Bildiri Özeti
Bildirimizde ;
Hacı Bayram Veli türbesi etrafında oluşan halk inançlarından "adak bezi" "adak taşı" "adak kurbanı" " askerlik-sünnet, düğün evveli türbe ziyaretleri" "adak ziyareti, sabun, şeker, lokum, lokma, saçı," sadakaları ile ilgili alandan yapılmış tespitlere dair bilgi verilmiştir.
Hacı Bayram Veli halifelerinden; Akşemsettin, Yazıcıoğlu Muhammet, Yazıcıoğlu Ahmet Bican, Şeyh Selahattin, Germiyanoğlu Şeyhi, Molla Zeybet, Eşref oğlu Nuri, Baba Nahhasi-i Ankerani, Akbıyık Meczub Sultan, Bıçakçı Ömer Dede, Şeyh Lütfullah, Şeyh Yunus Hakik, İnce Bedrettin, Kızılca Bedrettin, Şeyh Ulvan Şirazi, Kemal Halveti, Abdülkadir, İsfehani, Ahmet Baba, Şeyh Müslihiddin. Halife'nin yaşam ve türbeleri etrafında oluşan halk inançlarına dair Diyanet İşleri Başkanlığı kayıtları esas alınarak tespitler aktarılmıştır.
Türbeler etrafında oluşan halk inançlarının; eğitim, çağdaş tedavi ulaşım ve iletişim vasıtalarının gelişmesine bağlı olarak gösterdiği gelişme anlatılmıştır.
"Halk mistisizmi" "dini folklor" "Bidyat" "Hurafe" "batıl inanç" ve "şirk" kavramları üzerinde durulmuştur.
DR. YAŞAR KALAFAT
GİRİŞ
Halk inançları çok kere hak,peygamberlerinin sünnetlerinin günümüze kadar gelen uzantılarıdır. Halk bunları asıllarından bozulmuş olsalar da, muhafaza edip günümüze taşımıştır.Müslüman Türk halk arasında yaşayan halk inançları ise, doğal olarak bu dinin akaidinin halka yansımış şeklidir. Bu durumda da din adına vaaz edilen inanç ve uygulamaları halk anlayabildiği nisbette hayata geçirmiş ve yaşatmaya çalışmıştır.
Hurafe ve batıl inanca gelince, hurafe kelimesi akla ve gerçeğe aykırı düşen aldatıcı söz demektir. Ancak bir dönem; masal, efsane ve genel olarak gerçek dışı olduğu kabul edildiği halde hoşa giden nakil ve rivayetlere hurafe denilmiştir. Konunun halk bilimi açısından en sağlıklı tesnifini merhum Sedat Veyis Örnek hocamız yapmıştır.
Dini izahat yapan kaynaklar konuyu, dinde aslında bulunmayan çeşitli yollarla dine sonradan sokulan ve dini inançmış gibi telakki olunan, akla ve mantığa aykırı duygu düşünce ve davranışların tamamı bi'at ve hurafe kapsamındadır, şeklinde açıklamaktadır.
Bizim bu bildirimizde üzerinde durmaya çalışacağımız husus; hurafe, batıl inanç ve bi'ad'ın ayrıntılı olarak mahiyetlerinin açıklanmaları değildir. Dinin özüne aykırı olan inanç ve uygulamaları savunmak da değildir. Din dışı muhtevadan korunmak için dini sadeliği ile yaşamak isteyen Kelam-ı Kadim ve sünnetullaha başvurabilir.
Fıtraten bir şeye inanmak zorunda olan insanoğlu, telkine müsait bir varlıktır. Bela, musibet ve felaketler karşısında sığınacak bir liman arayan insanların, korunmaları sağlıklı dini bilgilere sahip olmaları ile mümkündür.
Bizim bildirimizin konusu din dışı inanç ve uygulamalardan
insanların korunma yolları da değildir. Ancak Erzurum da
yüzlerce yatırdan hareketle yaptığımız
bir inceleme bize göstermiştir ki, kendisine sağlık
imkanları sağlanması halinde ve gerçeğine uygun
dinin öğretilmesi halinde halkın türbelerden beklentisi
azalmaktadır.
