HİKAYE 1:
Çocuklu bir kadın dolmuşta giderken çocuğu rahat durmuyor ve
huysuzluk yapmaya başlıyor. Kadın çocuğa bir türlü söz geçiremiyor
ve şöföre dönüp,
-şöför bey birşey söyle şuna da sussun.
diyor. $öför sunu söylüyor:
-Sussana ulan .mına koduğumun çocuğu!!!
------------------------------------------------------------------------------------------------------
HİKAYE 2: Büyük şehirlerimizden birinde iki bayan gezmeden
dönerlerken dolmuşa biniyorlar. Dolmuşta o an için bir önde bir
de arkada yer var. Birisi öne diğeri arkaya oturuyor haliyle.
Önde oturan hemen çıkarıp iki kişilik ücreti veriyor dolmuş
şöförüne. Arkada oturan bayan da ücret vermeye niyetlenince
öndeki bayan arkaya sesleniyor:
Naimeeee, ben önden verdim zaten. Bir de sen arkadan vermeee.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
HİKAYE 3: Münir Özkul, Ayhan ışık'ın cenaze namazına gitmek için dolmuşa
binmiş. Camiye yaklaştIkça başı sonu belli olmayan bir
kalabalıkla karşılaşmış. Öyle bir kalabalıkmış ki Münir Özkul,
-Kalabalığa bak. Sevenlerinin bu kadar çok olduGunu bilmezdim.
diye mırıldanmış. Bunun üzerine dolmuş $öförü de
-Sen bir de kendi cenazeni gör abi.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
HİKAYE 4: Arkadaşım dersane çıkışı evine dönücek. Yürüyo. Bi bakıyo bi minibüs. İçindeki herkes camlara
yapışmış bağırıyo. Minibüs geçiyor. Arkasından da koşan, koşarken de bağıran bi adam. Allah
Allah diyip yoluna devam ediyo arkadaşım. Bir kaç metre ileride bir minibus kazası... Çatliyo
ve ne olduğunu soruyo.. Açıklama şöyle: Minibüs şöförü kapıyı açıp dışarı sumkururken
minibüsten düşüyo. Minibus yoluna devam ediyo... İçeridekiler olaya müdahale edecekleri yerde,
camlara vurup bağırıyor. Şöfor de arkadan koşarak minibüsü yakalamaya çalışıyor.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
HİKAYE 5: Bikaç arkadaş arabaları ile yolda giderlerken, kötü şans bu ya, bir kedi arabanın önüne
atlıyor, bunlar da kediye "küütT!" diye çarpıyorlar, hemen iniyorlar, bakıyorlar ki yolun
kenarında bir kedi hoplayıp zıplıyor, "ulan" diyorlar, üzülüyorlar, "bari can çekişmesin,
öldürelim" diyorlar.. Arabaya bakıyorlar, bi beyzbol sopası var.. Alıyorlar sopayı başlıyorlar
kediye vurmaya.. O sırada kenardakı binadan bir kadın olayı görüyor ve basıyor cığlıkları, "ne
yapıyorsunuz kedime! Niye vuruyorsunuz? hayvan düşmanları!. Adamlar olayı
kadına anlatmaya çalışıyorlar, ama kadın açıklama dinleyecek durumda değil, feryat figan...
Kadın polis cagiriyor, hemen polis geliyor (Demekki yabancı bi ülkede geçiyor olay!!..).. Neyse
geliyo polis, "Napıyonuz siz bakiiim?" diyor.. Adamlar da anlatıyorlar.. "Kediye çarptık, can
çekişiyordu, acıdık, can çekişmesin dedik, sopa ile öldürdük". diyorlar.. Polis de "nerden belli
kediye çarptığınız, ispat edebilir misiniz?" diyor.. adamlarda, "Ummm, nasil ispat edelim"
felan derken.. "aaa!" diyorlar, "kediye çarptıysak arabanın üzerinde kan izleri felan vardır
herhalde, gelin memur bey, arabaya bakalım, kan izi herhalde ispatımız olur"... "tamam" diyorlar,
arabaya gidiyorlar... Bakıyorlar: Arabanın önüne yapışmiş, pestili çıkmış bir KEDi!..
------------------------------------------------------------------------------------------------------
HİKAYE 6: Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in sair bir tarihte düzenlediği bir basın toplantısından.
..
-Ege bir Yunan golü deeldir.
-Ege bir Türk golü de deeldir.
-Binanaleyhh Ege bir gol deeldir..
