4. Durağımız : DALYAN 30 Nisan - 01,02 Mayıs 2002
Öncesinde adını çok defa duyduğum fakat görme
şansı bulamadığım bu yeri görmek ilginç olacaktı ve gerçekten de öyle oldu.
Bugüne dek ülke içinde gördüğüm ve keyif aldığım en güzel yerlerden
biri oldu, bana yaşattığı görsellikler ve duygularla. Ancak bu birazda
mevsimden, konaklama yerimden ve ruh halimden de kaynaklamış olsa
gerek. Minübüsten inince ilk kez geldiğim bir yerdeki o herzamanki
konaklama yeri bulma tribini stresli olarak hissediyorum . Nereye gideceğimiz
belirli olmadığı için önceden rezervasyon yapmam, ilk girdiğim yerde konaklayınca
da sonrasında çok hoş ve ucuz biryer görünce de hep pişman olurum bu yüzden
bu stresi yatıştırıp nehiri andıran Dalyan kanalı kenarından yürümeye başlıyoruz.
Dalyan , Köyceğiz gölünün denizle buluştuğu labirent
gibi kanallarıyla geniş bir hayvan ve bitki topluluklarını barındıran
Köyceğiz Deltasında ki kanalın üzerinde Antik Caunos Kenti ve kaya mezarlarının
bulunduğu alana kurulmuş şirin bir yerleşim yeri. Bu kanal boyunca sırtımızda
çantalarla ilerleyerek kaya mezarlarını karşıdan gören hemen kanalın dibinde
süper manzaralı ve sakin Önder Pansiyonu yerleşim için seçiyoruz. . Sevimli
ve misafirperver İlker Yokarlı ve ailesinin çalıştırdığı bu pansiyon da
kanalın hemen dibinde, sazlıklar, kanal, tarihi yapıları, manzarası ile
bize keyifli bir hoş geldin diyor. Bungalow odamızın hemen önündeki masamıza
yerleşip etrafın görselliğini beynimize kazıyor ve dinleniyoruz. Şahsen
içime bir huzur dolduğunu hissediyorum . Farkında olmadan bildiğim birşey
var ki, göl, nehir, deniz birleşiminin bir arada yer aldığı doğa
parçaları bana çok farklı bir huzur ve keyif yaşatıyor , mesela Kıyıköy
gibi. Huzur ve dinginlik , kanaldan geçen tekneler, sazlıklar, muz ağaçları,
kayalık yamaçlar , antik kentin kaya mezarları ile doganın ve tarihin
kucaklaştığı bu mekan bizi hemen sarmalıyor. Sürpriz bir kararla günübirlik
geldiğimiz Dalyan da o anda iki gün kalmaya karar veriyoruz. İstirahat
sonrasında Dalyan içerisinden otellerin yeraldığı Köyceğiz Gölü istikametinde
kanal boyunca yürüyüşe cıkıyoruz. Tarlalar bahçeler ve dışarıdan
hoş dizayn edilmiş izlenimi veren oteller ile gelenlere herhalde bütçelerine
göre çeşitli alternatifler sunuyor izlenimi vermekte. Sazlıkları , gölü
ve doğayı hissederek kanal boyunca yürüyoruz yolun sonunda
karşılaştığımız bir gençten Kano kiralayıp nehirde kano keyfi
yapıyoruz . Bir saat boyunca sazlıklarrın arasında kano küreklerinin suda
çıkardığı ses ve kuş seslerin eşliğinde meşhur çamur banyolarının yakında
alternatif bir sıcak su kaplıcasının yerini ögreniyoruz ve teknelerin
giremeyeceği yoldan oraya ulaşıyoruz. Sıcak suyun çürüttüğü bitki
artıkları etrafa kötü bir koku yayıyor sevgili eşim Desmina bu kokunun
pis olduğunu ısrarla iddia edince sadece dizlerimize dek suya girebiliyoruz
, sonradan ögreniyoruz ki bu son derece şifalı bir suymuş , gülümseyrek
anıyoruz ama benim için daha da önemlisi kano ile gezmek olduğu için önemsemiyoruz.
Keyifli kanal gezintisi sonucunda pansiyonumuza döndüğümüzde işletmeci
İlker Bey ile tanışıp, sürprizi ile karşılaşıyorum. Kendi yakaladıkları
yengeç ( irilerine pavurya da denir ki bunlar çok iriydi.) leri mangal
yapmışlar rakı eşliğinde gün batımı keyfi yapıyorlarken bize de ikram ediyorlar
sevgili eşim Demina kesinlikle böyle birşey yemeyi reddediyor ben
de daha önce bildiğim ama test etmediğim bu yemeği nezaketen alıyorum ve
öncesine pişman oluyorum , rakı eşliğinde mükemmel bir meze ve lezzet öyleki
onu paylaştığım arsız kediler yemedik kabuk bile bırakmıyorlar. Bilmeyenler
için yeni ve çok leziz bir meze olarak öneriyorum. Bizde daha
sonrasında yıldızların altında gecemizi mangal ziyafeti, şarap
ve rakı eşliğinde devam ettiriyoruz.
.
.
