Hepimizin çok iyi tanıdığı bu renkli ve sempatik “küresel” şirket, aslında
göründüğü gibi o kadar da toplumların ihtiyaçlarını karşılayacak veya hizmet
edecek bir amaçla çalışmamaktadır. Artık her köşe başında bir şubesi olan,
dünyada neredeyse her gün yeni şubeler açan ve bir çok sosyal etkinliğin (konserler,
sosyal yardımlar gibi) sponsorluğunu yapan bu şirket neredeyse bütün günlük
yaşamımızda karşımıza çıkmaktadır. Restaurantlarının temiz ve düzenli
görünümleri, tabelalarının renkliliği, çalışanlarının az maaşlarına rağmen
(yapmacık olan) güler yüzlülüğü, çocuklara ayrılan oyuncak dolu bölümler ve
temiz görünümlü yiyecekleri hepimizi cezbetmektedir.
Fakat Mc Donald’s’la ilgili her şey bu kadar da toz pembe değildir.
Kurulduğu ilk günden beridir doğayı, hayvanları ve insanları sömüren bu şirket
her geçen gün yeni şubeler açmakta ve doğaya verdiği zararları da o derece
arttırmaktadır. Peki nelerdir bu şirketin doğaya, hayvanlara ve insanlara verdiği
zararlar?
- Şirketin doğaya verdiği en
büyük zararlardan birisi, hamburger eti olarak kullanılacak sığırlara otlak
alanları açmak için Latin Amerika’da bulunan tropikal yağmur ormanlarının yok
edilmesidir. 21 ton rafine et ve et mamulü üretmek için 145 milyon ton civarında
tahıl harcamaktadır. Bu, inanılmaz boyutta bir israftır.
- Ayrıca şirket dakikada 1
milyon tonun üzerinde ambalaj üretmekte ve bunların atıkları çok tehlikeli boyutlara
ulaşmaktadır. Çöplüklerdeki ambalaj atıkları her gün dağlar kadar
yığılmaktadır.
- Şirket, milyonlarca hayvanı
öldürmekte ve işkenceye maruz bırakmaktadır. Sadece Avrupa’da haftada 500,000
tavuğu katletmektedir. Şirket bu hayvanların ıstırabından ve ölümlerinden kar
etmektedir.
- Mc Donald’s şirketi
dünyadaki açlık sorununun doğrudan nedenlerinden biridir. 5 hektar alanda üretilen
soyadan 60 kişi beslenebilecekken bunu tüketen sığırların etinden sadece iki kişi
doymaktadır. Bir sığır insanın tüketeceği soyanın on katını tüketmektedir.
- Mc Donald’s, ayrıca
ürünlerinde kullanılan kimyasal katkılar dolayısıyla binlerce insanın göğüs
kanseri, kalp hastalıkları ve şeker hastalığı gibi hastalıklara yakalanmasına da
neden olmaktadır. “Chicken burgerlerde” kullanılan tavukları şişmanlaştırmak
için ekstra hormonlar ve antibiyotikler verilmektedir. Hamburgerlerin içinde kullanılan
marul ve domateslere, renk ve güzel bir görünüm vermek için 12 farklı kimyasal
katkı koyulmaktadır. Bu da bir çok kanser olayını arttırmaktadır. Bu çeşit
hastalıklar şimdi Batıda zamansız ölümlerin yaklaşık 4/3’ünden sorumludur
- McDonald's reklamcılık
üzerine her yıl 2 milyar dolar üzerinde para harcamaktadır. Toplanabilir oyuncakları,
televizyon reklamları, okullarda promosyon projeleri ve Ronald McDonald gibi figürleri
kullanarak şirket kendi ana hedef kitlesini –yani çocukları- bombardımana
tutmaktadır. Amerika’da kurdukları Mc Donald’s Üniversitesiyle insanları
reklamlarla, doğayı, insanları ve hayvanları nasıl sömürebileceklerinin eğitimini
vermektedirler.
- Şirket, bu dev yiyecek
endüstrisi pazarında kendinden sonraki üç sırada yer alan lokanta zincirlerinin
toplamından daha büyük bir ciroya sahiptir. Bu da şirketin ne kadar aç gözlü
olduğunun kanıtıdır.
- Mc Donald’s çalışanlarını
da sömürmektedir. Çalışanlar, zor koşullarda mekanik bir biçimde az paraya
çalışmak zorunda bırakılmışlardır. İşsizliğe karşı Mc Donald’s
restaurantlarından birinde çalışmak tek çare gibidir. Şirketin hiyerarşik yapısı,
çalışanlarının şikayetlerini kolaylıkla ezmekte ve her hangi bir sendikalaşmayı
anında işten çıkarmalarla yok etmektedir. Şirket diğer çok-uluslu şirketler gibi
çocuk emeği sömürüsüne de dadanmıştır. Üçüncü dünya ülkelerinde, çocuklar
Mc Donald’s oyuncaklarının imalatında çalıştırılmaktadır.
- Mc Donald’s kendisine karşı
yapılan kampanyaları durdurmak için de milyonlarca dolar devlete ve medyaya para
aktarmaktadır. Bir çok karşı kampanya, şirketin tehditleriyle ve kendisine karşı
çıkan yayınların yasaklanmasını sağlayarak bastırılmıştır.
Aslında daha anlatacak çok şey
var. Sanırım bütün bunlar bu şirketin nelere mal olduğunu bize anlatıyor. Ama bizim
sorunumuz sadece Mc Donald’s
değil, insanları, hayvanları ve doğayı, kar amacıyla sömüren ve öldüren bütün
uygulamaları gerçekleştiren bütün şirket ve kurumlardır. Yani sorunumuz
kapitalizmledir.