak, bu mitos et endüstrisi tarafından sürekli kılınmaktadır. Demir kahvaltı hububatlarında, tahıl ekmeğinde, yeşil yapraklı sebzelerde, baklagillerde veya hatta ihtiyacınız olduğunu hissediyorsanız demir ilave haplarında bulunmaktadır. Kalsiyum, çoğu insanın ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olan miktarlarda bütün işlemden geçirilmemiş bitkilerde bulunmaktadır. Taze yiyecek yiyin ve iyi hissedeceksiniz. Kalsiyumu ayrıca zenginleştirilmiş soya sütünden alabilirsiniz.
Hala balık ve deniz ürünleri yiyebilir miyim?
Vejetaryen olduğunu iddia eden ama hala balık ve deniz ürünleri yiyen insanlar, deniz yaratıklarının acıyı ve ıstırabı bizzat yaşamadığı gibi bir yanılgıya düşmektedirler. Bu insanlar kesinlikle vejetaryen değillerdir.
Süt ürünleri UYGUN mu?
Bir çok insan lacto-vejetaryen olmayı seçmiştir: onlar her hangi bir et veya deniz ürünü türünü yememektedir ve jelatin(kemik ve toynaklardan elde edilmektedir.) gibi ürünlerden kaçınmaktadırlar, fakat süt ürünlerini tüketmeye devam etmektedirler. Bu insanlar da sağlam vejetaryenlerdir.
Gerçek, bununla birlikte, şu ki, süt ürünleri et endüstrisiyle bağlantılıdır ve üretimleri çoğu hayvana aynı şekilde acı çektirmektedir. Süt ürünlerine de sağlık zemini üzerinde kuşku duyulmaktadır.
Veganlar, hayvan kaynaklı her hangi bir ürünü tüketmeyen veya giymeyen kusursuz vejetaryenlerdir – fakat bunu doğrudan doğruya yapmak zor bir yaşam tarzı değişikliği olabilir. En iyi politika, vejetaryen yiyeceğine olabildiğince az süt ürünüyle başlamak ve ilerleyen bir şekilde seviyeyi azaltmaktır.
Bununla birlikte, pilli tavuk endüstrisinin aşırı derecede zalim olduğu ve bir seçiminizin olduğu gibi “özgür alanlar” olmayan yumurtaları asla tüketmemelisiniz.
Düşünün. Yeryüzünün insan nüfusu gelecek yıl 9,000,000,000 olacaktır. Bu yiyecek kaynakları üzerinde konumlanan gerilim muazzamdır. Güçsüz mü hissediyorsunuz? Dünyanın kaynakları üzerindeki yükü hafifletecek, milyonlarca insanı doyurmak için yardım edecek, dramatik olarak sağlığınızı ilerletecek ve harfi harfine milyonlarca hayvanı acıdan, terörden ve ölümden kurtaracak bir şey yapabilirsiniz. Bu basittir VEJETARYEN OLUN!
Vejetaryenler et yiyen insanlardan daha sağlıklıdır. Bu bir gerçek. Bilimsel çalışmalar vejetaryenlerin kanser, kalp hastalığı, yüksek kan basıncı ve diğer yaygın sağlık problemlerinden daha az etkilendiğini göstermektedir. Büyük bir çalışma 1994’te British Medical Journal’da 5000 et yiyen insan 6000 yemeyenle karşılaştırıldığında, vejetaryenlerin et yiyenlerden %40 daha az kanser riski, %30 daha az kalp hastalığı riski olduğu ve %20 daha az ölümlere neden olduğu bulunmuştur (Oxford Vejetaryen Çalışması). 50,000 Amerikalı vejetaryenin üzerinde yapılan bir çalışma, çok düşük oranda kanser göstermiştir (Seventh Day Adventist Study, Massachussets). Bu çalışma, düşük-yağlı vejetaryen yiyeceklerinin takip edilmesi yoluyla, yiyecek zehirlenmesi riski %80 azalmakta olduğunu tahmin etmiştir. Vejetaryen yiyeceklerinin faydalarının daha fazla kanıtı her yıl bulunmaktadır.
