Dr. Yaşar KALAFAT

 

e-mail

 

 

 


GIRAYLAR'DAN CEMILOGLU'LARINA ..
GUNÜMÜZ KIRIM'I VE KIRIM TATAR TÜRKLERI .
HALK INANÇLARI


Dr. Yaşar KALAFAT

Kırım Muhtar Cumhuriyeti 26.000 km²'lik bir yarımadadır. Başkenti Simfeı-epol (Akmescit)dir. Yarımadada yaklaşık 2-3 milyon insan yaşamaktadır. Nüfusun etnik gruplara göre dağılımı;

Rus : 1.450.000-1.500.000
Ukrayna : 500.000 - 550.000
Tatar Türkü : 300.000
Ermeni : 5.000
Rum : 3.400 - 3.500
Alman : 2.500
Bulgar : 1.200 - 1 .500
Karaim : 800
Kırımcak : 650 - 700
Yahudi : 30.000 şeklindedir.

Kırım Tatar nüfusu Sünnî Hanefı'dir. Kırım'da din hizmetleri, Kırım Müslümanları müftülüğünce yürütülmektedir. Müftülüğün aylık "Hidayet" isimli bir yayın organı vardır.

Kırım Özerk Cumhuriyetinin toplam nüfusu 2.670.000'dir. Bu miktarın % 67 Rus (1.500.000), % 22 Ukrayna, % 10'u Kırım Tatarıdır. Kırımda ayrıca 5.000 Ermeni, 3.400 Rum, 2-3 bin Alman, 1-2.000 Bulgar, 800 kadar Karaim (Musevi Türk), 600--700 kadar Kırımcak (Musevi Türk), 30.000 kadar gizli-açık Yahudi vardır. Kırım'dan R.F.'na Rus göçü devam etmekle beraber, sayfıye bölgesi karakteri taşıdığından genç kuşak göç ederken, yaşlılar Kırım'da kalmışlardır. Halen 600-700 civarında yaşları 60'ın üzerinde olan muhtaç Rus Kırım'da yaşamaktadır.

Tatar nüfusun şehirler itibariyle genel nüfusa nispetleri ise; Akmescit % 11.1, Yalta % 8.7, Kırman % 6.8, İslamterek % 6.7, Yedikuyu % 5.9, Sak Reyonu % 5.2, Bahçesaray % 5.2, gözleve % 5.4 ve diger kesimler % 3'ün altındadır.

Kırım Tatarları; 1989'da 40.0900, 1990'da 80.000, 1991'de 150.000, 1992'de 200.000, 1993'de 250.000 kişi olmuşlar, 50.000 kadar Tatar ise son dönemde Kırım'a gelmiş kayda alınamamıştır.

Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin Ukrayna sınırlarında, Akmescit'e 300 km mesafede içlerinde 30.000 kadar Ahıska Türkü yaşayan 3 Türk köyü vardır. Bunların, Tatar Türkleri ile bir temasları ve dayanışmaları maalesef yoktur. Bunlara Ukrayna Hükümeti tarafından verilmiş bir kültürel hakları da yoktur.

Kırım'dan SSCB döneminde muhtelif ülkelere sürgün edilmiş iken, Kırım'a gelip yerleşen Tatar aileler arasında, Kırım'da aradığını bulamayan ve tekrar geldikleri yerlere dönenler var. Ayrıca Kırım'a kesin dönüş yapmadan evvel, Kırım'a gelip yerleşmeye karar verebilmek için araştırma yapıp yerleşmekten vazgeçenler de var. Bunlara "Kırım'da iş yok, aş yok, can güvenliği de yok" propagandası yapılmaktadır.

Ukrayna'nın toplam nüfusu 52 milyondur. Ukrayna'da 11 milyon Rus vardır. Ukrayna parlamentosunun % 50-70'i Rus'dur. Ukrayna Parlamentosundan Kırım Tatar Türkleri lehinde çıkacak kanunları Rus parlamenterler engelliyorlar. Zira ilgili mevzuatın çıkması Rus menfaatlerine aykırıdır.

Ukrayna Hükümeti, gerek Ukrayna'daki genel Rus nüfusunu ve gerekse Parlamentodaki Rus milletvekili yoğunluğunu bilmekte, millî çıkarları için 15 yıl sonrası için planlar yapmaktadır.

Rusların 80-100 yıldan beri süren millî politikaları Ukraynaları Ruslaştırmak tar-zında idi. Ukrayinler ise, doğal olarak Ruslaşmak ve millî kimliklerini yitirmek istemektedirler. Ne var ki, SSCB döneminde Komünist inisiyatif Ukraynalara bu fırsatı vermezken, 1990'dan sonra Ukrayinler da millî hedeflerini belirlemişlerdir.

Bugün Ukrayna'da Rus ve Ukrayna millî bayramları bir gün arayla birbirlerini inkar eder mahiyette kutlanmaktadırlar.

Ukrayna'da Rus ve Ukrayin halktan yaşlılar, Komünist dönemin özlemini duy- makta ve tekrar komünizmin gelmesini istemektedirler. Ruslaştırma politikasından yana olan kesim de komünizmden yanadır.

Almanya'da 1000 aileye yakın Kırım Tatarı yaşamaktadır. Bu miktarın büyük bir bölümü 2. Cihan harbinden sonra yaşanan Kırım göçü ile olmuştur. Diğer kısım Kırım Tatarları ise, Özbekistan'a sürülmüş iken, 1990'dan sonra Özbekistan'dan ayrılan Kırım Tatarlarıdır. Almanya'daki Kırım Tatarlarının Kırım'daki Tatarlarla ilişkileri sürmektedir. Kırım'daki yakınlarına aynî ve nakdî yardım yapmakta ve bazen kendileri için Kırım'da ev yaptırıp akrabalarına bırakmaktadırlar. Ancak Almanya'dan Kırım'a kesin dönüş yapmak isteyen Tatar yoktur. Bunlar ileride Kırım'ı dinî bayramlarda ve yaz tatillerinde giderek ilişkinin kesilmeyeceği turistik yerler olarak düşünüyorlar.

"Özbekistan, Kırım Tatarlarının göçünü önlemekle kendisi açısından haklıdır. Özbekler bilirlerse ticaret bilirler. Sanatkarlık, icat, beceri gibi yetenekleri yoktur. Özbekistan'da teknik hayatın büyük bölümü Tatarların elinde idi. Hala da öyledir. Büyük teknolojiyi Tatarlar ayakta tutarlardı. Büyük işletmelerde % 80-95 kadar Kırım Tatarı vardı. Tatarlar Özbekistan'da birçok sektörü ele geçirmişlerdi. Özbekistan'da eski ve yeni yönetim Tatar işgücünü bırakmak istemiyor". Kanaati vardır.

Halbuki sürgün görmüş bir kardeş halk olarak Tatarlar, 50 yıl Özbekistan'a çalışıp hizmet etmiştir. Göç yapabilmek için evlerini satmak isteyen Tatarların satışına mani olmak için, "neden para ile satın alıyorsunuz? Nasıl olsa Tatarlar bırakıp gidecekler hepsi sizin olacak" propagandası yapıyorlar." iddiaları vardır.

Kırım'da başlıca şehirler: Sırtapol, Akmescit-Başkent, Bahçesaray, Canköy, Kerk, Yalta, Sivastapol'dur.

Kırım'da büyük camiler: Kebir camii, Yeni camii, Seyit Nafia Camii, Seyit Settar Camii, Urkustva Köyü camii, Baydar camii, Baga Köyü camii, Muskomiya Camii, Kokköz Köyü Merkez camii, Fotsala Köyü camii, Özenbaş Köyü camii, Koklus Köyü camii, Tahtalı camii, Ayvasıl Köyü camii, Simeiz Köyü camii, Aluşka Merkez camii, Üsküt camii, Kerç merkez camii, Özbek camii, İstanbul camii, Akyar merkez camii, Gezlev merkez camii, Körbekli köyü, Şuma köyü camii, Kireiz Köyü camii, Büyük Taraktaş camii, Kapsher köyü camii, Kezköy camii, Otuz köyü camiidir.

Milliyet ve dinlere göre Kırım halkının dağılımı; 290-300.000 Kırım Tatarı, 4.900-5.000 Ermeniler, 1200-1.500 Bulgarlar, 3.411 Grekler, 2.500 Almanlar, 1.500.000 Ruslar ve Ukraynalılar, 600-800 Kırımcak (Musevi Türkler), 800 Karaimler (Musevi Türkler). Hıristiyan Toplam nüfus 1.999.492 İrovaslar/Ortadoks 1.983.000 Katolikler 2.700'dir. '

Sovyet döneminde İsevî, Musevî ve Muhammedî mabetlerinin hepsi bakımsız kalmışlar, ancak tamamen yıkılan ve çok tahribat görenler İslamlarınki olmuştur. Musevi ve İsevîler Kırım dışındaki dindaşlarından yardım görmüşlerdir. Son 1/0 yıl itibariyle gayri Müslümlere ait mabetler dünyanın bir çok yerinden dindaşları olan cemaatlerden büyük yardımlar almaktadırlar. Cemaatlerin toparlanmaları ve mabetlerinin onarımlarına büyük paralar ayrılmaktadır. Kırım, bugünkü görünümü itibariyle öncelikle Hıristiyan, sonra Musevî ve sonra Muhammedî bir bölge görünümündedir.

Kırım Müslüman Tatarları arasında Vahabi İnançlı bir potansiyel yoktur. Tatarla-rın hepsi Sünnî İslama mensupturlar. Suudi Arabistan Kırım Türklüğü üzerinde Hac kontenjanı ayırmak suretiyle etkili olmaya çalışmaktadır. Tatarlar doğrudan veya dolaylı Hac imkanından Türkiye üzerinden yararlanmaktadır.

Suudi Arabistan'ın Tatar İslam cemaatına zaman zaman maddi yardımı olmuştur. Ancak bir camileşme ve medreseleşme olayı yoktur. Akmescid'de Müftü yardımcılarından birisi Suudi Arabistan yanlıdır. Suudilerin camii inşaatlarına yardımları çok kere münferit hayır işleri boyutunda almaktadırlar. Kırım'da yüksek okullarda çok sayıda Arap Emirliklerinden öğrenci vardır. Yüksek öğrenim paralı olunca, yabancı öğrenciler fazla sıkıştırılmayınca Kırım, Körfez ülkelerinden ve uzak doğudan çok talebe cezbetmektedir.

Kırım Tatar Türkleri, İslamî bir siyasi partinin, bir İslam ülkesinde kapatılmasını anlamakla zorluk çekmektedir. Onlara göre bir İslami partiyi ancak dinsiz komünistler ve İslam din, düşmanı Hıristiyanlar kapatır. Türkiye İslam ülkesidir. RP.'de İslamiyeti savunmaktadır. Demokrasi, Anayasa, İnanç hürriyeti, laiklik, sekülerizm gibi hususlarda bilgileri çok sınırlıdır.

Modern Türkiye'nin yanlış anlaşılmaması, Türkiye'nin hakkındaki olumsuz propagandanın önlenebilmesi için bu konuda enformasyon gerekmektedir.

Diyanet Vakfı yılda Kırım'a ve Kırım İslam halkına çeşitli yollardan 100.000 Dolar kadar yardım yapmaktadır. Bu meblağ, aynı, nakdi din görevlilerinin maaşı camii yapımı gibi yollardan Kırım Müslüman halka ulaştırılmaktadır. Bu yardımlar bir gün kesilir ise, bu kesilme aniden yapılır ise, kesilmenin izahı yeterince yapılmaz ise T.C. aleyhinde propagandaya hazır olan bazı merkezlerin eline propaganda malzemesi geçmiş olacaktır. Diyanet vakfından boşanacak vasatın T.C. karşıtı İslam çevrelerin eline geçme ihtimali de vardır.

Kırım'ın Problemlerini açıklarken Mustafa Cemiloğlu "1944-67 yılları arasında Kırım'a gelmek Tatar Türklerine yasaktı. 1967 de Kırım Türklerinin sabırla sürdür- dükleri mücadeleler sonucunda, SSCB parlamentosu Tatarlara vatandaş eşitliği hakkı tanımıştır. Bu hak tanınmasına rağmen bu karar kağıt üzerinde kaldı, uygulamaya geçirilemedi. Tatar Türkleri yönetimin gizli direnci ile karşılaşıyordu. Halkların kullanılması engelleniyordu. 1987 yılına kadar süren dönemde Prostrayka dönemiyle başlayan imkanlarla Kırım Tatar Türkleri kendi güçleri ile dönmeye ve vatanları Kırım'a yerleşmeye başladılar. 1989 yılında SSCB yönetimi bir karar alıp Kırını Türklerinin Kırım'a dönüşlerini resmileştirdi. Bunun Kırım Türkleri için pratik bir yararı yoktu, ancak ne de olsa bir yumuşama ortamı sağlamıştı. Kırım'da yerel yönetimin direnişlerine rağmen 1991 yılında sürgündeki Kırım Türklerinden Kırım'a 40.000 kadar göç oldu. Bunun üzerine Türk göçünü durdurmak için engeller başladı. Kırım'da boş toprakları yönetim Ruslara vermeye başladı. Yönetim Kırım Tatarlarına tekrar baskı başlattı. Bunun üzerine Kırım Tatar Türkleri toprakları işgale başladı ve Kırım'da o dönemde inşaat malzemeleri ucuzladı.

Kırım Tatar Türklerinin ısrarlı uğraşları sonucu Ukrayna Hükümeti kendi bütçesinden Tatarlara ödenek ayırmaya başladı. Ödenekler Ruslardan oluşan yerel yöneticilerce amacının dışında kullanılıyor, Tatarlara çok az pay düşüyordu. Ödeneğimiz yıldan yıla azaldı. Bu arada Ukrayna ekonomisi de kötülemişti. 1998 yılında Ukrayna Hükümetinin Kırım Tatarlarına ayırdığı tahsisat 1992 yılında ayırmış olduğundan 40 kere daha azdı. Rakamlarda fazla düşüş olmasa da enflasyon ödeneğin iş yapabilme gücünü düşürüyordu. Bu gelişme Tatar Türklerinin iskan politikasına, inşaatlarının mecburen durması şeklinde yansıdı. Kırım Türklerine bazı sosyal yardımlar gelmeye devam ediyor, ancak yerel meclis bu ödenekleri Tatar Türklerine vermiyordu. Son dönemde yerel bütçeden Kırım Tatarlarına biraz fazla para ayrılmıştır. Tatar Türkleri inşaatlarını kendi güçleri ile yapmaktadır. Resmiyette 240.000 ve gerçekte 280.000 Kırım Türkü iskan olunmuştur. Bu toplam Kırım nüfusunun % 10-12'sine tekabül etmektedir.

Hukuki sorunlarımıza gelince; Tatar Türkleri Ukrayna Hukukunda resmen eşittirler. Ancak, mevzuatın böyle olmasına rağmen uygulama böyle değildir. Çeşitli şovenist baskılar yapılmaktadır. Mesela işe almada olduğu gibi. Siyasi iktidar çeşitli sektörlerinde Kırım Tatarlarına % 1'in altında imkan tanımıştır. Başlangıçta 14 kişilik parlamenter kotası ayırmıştı. 1998 yılı seçimlerinde bu imkanımız olmayacak. Kırım Tatar Türkleri dağınık halde yaşamaktadır. Bu tablo Kırım Tatarlarının aleyhinedir. Kayba uğrayan haklarımız için Ukrayna Cumhurbaşkanı ve parlamentosuna baskılar yapıldı. Halkımızın % 40'ı halâ vatandaş değildir. Seçime iştirak etmeye-cekler. Vatandaşlık haklarının alınabilmesi için mücadelemiz sürüyor. Ancak pek şanslı görülmüyoruz. İsteklerimiz konusunda Cumhurbaşkanımız bizi destekliyor. Ancak parlamento bu konuda bize karşıdır. Uğraşmalarımız sonucu kolaylıklar gösterilmiş olmasına rağmen bütün Tatar Türkleri vatandaşlık hakkı alabilmiş değiliz. Kasten engelleniyoruz.

Kırım din hizmetlileri, dört yılda bir seçilen Din Kurultayının çalışmaları ile kar-şılanmaktadır. Bu kurultayı Kırım Müslümanları seçmektedir. İlk seçilenler Moskova yanlısı ve Türk Düşmanı olarak bilinirken bir seri girişimler sonucu şimdiki müftülük büyük ölçüde Türkiye yanlıdır. Müftülük bir müftü ve üç yardımcısı ve denetleme kurulundan meydana gelmiştir.

