
Yarın ...
Yarın varsa eğer; sevdadır o; sisteki hüzünlü, puslu, umuttur o... O, henüz yaşanmamış olasıdır, kış güneşidir, o yarın...
Yakamozda yüzmektir gümüş ovalara, yarın varsa eğer...
Yarın, yeni ışıklarla doğan günün çiy tanelerindedir...
Ne sonda, ne başta olmaktır yarın... Yarın, varsa eğer; ne hiç bitmeyen ve hiç başlamayan herşeydir...
Yarın, varsa eğer; göğün mavi tarlalarıdır, şebnemli gece bahçeleridir, nar çiçekli gelin ağaçlarıdır...
Her cümlesi ayrı bir yerde notalanmayan bir şarkıdadır yarın, varsa eğer..
Eğer, yarın varsa; hiç söylenmemiş ama hep söylenmek istenenleri çizmektir tuvallere, haykırmaktır artık yarın... Kahkahalarla ağlayıp, hıçkırıklarla gülmektir yarın...
Bulduğunda kaybetmediğin ve vurmayan gündür yarın, varsa eğer...
Umudu okyanuslar olan, içi şarkı dolu bir kayıktır yarın...
Yarın, varsa eğer; dalların yeniden yapraklarıyla buluştuğu ve kanatlarında bembeyaz bulutları taşıyan kuşlara yuva olan bir ağaçtır, o...
Eğer varsa yarın, düşlerin gölgesi olan yıldızları toplayabildiğiniz anlardadır...
Yaşamı köşelere, sığlara, kuytulara sığdırmadan yaşadığınız ve sevgiyle, gönlünüüzle ve yüreğinizce paylaştığınız turuncu ufuklardadır yarın, varsa eğer...
Umudun ışığa uzanan yolculuğunda, pır pır yüreğinizle eşlik ettiğiniz rüyalardadır yarın...
Gökkuşağını gümüş makaslarla keserseniz eğer vardır yarın...
Yarın, eğer varsa; yağmura soyunmuş rüzgarın kanatlarında kır çiçekleri toplayabilmektedir, o yarın...
Eğer varsa yarın; ipsiz bir uçurtma gibi savrulmaktır karanlıklara, sızmaktır günışığıyla...
Ya sizin Yarınlarınız..?