Milyonlarca
hayvan dünya çapında mezbahalarda öldürülmektedir. İngiltere’de her yıl 600
milyonun üzerinde hayvan öldürülürken, Amerika’da, her saat başı 500.000 hayvan
öldürülmektedir. Orantılı bir sayı Avustralya’da da görülür. Bu gizli yapılan
bir katliamdan başka bir şey değildir. Hayvanlar işlem içinde muazzam bir şekilde
ıstırap çekmektedir. Tamamen öldürülmüş olmanın terörü sayılmazsa, hayvanlar
satış bahçelerine ve kesim evlerine nakliye edilirken rutin depolama sakatlanmaları
yoluyla acı ve korkuya maruz kalmaktadırlar.
Bugün Avustralya’da yenen çoğu hayvan, işlemden geçirilmiş yiyeceklerle
beslendiği, güneş görmeyen kulübelerde karanlıkta yoğun bir şekilde
yetiştirilmektedir. Bir çok durumda onlara antibiyotikler, büyüme-hızlandırıcılar
ve hormonlar rutin olarak verilmektedir. Biyolojik varlıklar olarak, bu hayvanlar et
makinelerinden biraz daha fazla muamele görmektedir. Bizler evcil kedi veya köpeklerimiz
bu şekilde muamele gördüğünde çok üzülürüz, öyleyse neden diğer hayvanları böyle bir zulme maruz bırakıyoruz? Öldürme işinin her hangi biri
tarafından yapıldığı gerçeği, et yemeyi kolaylaştırır fakat onu yiyerek, diğer
hayvanların kesilmelerine de fırsat vermekteyizdir.
Hiç, bizim onları yiyerek sistematik olarak bu türlere verdiğimiz zulüm
hakkında düşündünüz mü?
Et, tarımsal ve ekonomik olarak pahalıdır. Bugün dünyadaki bir çok açlıktan ölen insanla birlikte, et üretmek suçlu bir yiyecek israfıdır. Et-hayvanları, doğrudan doğruya açlık çeken insanları besleyecek olan iyi bitkilerle mükemmel bir şekilde beslenmektedir. Örneğin, sığırdan bir kilo sığır eti üretmek için 17 kilo mısır, fasulye, hububat harcanmaktadır. Et üretimi, hayvan yemi olarak kullanılan mahsulleri üretmek için çok büyük toprak rezervleri gerektirmektedir. Amerika’da yetişmiş olan ürünlerin yaklaşık %70’i insanlara değil hayvanlara yedirilmektedir. Bu arada, dünyada bir yerde her iki saniyede, bir çocuk açlıktan ölmektedir. Dünyanın insan nüfusu arttığı gibi, böylece de, üzerindeki insanların beslenmesi için ürün yetiştiren ekilebilir toprakların rezervlerini arttırmak için ihtiyaç yaratmaktadır.
Orta Amerika’da, bütün ormanlar otlayan sığırlar için kesilmekte veya toprak ayırmak için yakılmaktadır. Bu sığırların çoğu Kuzey Amerika besin değeri düşük yiyecek marketleri için ikinci kalitede hamburger eti olarak kullanılmaktadır. Her sığır, günde 300 litrenin üzerinde metan (bir “sera” gazı) üretirken saldırıya maruz olan üst toprağı aşındırmaktadır. Ayrıca, sığır çiftliği için alan açmak amacıyla kesilen ağaçlar çürümeye bırakılmıştır. Sonra sığırlara yedirilen termitler sığırlardan iki kat daha fazla metan üretmektedir. Ağırlığa karşı ağırlık, sığır tek başına gezegenimizin bütün insan nüfusundan daha ağır gelmektedir. Son bir Greenpeace raporu, Kaliforniya’nın süt endüstrisinin 22 milyonluk nüfuslu bir şehre yetecek suyu nasıl kullandığından bahsetmektedir. Yoğun domuzhanelerden, sığır besleme alanlarından ve ızgaralık piliç birimlerinden üretilen atık su, bizim nehir sistemlerimizi kirletmektedir. Bir NSW devlet haber mektubu, eski Homebush mezbahanelerinin Sidney’in sahil sularının tek en büyük endüstriyel kirleticileri olmuş olduğuna dikkati çekmektedir.