Kırım Millî Tatar Harekatı 1990 tarihli 6. Genel Kongresinde alınan 18. Kararda "Halen depo, klüp ve başka maksatlarla kullanılan Kırım Tatarlarına ait cami ve diğer ibadethaneler dinî binalar derhal boşaltılacak ve devlet tarafından restro edilerek Kırım Tatarlarına iade edilecektir" denilmektedir. Bu karardan bir yıl sonra Ukrayna Cumhurbaşkanı dinle ilgili eskiden kalan mekanların iadesi" kararı aldı. Bunun üzerine başlangıçta 23 cami iki medrese din hizmeti vermeye başlarlar. (Aziz Mahmud Hudai Medresesi ve Zincirli medrese) Diyanet İşleri 8 Aziz Mahmut Hüdaî Vakfı 12 medreseyi restro ettirmiştir. Ayrıca, Zaman Gazetesi 1, Birleşik Arap Emirlikleri 1, Saar Foundation tarafından 3 yeni cami inşa edilmiştir. Halk bazı odaları camiye dönüştürmüştür. Halen 80 civarında cami vardır.

Bir din görevlisi dostumun verdiği bilgiye göre, "Kırım"a 1997-1998 yıllarında Amerikalı bir toolog gelmiştir. Bu zat İslâmî bilimlerde doktora yapmış, Müslümanlığı din olarak seçmişti. İngilizce dini vaazlar veriyordu. Müftülüğe de gelir giderdi. Fakir halkın hamisi rolünde idi. Hastalara ilaç yardımı yapıyordu. Vaazlarında araya Hıristiyanlık propagandası da katıyordu. Bu şahsın İran'daki bir merkeze bağlı olduğu söylenildi. Yanında bir tercüman vardı. İslam olmasına rağmen Müslüman halka zararı olur diye düşünülüp faaliyeti engelledi ve şahıs Kırım'dan ayrıldı. Kırım'da halâ "Dünya dini", "Tek din", "Bir dinde Birleşme" girişimleri yaşanmaktadır.

Hıristiyan Misyonerliği ABD ve Avrupa'dan destek görüşü, lslam Tatarların azınlıklı oluşu, çevrenin Hıristiyan diğer unsurlardan (Rus, Ukrayna, Ermeni, Rum, vs.) oluşması, İslam Tatarlarının direncini kırmaktadır. Hıristiyan Misyoner gurupları Tatarlara; ev, maaş, iş çocuklarına iyi eğitim ABD ve Avrupa devletlerinde iskân vaat etmektedirler. Sınırlı da olsa etkili olmaktadırlar. 15-20 İslam Tatar, Hıristiyanlığı seçmiştir. lsevî propagandayı içeren yayınlar vermektedirler. Yehova şahitlerinin her seviyede anlaşılan iyi hazırlanmış ücretsiz kitapları dağıtılmaktadır.

Kırım'da 800 Karaim Türkü yaşamaktadır. Bunlar Hazar Türk İmparatorluğunun yegane canlı kanıtlarıdırlar. Karaimler sadece Kırım Türklüğü için değil Dağıstan Türklüğü için de önemlidirler. Musevi olmalarına rağmen İsmail'in cömert tekliflerine sırt çeviren yegane Museviler Karaimlerdir. Kırım'daki diber Musevi Türk topluluk Kırımcaklardır. Miktarları 600 civarında olan Kırımcaklarla, Karaimler arasında hiçbir ihtilaf yoktur. "Atatürk döneminde Karaim cemaatine Türkiye ilgi gösterdi. SSCB döneminde Karaimler özel asimile programlara muhatap edildiler. Son 8- 10 yıldır cemaat imkânlarımızla, tamamen açıktan olmasa da çocuklarımıza anadilleri olan Türkçe ile millî eğitim veriyoruz." demektedirler.

Kırım'a Tatar Türklerinin gelişini engelleyen başka manilerle karşılaşıyoruz. Özbekistan'dan ayrılmak isteyen Tatarlardan, Kerimov 12 ayrı belge istemektedir. Ayrıca çocuklar dahil herkes l03 dolar ödemek zorunda bırakılıyor. Özbeklerin bu tutumu için girişimler oldu. Parlamentolarının yapacakları fazla bir şey yok. Türk Halkları Asamblesi'nin hukuki ağırlığı bu tür sorunları çözmeye yetmez. Bu konuda S. Demirel, H. Çetin, D. Baykal, Bülent Ecevit, 'M. Yılmaz ile görüşmelerimiz oldu. Sorun Kerimov'da düğümleniyor. Duyduğumuza göre (Tatarların evlerini satın al- mayınız, hepsi toplu halde gidecekler, evleri size kalacak) propagandası yapılıyormuş.

Kültürel problemlere gelince, Kırım-Tatar Türklerinin elli yıl kadar millî okulları olmadığı için anadillerini unutmaya başladılar. Okullarımızı açamıyoruz. Destek bulamıyoruz. Öğretmen ve derslik yetersizliğimiz çok. 6 - 7 okulumuz var. Türkiye'de eğitim gören öğrencilerimizin diplomaları Ukrayna'da geçerli sayılmamaktadır. Bu konuyu Sayın Mesut Yılmaz ile görüştüm. Bu çocuklar Kırım'a dönünce iş bulamayacaklar, iş bulmak için Türkiye'ye gidecekler ve bunca emek boşa gidecek, Ukrayna Hükümeti çifte vatandaşlığı tanımıyor. Kendi açısından haklı da. Ukrayna'da 15 milyon Rus var. Çifte vatandaşlığı tanır ise, Ukrayna başına iş açar. Bu nüfusun açacağı kargaşaları önlemek mümkün olmaz.

Tatar Türkleri'nden SSCB içerisinde en fazla olan kesim Özbekistan'dı. Azerbaycan'da yoktu. Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan'da ise azdı. Kerimov rejimi biraz demokratik davransa sorun çözümlenecek.

Sık tartışılmaya başlanan kimlik konusunda "Tatar, Kırım Tatarı, Türk, Tatar Türkü tanımları için, "Bunfar baş ağrıtacak boyutta ve fazla önemsenecek türden değildir" demiştir.

Ayrıca; "Maalesef Türkiye, Kırım Yarımadası'nın önemini anlamıyor. Üst düzey yöneticileri konunun öneminin farkında değiller. T,C. Kıbrıs'a ayırdığının % 10'nu Kırım'a ayırsa her şey çok daha farklı olurdu. Kırım Türk Dünyası için fevkalade önemlidir. O da göçe bağlıdır". Türkiye'den muhtemelen bir göç olayının sorulması üzerine, bunun "Pratik Uygulama ve yararının olmadığını" belirtmiştir.

İlaveten "Kanada, ABD ve Ukrayna'dan Kırım'a az da olsa Ukrayna göçü vardır. Bunlar seçilmiş güzidelerden oluşuyor. Onlar için de, ilgili ülkenin vatandaşı olmaktan çıkma mecburiyeti var".

"Türk Dünyasının esas problemi, Türk devlet ve topluluklarının bağımsızlıklarının kuvvetlendirilmesidir. Ekonomilerinin güçlendirilmesidir. Öncelikli Türk devletlerinin bağımsızlıklarına millilik kazandırılmalıdır. Devlet adamlarımız için biraz cesaret lazım. Yalnız başına Özbekistan veya Kazakistan'ın Kıbrıs'ı tanımaları problem yaratabilir. Ancak bütün Türk devletleri aynı anda tanısalar, sorun yaratmaz. Turgut Özal zamanındaki politikasını değiştiren T.C., bu değişimde daha güçlü ve kararlı olmalıdır. T.C. Türk devletlerine daha fazla destek olabilmelidir. Kerimof muhaliflerini T.C. kovmuştur. Hayretle karşılanacak bir husus da, Karşıyaka Belediyesi'nin Haydar Aliyev'e insan hakları ödülü vermesidir. Hiç doğru değil. Bir rejim faşist rejimde olsa onunla işbirliği yapılabilir! Örneğin; Aliyev'e İnsan Hakları Ödülü' vermek gülünç bir şeydir" demiştir.

Türkiye'ye yakın zamana kadar, çingene kılıklı, çarşaflı kadına itibar etmeyen, karanlık bir ülke olarak Kırım'da tanıtılmış, T. Çiller'in Başbakan oluşu ile T.C.'nin imajı aniden değişmiş, bu olumlu değişmeyi Türkiye TV kanallarının yayınlarının etkisi izlemiş. Şimdi Türkiye özlemi duyulan bir ülkedir.

Türk TV kanallarında gösterilen polis - işçi ve memur - polis çatışmaları ile ka-dınları döven erkek tipleri, T.C.'nin imajını olumsuz etkiliyor.

Şıkıdım - şıkıdım türünden parçalar Türkiye'nin tanıtımı itibari ile çok etkili ve olumlu olmaktadır. Bu parça Ukraynaca'ya da çevrilmiştir. Çalıkuşu çok olumlu etki yapmış, bu film Rusça altyazılı olarak verilmektedir. Çalıkuşu ilk Rusça'ya tercüme edildiğinde, Kafkasya ve Kırım'da binlerce çocuğa Feride ismi verilmiştir.

Kırım'da Müslümanları arasında İran'ın fazla etkisi gözlenmiyor. Kırım Tatar Türkleri arasında Şii veya Alevî inançlı Müslüman yok. Hal böyle olunca Şii - Caferî akım da yok. Ancak İran 1slâm Devleti, İslâmî yönetim anlayışı, bazı Tatarlar arasında taraftar bulmuştur. Kırım Millî Tatar Şurâsı'ndan ayrılıp, Müslüman partisi olarak seçimlere katılan 3 Tatar milletvekili adayı, İslâmiyeti az çok İran gibi yorumluyorlar. Ancak bunlar bu rejimi içlerine sindirmiş kimseler olmaktan ziyade, bu dünya görüşünden hareketle parlamentoya girmek istemektedirler. Bunların, sınırlı da olsa Kiev Müftülüğü ile temasları var. Ancak Müslüman Partisi'nin Ukrayna Meclisi'ne parlamenter sokma şansı yoktur. Bu siyasî örgütün Kırım veya Ukrayna'ya İran İslâmı'nı sokma ihtimali de yoktur. Bu partinin arkasında Rus yönetiminin olduğu da ifade edilmektedir.

SSCB döneminde resmi politikanın bir sonucu olarak, Müslüman halka dinin unutturulması Kırım'da katmerli olarak hissediliyor. Sürgüne tâbi tutulan Kırımlılar, ateist yönetim tarafından Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan gibi İslâm ülkelerine gönderilmişlerdir. Bunlar ateist bir ülkeye gitmişlerdir. Avusturya, Almanya ve Fransa gibi teist ülkelere gidenler ise Hıristiyan ülkelere gitmişlerdir. Kırım'a dönüş, Avrupa'ya yapılan sürgünden değil, Asya Müslüman ülkelerinden olmuştur. Kırımlı Tatar yurduna dönünce, % 90 nispetinde Hıristiyan olan bir anavatan bulmuş ve bura- da kendi dini olan İslâmı yaşamaya çalışmaktadır. Buraya halk, Asya'nın karakteris-tik "Türbe İslâmı" ile dönmüştür. Ancak Kırım'da değil türbe, camilerini dâhi bulamamıştır. Bu yapılanmada Fethullah Hoca'nın 2 lisesi, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı'nın okulu ve Bahçesaray 6. Mikroreyan'da camii, Diyanet Vakfı'nın iki medresesi özel önem arz ediyor.

Kırım Müftülüğü, İslam medreseleri, Kur'an kursları ve Türk İslam okullarının etrafında Rus ve Amerikalı Sosyal Bilimciler sürekli araştırmalar yapmaktadırlar. Bunlar çoğu kere akademik çalışma adına, müftülük ve okul kayıtlarından yararlanmakta "takip edilen metodun bilinmesi", "başarının ölçülmesi", "karşılaştırma yapılması" başlıkları altında İslam toplumunun eğitim ve öğrenimini yakından takip etmektedirler.

R.F. Ukrayna Cumhuriyeti'ne çifte vatandaşlık konusunda teklif yapmıştır. Ukrayna'nın bu teklife cevabı olumlu olmamıştır. Ukrayna Hükümeti, SSCB döneminde verilmiş olan pasaportları hukuken geçerli saymamaktadır.

Özbekistan ile Ukrayna arasında çifte vatandaşlık uygulamasına geçilmesi için yapılan girişimler Özbek ve Ukrayna Hükümetleri'nde olumlu karşılanmamıştır. Özbekler ülkelerindeki Tatarların çıkmasını kolaylaştırmak istemezken, Ukraynalılar da ülkelerine Tatar göçünün hız kazanmasından memnun değillerdir.

Ukrayna'ya Özbekistan'dan gelen Tatarlar, Özbek vatandaşlığından çıkarılmışlardır. Bunlardan bir kısmı Ukrayna vatandaşı olabilmişken, olamayanlar uyruksuz durumuna düşmüşlerdir.

Ukrayna Hükümeti vatandaşlığa kabul için, aday vatandaşları 5 yıl bekletmek de, iyi hallerinin görülmesi halinde işleme tâbi tutmaktadır. Vatandaşlığa geçmek için 5 yıl bekletilen adayların, iskân türünden hiçbir hakları yoktur.

Ukrayna eski Cumhurbaşkanı Kuçuma yaptığı bir açıklamada, R.F.'nin Kırım'ı R.F.'na bağlamaya matuf mitingler yaptığını belirtmişti. Kırım'daki Rusları, R.F. Ukrayna'ya karşı baskı unsuru olarak kullanırken, Kırım Tatarları'ndan, Ukrayna ve R.F. arasında, 300.000 kişi daha Kırım'a gelebilmeleri sağlanabilir ise, anahtar toplum durumuna gelebilirler.

Ruslar Kırımdaki turistik bölgelerde, 100.000 Dolara varan ödemelerle lüks villalar satın almaktadırlar.

Kırım Yahudileri'nin pek azı İsrail'e göç etmişlerdir. Kırım Yahudileri ile İsrail arasında iş ve turistik temaslar olmaktadır. Kırım Yahudileri'nin Kırım'daki işletmelerinde önemli mevkîleri vardır. Kırımdaki Kırımcak ve Karaim gibi Musevi inançlı Türkler, Yahudilere itibar etmemektedirler. 30.000 kadar olan Kırım Yahudileri'nin Ukrayna Hükümeti ve Rus mahalli yönetimi ile bir sorunu yoktur. Bununla beraber halk da hala bir ürkeklik vardır. Kırım Yahudilerini Avrupa'dan turist olarak gelen Yahudiler de ziyaret etmektedir. Kırım'a geçmişte 8 - 10 milyon ve halen 3 - 4 milyon turist gelmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Litvanya Büyükelçisi Komutskaya, Karaim Türklerindendir. Dünya Karaimler Birliği'nin Başkanı Kogeni, Kırım ve bütün Ukrayna Karaimleri'nin başkanıdır. Bu kuruluşun Kırım Şubesi Başkanı ise Bebeş'tir. Karailer arasında organize olmuşlardır. Karai maddi kültür varlıklarına çıkmakla ve Karailere yapılan baskılara karşı, yıllık kongrelerinde aldıkları kararlarla mücadele etmektedirler. Müslüman Türk yetkililerinin Karai potansiyeline ilgisiz kalmaları, Türk kültürü için bir ayıptır.

Ukrayna, Tatarları Kırım'a iskan politikasında, onların Karadeniz sahil şeridine toplu yerleşmelerini engellemekte ve bazı sahil kasabalarında kendileri için yer almaları yasaklanmaktadır. Sahil kasabasındaki tek tük Tatar aileleri Kırım'ın başka kesimine yerleştikten sonra sahillere gelebilmektedir. Ukrayna Hükümeti Kırım Tatarları'na iyi davranarak, dünya genelinde Ukrayna'nın sesini duyurmakta, böylece propagandasını yapmaktadır.

Kırım'da yönetimi, Ukrayna'nın elinde olmasına rağmen çoğunluk Rus'dur. Ukrayna Tatarlar'a iyi davranarak, Rus karşıtı bir taraftar edinmektedir. Ancak Kırım Türklüğünün ileride bir sorun olmaması için de tedbir almaktadır. Mesela Kırım geneline, dağınık iskanlarını sağlamaktadırlar.

Almanya'da 1000 aileye yakın dağınık halde yaşayan Kırım Tatarı vardır. Bunların büyük bir çoğunluğu 2. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra Kırım'dan Almanya'ya sığınmış veya sürülmüşlerdir.

Bunlar organize olup bir dernek kurmuşlardır. Bir kısım Kırım Tatarı da Asya ülkelerine, bilhassa Özbekistan'a sürüldükten sonra Almanya'ya geçmiştir. Bunların miktarları çok azdır. Ancak her iki kesimden Almanya'daki Kırım Tatarları ile ilişki içindedirler ve halen Kırım'a göç etmiş bulunan Tatarlarla dayanışma halindedirler. Almanya Tatarları'ndan Kırım Tatarları'na, miktarları fazla olmasa da para yardımı, kullanılmış araba, hediye türünden yardımlar olabilmektedir.

