.


                                                                BATI TOROSLAR
                                                                       01-Mayis-2000
                                                     Bey Sıra Dağları -Tahtalı Zirvesi

       Bu ilk Dagcilik yada zirve cikisinin hikayesi aslinda surprizlerle olustu demek daha dogru olur.Istanbul'dan Musti ile
tatil icin yola ciktigimizda Kemer ile Tekirova Yakinlarinda oldugundan bahsedilen Sundance isimli bir yere gitmeyi ve ilk olarak orada birkac gün gecirmeyi planlamistik. O zaman  Tahtali' ya  cikmak  gibi bir dusuncemiz yoktu acikcasi.
       Güzel bir günde Tekirova'dan  hemen onceki  bir yol ayriminda minübüs   söförünün  bizi  indirdigi   ve  tarifi ile Sundance oldugunu tahmin ettigimiz  sapaktan  iceriye  daldik  camlarin  arasindan ,baharin tazeligini ve canliligini hissederk kucuk koyevleri  ve tarlalarin icinden gecerek Sundance Camping'e ulastik,ancak yolda bizi karsilayan ve özgürce kosusturan iki attan  birinin  oynasirken düsüp öldügünü ögrenmek bizi üzdü. Sundance  ,kücük bakir bir koyun kösesinde camlar,kavaklar,sögütler ve güzel bir dogal örtünün icerisinde  yerlesmis   barakalardan  olusan sakin bir yerdi.Yemek ve sonrasi plajda  uyuklayarak yorgunlugu   atma  ve  tatile konsantre olma  girisimleri  (  musti  4  saat uyuyunca günes yaniklari yüzünü gözünü sisirdi.) yapmaya basladik.Tepelere yaptigim kücük bir trekking ile Tekirova ve cevreyi gözleme sansi buldum.Iste  bu  sirada tam  arkamda  yükselen  Tahtali'nin  bulutlarla   kapli  zirvesi  dikkatimi cekti.Musti 1997 de Bogazici dagcilik klubü ile buraya geldiklerini  asiri  yagmur  nedeniyle  zirve  yapamadiklarindan bahsetmisti. Günsonunda aksam yemeginden sonra sakin ve huzurlu bir gecede ,kurbagalarin ve agustos böceklerinin sesleri geceyi canlandiriken bizimde düsüncelerimizde ertesi gün Tahtali'ya zirve yapma fikri canlandi.(nasil olabilirdi?)
Kamping sakinlerinden birgünde cikilabilecegi bilgisini ,hernekadar kesin olmasada aldik.Musti birgece kamp atmaktan bahsetti bu acikcasi benim ilgimi cekmedi,bu düzüncelerle uykuya daldik,sabah ola hayrola misali.
     Sabah 08:30 da kamptan ayrildik deniz seviyesinden 2300'e ...Yol kavsagindaki yerlesime ulastik ,amac zirve olmasada güzel bir trek ile gidebilecegimiz yere kadar gitmekti.Buradaki bir bakkaldan Beycik köyünden yada basören mevkiinden 4 saatte zirve yapabilecegimizi ögrendik  saat:09:30 idi ve buda  10:00 itibari ile baslarsak 14:00 de zirve ve geri dönüsüde düsünecek olursak bir günün bu cikis için bizim gibi iki hirsli adam icin kolay olacagi ve bu hic hesapta olmayan gezinin kisa tatilimize anlam kazandiracaginin farkindaydik.Daglara tutkulu olan bizler icin ve uzun zamandir bir expedisyona katilmamis olan Musti icin gözlerin yeterince parlamasi icin bir sebepti bu.Bakkalda sansliydik bir taksi söförü ile karsilastik kendiside daha önce cikmisti ve zirvenin 2375 mt civarinda oldugunu ve cikilabilir teyidini aldik 700-800 civarindaki baslangic noktasindan harakete gectik.
     Ilk olarak köyün hemen cikisinda çam ormanlarina daldik,önceleri kuru çam yapraklariyla kapli patikalardan daha önce gidenlerin kirmizi-beyaz boyalarla isaretledigi( -ki zirveye dek isaretler mevcut ve o isareetler olmasaydi sanirim ulasamazdik)  parkuru takip etmeye basladik.Ilk bölümü asmak güçlü ve sik çamlarin altinda cogu gölge parkurdan 1 saat 15dk ile tamamladik .Açik bir alana ciktigimizda  yol boyunca kuslardan baska karsilastigimiz ilk canli olan bir inek gördük.Suyumuz yeterli degildi ve buda bize suyun yakinda oldugunun isaretiydi,daha önce ayni yoldan gecmis olan Musti'nin hafizasini zorlamasi bize güzel bir cinar agacinin altindaki serin ve taze kaynagi bulma sansi verdi. 20 dk'lik bir dinlenme ve yemek molasi bize cok iyi geldi acikcasi ve enerjimizi ve hirsimizi kamciladi.Etraf baharin tazeligiyle ve canliligiyla bize gülümsüyordu,birde Tahtali'nin utangac bir köylü kizi gibi duran zirvesi,kah bulutlarla kapaniyor kah kisacikta olsa bize yüzünü gösteriyordu.Ama biz onun yüzünü yakindan görmeyi kafamiza koymustuk -ve öyle olacakti!- ve ben onu görmek yaninda öpmek istiyordum . Yola  koyulduk artik dahada diklesen  zorlu  bir  parkurdaydik  boyali isaretler siklasmisti,zirve sagimizda olmasina ragmen  parkurun hep sola  dogru  ilerleyerek yükselmesi zaman zaman benim gibi tecrübesiz bir dagciyi sinirlendiriyordu(Ama bunuda kisa bir sürede ögrenecektim).Diklesen yol siklasan ve büyüyen camlar sedirler yikilmis ve kurumus heybetli agaclar büyülü bir orman hissi veriyordu,eger gece burada olsam agaclarin hayaletler  görünümüne  dönüsebilecegini ve ilginç illistrasyonlar yaratabilecegini hayal  ediyordum.Yükseldikçe tepeleri kaplayan bulutlara yaklasmak ve onlara dokunmak  Beni heyecanlandiriyordu Yükseldikce yamaclar ve orman dahada ihtisamli görünüyordu gözümüze  sesizlik ve issizlik ve yalnizlikti aklimdan gecenler.O an geldiginde artik ormanin sonun gelmis bulutlarin icindeydik,artik asagisi degil yukaridaki  essiz mavilik günes ve bembeyaz bulutlar bize gülümsüyordu.
 