Anlaşılır
bir şekilde, insanlar kendi beslenme biçimlerinin değişimi hakkında biraz
endişelidirler. Herkese, eti bıraktıktan sonra hastalıklı muamelesi yapılmıştır!
Doğrusu şu ki, iyi bir şekilde dengelenmiş bir vejetaryen beslenme biçimi, kuvvetli
ve sağlıklı bir yaşam için gereken bütün protein ve
besinleri sağlamaktadır. (American Dietary Association Study). Pek az
dikkat edilen şey, kabızlıktan, yetersiz beslenmeden, guttan acı çeken milyonlarca
sıradan et yiyicilerdir ve diğer etin kötü etkilerine bağlı olan bir çok problem ve
hastalıkların, yiyeceklerindeki taze meyve ve sebze eksikliği vasıtasıyla
geliştirilmektedir.
Britanya’daki Surrey Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışma,
vejetaryenlerin et yiyicilerden daha iyi beslenmekte olduğunu, ve devletin kendi sağlık
danışmanları tarafından önerilen “ideal” beslenme biçimine daha yakın olduğunu
bulmuştur.
Asla. Bir çok insan bizlerin etçil olduğunu söylemektedir çünkü bizlerin keskin dişleri var. Bu bir kitabı kapağından dolayı yargılamaya benzer. İçine bakın ve neyin ne olduğunu görün. Sindirim sistemimiz otçul ve meyve yiyen hayvanlarınkine benzemektedir. Bu sistem, besinlerin yavaş sindirimine müsaade eden çok uzun bir bağırsaktan meydana gelmektedir. Tam tersine, etoburlar, etin çürümeden önce ve zehirlenmesinden önce kolayca vücuttan geçmesi için tasarlanmış kısa bir sindirim sistemine sahiptirler. Bu hızlı geçişi telafi etmek için, etoburların hızlı bir şekilde sindirmesine imkan vermelerine vejetaryenlere (insanları da kapsar) nazaran 10 kere daha büyük mide asit konsantrasyonu vardır. İnsan sık sık et yediğinde, bağırsak kanseri ve kabızlık gibi çeşitli düzensizliklerle sonuçlanarak vücuttan atılmadan önce çürümeye başlamaktadır. Tabii, etle birlikte yenilen lifler bağırsaklardan daha hızlı geçmektedir, fakat neden et yenir? Sadece sebze maddesi lif içerir ve iyi bir vejetaryen yiyeceği vücudun yapay olarak “ekstra” eklemeğe gerek kalmadan ihtiyaç duyduğu lifi sağlamaktadır.Eğer kolesterol alımınızı azaltma konusunda ciddiyseniz, vejetaryen yiyeceği hayvan ürünlerinin alternatifi olabilir.
Çoğu insan vejetaryenlerin eksik beslendiğini düşünmektedir. Sıradan bir et yiyicisi için, bu, motoru olmayan bir araba satılmış olan birisi gibi gelmektedir! Hiçbir şey gerçekten daha uzakta olmayabilirdi. Vejetaryen yemeği değişik yolların çokluğunda hazırlanmış yiyeceklerin geniş bir türünü yemek ile meşguldür.
