| A Sayfa : | 1 | 2 
      | 
       
        anüesi 
        ark. 
        3ad. anöesi. 
        anüesi 
        danâi 
        ark. 
        bir diken türü. 
        Anoste 
        ark., unostone lezzetsiz, tatsız. 
        õ anosûe gyai: 
        lezzetsiz yemek. 
        ansaneri 
        ark. asi, baş kaldıran. õ ansanerepek dudi 
        keüozdes: 
        asiler başkaldırdılar. 
        ansüilepuna 
        yaban gülünün çok olduğu yer. õ mwupis 
        ansüilepunas 
        kodolovoli: karanlıkta yaban gülü tarlasına 
        düştüm. 
        ansüili 
        1. yaban gülü bitkisi. 2. diken. õ asüili 
        komema3onu: diken battı. õ ansüili 
        sûeri 
        bozomota: diken gibi kız. 3. Diken niçin evlenmedi? Bütün 
        bitkiler evlenirken diken evlenmeyi reddeder. Nedeni sorulduğunda “ben 
        yolun kenarına dikileceğim, gelip geçenlere batacağım, böylece herkesle 
        evlenmiş olacağım” der ve evlenmeyi kabul etmez. 
        ansüiloni, ansüilonyayi 
        atn. 1. yaban gülü bitkisinin olduğu 
        yer. 2. dikenli. 
        anteri 
        atn. (giyecek) kazak. õ anteri demiöordu: 
        kazağım yırtıldı. 
        antepe 
        xp., hantepe ark., hantere vi., hani arş. bunlar. õ antepes uwvi haşo 
        komoxûan: 
        bunlara söyle böyle gelsinler. 
        antrise 
        ark., anûisi xp., anûişi, 
        anûeşi üvey. õ Nanaşantrise: üvey anne. 
        anûama 
        vi., aûamba arş. şeftali. õ anûama vimxor: 
        şeftali yiyorum. 
        an3era 
        atn., 3ela arş., üan3xanaüa 
        ark., liüaba 
        yüksek kesimlerde yetişen, 1-1,5m boylarında, 
        kırmızımtrak ve kuş üzümü büyüklüğünde nahoş yemişi olan, beyaz ya da 
        pembe çiçekli çalı türü bir bitki. 
        anwala 
        1. adap dışı, terbiyesizce, argo. õ anwala 
        ixaôas: 
        edep dışı konuşuyor. 2. edep dışı konuşan. 
        õ anwala 
        üoçi: 
        edep dışı konuşan kişi. 
        anwalaburi atn. küfürlü, adap dışı bir tarzda, 
        argo bir şekilde, terbiyesizce. õ anwalaburi mot 
        ixaôa: 
        terbiyesizce konuşma: 
        anwo 
        xp., wo 
        atn., hanwo 
        vi. bu yıl. õ anwo var 
        moxûu: 
        bu yıl gelmedi. 
        apaöi 
        atina’nın aranaşi köyünde bir yer adı. 
        apiçoras 
        vi. çarçabuk, çabucak, birdenbire, bir 
        anda. õ apiçoras dulyape 
        koniçodu: işler çarçabuk bitti. 
        aôaroûi çok konuşan, çenesi düşük. õ aôaroûi 
        üoçi: 
        çenesi düşük adam. 
        aôau atn., ôaôau vi. kişilere takılmak, alay 
        etmek amacıyla kullanılan bir ifade. 
        aôesôeu 
        atn. aşırı şeyler için kullanılır. 1. õ ini aôesôeru: 
        çok soğuk, kırağı. 2. mwupi 
        aôesôeru: çok karanlık, zifiri 
        karanlık. 
        aôiüo 
        ark., awuôati 
        atn. atik, uyanık, gözü açık. 
        aôoğola hopa’nin buça köyünde bir yer 
        adı. 
        aôoûe 
        bir zaman, kesin olarak tarihlenmemiş, 
        bilinmeyen uzak bir zaman. õ aôoûe 
        kogâirare: 
        seni bir gün görürüm. õ aôoûeşe ar 
        komulun: çok ender, çok seyrek olarak geliyor. 
        õ kogogaşinas na 
        aôoûe 
        duwvare: hatırlarsan bir gün 
        söylersin. 
        aôrili, arôili, 
        igriüa 
        nisan ayı. aôrili 
        kodogutu: nisan ayına girdik. 
        aôuûraüi 
        atn., abuûragi ark. 1. dış tarafı dikensi yumru 
        şeklinde meyvesi olan bir bitki. 2. mec. çok acı yiyecek. çkar var 
        işüomen, 
        apuûraüi 
        sûeri ren: 
        hiç yenmiyor, “apuûraüi” gibidir. 
