DİNAR DEPREMİ - YER SARSILDIĞI
ZAMAN
Afyon'un Dinar ilçesinde Pazar Akşamı saat 17.57'de
meydana gelen 6 şiddetindeki deprem, bir anda ülke gündeminin ilk sırasına
yerleşti. 100'e yakın vatandaş hayatını kaybederken 300'ün üzerinde
kişi de yaralandı.
Depremde kamu binalarının hemen tümünün yıkılması,
devletin nasıl soyulduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Deprem... Zelzele... Sarsıntı, insanın tüylerini
diken diken eden bir kavram... Allah vatanımızı böyle zelzelelerden uzak
tutsun.
Zelzele deyince, insanın aklına hemen Kur'an-ı
Kerim'in 99. suresi olan Zilzal suresi geliyor.
Zilzal suresi Mekke'de nazil olan ve 8 ayetten ibaret
bir suredir. Cenab-ı Allah bu surede şöyle buyuruyor:
"Yer sarsıldıkça sarsıldığı, Yeryüzü ağırlıklarını
dışarı çıkardığı, Ve insanın "Bana ne oluyor" dediği
zaman. İşte o gün insanlar ayrı ayrı gruplar halinde, ilahi divana çıkarlar
ki, yaptıkları işler kendilerine gösterilsin. Artık kim zerre ağırlığınca
hayır yapmışsa onu görür. Ve kim zerre ağırlığınca şer yapmışsa
onu görür."
Bu sure gerçeklerden habersiz, gafil kalbi sarsan çok
şiddetli bir depremdir. Konusunun, sahnesinin ve ifadesinin etkisinin
birlikte oluşturdukları ve gafil kişiyi şiddetle sarstıkları bir
depremdir... Sonra sure çığlıktır. Yeryüzünü ve üzerinde bulunanları
şiddetle sarsan bir çığlıktır bu sure... Toprakta yeniden dirilişi bu
insanlar kendilerini hesaba çekilme ile, amellerinin yaratılması ile ve
ceza ile yüz yüze bulurlar.
Yerin o zilzali, zelzelesi... Yerin, hareketi
dediğimiz zangır zangır sarsıntısıdır. Bu sarsıntı, sureyi
dinleyenlerin ayaklarının altındaki sarsılmaz gibi duran, her şeyi kökünden
sarsan ve yeryüzü ayaklarının altında sarsılıp denizin dalgaları
gibi gelip giderken kendilerine sallandıklarını ve adeta salıncakta inişler
gibi bir gelip bir gittiklerini zannettiren bir tablodur.
Sunulan bu tablonun karşısında "İnsan"
ın durumu anlatılarak ve tablo ile karşı karşıya geldiği zaman
reaksiyonları çizilerek bu etki daha da açık hale getirilmektedir.
"İnsan buna ne oluyor der."
Bu soru, alışmadığı bir şey gören, akıl
erdiremediği bir şeyle karşı karşıya kalan, karşısında sabretmenin
ve susmanın mümkün olmadığı bir olaya tanıklık eden kendinden geçmiş,
dehşete düşmüş ve neye uğradığını şaşırmış bir kimsenin
sorusudur. "Buna ne oluyor?" Onu bu şekilde kim sarsıyor?"
Kim sallıyor? Ona ne oluyor? Soruyu soran insan, sanki yeryüzünde onunla
birlikte yalpalıyor, etrafında neler varsa gelip giderken bir şeye
tutunmayıp, ona yaslanmaya ve yerinde sabit olarak kalmaya çabalıyor.
Afyon Dinar'lılar bir deprem yaşadı. Bu kıyamet
sahnesi değil, Allahü Teala imtihan ediyor ve şöyle buyuruyor:
"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık;
mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz.
(Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele! (Bakara Suresi.155)
Zelzele, deprem, sel felaketi, yangın gibi afetler
bizleri Allah'a daha da yaklaştırıyor. Allah'a ısınma daha artıyor.
Allah bizi korku ve açlık ile imtihan ediyor. Mallarımızdan, canlarımızdan,
ürünlerimizden eksilterek, fakirlikle deniyor, imtihan ediyor.
Zerre miktarınca iyiliğin, kötülüğün hesabının
karşımıza çıkacağı gün gelmeden, aklımızı başımıza alalım. İbret
alalım. Ölüme hazırlıklı olalım....