İyi bir vejetaryen olmak, yiyecek hakkında açık görüşlü ve maceracı olmak anlamına gelmektedir. Bu gün içinde, gün dışında önceden kestirilebilir bir menü yemek hakkında basit değildir. Bir çok vejetaryen temel gıda ürünü olan Çin’den (ve daha sonra İtalya’dan) makarna, Çin’den tofu ve Endonezya’dan tempeh yüzlerce yıl önce değişik ülkelerde kendi kaynaklarına sahiptiler. Tofu soya fasulyesinden yapılan fasulye lorudur. Tempeh, mayalanmış soya fasulyesinden yapılan yemiş katılmış bir çeşit peynirdir. Bu enzimlerde zengindir ve kolaylıkla sindirilebilir. İkisi de sağlıklı yiyecek dükkanlarından ve büyük süper-marketlerden satın alınabilir. Bunlar, et için tek aracı değil fakat, yüzyıllarca proteinin mükemmel bir kaynağı olduğu ispatlanmış olan kendilerinde besleyici yiyecektirler.
Protein doğal olarak çok boldur. Her yaşayan organizmada, bitkide ve hayvanda bulunmaktadır. Meyve ve sebze bir yana, yumurta ve süt ürünlerinin az kullanılarak veya kullanılmayarak, proteinin iyi kaynakları, makarna, mercimek, pirinç, patates, soya fasulyesi, nohudu, çekirdeği ve hububatı içermektedir. İhtiyaç duyduğunuz oran, değişik kişisel vasıflara (ağırlık, uzunluk gibi) bağlıdır ve günlük gereksinim günde 20’den 90’a oldukça değişmektedir. Her gün çeşitli yiyecekleri yiyerek, kişisel gereksinimlerinizi kolaylıkla sağlamalısınız. Aslında, proteine beslenme ile ilgili tutum, son yıllarda dramatik olarak değişmiştir. “Asla çok fazla protein alamazsınız.” gibi eski moda fikirlerin yanlış olduğu kanıtlanmıştır. Vücut tarafından kullanılmayan fazla protein artık olarak bozulmaktadır ve vücuttan çıkarılmalıdır. Aslında, bir çok dejeneratif insan hastalığında asıl suç dozu aşmadadır. Mesela, osteoropozdaki kalsiyum kaybı aşırı proteinli yiyeceklerin fazlalığına büyük ölçüde bağlanmıştır.
Sağlam
bir vejetaryen beslenme tarzı, bütün gereken besinleri sağlamalıdır. Yiyecekteki
demirle birlikte C vitamininin varlığı demir emmesine %30 daha fazla yardım edecektir.
Bu, sizin yeterli demiri almanız için et yemek zorunda olduğunuzu savunan bir mittir.
Bu kolaylıkla kahvaltı tahıllarından, bütün hububat ürünlerinden, soya
fasulyesinden, baklagillerdn ve yeşil yapraklı sebzelerden elde edilebilmektedir.
Yorgunluk, muhakkak ki demir eksikliğinden kaynaklanmamaktadır. Uykusuzluktan,
depresyondan, stresten, zayıf yeme alışkalınlarından da kaynaklanabilmektedir.
Kalsiyum yetişkin ve büyüyen çocukların gereksinimlerini karşılayan miktarlara
işlemden geçirilmemiş bütün yiyeceklerde bulunmsktadır. Her hangi bir kalsiyum
alımında, bağırsak vücudun ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli kalsiyumu
içine çekmektedir. Kalsiyum iyi
kaynakları, susam tohumları, tofu, badem, soya fasulyesi, maydanoz, yeşil sebzeler ve
moral verilmiş soya sütüdür. 6,500 Çinli üzerinde yapılan beslenme ile ilgili son
bir çalışma, gerçekten hiçbir hayvan ürünü yemeyenlerin Kuzey Amerika
ortalamaları gibi iki kat daha fazla miktarda demir tükettiklerini bulmuştur. Süt
ürünlerinin yenilmediği gerçeğine rağmen, osteoporoz hemen hemen bilinmemektedir. .