        3. sert ve haşin kişi. aôuûraüi 
        sûeri 
        üoçi: sert adam. 
        apxa 
        dokuma tezgahının bir parçası. 
        ar 
        atn., xp., arti meg. 1. bir sayısı. ar oşüuri: 
        bir elma. ar sva: bir yer. 2. hele, hele bir. ar kobâira do muti 
        var domaöis: 
        hele bir göreyimde bir şey lâzım değil. 
        arçkva 
        ark. 1. bir daha. arçkva tkvi: “bir daha söyle.” 
        2. artık. arçkva bigzalat: “artık 
        gidelim.” 
        arçkvaneri 
        ark. bir dahaki. açkvaneri ôarasüe ndğas 
        mepûare: 
        “bir dahaki cuma günü geleceğim.” 
        aröuûa 
        ark., aröiûa 
        xp., arwuûa vi. küçücük, birazcık, azıcık. 
        aröuûa bibgari: 
        “biraz ağladım.” 
        arfara 
        ark., afara atn. bir kez. ar fara miâirapun: 
        “bir kez görmüşüm.” 
        arfarapes 
        bir defasında, bir keresinde, bir aralar. arfarapes na mağodu ar 
        kogişüuûuüo nosi 
        gamûaseûu: 
        “bir defasında başıma geleni bir bilsen aklın 
        şaşardı.” 
        arüele 
        ark., arüale 
        atn. bir taraftan, bir yandan, öbür 
        taraftan, öbür yandan. arüele 
        zoôons 
        arüele ikoms: 
        bir yandan söylüyor öte taraftan 
        yapıyor. 
        arôoûeşe ar 
        atn. çok seyrek, nâdiren. arôoûeşe ar 
        komulun: “çok seyrek geliyor.” 
        arsotxa 
        arş. herhangi bir yer. 
        arsotxaneri arş. herhangi bir yerden 
        olan. 
        arsotxani arş. herhangi bir yere ait 
        olan. 
        arsotxaşa arş., asotxaşe atn. bir yere, bir yerden, 
        herhangi bir yerde, herhangi bir yerden. asotxale movulu: bir yerden, 
        herhangi bir yerden geliyorum. 
        arsoti arş., asoti atn. herhangi bir yer, bir yer. 
        arsotişe bidare: herhangi bir 
        yere gideceğim. 
        ara 
        atn., qa xp., mûoûi 
        vi. dal. ncas arape guûroxu: 
        ağacın dalları kırıldı. 
        araüani 
        atn., raüani 
        arş. tepe. xolo ti kogoladu raüanepes 
        emôula: yine tepeleri duman sardı. 
        aranâi 
        ark. greyfurt. Aranâi 
        wüari şums: 
        greyfurt suyu içiyor.    
        ardido 
        ark. birçok. Ardido üoçi 
        moxûu: 
        Birçok adam geldi. 
        arfarapes 
        ark. bir aralar, bir zamanlar. arfarapes ndağişe keşapti 
        dorûun: 
        bir zamanlar dağa çıkmıştım. 
        arguni 
        büyük balta. arguni komoidu: baltayı omuzuna 
        aldı. 
        ariani 
        ark., dergi atn. küp. arianis kapça kodolomcumoru: 
        küpün içine hamsiyi tuzladı. 
        arka 
        atn., kra, nkra ark. boynuz. xocis arka moyuûroxu: 
        öküzün boynuzu kırıldı. 
        arkabi, arxave Xopa (Hopa) ve 
        Viwe 
        (fındıklı) kasabaları arasında kalan, Türkiye’nin idari bölümlenmesinde 
        Hopa adı ile bilinen Laz kasabası. 
        arkaburi 
        1. arhavili, arhavi’den olan. arkaburi yaşar turna: arhavili 
        yaşar turna. 2. arhavili’ye 
        ya da arhavi’ye özgü olan, arhavice. arkaburi oôaramitu: 
        arhavi’ye özgü konuşma. arkaburi birapa: arhavi’ye özgü 
        şarkı. 
        Arkaponi, 
        arkaponyayi atn., nkraoni, kraoni ark. boynuzlu. arkaponi a mskveri kobâiri: 
        boynuzlu bir geyik gördüm. 
        arnavi 
        vi., xameli atn. önden bağlanan iplerle 
        çekilmek suretiyle kullanılan, tahtadan yapılmış geniş kürek. insan 
        gücüyle çalışan bir tür ilkel tahta kepçe. alım yerlerinde yaş çayı 
        arabaya taşımak gibi işlemlerde kullanılır. 
        aroğorda 
        atn., arto arş., arte ark. birlikte, beraber, hep 
        birlikte, hep beraber. iri 
        aroğorda bibirat: hep birlikte oynayalım. aroğorda moxûes: 
        birlikte geldiler. 
        arôili, aôrili nisan ayı. Arôili dogutas 
        üuüuk 
        oüiinu 
        coöams: nisan ayının başından itibaren 
        guguk kuşu ötmeye başlar. 
        arso 
        xp. bir kısmı. arsomuşi komoği: bir kısmını 
        getir. 
        arti 
        arş. öteki. arti keöopi: 
        ötekini al. Artepe: ötekiler. 