Biz, bu bildirimizde, Bayrami velilerin türbeleri etrafında oluşan
halk inançlarını, mistik folklor açısından
ele almaya çalışacağız. Yapabildiğimiz
tespitlere bazen açıklamalar ve karşılaştırmalar
getireceğiz.
Çalışmamızda yöntem olarak; Hacı Bayram Veli'yi takip eden ve literatüre geçmiş olan zatları tespit ettik. Bunlar 19 Bayrami Ulucan idi. Daha sonra Diyanet işleri Başkanlığının arşiv kayıtlarına başvurarak, "Türkiye'deki Türbeler Bilgi Form"larını inceledik. Tespitini literatürden yaptığımız ulu zatların halklarındaki halk inançlarını çıkardık. Literatüre yansımış Bayrami uluları şüpheniz benim tespitimi yapabildiğim kadar sınırlı değildi. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı Arşivindeki 1200-1300 türbeden muhakkak Bayrami olanlar benim ulaşabildiğimden çok fazla idiler. Eminim, bu ulu kabirlerin isimlerini tam tespit etmek ve detaylı alan çalışmaları yapabilmek dini folklorik hayatımız itibariyle hayırlı olacaktır.
Biz incelememizi imkan nispetinde olan çalışması ile de bütünleştirmek istedik. Hacı Bayram Veli Hazretlerinin türbelerinde yapılmakta olan "Kilit Açma" "İp Açma" "Tesbihtanesine İhlas okuma" "Adak adama" "Hayır ziyareti", gibi uygulamaların tespitini de yapmaya çalıştık.
METİN
Hacı Bayram Velisi, türbe, Ulus'da (Ankara) Hacı Bayram Veli Camiinin yanındadır. Türbe'de Velinin öğrencilerinin de mezarları vardır. 1429'dan sonra yapıldığı ifade edilen türbe, 1941 ve 1947 onarılmıştır.
Halk türbeyi, "dilek dilemek" "medet ummak" "Kur'an-ı Kerim okuyup dua etmek için" ziyaret etmektedir. Burayı sünnet olacak çocuklar, evlenecek çiftler, askere gidecek gençler de ziyaret eder. Uzun yolculuğa çıkacak kimseler, bazı hacı adayları ve yolu Ankaraya düşen kimseler de ziyaret ederler Camiye namaza gelen ve bilhassa Cuma namazına gelen halk türbeyi ziyaret edip fatiha okur. Ziyaretçi halktan bilhassa kadınlar türbenin iç kısmında Yasin-i Şerif türünden sureler okurlar. Ziyaretçilerin dilekleri arasında; sınıf geçmekten, kısmet açılmasından, bereketli ticarete, hasret kavuşmasından, tedaviye borç ödenmesinden, teskere almaya kadar çeşitli dilekler vardır. Halkta sadece Allah'tan dilekte bulunulacağı şuuru gelişmiştir. Ziyaretçilerin büyük çoğunluğu Allah rızası için bir fatiha okuyup geçmekle yetinir.
Türbede ayrıca "çile açılır" bir kelep iplik getiren hanımlar, kızlarının kapalı olduğuna inandıkları kısmetlerinin açılması için bu ipi ağır ağır açar ve açma esnasında "ihlas" türünden ayetler okurlar. Kızlarının kısmeti açılınca da, tekrar türbeyi ziyaret edip bir hayır işlerler. Biz Türk Dünyası'nın büyük bir bölümünün halk inançları itibariyle taramaya çalıştık, çile/iplik açmayı sadece burada gördük.
Türbede bayanlar tarafından yapılan dini uygulamalardan birisi de, "Kilit Açmak" tır. Kilit kısmetinin açılması istenilen genç kızların başında açılır. Açılma zamanı açılma adeti farklıdır. Açılan yerler de farklıdır. Kısmeti açılan kız, tekrar türbeyi ziyaret ederek bir hayır işler.