Vejetaryen olmaya başlamak için en iyi yer mutfaktır! Bir yemek tarifi kitabı alın ve hazırlamaya başlayın. Yakında yiyeceklerin değişik çeşitlerini ve nasıl yapıldıklarını öğreneceksiniz. Ayrıca, vejetaryen yiyeceği için tadınız alışacaktır. İlk başta eti bırakmak zor görüne bilir, fakat böylece sigarayı bağımlılığa karşı bırakmayı da getirmektedir! Eğer etten hemen vazgeçemiyorsanız, onu yavaş yavaş bırakmaya çalışın. Sadece şimdi sağlıklı yiyecek dükkanlarından ve süper-marketlerden elde edilebilir fasulye, hububat, kabuklu yemiş, çekirdek, tofu, tempeh, gluten ve bazı düşük kolesterollü rahatlık yiyeceklerinin kullanımını arttırın.
Toplumumuzun
nicelikte et yemesi bugün endüstriyel devrimle birlikte başlamıştır. En iyi
makineler daha hızlı ve verimli çalışan tarıma yol açmıştır. Üretim fazlası
ürünler üretildiği zaman, hayvanlara ve et için parası yetenler tarafından yenilen
hayvanlara yedirilmekteydi. Böylelikle et bir yabana atılmayacak bir statü sembolü
haline geldi. Ne yazık ki, statü sembolü zengin ülkelerdeki bir çoğumuzun etin
yiyecek sistemimizin normal bir parçası olduğunu düşündüğümüz alışkanlık
içinde gelişmiştir. Yeni bin yıla girdiğimiz gibi, atalarımızın daha ziyankar
yiyecek tarzını daha sağlıklı bir tarza çevirmemiz gerekmektedir.
Bugün et ve süt ürünleri endüstrileri yoğun reklamcılık yoluyla gerekli olan kendi
ürünlerinin mitlerinin tanıtımını yapmaktadır
( sizin bunu görmeniz için sadece televizyonda kaç kere göründüklerini
saymanız gerekmektedir!). Onların peşindeki yakınları, hormonlar, antibiyotikler ve
büyüme hızlandırıcılarını hayvan üreticilerine sağlayan eczacılık
şirketleridir. Tamamıyla bizi hayvan ürünlerini yememizi sağlamada bir çok çıkar
vardır! Maalesef bu pahalı reklamcılık cıngılında kaybolmuş
olan tek çıkarlar sizinkilerdir. Kişisel sağlık ve sağlıklı bir çevre iyi yeme
alışkanlıklarıyla başlar ve vejetaryen bir yaşam tarzı bunları başarmak için en
basiti ve en etkilisidir.
Bir
değişim yaratmak kolay değildir, özellikle de arkadaşlara ve aileye açıklamalar
gerektirdiği zaman. Bununla birlikte, bildiğiniz bir değişimi yaratmak,
sağlığınızı ilerletecek olan gezegenin çevresel gerilimlerinin muazzam bir
yükünü alacaktır ve eninde sonunda zulümden milyonlarca hayvanı kurtarmayı
kolaylaştırmaktadır.
Halen Amerika ve Britanya’da, etsiz bir beslenme biçimine doğru büyük çapta bir
değişim vardır. 500,000 insan, şu an Britanya vejetaryenlerinin sayısı 4 milyonken,
her yıl vejetaryen yaşam tarzını benimsemektedir.
Eğilim, bir çok başlıca genç insanların sağlıklı ve insani bir gelecek
istediğinin farkına vardığı Avustralya ve Yeni Zelanda’da moda olmaktadır.
Bir gecelik veya uzun bir zaman süresince vejetaryen olmak önemli değildir. Önemli
olan şey patikaya çıkmaktır. Bir düzeyde et tüketimi azaltmak muazzam bir
değişiklik yaratacaktır.
2000 yılıyla birlikte, değişimi
gerçekleştirmek uygun bir zamandır. Bunu bütün gezegen için bir amaç haline
getirelim!