   2300 mt .Zirve ve bulut

 Beydaglari ,bulut ve orman

     13:00 Civarinda ormani bitirdikve zirvenin ilk tepesi hemen basimizin ucunda dikiliyordu,orman bitmisti tahminimiz 2100 mt civarinda oldugumuz yönündeydi.Yanimizda yaklasik 200mt civarinda bir ilk zirve görünüyordu ve artik isaretli yolu takibi birakip dogrudan tirmanmaya basladik  ,heryer kücük kayaparcalarindan olusmus kaya kapli bir tepeye tirmaniyorduk.Ayagimizin altindaki taslar ,dik parkur ve kar birikintilerinin arasinda zorlu bir  tirmanis yaptik (egim dikti ve zorluydu, tabiki malzemeli bir tirmanis degildi.) Ben Musti'nin  15 dk kadar önünde idim günesin yakiciligi susuzlugumu arttirinca karbirikintilerini acip temiz karlardan agzima bir parca atip  bu mevsimde Antalya civarinda  farkli hisler yasamam ve susuzlugumu  gidermem Benim için yine bir ilkti.30 Dk lik  bir tirmanisla Tahtalinin ilk zirvesine ulasmistik  Iste o anda "Hicbir dag hafife alinmaz" gercegi ile karsilastik. Zirveye yükselti olarak 50-75 mt civarindaydik ancak bir anda  bulutlar ve sis tabakasi hertarafimizi aniden kapladi görüs mesafemiz 6-7 mt ye kadar düstü etrafi  issiz ve hazin bir yalnizlik kapladi bosluk hissi rüzgarin sesi ve soguk nefesi...

Yemek molasi ve beklememiz 20-30 dk kadar sürdü  etrafimiz  kuzeyde acik olmakla birlikte  ne zirve yönü nede dönüs yolumuz açilmadi.Bulutlar ve sis israrla güzel kizin yüzünü görmemize  ve Ona ulasmamiza engel oluyordu ve olacakti da . Yinede bu heyecani yasamak bulutlarin üstünde olmak yemyesil ve camlarla kapli Beydaglarin gözlemek (Jack Kerouck -Zen Kaciklari...) issizligi dinlemek  kücük yirtici bir kusun sessizligi bozan cigligini isitmek , yalnizligi hissetmek ve Benim icin özgürlügün timsali "Geronimo" nun ismini haykirmak bircok seye bedeldi ve buna degerdi. Bu yasadigim ilk zirve ve tirmanis tecrübemdi ,kondisyonum ,formum ve heyecanim kendimde kesfettigim olumlu yönlerdi.Hep inandigim ve bildigim bir dag cocugu oldugum gerceginin pekismesi de en önemli gercekti belkide.
   Neticede Tahtali'nin zirvesine 75  mt kadar yaklastik ancak ulasamadik Kutsal Toprak Ana ile tartismak olamazdi,O böyle olmasini istemisti ve Bizimde zamanimiz dönmek icin dogru zamandi .Zirveden 14:05 'de ayrildik,ayni yolu daha hizli yaklasik iki saatte indik ve köyün ulu cinarin (Önemli bir cinar ,köylülerden Türkiye'deki nadir büyük cinarlardan biri oldugunu ögreniyoruz.Çevresi yaklasik 10mt civarinda olabilir.) gölgesinde çaylarimizi yudumlayip,bizi Antalya yol kavsagina birakacak süpürge satan seyyar saticilarin minübüsü ile ve sohbet ederek yolculugu tamamlayip büyük bir haz ve bedensel yorgunlukla Sundance'e ulastik.
   Daglarin,bulutlarin ve ormanin dansini günesle bulusturduk.

                                                                                        " Geronimo Yalniz Kartal"


                                                                           Gero's Gezi Sayfasına Dön