Kilit açma ile ilgili inanç ve uygulamalar çok yaygındır. Makedonya Üsküp Halveti Tekkesinde tekkenin demirbaş eşyaları arasında bu maksatla kullanılan bir kilit vardır. Güney Türkistan- Mezar-ı Şerif'de demir çubuklara takılı kilit kısmetinin açılması istenilen kızlar tarafından yukarı-aşağı hareket edilir. Erzurum'da bu amaçla herhangi bir kilit kullanılır. Dağıstan-Derbent'de Kırklar Gabristanı'nda Kısmet Piri vardır. Burada yarısı yere gönüllü 1.5-2 metre uzunluğunda mermer bir makas ile mermer bir anahtar vartır. "kısmeti kesik" olanlar makası ve "kısmeti kapalı" olanlar anahtarı ziyaret eder ve oradaki ocakda mum yakarlar.
Hacı Bayram Veli türbesinde halkın yaşattığı inanç muhtevalı uygulamalardan birisi de "tesbih tanelerine İhlas suresinin okunması" dır. Niyetli hanım bir tesbih tanesini iki parmağı arasında tutarak türbeye veya camiye gelenlere 3 ihlas suresi okutur. Böylece 33 tesbih tanesine 99 ihlas suresi okutmuş olur. Bu uygulama daha ziyade yapılmış bir adağın karşılığıdır.
Adak adama ve dini pratikler daha ziyade genelde sabah ezanından evvel, Cuma namazından önce olmakla beraber Hacı Bayram Veli türbesinde Adaklar sela ile ezan arasında olmaktadır.
Türbede de ayrıca tuz, mum, süpürge ampul, şeker gibi adaklar da yapılmaktadır. Şeker adayan bir kimse bazan şekeri türbeye gelenlere dağıtır ve bazen de türbeye bırakır. Çok eskiden türbeye çaput bağlama taş yapıştırma uyarlamaları olmuş, ancak şimdi, özellikle görevlilerin uygulamaları ile kalkmıştır. Türbenin duvarına asılan bir levhada sayın ziyaretçiler Hacı Bayram Veli camiine yapacağınız şeker, süpürge, ampul, para gibi her türlü ayni ve nakdi yardımlarınız makbuz karşılığında derneğimizce kabul edilmektedir" denilmektedir.
Halk, Hacı Bayram Veli'yi ziyaret sebebini anlatırken; "Ehli Keramet sahibidir. Hangi dilekle yanıma gidilir ise, onu yerine getirme gücüne sahiptir. İlim İrfan sahibidir. İstanbul'un Fatih tarafından feth edileceğini müjdelemiştir. Fakirlerin, düşkünlerin deli ve sefillerin yardımında olmuştur" demektedir.
Veli, Kur'an-ı Kerimde, Yunus suresi 63, ayetteki ifadesi ile "İman edip takvaya sarılanlar" demek olup, Hacı Bayram Veli'nin Ankara'nın solfasol köyünde yatmakta olan annesinin eşkiyalarca rahatsız edilmek istenilmesi üzerine gaipten bir sesin "dokunmayın o hatuna: o, bir veli anasıdır" dediği ifade edilir.
Hacı Bayram Veli'nin Ankara Beypazarı ilçesi Kırbaşı Kasabası, kapullu köyünde "Hacıbayram Veliyullah" diye bilinen bir adası vardır.
Ömer Sıkkın (Bıçakçı Ömer Dede): Türbesi Bolu ili, Göynük ilçesi, Çeşme mahallesi Değirmen sokaktadır. Halk türbeyi ziyaretini" Hazreti Allah'ın veli kullarından olduğu" şeklinde izah etmektedir. Halk ziyareti esnasında fatiha veya Kur'an-ı Kerim okur. Herhangi bir aşırılık yapılmaz. Keramet sahibi olduğu ifade edilen Ömer Sikkın Hz.nın Akşemsettin Hz. nin dersini ayakta dinlerken, Akşemseddin Hz. "Ömer dersde oturmayacakmısın belki Hacı Bayram Veli"nin sarığı ile cübbesi sona nasip olur der. Bunun üzerine Ömer Sıkkin Hz. de; "Bir ateş yakalım cübbe ile sarığı ateşe atalım keramet cübbe ile sarıkta ise yanmazlar" der. Ömer Sikkın Hz. nin kerametinin ortaya çıkacağı Akşemsettin Hz.nin malumudur. Ateş yakılır cübbe ve sarık ateşe atılır ve her ikisi de yanarlar. Ardından Ömer Sikkin hazretleri ateşe girer ve bir müddet sonra yanmadan ateşten çıkar. Böylece keramet sahibi olduğu ortaya çıkar.