İç göç başladıktan sonra, Kırım'a Kazan Tatarlarından da göç olmuştur. Sivastopol yöresine Kazan ve çevresinden 1000'e yakın Kazak Tatarı gelip yerleşmiştir. Kazan ve Kırım Tatarları arasında Ukrayna yönetiminden saklı tutulan, aydınlar seviyesinde bir dayanışma var. 1997 yılında Kazan'da yapılan Dünya Tatar Kurultayı'na her ne kadar Kırım Tatarları delege bazında katılmamış ise de, Sovyet propaganda politikasının tesiri ile Kırımlı ve Kazanlı Tatarlar, yarı aydın arasında ayrı milletler olarak algılanıyor ise de, millî eğitim ve kültür politikalarının ilerisi için hazırlanışında, Kırım Tatarları Türkiye ve Tataristan'ı aynı derecede yakın bulmaktadırlar. Kırım'da eski komünistler, Tatar veya Türk tanımı yerine, Kırımlı tanımı üzerinde durmaktadırlar.

Ermeniler, X. ve XI. yüzyılda Ermenistan'da çıkan kargaşalar üzerine Ermenistan'dan Surhaç, Kefe, Karasubazar, Boloklava ve Gözleve Bölgeleri'ne göçmüşlerdir. 1768-1774 Türk - Rus savaşlarından sonra Rusya yönetimi, Rum ve Ermenileri Kırım Hıristiyanlığı olarak Azak Guberniyası'na yerleştirmiştir. Kırım Rusya'ya ilhak olunca, Hıristiyan nüfusu artırmak için 1000 civarında Ermeni iskan etmiştir. Kırım dan sürgün edilen halklardan, Ermeniler gibi bazı toplumlara geri. dönme hakkı verildiğinde, 1914'lerde Kırım'da Ermeni miktarı; 14 - 15.000'e yükseldi.

Komünist dönemin özlemini duyan Tatarların miktarları da az değildir. Benzeri diğer ülkelerde olduğu gibi sağlık, eğitim, altyapı servisleri ücretli olunca, devamlı geliri olmayan halk komünist rejim döneminin özlemini duymaktadır. Bu özlemTatarlarda da, Ruslarda da var. Bilhassa bazı Rus propaganda merkezleri, millî hare- ketlerde pişmanlık yaratmak için komünist dönemin propagandasını yapmaktadır. Lenin Kırım'da da çok seviliyor.

Kırım Tatar Türkleri arasında Kırımlılık oldukça yaygındır. Kırımlılık kavramı-nın yer edip taraftar bulması için, Kırım Milli Tatar Meclisi'nden karar da çıkmıştır. Bu gelişmeye Ukraynalıların ve Rusların Kırını Tatarları arasındaki millî mensubiyet duygusuna karşı duydukları tepkiyi gidermek, Kazan Tatarı - Kırım Tatarı ihtilafını azaltmak, Tatarların Türk oldukları tezini arka plana almak gibi sebepler yol açmışsa da, asıl mesele Kırımlılıkdan yana çıkarak vatandaşlık haklarından yararlanabilmektir.

Tatarlarla Ukraynalıların bilinen ve önemsenen bir ihtilafı yoktur. Yönetim itibariyle Tatar'ın ihtilafı daha ziyade Ruslara karşıdır. Tatarlardaki bu Rus alerjisi için için büyüyor. Ancak kuvvet dengesi tamamen yönetimdeki Rusların elindedir.

SSCB döneminde Ruslar tarafından Kırım'daki yurtlarından zorla sürülerek muhtelif yerlere sürgüne gönderilen Tatarların yurtlarına, keza yurtlarından zorla koparılarak Kırım'a iskana zorlanan Ruslar iskan edilmişlerdir. Göçe zorlanan Rusların tekrar eski yurtlarına dönmelerinin önlenebilmesi için pasaportları 20 yıl iptal edilmiş ve polis kontrolüne tâbi tutulmuşlardır. Bunlar daha ziyade uyuşturucu alışkanlığı mahkûmiyeti, hırsızlık gibi alışkanlıkları olan Ruslardır.

Çarlık Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde, Kırım Yarımadası Os-manlılardan Ruslara geçerken, Kırım'ın Rusların elinden çıkması halinde yapılan antlaşmaya Kırım'ın Osmanlılara geri verilmesi kaydı konulmuştur.

SSCB döneminde Ukrayna SSCE3'nin kapsamında iken, yani Ukrayna ve Rusya bir arada iken Kırım, Ukrayna'nın kapsamında mütalaa edilmiştir.

Kırım Muhtar Cumhuriyeti'nin % 60 - 70'i Rus nüfusundan meydana gelmektedir. Kırım'ın Sivastopol gibi askeri liman şehirlerinde personel ve askerler de Rus'dur-. R.F. Kırım'ı Ukrayna'dan talep eder ve Ukrayna bu talep yapılmasından rahatsız olur. Kırım'ı R.F.'na vermek istemez. Gelişmeler 1991 ve 1997 arasında R.F. ile Ukrayna arasında bu iki ülkeyi savaşın eşiğine getirir. R.F. Karadeniz'deki deniz üssünün % 20'sini Ukrayna'ya verir. Ayrıca Ukrayna beher yıl için 20 milyon dolar olmak üzere 99 yıllığına tesisleri R.F.'na kiraya verir.

Kırım Tatar Türkleri'nin Kırım'daki sosyal patlamalara yol açabilecek muhalifleri Ruslardır. Sürgünden evvelki Tatar evlerinde halen Rus aileler oturmaktadır. Tatar halk Kırım'a döndükten sonra ev ev, sokak sokak, köy köy kendilerine ait olan mülkleri hatırlıyorlar, aralarında çeşitli vesilelerle uğradıkları haksızlıkları konuşuyorlar. Birbirlerini enforme ediyorlar. Yıkılan camii, kümbet ve türbelerin sadece isimleri yazılı kayıtlarda kalınış. Bunların yerini bir dönen boş kalan, şimdilerde restore edilen kiliseler alınıştır.

Kırımı Tatarları arasında Çeçenlere karşı oldukça büyük bir sevgi var. Çeçen - Rus mücadelesi döneminde Tatarlar, Çeçen davasına yardımcı olmak üzere yardım toplamışlar. Ruslara karşı Çeçenlerden yana siyasi tavır almışlardır. Çeçenlere Ruslara karşı haddini bildiren Müslüman halk gözü ile bakılıyor. Kırım'da Tatarlar, Çeçenler lehine bir kaç miting yapmışlardır.

Tatar göçü ilk başladığı zaman, R.F. Tatarların Çeçen direnişi türünden mücadele bekleyip Tatarlardan çekinmişlerdir. Ancak Tatarların arasındaki ihtilafı R.F. polisinin büyütmesi ve Tatar potansiyeli bölmesi zor olmamış. Şimdilerde Tatarların R.F. ve Ukrayna'ya bir tehdit oluşturabileceği kabul edilmemektedir.

Bu arada; 9 Mart'da yapılacak Ukrayna siyasi seçimlerine Tatarlar aynı safta katılmamaktadırlar. Muhtelif siyasi saflar oluşturmuşlardır.

Tatarları Kırım Parlamentosu'nda temsil etmek üzere geçmişte ayrılan ve halen kullanılmakta olan 14 kontenjan, yeni seçim kanunu ile kaldırılmıştır. Gelecek dönemler için Kırım Tatarları'nın kendilerine ayrılmış kontenjanları olmayacak meclise katılımlarını kazanabilecekleri seçim sonuçları tayin edecektir. Tatarlara tanınan kontenjan, Ermeni ve Rumların çok az olan sayıları itibariyle onlara tanınan 1 - 2 kontenjanın yanında çok düşük bulunuyordu. Yeni seçim mevzuat ile Rum ve Ermenilerin de bu hakkı kalmadı.

Kırım da Ukrayna'nın bir parçası oluşu itibariyle Ukrayna Millet Meclisi, Kırım için geçerli olan Yukarı Kırım Meclisi ve sadece Tatarları kapsayan Millî Meclisi vardır. Bunlardan Ukrayna Millî Meclisi'ne girmeyi en iyimser tahminlere göre Tatarların 1 -2 adayı kazanabilecektir. Kırım Meclisi'ne kontenjan kaldırıldığı için Tatarların girme şansı yok gibidir. Tatar Millî Meclisi ise hukuki geçerliliği siyasi meclis anlamında olmayıp sadece adı meclis olan derneğimsi bir kuruluştur.

Kırım Tatarları'nın hepsi aynı bölgede toparlanmadıkları ve Kırım geneline yayıldıkları için seçim barajı için gerekli oyu almaları ihtimali çok düşüktür.

Kırım Tatarları seçimlere farklı partiler kapsamında girerlerken, Ukrayna Müslüman Partiyası'nın 3 Milletvekili adayı vardır. Bunlar; Niyazi Selim, Sadık Berber ve Enver Kurdiyev'dir.

Mustafa Cemiloğlu'ndan ayrılarak O'na muhalefet eden veya onun safhında yer almaksızın seçimlere katılan herkesin seçmen tabanı vardır. Bunlardan Müslüman Partiyası'nin adayı olan Enver Kurdiyev, Kırım Parlementosu'nda Tatarlar'a ayrılan 14 kontenjan milletvekilinden birisi idi. Ukraynalılar'dan Tatar haklarını almak için açlık grevini başlatan zattır. Bunlar Mustafa Cemiloğlu'nun mücadele arkadaşları idiler.

Kırım Meclisi'nde Tatarlara ayrılan 14 kişilik milletvekili kontenjanı şu isimlerden oluşuyordu.

Rıfat Çubarov (Kırım Devlet Reisi, Yukarı Şur'a Başkanı'nın 1. Yardımcısı, aynı zamanda Mustafa Cemiloğlu'nunda 1. Yardımcısı), Luliver Ablemitov (Millî Meclis Azası), Fuat Ablemitov, Neriman Abdulemitov, Neriman Abdulresitov, Lenor Arifov, Leyla Bucurova, Rıfat Gençeliyev (Kırım Polis Bakanının 1. Yardımcısı Millî Meclis Azası), Gence Reşat, Enver Kurdiyev, Hüseyin Hüseyinov, Halil Mustafayev (Millî Meclis Azası), Ebuzer Emirhacıyev, Şevket Ramazan (Kırım Gazetesinin Baş Redoktörü, Sahibi).

Kırım Millî Meclisi 33 kişiden meydana gelmiştir. Bunlar; Mustafa Cemiloğlu, Rafet Çoborov, Remzi Ablayof, Abdülmecit Cabbarov, Halil Mustayev, Ebuzer Seyitvapov, Julier Ablemitof, Rıfat Gençeliyev, Zervi Kubetıova, Arsen Aliçekov, Senever Kadirov, Kurseyit Abrullayev, Gültekin Hasanov, Elder Seyit Bekirov (gazeteci), Bekir Mahmutov (gazeteci), Behiye İlyasova (Üniversite), Meryem Özenbaşlı, Nadir Fazilov, Nadir Bekirov, Rıza Sevkiyev'dir.

Kırım Millî Meclisi'nden ayrılan 16 milletvekili; Lenur Arfov, Line Bucurova, Ziya Halıkof, Reşat Abdullayev, Emir Mecito, Niyazi Selimov, Sadık Berberov, Server Tayyirov, Ruslan Kurtseyitov, Seyit Halil Jaksin, Narıman Abdulreşitov, Hubettin Hubettinov, Server Kerimov'dur.

Tatarlardan bir aday Komünist Partisi'nden ve 1 aday da başka bir partiden, seçimlere katılacaktır.

Mustafa Cemiloğlu ile birlikte Ruhk Partisi'nden seçimlere katılacak olan ikinci isim Nadir Bekirov'dur. Listenin 49. adayıdır.

Kırım'da 10 siyasi seçim bölgesi vardır.

Kırım'daki 160.000 seçmenin % 8 - 10'u Tatar'dır.

Mustafa Cemiloğlu'nun listesinden seçimlere katılan ilk oniki aday; İvan Zaeç, Nina Matbinko, Les Tanyok, İgor yuhnovskiy, Boris Kogin, Elena Bendironko, Mustafa Cemiloğlu, Pavel Mavcen, Liliyaf Gıgiroviç, Yaraslov Fedorun, Aleksandr Alabadyan, Balaerin Barzaov'dur. Mustafa Cemiloglu'nun kazanacağına kesin gözle bakılıyor.

Kırım Tatarları'ndan RUHK Partisi listesinden iki aday Ukrayna genel seçimleri- ne katı(maktadır. Bunlar; Nadir Demirov ve Mustafa Cemiloğlu'dur. Tatarlar milletvekili çıkarabilmelerinde bu alternatif, son şansları idi. Yine kesin seçilecekler gözü ile bakılmamaktadır. (Kazandılar)

Kırım'da Tatar göçünün durdurulması için eski Başkan Krafcuk; "Kırım Tatarlar'ın yurdudur, Kırım'a gelecek ve Kırım'da yaşayacaklar. Mani olunmamalıdır" demişti. Şimdi Ukrayna Cumhurbaşkanının, Kırım Tatarları'ndan aldığı müspet bir tavır yoktur. Bu şahıs eski komünist şimdiki Ukrayna Demokrat Partisindendir. Krafçuk da eski komünist partisinden iken, şimdi Sosyal Demokrasi Partisi'ndendir.

Ukrayna genel siyasi seçimlerine Kırım Tatarları'ndan Rıfat Cıbarov bağımsız aday olarak katılmaktadır.

Seçimlere aday olabilmek için 250 seçmenin imzası gerekmektedir.

Hilmi Ömer Ukrayna Genel seçimlerine Bahçesaray'dan katılmaktadır. Seçim faaliyet karargahını Bahçesaray'a kurmuştur. Tıp doktoru olan Hilmi Ömer, Kırım Millî Tatar Meclisi'nin eski başbakanı idi. Halen 4. Türk Halkları Asamblesi İzmir seçimlerinde, Türk Halkları Asamblesi Başkanı seçilmiştir. Hilmi Ömer Asamblenin uluslararası geçerliliği olan bir mahkemeden karar alınmadıkça hukuki geçerliliği olmadığı kanaatindedir. Asamble kararlarında da hukuki geçerliliği olmadığı kanaatindedir.

Hilmi Ömer'in Ukrayna Parlamentosu'na girme şansı olmadıkça fazla olan Tatar seçmeninin tuttuğu bir adaydır.

Kırım'da Yahudiler, Kolhoz ve Solhoz üst düzey yöneticileri durumundadırlar. Alman-Yahudi tarihi ihtilafı döneminde binlerce Yahudi aile kendilerini Hıristiyan olarak kayıtlara geçirmek suretiyle katliamdan kurtulmuşlardır. Ancak onların Hıristiyan kimlikli Yahudiler oldukları bilinmekte ve Yahudi aileler arasında devletin prestijli mevkilerine gelebilme itibariyle dayanışına yaşanmaktadırlar.

Kırım Tatarları ile Kazan Tatarları arasındaki lehçe farkı, Kırım Tatarları'nın Kıpçak ve Oğuz Türkleri'nden meydana gelmiş olmaları ve 300 yıl Kırım'ın Osmanlı yönetiminde kalmış olmasından, buna karşılık Kazan Tatarları'nın ise, tamamen Kıpçak Türkleri'nden meydana gelmesinden ve Osmanlı Türklüğünden uzak düşmesinden kaynaklanmaktadır.

Kazan Tatarları'ndan Kırım'a dönenler Kazan'ın yerli Tatarları olmayıp, Kırım'dan Kazan'a sürülmüş olanlardır.

SSCB dönemindeki Sovyet politikası, Özbekistan'a sürülmüş Kırım Tatarları'na dil, tarih, edebiyat konularında ilmî çalışma yapma imkanı verilmemiş, kendilerine "Siz Kırımlı değilsiniz, siz Tatarsınız, vatanınız Kırım değil Tataristan'dır. Kırım'a dönemezsiniz, isterseniz Tataristan'a gidebilirsiniz" denilmiştir.

Kırım Tatarları, Tatar kimliklerinin dışında kalan Tatarlar'ın bir parçası olduklarının, Tatarlığın Türklüğün asli unsurlarından birisi olduğunun farkındadırlar. Ruslar 1917 yılına kadar Azerbaycan, Özbekistan, Sibirya, Kazan'da Astrahan Türkleri'ne Tatar derlerdi. 1917 yılından sonra ayrı bir Tatar-Türk Dünyası yaratmanın kendilerine zarar vereceğini anlayınca ağız değiştirmişlerdir.

Ruslar'ın SSCB döneminde Tatarlar'ın Moğol kalıntısı olduklarını, tarihi bir geçmişlerinin olmadığını, Kırım'daki 80-90 tali azınlıktan biri olduğu görüşünü, Tatarlar'ın dil tarih ve edebiyatları ile ilgilenmelerini istemelerine yol açmıştır. Ancak bugün Tatar Türkleri kendi gerçeklerini öğrenmişlerdir.

Ukrayna'da kurulan ve Kırım Tatarları ağırlıklı Müslümanlara hitap eden İslam Partisi, İran İslam Devrimi yanlısıdır. Şer-i yönetimi özlemekte ve onun propagandasını yapmaktadır.

