GENÇLİĞE VERİLEN ÖNEM
İnsan hayatı çocukluk, gençlik
ve ihtiyarlık olmak üzere üç bölüme ayrılır. İslam, bu hayat
devrelerinin hepsine ayrı bir önem vermiştir.
İnsanlar bazı nimetlerin farkına
elden kaçırınca varırlar. "Ah ben gençliğimde şöyle
yapmıştım. Şimdi bir genç olsam şöyle şöyle yapardım" diye
yakınan ihtiyarları çok görmüşüzdür.
Gençken yapılan ibadetlerin Allah
katında daha makbul olduğnu hepimiz biliyoruz. Camilerimize gelen gençleri
görünce seviniyoruz. "Aferin" diyoruz. İşte
bu gençler geleceğin teminatıdır.
Geçen cuma namazında Anıt Amber
Reis Camiisinde irad ettiğim hutbede, Camiler Haftası münasebetiyle
Amber Reis Camisini temizleyen, süpüren, pırıl pırıl yapan Meram
Milli Gençlik Vakfı'na ve gençlere teşekkür etmiştim. Bu teşekkürümü
burada da yapmak istiyorum.
Camiden, cemaatten, cumadan
habersiz gençleri gördükçe üzülürken, cami, cemaat, namaz gibi
konulara önem veren gençleri de gördükçe memnun oluyor,
seviniyoruz.
Caminin, cemaatin terbiye edemediği
gençleri bugün medya terbiye ediyor. Daha doğrusu terbiyesiz hale
getiriyor.
Özel televizyonlar yayına başladığından
beri, artık ailece televizyon seyretmek hayal oldu. 10-15 kadar
kanaldan her gün her gece sanki lağım akıyor, pislik akıyor.
Dinar'da deprem olmuş. Kime ne?
Televizyonlarda "Vur patlasın çal oynasın", "İner
misin, çıkar mısın?", "Ah kızlar vah erkekler" gibi
seviyesiz programlar bütün hızıyla devam ediyor, dansözler
sahnelerde cirit atıyor.
Bunun için, gençlik elden
gitmeden, yarının teminatı olan gençlerimize sahip çıkalım. Sahip
çıkan dernekleri, kuruluşları da destekleyerek yardımcı olalım.