        artikati 
        ark., artiüati 
        atn. birbirini, birbirlerini. artiüarti 
        koâires: 
        birbirlerini gördüler. artiüarti var 
        naşüves: 
        birbirlerini bırakmadılar. 
        arûaşeni, arûaşini, 
        aûraşini Viwe 
        (fındıklı) ve atina (pazar) kasabaları arasında kalan, Türkiye’nin idari 
        bölümlenmesinde ardeşen adı ile bilinen Laz kasabası. arûaşeni’şe 
        ulun: ardeşen’e gidiyor. 
        arûaşenuri, aûaşenuri 
        1. ardeşenli, ardeşen’den olan. arûaşenuri 
        Lazepe: ardeşenli Lazlar. Arûaşenurepeşi 
        dulyas ma nosi var exemizdams: ardeşen’e özgü 
        iş. 2. ardeşenli’ye ya da 
        ardaşen’e özgü olan. Arûaşenuri 
        dulya: ardeşen’e özgü iş. 
        asotxale, arsotxale 1. bir yerden, 
        herhangi bir yerden. Asotxale 
        movulu: bir yerden geliyorum. 2. bir yere, herhangi bir yere. 
        Asotxale vulu: bir yere 
        gidiyorum. 
        asti 
        zaten, aslında. asti var bognidorûu: 
        zaten anlamamıştım/duymamıştım. 
        asûenari atn., astenyayi vi., genciyeri xp. yatalak. asûenari 
        kodosüudu, var 
        oüvaüanen: yatalak kaldı, yerinden 
        oynayamıyor. 
        asûeri 
        xp., hayasteri ark., hamusûeri 
        atn. bunun gibi, buna benzer. asûeri dulyape 
        var momwondun: 
        böyle işleri beğenmiyorum. 
        asvi 
        xp. heba olmuş, boşa harcanmış, heder 
        olmuş. 
        Aşi, anşi 
        altı. aşi tuta diyu si na var 
        gâiri: 
        altı ay oldu seni görmeyeli. 
        aşiği 
        oyapu, opxasinu atn. 1. garipsemek, garip 
        karşılamak. na miwupe opşa 
        aşiği mayu: bana söyledikleri çok garibime 
        gitti. 2. Hayret etmek. 
        aşüva 
        atn., açkva ark. artık, bundan böyle. aşüva dubağun: 
        artık yeter. aşüva 
        moxûi: 
        artık gel. 
        aşvacis 
        ark. bir nefeste, bir anda. aşvacis dulyape doôit: 
        bir nefeste işleri bitirdik. 
        atinori 
        uşkuri ark. bir elma türü; atixa 
        (pazar) elması. 
        atinori ombri 
        vi. 
        meyvesi uzunca ve sert olan bir erik türü, 
        pazar eriği. 
        atinuri, 
        atixuri 1. atinalı (pazarlı), pazar’dan olan. 
        ma atinuri vore: ben 
        pazarlıyım. atinuri bozope: 
        pazarlı kızlar. 2. 
        pazarlı’ya özgü. atinuri 
        oxaôaru: 
        pazarlı’ya özgü konuşma. 
        aûamba arş., anûama 
        vi., aûama 
        xp. şeftali. aûambape 
        dok3es: şeftaliler çürüdü. 
        aûeüne 
        vi., aüoôuri 
        atn. çocuğu olmayan. cuma çkimi aûeüne 
        kodoskidu: kardeşim çocuksuz kaldı. 
        aûüozi atn. meyil, eğim, şev. oöi kocexvii 
        aûüozi 
        moğams: toprak parçasını aşağıya indirirsen 
        meyil getirir. 
        avla, üoda 
        avlu. Avla süani 
        cuneli/öepri 
        megipinare: senin avlun güneşli/oraya kendir 
        sereceğim. avlaşi xoci 
        ôanda 
        xociüa (arş., 
        not.): avludaki öküz hep tosun görülür. sahip 
        olunan şeyin değerini bilmemeyi ifade eder. 
        azmarida 
        izmarit balığı. 
        aâanâgi 
        çizme, horon oynarken giyilen ve dize kadar 
        uzanan çizme. 
        awi 
        xp., hawi 
        ark., ase meg., hus atn. şimdi. awi mu 
        iqvasen? şimdi ne olacak? 
        awineri xp., hawineri 
        ark., husineri, husûineri 
        atn. şimdiki. 
        awişkule xp., hawişkule 
        ark., husişüule 
        atn. şimdi. awişüule mu 
        iqvasen? şimden sonra ne olcak? 
        awuğe 
        ark., awiğe 
        xp., 
        mawupxe 
        atn. küçük yapılı bir tür eşek 
        arısı. 
        awuôaûi 
        atn., aôiüo 
        ark. atik, uyanık. awuôaûi 
        bere: atik 
        çocuk.  Sayfa : | 1 | 2 
      |    |