Kırım'da halen tarikat faaliyeti yoktur. Halk en basitinden İslam ahkam ve akai dini dahi yeterince bilmemektedir. Sürgünden evvel Kadiriliğin oldukça yaygın olduğu, bayram namazından evvel camide toplu halde zikr yapıldığı ifade edilmektedir. Ancak şu anda etrafında toplanılan bir şeyh ve ziyaret edilen bir türbe yoktur.

İslam Partisi yanlılarının cemaat lideri, bir dönem Milli Tatar Meclisi'nde bulunan İsmail Haydar'dır.

İslam Partisinin seçim barajını aşması beklenilmemektedir. Barajı dört siyasi parti açabilir. Bunlar Komünist Parti, Sosyalist Parti, RUKH Partisi, Demokrat Partisi'dir.

Kırım Müftiyatında iki hizip vardı. Eski Kırım Müftüsü R.F. yanlısı bilinirken kadrosu ile birlikte müftülükten ayrılmak zorunda bırakılmış olup yeni müftü halen görevdeki, Hacı Nuri Efendi milliyetçisidir. Bu kadro değişiminde milliyetçilerin etkisi olmuştur. Eski müftü de Kırım Tatar Milli Meclisi mensubu idi. Meclisten ayrılmış Mustafa Cemiloğlu'na karşı mücadele veren gurubun safhında yer almıştır.

Kırım Tatar Türkleri arasında:

· Mustafa Cemiloğlu yanlı olanlar
· Sosyalist Tatarlar
· Adalet Partisi safhında yer alanlar
· Seyit Cemil grubu vardır.

Ukrayna vatandaşlık kayıtlarına geçmişte etnik kimlik de işleniyordu. Böylece Ukrayna ve Kırım'da Tatarlar'ın varlığı, miktarı ve kimler olduğu biliniyordu. Son çıkan Ukrayna Vatandaşlık Kanunu ile etnik kimliğin açıklanması kaldırılmıştır. Ukraynalı olmak Ukrayna için esas alınmıştır. Bu gelişme Ukrayna'nın Tatar Milli hareketine karşı bir tedbir olarak görülmektedir. Bir kısım Tatarlar "Kırımlılık" kimliği üzerinde dururken Ukrayna Vatandaşlık Kanunları'ndan azami istifadeyi amaçlamaktadır.

Kırım nüfusu içerisinde miktarları yüzde 10'u geçmeyen Tatarların bir kısmının vatandaşlık işlemleri dahi yapılmamıştır. Zira bunlar Özbekistan gibi başka ülkelerin halen tebasıdır. Ayrıca Tatarlar Kırım'da etkin de değillerdir. Türkiye ve Kırım'daki bazı heyecanlı çevrelerin Kırım devleti kurma hayalleri bu şartlarda ve şimdilik mümkün görünmüyor.

İslam'ın, Tatar Türk'üne dinini öğretebilme imkanı çok sınırlıdır. Halk geçim sıkıntısı çekerken ondan camii yaptırıp içini döşemesi beklenilemez. Ukrayna Hükümeti'nin haftada ayırdığı 15'er dakikalık TV yayınlarından halka seslenirken mahalli TV Yayınları, müftünün konuşmalarını naklen vermektedir. Müftülük dini konuşmalarını kaset yaparak halka dağıtmayı planlıyor. Mahalli TV'lere de İslami programlara yer vermeleri için baskı yapılması planlanmaktadır. Ukrayna Devleti dine yardım yapmamaktadır. Hıristiyan Cemaate devletin el altından yardım yaptığı ifade edilmektedir. Hıristiyan Cemaate mali durumu çok iyi olan bu dine mensup iş adamları ve uluslararası Hıristiyan merkezler yardım ediyorlar.

Kırım'da 500 köyde İslami cemaat, 190 din cemiyeti vardır.

Kırım Tatar dini çevrelerine göre Müslüman Partisi lideri Niyazi Dunikide, dini ve İslamiyeti bilmez. 250 imza toplayıp adaylığını koymuştur. Amacı İslamiyete hizmet değil, parlamentoya girmektir.

Ukrayna Müslümanlarının Ukrayna'da bir müftülükleri var. Müftü şeyh ve Arap'tır. Müftü Ahmed Tamin geçmişi şaibeli bir insandır. Ukrayna'nın 20 vilayetinde 250.000 civarında çeşitli Türk-İslam milletlerinden toplumlar vardır. Bu kadronun safhında Kırım'dan Raşit Yengeayeviç var. Bu potansiyelin arkasında Rusya'nın bulunduğu kanaati hakimdir.

Şeyh Ahmed geçmişte SSCB'ye Lübnan'dan gelmiştir. Rusya'da ticaretle uğraşmıştır. Örencilik ve İş hayatı yıllarından Rusya'da bir muhiti vardır. 15 yılda oldukça dost edinmiştir. Ahmed Tamin'in parlamentoda ve hükümette bir temsilcisi, organik bağı yoktur. Başlangıçta bir medrese kurdu. Ancak bu medreseyi Üniversiteye çevirdi. Adı üniversite olan bu kuruluş geliştirilmiş bir medreseden başka bir şey değildir. Tesislerinin kuruluşunda Arap ülkelerinden para toplamıştır. Bu para ile bir etraf, çevre edinmiştir.

. Niyazi Danışkid'e 250 seçmen imzası gerekiyordu. Niyazi Danışkid bu imzaları para ile temin etti. Paranın kaynağının Rusya olduğu söyleniyor.

Niyazi Danışkid 850.000 Amerikan Dolarına bir camii inşaatı başlatmıştır. Bu gi-rişiminde İslam'la ilgisi olmadığı ifade ediliyor. Bu caminin minaresi 46 metredir. Ukrayna ve Kırım'da, din görevlisi para ilişkileri sanıldığından daha önemlidir.

Kırım müftüsünün maaşı 50 Girivin (20-25 Dolar)'dır. Müftü 6-7 aydır maaş alamamaktadır.

Ukrayna'da İslam din adamları Rusya yanlı olmak, Suudi yanlı olmak, eski rejimin uzantısı olmak veya Türkiye yanlısı olmak, Rusya ve Suudilere karşı olmak eski rejimi onaylamamak tarzında 2 büyük kampa ayrılmışlardır.

Kırım Tatarları Din Cemaatinin Başkanı Seyran İslamov (İslamoviç) tir.

Kırım Müftüsü Ahmed Tamim, bir kısım Kırım Tatarları'nın kurduğu İslam Partisi'ne karşıdırlar. İslam Partisi sadece Doneks, Horko, Soporosya gibi mahdut bölgelerden oy alabilir. Buna rağmen İslam Partisi Ukrayna Meclisi'ne milletvekili sokamaz.

Avusturya, Romanya, Almanya, Bulgaristan, Kanada ve ABD'de 2000'den fazla Kırım Tatar'ı aile vardır. Kırım'a yardımları oluyor. Turist olarak Kırım'a gelmeye başladılar. Kırım Tatarları ile yakın ilişkileri var. Ancak bunların Kırım İslam Partisi'ne destek olabileceklerine ihtimal verilmiyor.

Akmescit'de az da olsa ticari hayatta etkinlikleri hissedilen Ermeni lobisi var. Son dönemde hamburgerci türünden Ermeni lokantaları artmaya başlamıştır. Bunlar İskender Kebap, Şiş Kebap gibi Türk yemekleri de yapan İstanbul'dan ticaret için gelmiş Ermenilerin iş yerleridir. İşletme için gerekli olan malzemeyi ve ustaları Türkiye'den götürmekte bir süre sonra mahalli Ermeni personeli eğiterek işletmelerini büyütmektedirler.

Ermeniler ile Tatarlar arasında sosyal veya siyasi bir ihtilaf yoktur. Ancak Tatar milliyetçisi olan bir kısım Tatar aydınında Ermeniler'e karşı gizli ihtilafı var. Kırım'da SSCB döneminde rejimin üst seviyede görevlisi bulunan Ruslar ve aynı statüde Özbekistan gibi yörelerde bulunanlar bu günün zenginler sınıfını meydana getiriyor. Bunlar değişen rejimle devletin bir takım mallarına el koymuşlar. Bunlar bugünkü yönetim ve mafya ile işbirliği halindedirler. Kırım'da çok zengin ve çok fakir insanlar vardır.

Kırım'ın fakir bilinen halkında da gizli bir zenginlik var. Göçle gelip evi olmayan hiçbir Tatar yoktur. Ortaokul öğrencisi olan aile fertlerinin de üzerinde tapulu evleri vardır. Tatarlar'ın görünürde bir işleri oktur. Sürekli fakirlikten söz ederler ancak ev eşyaları giyimleri beslenmeleri hiç de fakir vâri değildir. Özellikle Özbekistan'dan gelenlerin paralı geldikleri ifade edilmektedir.

Kırım'da küçükbaş hayvan derileri değerlendirilmemekte, merinos tipi koyunların postları, yünleri ile birlikte çöpe atılmaktadır. Yünü ile birlikte bir deriyi 2-2.5 dolara toplamak mümkündür. Bu sektörde çalışan yoktur. Kurban Bayramlarında binlerce koyun postu koku yapmasın diye imha edilmektedir.

Kırım'ın sulama suyu Ukrayna'dan gelmektedir. Dinyeper Nehri'nden alınan sulama suyu 70-80 km uzunluğundaki kanallarla Akmesvid'e kadar gelmekte meyve bahçeleri bu su ile sulanmaktadır. Akmescid ve Bahçesaray gibi tarihî Tatar şehirlerinde yoğunlaşmayı tasarlayan Türkler, sulama suyunun ve bu suyun kaynağının mahiyetini bildiklerinden, bu noktada hiçbir Kırımlı Tatar, Ukrayna Hükümeti ile ihtilafa düşmek istememektedir.

Kırım'a ticaret için gelen 1000 kadar Azeri Türkü var. Bunların yönetimle, Ermenilerle ve Kırım Tatarları ile bir ihtilafları yoktur. Bunlarla Kırım Tatarları arasında Türklük veya İslam olmak zemininde bir ihtilaf da yoktur.

Ukrayna genelinde bir milyon civarında çeşitli Tatar boyları ve Azerilerden Türkler vardır. Bunlar Ukrayna sathına dağılmış dağınık olarak yaşamaktadırlar. Ukrayna'daki Kırım ve Kazan Tatarları arasında toplum menfaatleri itibari ile ihtilaf vardır. T.C.'nin Tatarlara Yüksek Öğrenim için gönderdiği kontenjanın paylaşımı, aralarında sürtüşmelere yol açabiliyor.

İhtilaf konusunda Cemiloğlu karşıtı bir Tatar Türkü "Kırım'da Tatarlara ait olan lmdat Bank ile ilgili çeşitli iddialar vardır. Mustafa Cemiloğlu'na Ukrayna Hükümeti'nden, Türkiye Cumhuriyeti'nden, çeşitli İslam ülkelerinden göçle Kırım'a gelen halkın ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için nakit para yardımı yapılmış, Kırım Milli Tatar Meclisi Başkanı Mustafa Cemiloğlu da bu paraların muhafazası ve amaç doğrultusunda kullanılabilmesi için İmdat Bank'ı kurmuştur. Ancak dirayetli ve tarafsız davranılmadığı için kaynakların israf edildiği ifade edilmektedir. Bu duruma Kırım Tatarlarının aralarında ihtilafa düşmeleri de eklenince, R.F.'nin Kırım Tatarlarından beklediği Çeçenistan direnişi türünden bir baskının korkusu kalmadı" demektedir.

İskan konusunda ise milliyetçi bir Tatar Türkü durumu şöyle anlatmaktadır: "Özbekistan'dan Akmescid - Kırım'a geldiğimiz zaman mahalli Rus yöneticiler bizi muhatap kabul etmediler. Kimse bize ev satmıyordu ve ev satın almamız kanunen engellenmişti. Bir boş tarlaya ilkin 20 ev yaptık, sonra 40, 60, 80 ve 100 aile bu tarlayı parselleyip evlerimize geçtik. Sık sık mitingler düzenledik. Trafiği kapattık. Sonunda yönetim sesimizi duydu. Polis bizden baskıyı kaldırdı. Bir süre sosyal altyapıdan mahrum bırakıldık. Sonra o imkan da bize verildi. Şimdi vatandaşlık işlemleri bitenler yapılmış evlere talip oluyor. TİKA bu evlerin zaruri eksiklikleri için maddi yardım yapıyor".

Kırım'da bazı çevrelerce sık sık Türkiye Cumhuriyeti'nin Kırım Tatarları'na yaptığı yardım sorgulanıyor. Sebebi öğrenilmek isteniyor ve bu konuda propagandalar yapılıyor. T.C.'nin bu yardımlardan çıkarı nedir? deniliyor. T.C. neden camii yaptırıyor, neden Kırım'a din adamları gönderiyor? Kırımlı Tatar çocukları Türk özel sektör ve devletinin eğitmedeki amacı nedir? deniliyor. Bu tür sorular etrafında senaryolar üretiliyor. Kırım'daki Türk dostları bu alanda T.C.'nin aydınlatıcı açıklamalar yapmasının yararına inanmaktadırlar.

Bazı çevreler, tarihte Osmanlı Türkü-Kırım Türkü ihtilafını, Osmanlı Türklerinin Kırım Türklerine verdiği büyük zararlar olarak anlatıyor. Bu propaganda ile Türkiye ile Kırım Türklerinin arasına ihtilaf sokulmak isteniyor.

Kırım'da her Rus ve Tatar, motor indirmek dahil kendi arabalarının bütün parçalarını değiştirebilecek tarzda eğitim almışlardır.

Kırım'da Rus ve Tatarlar arasında, mühendis ve işçi arasındaki gelir farkı çok düşüktür. Aydın ile sade vatandaş arasında, mesela bir doktor ile hasta vatandaş arasında Türkiye'de olduğunun tam aksine rahat bir diyalog vardır. İnsanlar kendilerine güvenli yetiştirilmişlerdir.

Türkiye'nin Kırım-Tatar Türklerine vaad ettiği 10.000 dolar ile ilgili çalışmalar ve ayrılan ödeneğe şaibe girmiştir. Gönderilen pâraların Tatar Milli Meclisi, din adamları ve mafya arasında paylaşıldığı görülmüştür. Bunun üzerine TİKA bir komisyon kurmuş, hazır veya inşaat halindeki konutların ihtiyaçlı Tatarlar tarafından tespit ve talebi üzerine ihtiyaç olan miktarda yardım yapmaya başlanmıştır. Böylece T.C. aleyhinde propagandaların önlenmesi sağlanmıştır.

Türkiye'de ne kadar Kırımlı işadamı, parlamenter, sanatçı, fikir adamı, ünlü kimse var ise Tatar aydını bunları yakından izliyor ve tanıyor. Haklarında bilgi topluyor. Bunlara Tatarlık adına sahip çıkıyorlar. Onlara göre bunlar Tatar Diasporasının Türkiye'deki mensuplarıdır.

Ukrayna-Kırım'da trafik kurallarına çok dikkat edilmektedir. Trafik cezaları oldukça ağırdır. Emniyet kemerini bağlamayan bir sürücü 10 dolar (20 kurezen) ceza ödemektedir. Ayrıca Ukrayna-Kırım'a 10 yaştan eski olan binek arabaları kanunen ülkeye sokulmamaktadır. Şehir kontrollerinin yanı sıra şehirlerin giriş ve çıkışlarında sabit trafik kontrol merkezleri vardır.

Kırım'ın Yeniden Doğuş Vakfı, Kırım için sosyal ve eğitim faaliyeti göstermek için 1994 yılında kurulmuştu. Başkanı Müftü Osman'dır. Türkiye ile koordinasyonu İsmet Yüksel yapmaktadır. (334410 Bahçesaray Puşkin Sok. No.l Kırım - Ukrayna, Tel. - Fax. 380 6554 4276) Kırım için faaliyet gösteren kuruluşlara koordinatörlük yapmaktadır. Bunlar;

-Yaşlık Cemiyeti
-Bahçesaray Hocalar Şurâsı
-Kırım - Tatar Kadınlar Birliği
-Evlat Hayriye Cemiyeti
-Destek Vakfı
-Kırım - Tatar Maarifçi Teşkilatı
-Kırım - Tatar Gençler Merkezi
-Sosyal Rehabilitasyon Fonu
-Kırım - Tatar Medeniyet Vakfı
-İsmail Gadpıralı Kütüphanesi
-Borazan Enformasyon Merkezi
-Alem Tab Kültür Merkezi
-Kırım - Tatar Hakimler Birliği
-Kırım - Tatar Özel Akyar Televizyonu

Kırım'da Yeniden Doğuş Vakfı gelirini Türkiye, Amerika ve Avrupa'daki demokratik kuruluşlarından temin etmektedir.

Kırım Yeniden Doğuş Vakfı, Kırım - Bahçesaray'da yeni kurulan bir Tatar Mahallesi için 1995 yılında Kırım Tatar Milli Meclisi ve Bahçesaray Belediye Başkanlığı adına Amerika'daki bir kuruluştan 600.000 ABD Doları finans sağlamıştır. Vakıf başkanı ile görüşemedik ama faaliyetlerini duyduk ve okuduk.