------------------------------------------------------------------------------------------------------
HİKAYE 7: 4 öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve de matematik finalini kaçırmışlar ertesi gün hocalarına
gitmişler, zar zor ikna etmişler, işte arabaya bindik yolda lastik patladı o yüzden kaçırdık
diye. Neyse hoca demiş 3 gün sonra gelin sizin 4 ünüze sınav yapacağım diye...
3 gün sonra bu 4 oğrenci sinav olmak için gelir, matematik hocası bu 4 ünü sınıfın köşelerine
birbirlerine en uzak olucak şekilde oturtur... (bilmeyenler için finali geçmek için en az 50
almak lazım)
Matematik hocası 5 tane soru sormuştur. Sayfanın önünde ki 4 tane matematik sorusu basit
sorulardır ve her biri 10 puanlıktır. Kağıdın arkasındakı soru ise 60 puanlıktır ve de soru
aynen şöyledir " Hangi lastik patladi ?? "
------------------------------------------------------------------------------------------------------
HİKAYE 8: Cok sayida yerel gazetenin yayinlandigi kucuk bir sahil kasabamizda,
gazete sahiplerinden birinin, digeri ile arasi acilmis. Olayin sebebi de
bunlardan birinin, digerinin bir yakini aleyhine tazminat davasi
acmasiymis...
Davalinin yakini gazete sahibi, davaci gazete sahibini davasindan
vazgecirmek icin bir suru yol denemis, araya tanidiklar sokmus, hicbiri
ise yaramamis. Aklina bir fikir gelmis: Kendi gazetesinden bir saldiri
kampanyasi baslatirsa, belki diger gazete sahibi cayar, davasindan
vazgecebilir diye!
Ertesi gun gazetesinde 8 sutuna manset aynen soyle bir manset atmis:
"SEN BIR HOMOSEKSUELSIN!"
Basligin altinda da bu haberin "toplumun kirlenmesini onlemek!" icin
yazildigi anlatiliyormus.
Tabii ertesi gun diger gazete sahibi 8 sutuna manset baska bir haberle
cevap hakkini! kullanmis:
"HOMOSEKSUEL SENSIN!" :)
Bunun uzerine davalinin yakini gazete sahibi bir sonraki gun, davaci
meslektasinin basina kucukken nasil bir is geldigini ayrintili olarak
anlatan bir yaziyi yine sekiz sutuna mansetle basmis:
"KORKMUYORSAN HAYDI MUAYENEYE!"
Yazinin altina da onemli bir not dusmeyi ihmal etmemis: "Turkiye'nin
her yerinde tam tesekkullu bir hastahane de muayeneye razi misin?
Ben raziyim..."
Davaci gazete sahibi bu mansete yanit vermemis. Ama konuyu degistirerek
toplumu ilgilendiren(!) cok baska bir mansetle saldiriyi surdurmus:
"SEN BIR KACAKCISIN!" ;))
Sekiz sutuna manset cekilen bu haberin iceriginde, davalinin yakini olan
gazetecinin, otomobiliyle denizde bulunan bir motordaki kacakcilara
sinyal verdigi iddia ediliyormus.
Bu haber uzerine isler iyice cigrindan cikmis ve duello cagrilari baslamis:
"YIGITSEN RIHTIMA GEL!"
Bu basligin yanina da kucuk bir not dusulmus: "Silahini da alabilirsin"
Ertesi gun "RIHTIM SENIN COPLUGUN!" ust basligi ile mansetten verilen
yanit soyle olmus:
"ERKEKSEN SEN KILISENIN YANINA GEL!"
Medya mensuplari toplumsal(!) sorunlari bu haberlerle cozerken, gazetelerin
tirajlari da tarihlerinde rastlanmadik sekilde artmis. Bu arada isin
cigirindan ciktigi goren Kaymakam arabulucuk yapip, gazete sahiplerini
baristirmak istemi$, olmamis. Baristirma isini bu defa Gazeteciler
Cemiyetinin gedikli baskani Lutfu Agabey'e vermisler. Lutfu Agabey kendi
gazetesinden, iki gazeteci meslektasina seslenerek ilimli olmalari icin
cagrida bulunmus ve kendi gazetesinden manset atmis:
"ARTIK AYIP OLUYOR BEYLER!"
Diger iki gazeteci bu haber uzerine sanki aralarinda sozlesmisler gibi,
ertesi gun kendi gazetelerinde ayni basligi atarak Gazeteciler Cemiyeti'nin
Gedikli baskani Lutfi Agabey'e cevap vermisler:
"SEN KARISMA LUTFI!.."