İztuzu ve Delta Photo
by: Geronimo
Delta
photo by: Desmina
Caretta Caretta'ların izinde İztuzu Plajı:
Ertesi gün Dalyan daki teknecilerin kooperatifinin turu ile delta kanallarını aşarak İztuzu Plajına gitmek için yola çıkıyoruz . Öncesinde havadan çekilmiş muhteşem görüntülerini bildiğim labirenti andıran sazlıklar arasındaki bu kanaldan yarım saate yakın bir yolculukla etrafı izleyerek tekne turu ile gölün delta kanalı ile denize ulaştığı nesli tükenmekte olan Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının yaşama alanı olarakta ünlenen , günümüzde üzerinde kirli oyunlarında oynandığı rant cenneti olarak görünen muhteşem İztuzu Plajına varıyoruz. Hava kapalı ve deniz hafif rüzgarlı içimde yüzme isteği uyanmıyor bizi daha çok fotoğraflarında görüdügümüz yüksek bir noktadan plajın ve deltanın genel panaromik görüntüsünü çıplak gözlerle yaşama isteği ilgilendiriyor. Bu nedenle zamanımızı plajın karayla bağlantı noktası ve küçük yamaçlı tepeciğine çıkmak ve plajı baştan başa katetmeye ayırıyoruz. Plajı baştan sona aşıyoruz , sonrasında doğanın enteresan bir dengesi olduğunu ögreneceğimiz bizim yavru C. C ( Caretta Caretta) sandığımız yüzlerce yengeç izleri ve yuvalarını oluşturan deliklerle karşılaşıyoruz . Arada çok büyük izlerle yumurta bırakmaya gelen ana kaplumbağaların izlerinide görüyoruz tabii ki.
- Pansiyon sahibimiz İlker Bey Dalyan yerlisi ve doğa hakkında bilgili; kendisinden kaplumbağalar yengeçler ve martıların birada olduğu yaşam mücadelesini dinliyoruz "Her yıl ana C.C'ler buraya binlerce yumurta bırakır ve yavrular doğana kadarda bu sularda onları beklerler , sonrasında okyanus ötesi yolculukları sonunda yumurtlamak için yine aynı yere geri dönerler . Bu soyları tükenmekte olan yavruların doğumunda ilginç bir doğal süreç yaşanır. Yukarıda bahsi geçen buraya özel yengeç türleri yuvalar etrafında delikler açarak yumurtadan çıkmalarını bekliyorlar doğan yavrular denize haraketlenince de bunlar yuvalarından çıkıp yavruları avlayıp yuvalarına çekiyorlar. Bu badireyi atlatabilen yavruların denize ulaşma süreçlerinde birde o anı bekleyen martılar onları bekliyor buradan da kurtulabilen yavrular sulardaki tehlikelerdende geçerek hayatlarını sürdürebiliyorlar." Bu doğal dengeye İNSAN faktörünü katmıyorum. Ateş , ışık, Şemsiye demirleri yaşam alanlarına büyük tehdit oluşturmakta. Güzelim plaj rant uğruna işletme amacıyla pazarlanırken pek C.C'lerin düşünüldüğünü sanmıyorum. Ama umarım yanılıyorumdur.
Plaj sonunda yamaçlara ulaşıyoruz , yamaca
tırmanmak zor ve ayakkabı techizatımız sorun yarattığı için fazla çıkamasak
da plajı, deltayı, gökyüzünü bulutları birarada izleyebildiğimiz
harika manzaraya ulaşabiliyoruz. Düşüncemizdeki hedefi bir ucundan
tutmanın keyfiyle haykırıyoruz anın keyfini yaşarken.
Zaman zaman kuzeyden çakan şimşekler bize dönüş yoluna çıkmamızı
söylüyor kumsalda yagmur taneleri bizimle küçük küçük buluşuyor.
Hava kapanıyor sahilde kısa bir bekleme ile dönüş teknemize biniyoruz
hava iyice kapanıyor yagmur damlarının nehirde bıraktığı izlerle
son derece keyifli bir yolculukla kanallarda ilerliyoruz tekneciler
kanal üzerindeki pansiyonlarda ya da otellerde yolcuları indiriyorlar .Bizde
hemen odamızın önünde iniyoruz İlker Bey 5 dk içinde sıkı yağmur
geliyor diyor daha sözü bitmeden inanılmaz bir yağmur başlıyor bu
eşssiz bir görüntü oluşuyor kanalda ve dağlarda yagmur okadar şiddetli
ki gözgözü görmüyor. Bu müthiş yağmuru şarap içerek izlemenin keyfini yaşıyoruz.
Bu inanılmaz anı yaşamamıza olanak sağladığı için doğaya şükran gönderiyorum.
Yağmur sonrası yemek faslı ve geceyi The Blues Bar'da yerel
bluescuların gitar ve vurmalı çalgılar eşliğindeki müziğiyle kulaklarımızın
pasını silerek tamamlıyoruz. Gece rahat ve huzurlu bir uykuyla ertesi gün
ki Kelebekler Vadisi yolculuğuna hazırlanıyoruz.
Nasıl Gidilir: Büyük şehirlerden direkt otobüs seferleri olabilir Onun dışında Fethiye , Dalaman, Ortaca üzerinden ulaşabilisiniz,
Nerede Kalınır : Oteller ve pansiyonlar mevcut , Kanal boyundaki pansiyonlar ( Ben Önder'i ) önerilir
Nereler Görülebilinir: Caunos Antik kenti, Kaya Mezarları, İztuzu Plajı, Köyceğiz gölü, Kaplıca ve çamur banyosu alanı
Yazının Devamı 5.Durak Kelebekler VADİSİ