Türk işçileri, öğrencileri ve din görevlileri arasında yaygın bir kanaate göre Kırım'da "AIDS" ve "Hepatit B" hastalıkları çok kesiftir. Akmescit'de diş çektirmek zorunda kalan bir din görevlisi diş kliniğinde "Hepatit B" mikrobu kapmıştır. Kırım'da Yalta bilhassa Sivastopol turistik bölge, plaj bölgesi ve yöresinin sıcak kesimlerindendir. Cinsi, serbest kırsal kesimde dahi yoğundur. Kırım genelinde "AIDS"in % 70'leri bulduğu ifade edilmektedir.

Kırım'a gelen Tatar Türkleri, geldikleri bölgeden pamuk yetiştiriciliğinin kimyevi ilaç izlerinin bir sonucu olarak guatr, akciğer ve karaciğer hastalıklarını da getirmişlerdi. Kırım'da ise onları Ukrayna'da patlayan Çernobil Nükleer Santralının yol açtığı hastalıklar bekliyordu. Kırım'da kış aylarında dahi su sıkıntısı çekilebilmekte ve Dinyeper'den kanallarla getirilen içme suyu da fevkalade kireçli olmaktadır. Stresten kaynaklanan kalp ve damar hastalıkları oldukça yoğundur. Kırım Türkleri'nde doğurganlık oranı yüksek olmasına rağmen geçim sıkıntısı bu oranı düşürmüştür. Ayrıca sağlıklı doğum imkanlarını elde edemedikleri için doğum öncesi ve sonrası komplikasyonlarla ölüm nispeti artmaktadır. 1993 yılında Kırım Tatar Milli Meclisi'nin yardımı ile Kırım Tatar Tıp Merkezi kurulmuştur. Kırım Tatar Birliği ise 1995 yılında kurulmuştur. Bu çevre tarafından "Evlat Vakfı" kurulmuş, ilaç ve tedavi yardımı başlamıştır. Kırım Tatarları arasında maddi imkansızlıkların sonucu, çevre temizliğinin yeterli olmadığından dolayı verem hastalığı giderek artmıştır.

Kırım Tatarları arasındaki doğum ve ölüm yüzdesinin Kırım genel nüfus hareketlerine nispeti ( 1000 kişi itibariyle);


Kırım Geneli Kırım Tatarları

Yıllar Doğum % Ölüm % Artış Doğum % Ölüm % Artış %
1988 14.8 9.8 5.0 4.7 2.0 2.7
1989 13.5 9.9 3.6 14.8 5.0 13.8
1990 13.0 10.5 2.5 5.0 5.8 -0.8
1991 12.1 11.2 0.9 15.2 7.1 8.1
1992 11.0 11.6 -6 16.7 3.3 9.4
1993 9.9 12.6 -2.7 3.5 7.4 -3.9
1994 9.3 13.6 -4.3 12.5 6.5 6.0
1995 8.6 14.4 -5.8

Kırım'da alkolizm oldukça ileri safhalardadır. Aile fertlerinin kadın ve çocukları dahil hepsi alkol alır. Alkol tüketimi sadece belirli dönemlerde ve mahdut miktarda değildir. Beslenmenin ve eğlenmenin doğal bir parçasıdır. Köylerde çeşitli meyvelerden halk kendi alkollü içkisini üretir. Ziyaretlerde en makbul hediye ve en itibarlı ikram alkoldür. Alkol alışkanlığı Müslüman halkta da oldukça yaygındır. Alkolizm aile sağlığını bozmakla, boşanmaları ve eşleri terk etmeleri hızlandırmaktadır.

Kırım'da Milli Tatar okullarının yoğunlaşmasını engelleyen bazı doğal faktörler vardır. Bir Rus okulunda Tatar sınıfı açılabilmesi için o okulda asgari 16 Tatar öğrencinin olması gerekmektedir.

Tatar ailelerinin bir reyonunun çevre köylere dağılmış olmakla veya bir aile şehrin bir semtinde, diğer aile birkaç kilometre mesafede başka bir semtte olmaktadır. Bu hal Tatar Türklerinin belirli okullarda yoğunlaşmasını engellenmektedir. Çok kere Tatar aileler çocukları için millî dilde eğitim verecek sınıf açılması isteği ile müracaat etmemektedirler. Bu sınıfların açılabilmesi için müracaat yapılması gerekiyor. Bir çok Tatar aile gelecekten ümitsiz, kararsız ve Tatarca eğitimin garantisi konusunda müteredditdir.

Kırım Tatar okulları 15 merkezde toplanmıştır. Bunlardan 9'u ortaokuldur. Toplam öğrenci sayısı 3830 ve öğretmen sayısı 287'dir. İlkokul öğrenci sayısı 1016, ortaokul öğrenci sayısı 2814, ilkokul öğretmen sayısı 53'tür.

Kırım'da 5 üniversite mevcuttur. 1 Akademi, 32 teknik lise, 35 meslek okulu, 600 civarında ilk, orta, lise vardır. Toplam öğrenci sayısı 230-235.000 civarındadır. Bu miktardan 38-39.000 kadarı Tatar öğrencidir. Orta dereceli okullarda eğitim dili Rusça'dır. Okullarda matematik, geometri, fizik, kimya, Rus Dili ve Edebiyatı, bilgisayar, hukuk, resim, çizgi, beden terbiyesi ve yabancı dil okutulur.

Kırım okullarında Hindistan, Pakistan, Endonezya, Malezya ve diğer birçok Asya ülkesinden öğrenci vardır. Yüksek öğretim paralı olduğundan Kırım tercih edilmektedir. Paralı sınıf geçmeyi ve meslek edinmeyi sağlamaktadır. Türkiye'den cemaatler başlangıçta çok öğrenci göndermişler, ödeme zorluğu, gençlerin Türkiye'ye dönmelerine sebep olmuştur. Kırım'a göç ile gelen birçok Tatar genci parasızlıktan okula gidememektedir.

Kırım Devlet Üniversitesi'nde 1991 yılında, Kırım Tatar Dili ve Edebiyatı bölümü açıldı. 1995 yılına kadar her yıl 50 öğrenci kabul eden bölüm, 1996 kontenjanını 30'a düşürmüştür.

1994 yılında Kırım Devlet Sanayii Pedagoji Enstitüsü'nü Kırımlı Tatarlar açmıştır. 1300 öğrenci ve 700-750 iş adamından meydana gelmiştir. Burada görevli 100 öğretim görevlisinden 70'i Tatar'dır. Kırım'ın diğer enstitü ve üniversitelerinde de az sayıda Tatar Türkü öğretmen ve öğrenci vardır.

Kırım'da anadilinden eğitim alabilen Tatar Türkü 1800-2000 civarındadır. Bu öğrencilere milli hikaye 170 civarında öğretmen eğitim ve öğretim yaptırmaktadır. Eğitim malzemesi olmadığından öğrenciler sadece Kırım Tatar dili dersini Tatarca okuyabilmekte, diğer dersler Rusça görülmektedir. Ayrıca Türkiye Türkçe'si dersleri de verilmektedir.

35 - 40.000 civarında Kırım Tatar genci milli okul bulamadığından Ruslar'ın veya diğer milletlerin okullarına gitmektedir. Bu sınıfta 8 Tatar Türkü olması halinde bu Türklere anadillerinde eğitim verilebilmektedir.

1990 yılında başlayan Kırım Tatar Türkleri anaokullarının sayısı 25-30 arasındadır.

Çağ Eğitim Firması ve Aziz Mahmud Hüdaî Vakfı birer yatılı lise açmışlardır. Norveç Hükümeti bir okulun inşaatına başlamıştır. Ayrıca 200 civarında Kırını Tatarlı Türkiye'de okumaktadır.

Kısa adı " Maarifçi " cemiyeti olan Kırım Tatar eğitim çalışanların cemiyetinin 212 kollektif ve bireysel eğitim üyesi vardır. Kırım'da cemiyetin 21 şubesi mevcuttur. Başkanı Safure Kadjametova (Hayrutdinova) ve merkez fax 00380652234949'dur.

Amaçları Kırım Tatar okullarının açılmasına anadille eğitime, milli gelenek - görenekleri ve bilim teknik sanat, milletler arası ortak dostluklar kurulmasına destek sağlamaktadır.

Bugüne kadar bu amaçla projeler geliştirmiş, İsmail Gaspırali günü yapınış, 10 gençlik yaz kampı açmış, açık oturumlar düzenlemiş, Latin Alfabesine geçiş çalışmaları yapmış, Tatar Türkçe'sini geliştirmeye çalışmış, anaokullarının açılmasını sağlamış. Uluslararası seminerler düzenlemiş, öğretmenler arası yarışma düzenlemiş, bülten çıkarmış, ABD ve İngiltere'nin eğitim fonlarından yararlanmıştır.

Kırım Kültür Dili'nde 2 kesim karşılıklı mücadele vermektedir. Göçten evvel Kırım Tatar Dili'nde çıkan "Lenin Bayrağı" 1957'lerde Sovyet Rus dil politikası isti kametinde Tatar Türkçe'sine Rusça kelimelerin girmesini sağlamıştır. İsim değiştirerek tekrar çıkmaya başlayan bu organ Tatarca'nın tamamen kaybolup gitmesini önleyerek hizmet vermiştir. Diğer dil gurubu Tatar Türkçe'sinin yeniden milli dil olarak güçlenmesini istemektedir. Bu guruba mensup olanlar karşılığını bulamadıkları kelimeleri Anadolu Türkçe'sinden karşılamak istemektedirler. Ancak halen Kırım'da gerçek dil bilimci Tatar Türkü yoktur. Kırım Tatarlığı'nın geleceği açısından bu sorun tamamen çözülememiştir. Rusça'yı hiç bilmeyen Kırımlı bir Tatar Türkü, Tatar dilinde çıkan bir yayının % 60'ını bile anlayamamaktadır. Rusça halk arasında çok yaygınlaşmıştır. Kırım Tatarcasını hiç bilmeyen Kırım Tatarı dahi vardır.

Kırım Tatar Türkleri 1991 yılında yaptıkları kurultayda Latin harflerine geçiş yapmışlardır. Ancak bu alanda bir mesafe alınamamıştır. Kırım'da, Yukarı Kırım Şur'ası 1997 yılında yaptığı kurultayda 2004 yılında Latin Alfabesine geçiş süresini tamamlamış olacaktır.

Kırım'da reyonların hemen hemen hepsinde, kapalı devre yayın yapan TV kanalları vardır. Bunların % 90-95'i Ruslar'a aittir. Bunlardan bazıları haftada 1-2 saatlik yayın süresini Kırım Türkleri'ne ayırdıkları olur. Bu programlarda Türkler müzik icra ederler. Süreklilikleri yoktur.

Ukrayna'da "Ukrayna 1 ve Ukrayna 2" TV kanalları Ukraynaca yayın yapmakta diğer kanallar ise Rusça yayın yapmaktadırlar. Ukrayna kanallarından birisi R.F. kanalları ile bağlantılıdır.

Kırım'ın Yalta tarafında TRT 1 gibi bazı kanalları antensiz seyredebiliyorlar ve Türk halkı bu kanalları takip edebiliyorlar. Kırım'da ayrıca 3-4 adet mahalli TV kanalı vardır. Bunlar şehirler bazında yayın yapılan bu kanallarda haftada 3-4 saat Tatarca yayın yapıldığı da olur. Ayrıca bir gün 20 dakika İslami din programları vardır. Bu programa T.C. Diyanet Bakanlığı'nın personeli çıkmaktadır.

Kırım Tatarı'nın meşhur esprisine göre "Bizim televizyonumuzun iki kanalı vardır. Bir tarafını çeviririz hayvan çıkar, diğer tarafını çeviririz hayvan çıkar".

8 / 3 / 1998 günü Kırım TV'nu, Kırım'a 2 kilo esrar sokan bir Türkiye Türkü yakalanmış haberini verdi. Yolcuların kendilerinin tanımadıkları, birilerinin içerisinde ne olduğunu bilmedikleri paketleri taşımamaları bu tür emanet eşyaları aracılık, taşıyıcılık yapmamaları için uyardı. Bir süre evvel esrarla yakalanmış başka bir Türk'le ilgili bir haber daha verilmişti. Bu tür haberler Türkiye Türkleri'nin prestijini rencide etmektedir.

Gümrük kapılarında ve resmi dairelerde Türkiye Türklerine itibar edilmekte özel itina gösterilmiştir.

Kırımlı Rus halk arasında da Türkiye'nin prestiji oldukça fazladır. Bir ara Tatar ve Rus halkı arasında "Türkiye gelip Kırım'ı alsın, bizi de sürünmekten kurtarsın" zihniyeti çok yaygındı.

Türkiye'yi TV'den takip ederek öğrenen Kırımlılar, Türkiye'yi çok zengin, bolluk içinde bir ülke olarak düşünüyorlardı.

Neriman Bey müzik öğretmenidir. Kırım'da Türk çocuklarına milli duyguyu müzik yoluyla vermek istiyor. Bu maksatla Türkiye'den çocuk müziğine ait şarkılar, türküler, marşlar, çocuk oyunu kitapları, çocuk müzik eğitimi metod kitapları beklemektedir. Kırım Türk Musikîsinin, Anadolu Türk Müziği ile uyumlu olması için çalışmalar yapmaktadır.

25-26 Nisan 1988 tarihleri arasında Akmescid-Kırım'da Kırım Devlet Üniversitesi Türkiyat Bölümü, Türkoloji kongresi yapmayı tasarlıyor.

Kiev Şarkiyat Enstitüsü 1997 yılında Kiev'de 1. Şarkiyat Kurultayı toplanmıştır. 1998 yılı için 2. Şarkiyat Kurultayını yapmayı planlıyor.

SOROS Fondu (fonu) Remoros adı altında Herald Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile işbirliğine girerek Etnografya Semineri düzenlemiştir. Seçimlerin konusu dağılan SSCB'den sonra sahneye çıkan etnik kesimlerin Etnografik malzemelerin tespitidir. Seminer Moskova'da yapılmış katılımcılar İnternet ile proje merkezine bağlanmışlardır.

Akmescid'de, Mayıs 1998 tarihi içerisinde Kırım Tatar Maarif Dairesi Müdür Yardımcısı Kemal Bey'in yönetiminde halk bilinci, etnolog ve pedagogların katıldığı "1. Kırım Tatar Halk Etno-Pedogoji Uluslararası Semineri" yapılacaktır. Bu faaliyetten amaç Kırım Tatar öğrencilerinin eğitimdeki sorunlarını tartışmaktır. Tatar öğrencilerinin baba ve dedeleri sürgün görmüşler, çocuklar Özbek, Kırgız, Kazak, Dağıstan, Ukrayna'nın diğer kesimleri , Kazan bölgesinde eğitime komünist rejimde başlamışlardır. Şimdi Kırım'da eğitim görüyorlar. Komünist yönetimde başlanılan eğitim hür bir ortamda devam etmektedir. Eğitim dili hala Rusça'dır ancak, şimdi hakim yönetim Ukrayna'dadır. Bu yapılanmanın getirdiği sorunların tartışılması tasarlanılmaktadır. Basından da destek görmektedirler.

Kırım'da çıkan gazete ve dergilerin hepsi haftalıktır. Günlük gazete yoktur. Belli başlı yayın organları:

Yeni Dünya: Tatarca çıkar. Tirajı azdır, Tatar toplumun sorunlarına yer verir. Kırım Tatar Gazetesi: Kırım Tatar halkının milli meselelerine yer veren bir organdır. Başlangıçta tirajı yüksek iken sonra bir düşüş yaşamış, 1998 yılında tekrar toparlanmıştır.

Kırım Sedası: Rusça çıkmaktadır. Tarih , Ekonomi, Politika, aktüalite organıdır. Tirajı 7000 civarındadır.
Kırım: Tatar Türkçe'si ve Rusça çıkmaktadır. Daha ziyade gençlere hitap eden bir organdır. Kültür ve aktüalite organıdır.
Avdet: Tatar Milli Meclisi'nin politik organıdır.
Adalet: Tirajı düşük bir Tatar organıdır.
Hareket: Tirajı düşük bir Tatar organıdır.
Çakırdak: Özbekistan'da Yıldız adı ile çıkmaktadır.

Ukrayna eğitim ve kültür dili Rusça'dır. Ukraynaca resmi dil olma yolunda Rusça ile mücadele halindedir. Okullara konulan haftada 4 saat Ukraynaca henüz oluşturulamamıştır. Mevzuata göre bütün okullarda haftada 4 saat Ukraynaca dil dersi verilecektir.

Kırım'da 8 Tatar milli mektebinde haftada 4 saat Tatar dili eğitimi verilmektedir. Tatar okullarında eğitim dili Rusça'dır. Doğal olarak Tatar gençleri de haftada 4 saat Ukraynaca dil eğitimi görmektedir.

