ÖZÜR DİLEMEK O KADAR ZOR MU?
Zaman zaman arkadaşlarımız arasında birbirimizi kırıcı söz
ve davranışlarda bulunuyoruz. Daha sonra yaptığımız bu hareketten
dolayı özür dileme alışkanlığımız yok denecek kadar azdır.
Biz
niçin böyleyiz? Söz verdiğimiz halde randevumuza gelmiyoruz. Ertesi gün
aynı arkadaşla işyerinde, sınıfta buluştuğumuz zaman "Özür
dileme" yi bile beceremiyoruz. Bazılarımız özür dilemeyi aklının
ucundan bile geçirmiyor.
Sevgili
Peygamberimiz "sözünde durmamayı" münafıklık
alametlerinden biri olarak saymıştır.
Münafık
olmak, içi başka dışı başka olmak. İki yüzlü olmak. Müslümanlarla
müslüman, yandaşlarıyla beraber olduğu zaman onlar gibi olmak.
Bu
konuya toplum olarak önem vermeliyiz. Çocuklarımıza, arkadaşlarımıza
bu konuyu zaman zaman anlatarak, önemini kavratmalıyız.
Randevusuna
geç gelen, özür dilemekten bile aciz olanlara karşı tepkimizi göstermeliyiz.
Arkadaşlığımızı bir süre askıya alarak, hatasını anlayıp, özür
dileyinceye kadar bu tepkimize, soğuk davranmamıza devam etmeliyiz.
Müslüman
söz verdiği zaman sözünde durmak, onu yapmak zorundadır. Yapmadığı
zaman, sözünü yerine getirmediği zaman da özür dilemeyi asla küçümsememeli,
hatasını bu şekilde kapatmaya çalışmalıdır.
Mehmet
Akif ERSOY, söz verdiği halde sözünde durmayan bir arkadaşıyla 6 ay
kadar konuşmamıştır.
Evet,
özür dilemek o kadar zor değildir. Fakat, özür dilenmeyecek işleri
yapmak da çok kolaydır:
O
da "sözümüzde durmak."