Ateşe, fırına, ocağa girerek yanmadan çıkmak, veli kişinin sahip olduğu kuvvenin ateşin kimden daha fazla olduğu şeklinde izah edilmekte, ateşin veliyi yakmadığı veya yakamadığına inanılmaktadır. Ancak çok kere velilerin asa veya cübbelerinde de keramet aranmıştır. Velilere ait eşyalarda kerametin olabilmesi sahibi olan velinin iradesine bağlıdır. Yani yine de keramet sanık da değil sahibindeki imandadır.
Ümmü Kemal Hazretlerinin türbesi Bolu ili merkez Tekke-Işıklar köyündedir. Halk kendisinin ziyaret ediliş sebebini "evliya olduğu" şeklinde izah etmektedir. Ziyaret edenler herhangi bir taşkınlığa yol açmaz, Kur'an-ı Kerim okur, Allah'a duada bulunurlar. Heryıl yaz aylarında belirli bir gün köylülerce toplu halde yemekli mevlüt okutulur. Anlatıya göre, Ümmü Kemal Hazretlerinin şöhretini duyan II Mehmet Şehzadeliyi döneminde Hazreti denemek ister. Canlı bir askeri tabuta koyarlar Ümmü Kemal'e "cenazemiz var, bunun namazını kaldırır mısın" diye ricada bulunurlar. Ümmü Kemal Hz. namaza başlayacağı zaman, "sultanım cenazenin niyetini canlı diye mi, ölü niyetine mi yapayım" der "ölü niyetine" cevabını alır. Namazdan sonra tabut açıldığında askerin ölmüş olduğu görülür.
Halk inançlarında niyet çok önemlidir. Taktirler niyete göre olur. Niyet sonucu tayin eder.
Şerbetçi Baba'nın türbeleri Çanakkale ile, Gelibolu ilçesi, Yazıcızade Camiinin avlusundadır. Halkın rivayetine göre şerbetçi Baba'nın hergün şerbet dağıttığı ve bir türlü bitmeyen bir şerbet küpü vardır. Her gelene ve herkese bu küpten şerbet dağıtmasına rağmen şerbeti hiç bitmezmiş.
Bereketle ilgili bu anlatının benzerleri halk arasında çok anlatılır. Bu sır merak edenlerin takip ve kontrolü sonucu bozulur. Sır ortaya çıkınca tılsım da bozulur. Halk inançlarında ulu kişilerin sırrı da anlaşılınca onlar açığa çıktıklarında yaşamları son bulur. Ölürler veya kaybolup kırklara karışırlar. Şerbetçi Baba'nın şerbeti için anlatılanlar, padişah ordusunun bütün askerine yemek veren bütün atlarına arpa veren ulu zatlar için de anlatılır. Bazen bir türlü mumu bitmeyen mumcu baba, ve bazen de çocuklara bitmeyen armut veya çağla veren, süt dağıtan ulu nineler anlatır.
SONUÇ
Ulucanlar, yaşamları ile halka örnek olmuş kimselerdir. Alem değiştirdiklerinde de hikmetli sözleri insanları iyiye güzele yöneltmiştir. Menkıbelerinde; mertlik, dürüstlük, samimiyet, çalışkanlık gibi motiflere yer almıştır. Bunlar toplumumuzun dini ve milli kültüründen yüzlerce yılda süzülerek çıkmışlardır. Halkı istismar eden din şarlatanları ile ortak yönleri olmayan bu hizmetler her dönem devlet büyüklerinin de saygısını görmüşlerdir.