Ukraynalılar'ın milli dillerini eğitim dili yapmak istiyorlar. Ancak bu konuda eğitim malzemesi ve egitici ihtiyaçları çok büyük rakip dil durumunda olan Rusça'dır. Ukrayna'da yerleşmiş durumdadır. Ukraynalılar'ın bu mücadele için zamana ihtiyaçları var.

Kırım - Akmescid'de yeni bir lise açılması planlanmaktadır. Ancak bu lisede Ermeni, Yunan, Alman ve Tatar dillerinin de eğitimi verilecektir. Bu maksatla anılan etnik kesimlerden toplumlara soydaşlarından bulundukları ülkeler milli kültürleri istikametinde eğitim malzemesi göndermeyi planlarına almışlardır.

Kırım Türkleri'nden, 23 Nisan Çocuk Şenlikleri'ne yapılan davetlerin ilgili Milli Egitim mensupları aracılığıyla değil, siyasileri muhatap edinerek yapılması, daveti yapan Türk mensuplarının Kırım Türk Eğitiın Kurumları'na kırılmalarına yol açıyor. Kırım marifçilerinin ifadesine göre; "Bu bir pedagoji sorunudur. Hangi ögrenci davet edilecek, davetten dönen yanlış seçilmiş öğrencilerin sınıf arkadaşlarının nasıl olumsuz etkileneceğini siyasiler bilmezler". 23 Nisan'a çocuk davetinin, Kırım Türk maarifçiler muhatap edilerek yapılmasını istemektedirler.

3 Mart 1998 günü "21. Okul"da Revziye Hanım, Ahmetşa Hocahanımın "Seyran - Süleymanoplov için düzenlediği jübile gününe Kırım Türkleri Milli Egitiminden sorumlu Safure Kadımametoca'nın davetinden yararlanarak katıldık.

Bu sınıfta öğretmenin kürsüsünün arkasında bir kılıf içerisinde duvarda Kelam-ı Kadim vardı. Etrafı Gaspıralı ve Çobanzade gibi Kırım milli düşünürlerinin resim ve vecizeleri ile süslenmişti. Öğrenciler Kırım Yuları (şarkıları) söylediler. Sınıfın duvarındaki Kırım haritasında Kırım'da Tatar yerleşim bölgeleri isimleri açıklanarak belirtilmişti. Sınıf hocası R. H. Ahmedşa okutulan türkülerle ilkokul çağındaki öğrencilere Kırım sevgisi, vatan sevgisi, Tatarlık milli ruhu verilmiştir. Programı yapan sınıf hocası, ögrencilerine "Balalar vatanımız neredir?", "Milletiniz nedir / size ne derler?", "Şehrinizin adı nedir?" sorularına öğrenciler Tatar, Kırım, Akmescid gibi şuurlu cevaplar alıyordu. Ayrıca selamlaşmada sofra adabında ayrılırken kullanılan millî tabirler, soru ve cevap şeklinde tekrarlanılarak çocukların Rus kültür emperyalizmine karşı dil ve geleneklerden hareketle şuurlanmaları saglanıyordu.

Vatan sevgisini terennüm için Tatar Türkçesi ile şiir okuyan çocuklar arasında Rusçocuklar da vardı. Bunları seyrederken bizim "bizim çağdaş entegrasyonu" bilmediğimiz kanaati doğuyor insanda. Çocuklar büyüklerine selam verirlerken, sağ ellerini yandan kalplerinin üzerine koyuyor adeta eski selamlama biçimini tekrarlıyorlardı. Program bilmeceler, Kırım Tatar yemekleri, masallar, güzel hasletlerin tanıtılması ile devam etti. Çocukların okudukları çocuk programlarını Taşkent'den gelen kompozitör Neriman Hoca hazırlamıştı.

Kırım Tatar Ressamlar Birliği'nin 40 üyesi vardır. Bunların her ay resim sergileri olmaktadır. Sık sık bibliyografyaları yayınlanmaktadır. 1992 yılında Kırım Tatar Resim Müzesi açılmıştır. Kırım'da eski Tatar motifleri toplanılıp Tatar resim sanatı nın millî kimliği oluşturulmaya çalışılıyor. Geçmişte yaşamış Kırımlı Tatar ressamların eserleri toplanıyor.

Kırım halkı üzerinde etkinliği olan Tatar millî ressamları: Ramazan Hüseyinov, Aydar Aliev, Zeroma Tirişinova, Asan Baroj (Seyitahmedov), Enver İzzetov, Kazım Cebbarov, Ramiz Nitovkin, Nuri Yakubov, İsmet Şwehzade, Seyran Kurtcemil, Ahmet Akay, Hurettin Hoca, Abdulseyit Ahınedov'dur.

Tatar Türk aydınının haklı olarak şikayet ettibi husus millî kimliğe ulaşma hususunda gösterilen gayretlerin önündeki engellerdir. Düğünlerimizde hala Rus müzibi çalınıyor. Şuurlu Tatarlar'ın bile düğünlerinde çalınan müzigin % 50'si Ruslar'a aittir. Moda olmuş, alışkanlık olmuş, çalgıcı alışmış, halk alışmış, gençler Rus müziğine aşina kılınmıştır.

"Din aydınları milliyetçi de olmak zorundadırlar. İslam'ın Şartı olduğu gibi, milliyetin, Türklüğün de şartları vardır. Bunlar; vatan sevgisi, dil sevgisi, örf - adet sevgisi, medeniyet sevgisi ve din sevgisidir.

Rus örf ve adetleri Türk - Tatar toplumunda ciddi olarak yerleştirilmiştir. Yıl başlarında çam abacı bezeme geleneği, içkili kutlamalar, yaş günü kutlamaları topluma medeni olma adına mâl edilmiştir. Yeni bir şey giyince yeni bir mülk alıp veya terfi edince bunu "Yumak" lazım denilip içkili alem yapılmaktadır.

Tatar aydınına meramını anlatabilmek için Tatar dili yetmemektedir. Dil kısırlaştırılmış, dil istila edilmiş, ihmal edilip ihanete uğramıştır.

Okullarımızda çocuklarımıza Rus atasözleri ile alemi tanıtırlar. Onlara Rus zihniyeti veriliyor. Dünyayı Rus gözü ile görmeleri sağlanıyor.

Rus okullarında eğitim almak zorunda kalan Tatar - Türk çocukları, okulda aldıkları telkin ile ailelerde aldıkları telkin arasındaki çelişkiyi yaşamaktadırlar.

Tatar ailelerin ciddi sorunlarından birisi de kız çocuklarının evlenme problemleri. Tatar erkekler çoğu kez Rus kızlarını seçiyorlar. Rus kızları ile evlenme ailenin araştırılması, çeyiz, başlık gibi ailenin diğer fertlerine karşı sorumluluk duymak gibi külfet kabul edilen hususları getirmektedirler. Rus kızını belirli bir süre sonra bırakmak, zor da olmamaktadır. Bu hal Tatar neslini bozmakta aile yaşamını dejenere etmektedir. Çocuklar bu tip ailelerde ya dejenere olmakta ya da Ruslaşmaktadırlar. Millî ve dinî terbiye alamamaktadırlar. Bu hâl Tatar kızların evlenip yuva kurmasını engellediği için bu yönden de olumsuz etkilemektedir.

Bu tespitlerimi 28 Şubat / 10 Mart 1998 tarihleri arasında bulunduğum Kırım'da yaptım. Kırım'da Simferopol (Akmescit), Bahçesaray, Fantana, Çuftkale, Lenina, Çanköy şehirlerinde ve onların yakın çevresinde bulundum. Yazımızı muptelif konularda tespitler ve halk inançları başlıkları altında topladık. Halk inançlarının bir kısmını Karaim halk inançları olarak ele aldık. Tespitlerimde yardımlarını esirgemeyen Yuri Alexandrovich, Davud Rebi, Enver Abdullayev, Mustafa Yardımcı, Zair Kurtnezir, Yakup Erbaş, Ahmet Kutlu, Cemil Bibiş, Mustafa Cemiloğlu, Ayder Emirov, Hilmi Ömer, Safure Kadımehmetova, Elmira Çerkezopva, M. Haci Nuri Efendi, İsmail Yüksel, Ünal Somuncu, Server Ebubekir, Server Kahura, Balıçesaraylı Seyit Mehmet, Erkan Sakarya, Seyran İslamoviç, Neriman Hoca, Recep Hayrettin, R. Kurdiyev, A. Emirova'ya teşekkür ederim.

Bu satırları yazmaya başlarken % 80-90'ı Rus, Ukrayna'ya bağlı Türk Kırım'da malzemesi İstanbul'dan getirilmiş aşçıları Türk müşterisi büyük ölçüde zengin Yahudilerden oluşmuş Ermeni lokantasında iskender kebabı yiyoruz.

Türk Dünyasına yeni Galiyevler gerekli. Artı değerden Asya tipi üretim tarzını tayin, sanayileşmiş batı emperyalizmine karşı, slav endüstri proleteryası organize olurken, slav emperyalizmine karşı henüz tarım toplumu durumunda olan Asya Türk İslam toplumun durumunda olan Asya Türk İslam toplumunu, çiftçi örgütlenmeleri ile güvence altına almayı teorisyenlendirebilen Sultan Galiyevler lazım.

Bu mayalanma pek uzakta değil. İki nesil, üç nesil evvel dedesi büyük dedesi tarafından kabul mülkü olarak kullanılmış evleri Tatar gençleri tespit etmişler, biliyorlar. Bu evler, bu tespitler münferit değiller. Sokaklar, mahalleler oluşturuyorlar. Şimdi bu evlerde Ruslar oturuyorlar. Tatar gençlik bilinçleniyor. Bu sesler henüz organize değiller: Ancak inançlarını gösteren emareler var. Tatar aydını bu dönemde eğitimin öneminin farkında.

Kırım'da dikkatimizi çeken hususlardan birisi de Kelam-ı Kadim'e gösterilen saygı oldu. Bir sınıfı Tatar Türklerine ayrılmış Ukrayna İlkokulunda öğretmenin kürsüsünün ardında Gaspralı'nın resmi ile Kelam-ı Kadim vardı. Tanıştığımız birçok siyaset adamı ve aydının çalışma masasının arkasında fonun üzerinde keza Kelam-ı Kadim vardı. Bunlar lslam partisine mensup dinci aydınlar değillerdi. Bizim bu tür tespitlerimiz Türkmeneli Erbil'den de olmuştur.

Kırım'da dikkatimizi çeken önemsediğimiz bir husus da soy isimleri ile ilgili olmuştu. Yurtlarından koparılmış bir kısmı farklı Türk ellerinde 50-60 yıl Komünist rejimin tesirinde kalmış Kırım Tatar Türklerinde onamastik çalışmaları ciddi sonuçlar verebilir. Mesela içerisinde "Kurt" veya "Börü" kelimesi geçen isim veya soy isim bütün Türk dünyasında geçebilmekte iken Kırım Türklerinde çok ilginç örneklerle karşılaşmak mümkündür. "Kurtnezir" yetkili bir din görevlisinde soy isim olabilmektedir. Anadolu Türklerindeki "Kurtoğlu" soyismi Kırım'da Kurdiyev (Enver) veya Kurtosmanov (Cevdet) şeklinde görülebilmektedir. Ayrıca Seyitbekirov (Elder) Seyitov (R. Adil) örneklerinin yanısıra Kurtseyitov (Rustem) örneği de görülebilmektedir.

Bu arada Kırım'daki islam kuruluşlarının yapılanmaları Kırım İslam psikolojisini, gayri müslüm uzmanların incelediklerini Akmescit müftülüğü ile olan yakın ilişkilerinde gözledik.

Kırım Tatar Türkleri sofraya (yemek masasına) oturunca, rızkın bereketinin artması için yapılan sofra duası esnasında sofradaki tuz gibi acı şeyler ile bıçak gibi acı verici şeyler sofradan kaldırılır. Böylece sofranın tatlı olacagına inanılır. Bize göre halk bu uygulamayı bu şekilde izah etmekle beraber, tuzun ve bıçak (demir)'in halk inançlarımızdaki bilinen öneminden bu uygulama kaynaklanmaktadır.

Kırım Tatar Türklerinde "Toy Duası" dua yapılırken ikram masasındaki biber ve benzeri açlık veren besinler de kaldırılır. Yemek masası (sofra) için yapılacak duada, masada yenilecek herşey kaldırılmış olsa dahi duanın yapılabilmesi için masada ekmeğin kalması yeterlidir. Ekmeksiz yaşam olmaz inancı vardır.

Kırım Tatar Türklerindeki bir inanca göre, kagıt para ile sadaka olmaz. Sadaka madeni para ile verilebilir. Bu inancın altında demirin kudsiyeti olabileceği gibi, tedavülden kalkması halinde de eski madeni paraların bir değer taşıyor olmaları da olabilir.

Kırım Tatar Türklerine dinleri unutturulmuş, halk, dinî hayatı yaşama geçirebilmek için, bir zaruret sonucu dinî folklora sarılmış onu geliştirmiş, ona sığınmıştır. Kırımlı Türk bir sürgün yaşayarak yurtlarını terk edip perişan olmuş, yurtlarına dönerken de ikinci bir sürgün yaşamışlar. Fakat halk kullandığı dilde Türkçenin özelliklerini saklıyor. Tuvalet karşılığı hâla "Ayak Yolu" kullanılıyor.

Kırım Tatar Türklerinin bir kısım inançları Kazan Tatar Türklerini bir kısım inançları da Osmanlı Türklerini andırıyor. Burada cenaze için musalla taşı kullanılmıyor. Kazan'da olduğu gibi mefta sedye ile yere konuluyor.

Kırım'da köpekten korkma ile ilgili bir hususu öğrendim. İnsanlar köpekten korktuklarında vücutları bir salgı ifraz etmekte ve vücuttaki kılların dibinden bu salgının kokusu yayılmaktadır. Bu kokuyu alan köpek, muhatabının korktuğunu anlamakta ve daha saldırgan olmaktadır.

Kırım'da Rekuşka diye bilinen bir briket türü var. Topraktan biriket gibi kalıp halinde kesilerek çıkarılıyor hava ile temas edince taştan daha sert oluyor. Ayrıca gözenekli bir yapısı var. Böylece sıcağı ve soğuğu duvarda kullanılınca geçirmiyor sağlıklı bir yapı malzemesidir.

Opjejita ise insanların toplu olarak yaşadıkları banyo ve tuvaletlerin müşterek olduğu fakir ve yaşlı kimselerin pansiyonu mahiyetindeki konutlardır.

Kırım Tatarlarında Akay: erkek, bay, koca, Apay: karı, bayan, kadın, Baba: baba, Ana: Abam, Kiev: damat, kelin, gelin, gelindeş: elti, Görümce: görümce, torun: torun, Kart baba: dede, gibi aile için isimlendirmeler var. Bizim gelindeş (elti) kelimesi dikkatimizi çekti.

Kırım Tatar Türklerinde evlenme yaşının kız çocukları için belirlenmesinde iki ölçü vardır. "Şapkanı kıza vursan düşmese ere verirsin", "Kısmeti çıksa ere verirsin" Evlendirilecek gençler kızda olsa erkek de olsalar muhakkak evlenme ve adaylar konusunda "rızalık"ları alınır. Gençler evlenmek istiyorlar ve aile büyüklerine bu arzularını anlatmada çekiniyorlarsa, onlarla rahat konuşabilen yakınlarını aracı yaparlar.

Kırım Tatar Türklerinde misafırliğe gelmiş iken ev sahibi ile vedalaşıp çıkan misafır, o eve uzaktan gelmiş misafıri de kendi evine davet eder.

Kırım Türklerinde kız kaçırmak suretiyle evlenme yöntemi yoktur. Ailelerin tercihleri çocuklarının İslam ve Tatar gençlerle evlenmeleri şeklindedir. Bununla beraber Rus gençlerle evlenme çok fazladır. Çocuklar 16 yaşına gelince onlara pasaport verilir. Bu aynı zamanda kimlik yerine geçmektedir. Çocuk anne veya baba tarafından melez ise milliyet ve din konusunda kanaati sorulur. Alınacak cevap belirleyici olur. Bir ailenin ortalama 3 çocuğu olur.

Tatar Türklerinde isim örnekleri; Meliha, Bavbek, Sabriye, Vedia, Elvira, Lemara, Alder (Haydar), Vinera, Elnara, Elzara.

Kırım'da melez ailede çok kere çocuğa ismi ailenin Rus ferdi koyar ve o kesinlikle Tatar ismi koymaz. Kız evlenince ilkin kaynatasının evine gelir, daha sonra kendi evine gider. Tatar Türklerinde kan davası yoktur.

Tatarlar arasında yas merasiminde bazı farklılıklar var. Yalta tarafının Tat Tatarlarında ölünün 2.7.37.52 gün ve 6. ayı, sene-i devriyesi yapılırken Nogaylardan 2.3.11.40.52.100 gün ve 6. ayı ve sene-i devriyesi yapılıyor. Ölünün 9'u yapılmıyor. Bunu Rusların yaptığı söyleniyor.

Kırım'da çocuğa ismi mollanın sağ kulağına ezan okunarak konulur. Bu uygulama doğumun ilk 3 gününde yapılmalıdır. Çocuğun eşi, doğumlar hastanede olduğu için orada kalır. Sünnetin parçasına özel itina gösterilmez. Kadınlar istemezlerse eşlerinin soy isimlerini almazlar.

Kırım'da kapı eşiğinde tokalaşılmaz. Tokalaşma eşiğin içinde veya dışında olmalıdır. Eşikte hoş-beş edilmez. Eşiğin üzerinde bir şey alınmaz ve verilmez.

Kırım Tatarlarında yemek hazırlanırken yağda bir şey kızartmışlarsa ilk kızartılan yiyeceği köpeğe verirler. Bunun pişirilen şeyin ve pişirenlerin hayrına olduğuna inanılır.

Kırım Türklerinde cehize "sandık" deniliyor. Sandıksız gelin, gelin olmaz. Az da çok da olsa gelinin sandığı olur. Gelin toyu gibi sünnet toyu da yapılıyor. Evlilik evveli fal bakılabiliyor. "Fal yalancı gönül eğlence" diye bir tekerleme söyleniyor. Bu bilgileri bize veren Babbek Mellinmerof ve Sabriye Çabbarova'nın evinde nefıs Tatar yemekleri yedik. Evin kızı Elmira, liseyi bitirmesine Rusça, Tatarca, Özbek ve Anadolu Türkçesini bilmesine, Diyanetin kursundan başarı belgesi almasına rağmen yılda 1.500-2.000 dolar temin edemediği için üniversite eğitimi yapamıyor. Bize evde hizmet eden Elmira'ya "bir dua verdik". Kırım'da şükran duygusu iyi niyet anlatımı, hayırlı olsun amaçlı dua ediliyor. Buna dua vermek deniliyor.

Kırım Tatar mutfak kültürüne Ruslar tarafından içki o derece sokulmuştur ki, yemekte davetlere mutlaka içki ile gidilir. İçki en itibarlı davet hediyesidir. İtibarlı misafıre içki ikram edilir. Doğum günleri, başarı kutlamaları, yeni bir giysi mutlaka içki ile yuyulur. İçkisiz yapılan ziyaret ayıplanır.

Kırım'ın zalan köyünde geçmişten ve gelecekten bilgi verdiğine inanılan bir kadın vardır.

Tatar Türk halk inançları doğal olarak Anadolu Türk halk inançları ile büyük ölçüde örtüşüyor. Ayrıca uzun yıllar süren sürgün hayatı ile sadece dinî anasır yok edilmekle kalmamış, hayatlarını idame zorunda bırakılan Tatar Türkleri dipdiriler. Köşelerinde etnografik malzeme olarak geçmişe ait ne tür envanter var ise, rejim bunları yok edip gitmiş. Tatar Türkünün sandığının dibinde bir şey bırakmamıştır. Materyalist rejim bu tür malzemenin yeniden oluşmasını da engellemiştir.

Bütün bu ortamda Kırım'lı 'Türk, Türkiye'yi ziyaretin özlemini duyuyor. "Türkiye'ye gittiniz mi?" sorusuna "daha kısmetim açılmadı" cevabı veriliyor. Mersi, teşekkür ederiz yerine "Allah razı olsun", "sağ olun" tabiri kullanılıyor.

Kırım Tatar Türklerinde dört kişi aynı anda karşılıklı tokalaşma durumunda kalır ise, tokalaşanların kolları çapraz duruma düşerse yakında düğün olacağına inanılıyor. Ruslarda masanın köşesinde ve odanın köşesinde oturan genç kızın kısmetinin kapanacağına inanılır.

Kırım Tatarlarında yemek masasına yemek anına rastlanıldığında afıyet olsun anlamına "Aş tatlı olsun" denilmektedir. "Canı ağırmak" tabiri kırılmak anlamındadır.

Kırım'da işgüzar dindarların durumunu anlatan bir fıkrada; Baba oğlunu Kur'an kursuna gönderir. Artık ailede İslamiyeti bilen birisi vardır. Baba bir gün çift sürerken su dökme ihtiyacı duyar. Oğlu o yöne dönme orası gıble, oraya dönme orası doğru, orası... derken baba çişini altına kaçırır...

Hocanın birisi Kırım'da bir aileye akşam misafır olur. Saatler ilerler evin erkeği yatar, saatler ilerler evin hanımı sık sık karavatını açıyım mı der, hoca bunu kravatını açıyım mı anlar. Nihayet aç der evin hanımı divanı açınca karavatın yatak olduğunu anlar.

Kırım Türklerinde halk inancına göre, Allah'dan ölüm istemek günahtır. Kulları günaha batırır, Ölümü veren Allah'ın İlahî iradesine isyandır. Kırımlı "Peygamberden çok yaşayıp ne yapacağım 4 ayak olmaktan ise, az yaşar iki ayaklı ölürüm, ölmeyen mi?" var diye düşünmektedir

Cenaze namazı muhakkak baş örtülü olarak kalınır. Başını örtmeden cenaze namazına yeltenen kimse cemaatten atılır. Başı açık namaza niyetlenen kimseye "Rus gibi oldun" deniyor. Abdest suyuna özel saygı var. Abdest suyuna saygı göstermeyene "Rus mu oldun" denilmektedir.

Kırım'da Kırım Tatar Türklerinin ünlü ressamı Familya daşım Ahmet Kalafat'a dair bilgi derledim. İlk bilgileri Gaspralı Kültür Merkezinin uzmanlarından Elmira Çerkezova'dan aldını. Ahmet Kalafat 8 Ocak 1860 yılında Kırım'ın Karasupazar'ında dünyaya gelmiş ünlü hattat, nakkaş ve ressamlarımızdan. Eserleri Gaspralı Kültür Merkezi, Akmescit etnografya Müzesi, Senpetersburg ve Moskova Etnografya Müzeleri. Tüfek Müzesi, Turla Şehir Müzesi, Kırım Etnografya Müzesinde sergileniyor. 1939 yılında "Halk Ustası Ahmet Kalafat" diye hakkında bir inceleme yazısı çıkmış. Ailesi kuyumcu idi. Kalafat'lar Türkiye'de Sürmene, Fatsa, Giresun, Rize, Samsun, Çanakkale'de ve Romanya'da sahilde iken Ahmet Kalafat'ın memleketi olan Karasupazarı iç kesimindedir. Anne tarafından Kırım'ın Aluçta tarafından, zengin oldukları için rejim tarafından sürülmüşlerdir. Anne tarafı nebati tıpla ilgileniyordu. Sürgünden sonra tekrar Kırım'a döndüler. A. Kalafat resime 5-6 yaşlarında başladı. İlk nakışlarına hayvan ve insan resimleri çizemiyordu. Tatar Türk nakış motiflerine bakarak, kızların, kadınların başörtüsü, papuç, entari süslemelerine geçti.

Annesi Tatar babası Ermeni olan Ayvaz Ayvazosky'in etkisi ile Tatar halk musikisine ilgi duydu. Ahmet Kalafat'ın yeteneğini ilk defa bu şahıs keşfetmiştir. O'nun yetiştirilmesini üstlenmeyi teklif etmiştir. Ahmet'in annesi islamiyette resimin yeri olmadığı gerekçesi ile teklifi kabul etmemiştir. Ancak Ahmet sanattan vazgeçmeyip evlendikten sonra da sanatını geliştirmiştir. Şimdi torunu Hasan süsleme üzerine çalışıyor ve dedesinin eserlerini evinde sergiliyor.

Kalafat'lar Özbekistan sürgünü yaşamışlar. Taşkent'teki Kalafatlar şal nakışı yapıyorlar. Begavat'da oturan Balaban bir ailedirler. Bunlardan A. Kalafat'ın torunu Dilave Kalafat 1942 yılında Karasupazarında ölmüştür.

Biz Hasan Kalafat'la da tanıştık. Bize Ahınet Kalafat'la ilgili bir hayli doküman verdi. Halen Sinferopol Kıraznoznamionnaya Stabasim 108 kv. 5 Kırım Ukrayna'da yaşamakta ve nakkaşlık yapmaktadır. İfadesine göre 1920 yılında aileden Bekir Kalafat Türkiye'ye gitmiş Saliha isimli bir bayanla evlenmiş dikiş makinası atölyesi kurmuş ve 1942 yılında Türkiye'de vefat etmiştir. Hasan Kalafat'ın oğlu Osman'ın torunudur. Kırım'da Kalafat; Kalfa, Halfe, Usta yardımcısı anlamına gelmektedir.

Mumine Museyave anne bize Kırım'ı ve hayatını anlatıyor. Çocuklarımın resimlerini gördükten sonra "tu-tu-tu maşallah kızlara. Güzel kızlarınız var. Göz değmesin kızlara" diyor. Sonra Özbekistan'dan göçü anlatıyor. "Annem, babam, kaynım, kardeşim, ablam, hep ölülerimiz orda kaldılar. Olsun orası da müslüman elidir. Biz çocuklarla gelebildik. Ey, ey görmeyen günümüz kalmadı... Bu güne de şükür şikayetçi değiliz. Allah yarabbi beterinden saklasın. Soğuğu, ağacın buz bağlamasını çocuklarımız Özbekistan'da tanıdılar... Artık kart oldum. Allah kısmet etse. Bir varıp Özbekistan'da ölülerimizi ziyaretsem pek isterem" (Mutlu olmanın yolu hamdını bilmekten geçiyor. İki odalı bir evde bu kadıncağız oğlu gelini torunları ile mutlu idi. Bize imkanları nispetinde ikramda bulunuyor. Hat safhada güleryüz gösteriyordu. Konuşmasına devam ediyor. "Şükür bu hale düştük, halimize vaktimize şükür. Yaşıma gelince, 70 desem olacak, diyor. Kırım'da 15 yaşımda ayrıldım. Küçük göze köyünde doğulduk. (Dünyaya geldik.) Özbekistan Andıcan'ın Boytok diyen köyünde kaldık. 1992 yılında döndük.. Erimi Andıcan'da yitirdim. Tamirci idi. Ukrayna ilkin emeklilik haklarını tanımamış, şimdi asgari ücret alabiliyoruz."

Yakınlarının isimlerini sıralıyor; Enver, Sultaniye, Server, Emine, Elmira (EI=İl'dir. Mir'de beydir. Elmira İlin beyi demektir diyor.) Sumael (İsmail), Sabri (amcam ve teyzelerimi göçte kaybettik, sonra harya gittiler bilmeyerek, tapışmadık) Alim, Elzara. Adil, Şükrüye, Gülnar, Reşat, Mehmet, İbrahim, Rustem, Zülfiye, Ömer, Ayder, Fınine, Şevket, Mustafa, Mavili diyor. Bilgi vermeye devam ediyor, bizde balanın adını molal koyar, kulağına ezan bağırırlar, yundurulur. Balaya 40 defa da su dökeriz. Kırkı, okumuş insan çıkartır. Anaya, balaya da kırkı çıkarılır. Kırık çıkarmak adettir. Kırkı çıkarılmamış ana evden çıkmaz. Kırk çıkandan sonra ilkin öz anasına varır. Özbekistan'da zor şartlar altında yaşadık. Adetlerimizi zor şartlarda yaşadık. Adetlerinıiıi oraya taşıyamadık. 1960 yılına kadar çevreden kopuktuk. Onların ne yaptığını da bilemedik. Yeni nesiller bilinçsiz olduk.

Bizde gelin ilkin öz evine getirilir. Ben 16 yıldız gelinim ile birlikte yaşıyorum. Bizde ortalama bir ailede 2-3 çocuk sahibi olunur. Allah çocuklarımı Rus evine gelin olarak vermeyi bana göstermesin. Rus'a çocuğunu veren çok kimse çıkmaktadır. Allah çocuklarımı öz halkıma vermeyi nasip etsin.

Yemeklerimiz: Kortaş çorbası, Ufak aş çorbası (hamur işi), Makarna çorbası, Pi- lav (Pirinç demlemek), Ukrop (Maydanoz), Soğan, Çubörek, Yontık, (Yağlı Çu börek), Üzüm, Ayva, Kiraz, Vişne, Alma reçelleri yapılır. Vaktine göre düğün yemekleri değişir. Biber dolması, Kapuska çorbası, Şaşlık yapılır.

Yas evinde, 1. günde yemek verilmez. Ölen günü helva yapılır. Helvanın kokusu çıkarılır. 3. Günü dua edip ev sahipleri yemek yaparlar. Baş sağlığı için gelenler çay, şeker gibi şeyler getirmezler. 7. Gününde eladamı olmayan kadınlar cenaze evine eliboş gelmezler. Onlar hazır yiyecek getirirler. Biz ölünün 3, 7, 40 ve yılını yaparız. Özbekistan'da 37 yapılmazdı. Burada yapılıyor. Bizde cenazede yüz yırtmak, saç yonmak, yüze toprak atmak gibi uygulamalar yoktur. Nazarlıyı okuturlar. Ebe nineler ve kart Analar nazar duası yaparlar.

Namaz ve arife geceleri çu böreği yapılır, pilav demlenir. Komşulara dağıtılır. Anne babaya yemekler götürülür. Buna "Allah yoluna ölülerin ruhu için koku çıkarma" denilir. Böyle geceler de ölülerin ruhlarının geldiğine inanılır.

Gelin "aşarsa" (aş erecek olsa) aş eşerdiği şeyi temin edip geline vermek gerekir. Hat analar (kart analar) aşaran ananın isteği olmaz ise, balanın bir yeri başka olur, derlerdi.

Bize bir ninni örneği verdi: Gel balam bana
Gel uyutagım seni
Gel sana oyuncak vereyim Konfeti vereyim uyu, büyü,

Yaşamayan çocugun yaşaması için 7 kapıdan parça tapılır. Bu kumaş parçalarından yorgan dikilir. Çocuk bu yorgana belenir. Çocuğa yaşaması için; Tahtar, Dursun gibi isimler konulur. Bazı ırım-sırımlar yapılır.

Gelinin yeni evine bereket getirmesi için yeni evine girmeden önce başına buğday ve konfeti serpilir. Tatlı dilli olsun diye gelinin ve görümcesinin ağzına tatlı verilir.

Eşine basmayız. Eşiğe basağa deriz. Basağa'ya basılmaz, oturulmaz günahtır. Yalta'da Aypetri (Aypetır) Dağında halkın adak adayıp çaput bağladıkları ulu bir ağaç vardır. Buradaki kutsal olduğu kabul edilen şelaleye "uçansu" deniliyor. Burası gayri meskun ve sapa bir yerdir. Tatarlar buraya gayri müslümanlar itibar ederler demektedirler.

Kırım'da elimize Tacikistan Türk halk inançların dair bilgi derleme imkanı geçti. Gülfiye Seyitahmetova Tacikistan'dan Kırım'a göçmüş Tatar Türklerinden Hocaeli bölgesinden gelmişler. 10.000'den fazla Tatar'dan % 60'ı Kırım'a dönmüştür. Yüksek tahsilli G. Seyitahmetova'nın verdiği bilgi doğal olarak farklılık arz etmektedir.

Tacikistan Tatarlarında da çocuğa kulağına ezan okunarak isim konulmaktadır. İsim çocuğun kırkı çıkmadan konulur. Baba ve dede hayatta iken onun ismi çocuğa konulmaz. Ölmeleri halinde konulabilir. Anne, kırkı çıkmadan evinden dışarı çıkmaz, misafiride annenin yanına alınmaz. Misafır, anneyi ziyaretin annenin 40'ı çıktıktan sonra yapılır. Bir anne adayı veya bir başka hasta hastaneye giderken arkası sıra yumurta atılır, yumurtanın kırılması sağlanır. Ebe anay (Ebe ana)nın saygın bir yeri vardır. Aşeren annenin arzuladığı gıda temin edilmez ise, anne adayının bir yerinin şişeceğine inanılır. Hamile kadın bir şey çalmamalı, çaldığı şeyi saklamamalı, buna rivayet edilmez ise, çocuğun vücudu lekeli olur inancı vardır.

Gelin, atasının evinden Kelam-ı Kadim eşliğinde çıkarılır. Damat tarafı ilkin gelinin getirdiği Kelam-ı Kadim'i satın alır. Sonra geline onun için ödeme yapar, ödemeleri birinci arabadaki sağdıcı yapar. Kelam-ı Kadim'i 10 yaşındaki çocuk elinde tutar. Gelin yeni evine girerken bolluk ve bereket olsun diye onun başına para ile şeker serpilir. Gelin eşikten geçtikten sonra kaynanası ona kaşıkla şerbet içirir.

Evlilikler 2-3 çocuklu olur. Kocaya çıkma yaşı ortalama 19-20'dir. Evlilikler tek eşli olur. Erkekler kızlardan 1-2 yaş büyiik olur. Evlilik askerlikten sonra olur ve gelin ilkin kayınpederin evine gider.

Genç kızlar çeşitli dilekleri için "Aziz Baba"ya giderler orada "çırağ yakılır" dua okunur. Aziz Babanın hastalara şifa verdiğine inanılır. Baba'nın 20 metre aşağısında Kurban soyulur (kesilir). Dilek Allah'tan istenir. Aziz Baba'yı Allah'a yakın kabul etmesi sebebiyle dilekler orada yapılır.

Oğlanın anası, babası, toy günü kız evine gitmezler, yakınlarını gönderirler, "ayıptır" söylenir. Cuma günü kız tarafında toy olur. Oğlanın annesi babası bu meclise gitmez. Toy Cumartesi oğlan tarafında olur. Bu meclise kız annesi, babası gitmez.

Tacikistan Türk insan isimleri; Gülfiye, Rustem, Şerifazaze, Muhmed, Mudesir (Muddesir), Temurkaya, Meryem, Akkaya, Medine, Aysene (Hasene), Katice (Hati- ce), Şımayı (İsmanil), Ramazan, Abittar, İbrahim, Seyitah, Mustafa Abkadir (Abdulkadir), Abresit (Abdulreşit), Dilaver vs.

Cenaze günü elva (helva) pişirilir. Defınden sonra yenilir. Mayalı hamurdan "Kıykaça" yapılır. Üstüne helva konur. Bu ikrama "Bismilla etmek" demir. Bu ikramı yiyen "ölülerin canına değsin" der. Ölünün 3, 7, 37, 40, 52, 6 ay, 100 sene-i devriyesi yapılır. Cenazede yüz yırtmak yoktur. Taciklerde cenazede ne derecede bağrılır ise o derecede makbul sayılır. Tatarlarda "ağzını kapat, sesli ağlama" denir.

Kırım'da Türk-İslam eserlerine dair, Kırıın'daki Diyanet temsilciliğimizin yaptığı bir incelemeyi, "Türk Dünyası Maddi Envanter Tespitleri Projesi"nin kapsamına alınmak üzere Atatürk Dil Tarih Kültür Yüksek Kurumuna verdim. Kırım'da Bahçesaray'da Zincirli Medrese (Mengli Giray Han Medresesi) Sarısu'da Hz. Ali Cami, Bahçesaray Zalonköy'de Emir Sultan Camii, Gözleve'de Şükrü Efendi Mevlevi Tekkesi ve Camii, Akmescid'de Kebir Camii ve Kalay Medresesi, Akmescit'de Seyit Sultan Camii, Salgır Baba'nın Kabri (Sadece Yeri kalmış) Han Sarayı ve Türbeleri, Dilare Bikeç Türbesi, Yeni Camii, Seyit Nafia Camii, Seyit Settar Camii, Urkustva Köyü Camii, Kekköz Köyü Camii, Fatsola Köyü Camii, Özenbaş Köyü Camii, Koklus Köyü Camii, Tahtalı Camii, Ayvasıl Köyü Camii, Simerz Köyü Camii, Aluşta Merkez Camii, Üsküt Camii, Kerç Camii, Özbek Camii, İstanbul Camii, Akyor Camii, Gezlev Camii, Körbekli Camii, Şuma Camii, Kıreiz Camii, Taraktaş Camii, Kapsher Camii, Kozköy Camii, Otuz Köy Camii, Han Camii, Orta Camii, Ayrıgül Camii, Mustafa Camii, Bahadır Camii, Maskur Camii, Kakhas Camii, Yencu Camii, Büyük Yoslar Camii, Albat Camii, Topçu Camii, Körbek Camii, Eski Clmii, Otuz Köy Camii, Atlı Guvardiya Camii, Seyit Halil Çelebi Camii, Demrici Camii, Alı Kurt Camii, Karasupazarı Camii, Taraktaş Camii, Dereköy Camii, Autka Camii, Ğaspralı Camii, Mishar Camii, Kureiz Camii, Aysunki Camii, Otarcık Camii, Tobona Camii, Küçükköy Camii, Osmanağa Camii vardır.

Kırım'daki Yatırlar: Aziz Adsız (Bağlarbaşı Köyü), Aziz Oba (Barın Köyii), Kırk Aziz (Bahçesaray), Aziz Çokrak (Barazkon Köyü), Aziz Adsız (Özenbaş Köyü), Aziz Adsız (Gezleve), Aziz molla Yakup Efendi-Halveti (Akmescit), Aziz (Karlı Köyü), Aziz (Bahçesaray) Karayaktı Kırk Azizleri, Kılbırın Köyü Azizi, Kırnayman Köyü Azizi, Şeyh Köyü Azizi, Şeyh Köyü Azzi, Aziz Gazi Mousur, Azi Kemal Ata, Orda Köyü Aizizi, Çoyunku Köyü Azzi, Teberti Köyü Azizi, Kıpçak Köyü Azizi Kontrat Köyü Azizi, A. Kıpçak Köyü Azizi'dir.

Kırım'da Ulu kişi mezarlarına yatırlara "Aziz" denilmektedir. Gerçi bu kişiler azizdirler, ancak bunları "Aziz" adı ile anmak İslam kültürümüzde pek yoktur. Ayrıca "Adsız Azizler"in ismi "Adsız" değildir. Bunların aziz adlarının dışında başka adları yoktur. Bu arada anılan azizlerin % 90'ının sadece ismi kalmıştır. İlkin komünist rejim, sonrada Hıristiyan yönetim silip süpürmüş. Hal bu olunca halk inancı derlemek hemen hemen imkansız. Bir taraftan maddi envanteri tespit bir taraftan halk arasında yaşayan sufıstik malzemenin tespiti ve diğer taraftan arşiv kayıtlarının irdelenmesi malımız olan Kırım'a tekrar sahip çıkmamızı kolaylaştırabilir!

Kırımlı Tatar Türklerinden araştırmacı Rafet Kurtiev'in kânaatine göre Kırım Türklerinin ibadet diline giren Farsça namaz türünden kelimeler saka-iskit dönemin- deki Türk-Fars ilişkileri döneminde girmişti. Arap'ın salat dedigi namazı Tatar Türkleri ibadet etmek yükünmek anlamında Muhammediyattan evvel biliyorlardı. Eski Kırım'ın yanındaki bir dağın adı Arasan (Horasan) Dagı'dır. "Karahasan Hastalığı" tanımı Horasan Hastalığı'nın karşılığı olarak kullanılıyordu. Karayimolog Yuri Alandrovich'den ögrendiğimize göre Arasan hastalıgının ölenler Baltatiymez'de defnediliyordu.

Kırım Tatar Türklerinde suyun kutsiyetine inanılıyordu. "Su Anası"na dua ediliyordu. Su Anası olarak bilinen bir ruh, kuvve vardı. Bunlarla ilgili çeşitli Kuranta Adetleri (Aile adetleri) vardı.

Tatar Türklerindeki bir efsaneye göre kırsal kesimde yaşayan bir Tatar Tava (dağa) oduna gider, Topladığı odunlara bir düz alan bulur ve oraya yığar. Odunların arasına bir yılan girer, Tatar odunları yılanı farkına varmadan sırtlar köyüne gelirken bir karaya rastlar, Karaoğuz (Karagüç) ile yılan dalaşarak olurlar: Tatar baltasını alır ve yılanı Kara'ya öldürtmez. Bunun üzerine yılan Tatar'a "Varan ailem, Atama, Anama seni tanış kılayım, sakın korkma sana mukafat vereyim" der. Tatarla Yılan'ın arasında bir dostluk başlar. "Yılan Tatar'ın dostudur" diye bir söz vardır.

"Kara"nın Kırım Tatar Türk mitolojisinde özel bir yeri vardır. Tatar, "canım yansa kara yağlık bayların (canım yansa kara yazma bağlarım)" der. "Kara Tatarım diyen söz (Kara Tatarım demek) sıkıntıya girmiş, sıkıntısı olan Tatar demektir" Efsaneye göre Karadağ'dan bir canavar gelir elin kızını alıp gidermiş. Kırım Tatarlarının en büyük efsanesi "Altın beşik" efsanesidir.

Kırım'ın kırsal kesim Tatarları (Tatlar) mezarlarını kitabe yazılarını mezar taşının iç yüzüne yazarlar. Kırım'ın Karaim Türklerinin mezarlarında da meftanın başı kıbleye doğru konulur. Kırım'da cenaze gün batıya döndürülerek defnedilir. Tatarlar tabutun başının altına Ruslar ayağının altına taş koyarlar.

Kırım Tatarlarında eskiden güçlü bir Ehli-Beyt sevgisi vardı. Susamış birisine su verilse suyu içen Asan (Hasan) Üseyin (Hüseyin)'in canına deysin denirdi. İkiz oğlu olan çocuklarına Hasan-Hüseyin iki kızı olan ilse Ayşe Fatma isimlerini koyarlardı. Mekke'ye Hacc'a gidecek hali takati olmayan Elbuzlu'ya giderdi. Elbuzlu (El+bozlu) adli yatırım adı Hasan-Hüseyin idi.

Kırım Tatarlarında Kıpçak bölgesinde Kurt'a "Börü" kır kesiminde ise Kurt'a "Kaşkır" veya "Kurt" denilmektedir. Kurt'a Kaşkır "Kaşı kır olan" denilmesi, Kurtun adının telaffuz edilmek istenilmemesinden gelmektedir. Kurt kutsal olup tekin olmayan diğer güçler gibi isminin telaffuzundan kaçınılır. Aile fertleri içerisinde hanımının eşinin ismini vermemesi inancında olduğu gibi. Kırım'da Kurt ismi, genellikle "Börü" kelimesi kullanılarak karşılanır. Kırım'da halen köy ismi, nehir ismi ve mahalle ismi olarak "Kurtî" adı vardır. Tatar düşüncesine göre "Karaoğuz nerde var ise Kurt da orda vardır."

Kırım Tatar Türklerinde kına gelinin avucunun içine ve parmaklara yakılır. Avucun içine kına ile bir daire çizilir. Bu dairenin ortasına kına ile bir ben yapılır. Elin dışına ise kına ile bir üçgen çizilir.

Kırım Tatar Türkleri mitolojisinde Tanrıyı simgeteyen işaret daire içine alınmış artı işareti şeklinde kesişen iki tam çaptan oluşur. Umay'ı simgeleyen işaret ise daire içine alınmış çarpı şeklinde iki tam çaptan oluşur.

Ayrıca yukarıdan aşagıya ok biçimindeki işaret de Tatar Türk mitolojisinde Umay'ı simgelemekte idi.

Kırım Tatarlarında damat alayı geline ocaktan bir köz verir, böylece "annemde, babamda bende benim ocağımın başına getirmeye razı olduk." Demiş olur. Gelin bu kömürü alır kendi ailesine götürür. Böylece ailesine "Kuta" gelecek beni isteyecekler demiş olur.

Kırım Tatar Türklerinde "Karabugayı bıçağı ötürmek" inanç ve uygulması vardır. Başı kesilen kara buganın başı gövdesinden ayrılmadan hayvan soyulur eti pişirilir yenilir, gövdeden ayrılmamış baş ve ayakları ile birlikte deri Kart kişiler (yaşlı erkekler) tarafından köyün etrafında önde Kelam-ı Kadim olmak üzere dolaştırılır. Bu bir korunma büyüsüdür. Kırım Tatarları Hanlıklar döneminde hana haraç verme saraya gidilerek verilirdi. Belirlenen dönemde yeni ay doğmuşsa vergi mükellefleri ayın yeni doğmuş olmanın hatırına o mevsim vergi vermezlerdi. Cengiz Han'ın bayrağı mavi değil kara idi. Bayraklarında Kartal yoktu. Kırım Tatarlarında "Tarak" olarak bilinen simge kanatlarını tam açmış ayakta duran kartaldır. "Domuz Yılı"nın gelmemesi için kartal oyunu oynanırdı. Bu motif ve Umay'ı simgeler motif, urbalarının yakalarına işlenirdi.

Kırım Tatar Türklerinde seyahate çıkmak için köyünden çıkarken, "Karaşey" ile karşılaşılmasın kişinin karşısına "karaşey" gelmesin diye bir ağacın altına veya uygun bir yere "taş" atar. Bu taşlar orada tümsek oluşturur. Taşın Tatar Türk Halk mistizmizminde önemli yer vardır, Kaya, Temur Kaya, Kaya Bek gibi insan isimleri vardır. Ölen kimsenin bağlanan ayağı acıtınca ayağının ve göbeğinin üzerine ve ensesinin altına taş konur. Fena olarak bilinen kimsenin geri dönerek gelmemesi için ardı sıra taş atılır. Atılan taş atıldığı yer kalıp geri gelemeyeceği için fena bilinen kimsenin de böylece dönemeyeceğine inanılır. Bu uygulama halk arasında "cadılık" olarak bilinir. Yağmurun yağması, kuraklığın geçmesi için 7 taş toplanır suya veya kuyuya atılır. Gelinin cebine koca evinde ağır olsun geri kayıtmasın (dönmesin) diye taş konur.

Kırım Tatar Türklerinde bala doğurundan sonra (çocuk dünyaya geldikten sonra) ilk 3 gün içerisinde balaya ad koyulur. Bu esnada çocuğun kulağına ezan okunur. Aş pişirilir. Davetlilere pirinç demlenir. Tavuk eti, pilav ikram edilir. Gelin anası kızına küçük bir kazan hediye eder. Gelin 40 gün aş pişirmez. Komşular kendilerine ait olan bu türden küçük kazanlarla geline yemek getirirler. Gelin, bu 40 günlük süreçten sonra evinin eşiğinin dışına çıkabilir ve aş pişirebilir.

Kırım Tatar Türklerinde de Ateş'in kutsiyetini gösteren halk inançları vardır. Akşamdan sonra komşunun ateş isteği karşılanmaz. O'na ateş verilmez. Ateş almaya gelen komşu, kendi çıkarısını getirir, bu çıka yakılarak komşuya verilir. Atınan bu ateş ödünç olarak kabul edilir ve ödenir. Komşu "ateş hakkı"nı ödemek durumundadır. Kırım Tatar Apakay'ı (Hanımı) ocağın başı ölse "ocağı söndü" denir. Apay'ı (Erkeği) ölse "çırağın/ışığın" söndü denir.

Kırım Tatar Türklerinde 21 Aralık "Kantar/Terazi Günü" olarak bilinir. Terazinin gece ve gündüz kefeleri denktir. 22 Aralık günü balalar pencerelerin önüne gelir ve "Kalender, kalender, kalender bahşiş versen oğlun doğsun vermesen taş (kel) kızın doğsun" derler. 22 Aralık'da Küev adayı, gelin adayına Kömür verir.

Kırım'da Karay ve Kırımcak Türkleri

Bu yazımızda 28 Şubat 10 Mart 1998 tarihleri arasında bulunduğum Kırım'da tanışma imkânı bulduğum Karaim uzmanı Yuri Aleksandroviç verdiği bilgileri ve bizi götürme inceliğini gösterdiği Çift Kale ve Balta Tigmez Karaim Mezarlığı'nda gördüklerimizi de anlatacağız.

Hazar Türklerinin ve Musevî Türklüğünün en canlı ve şuurlu uzantısı soydaş Karaim Türklerinden bütün dünyada 1.100 ve Kırım'da sadece 800 adet kalmıştır. Kırım Karaim Türkleri 2. Cihan Harbi, Rus Sürgünü, Açlık, sonucu büyük nüfus kaybına uğramışlar. Tatar Türkleri ile olan dil birligi Karaim Türklerine de baskı uygulamasına yol açmıştır. Karaim Türkleri, Türkiye, Fransa, Bulgaristan ve Polonya'ya göç etmiştir. Karaimlerin Fransa'da bir cemiyetleri var. Türkiye'ye giden Karaimler soydaşlarına entegre olup erimişler. Fransa'da Karaimler erimemişlerdir. Karaimlerin bu olumsuz kaderini karışık, Yahudiler ikinci cihan harbine üst seviyeden temaslarla Hıristiyan gösterilerek Almanların hışmından kurtarılmışlar.

Kırım'da Karaim'lerin bir okulu yoktur. Gözleve Karaim Kinasasında özel Karaim dinî dersleri verilmektedir. Karaim Türklerinin Litvanya'da iki Kinesaları vardır. Litvanya Karaimleri resmiyette Litvanca evlerinde özel hayatlarında Karaim Türkçesi ile konuşurlar. Kuzey Ukraynada 6 Karaim ailesi kalmıştır. Bunlar evlerinde Ukraynaca ve okullarda Rusça konuşurlar. Kırım Gözlevede 1989 yılına kadar Karaim Türklerinin dil ve dinlerini öğrenme hakları yoktu. 5-10 Karaim Türkü bir araya gelip öz dillerini konuşamazlardı. Yağmurca isimli Karaim köyünü yönetim dağıtmıştı. Kırım Gözleve'deki Karaim Türk okulunda Karaim dili, Karai Kültürü, Karai tarihi dersleri özel ve sınırlı imkânlarla verilmektedir. Geçmişte kesinlikle yasaklanmış iken şimdi yavaş yavaş Rus, yönetimi tölerans göstermektedir. Son dönemde etnik kültüre önem verilmeye başlanılmıştır. Eritme isteğinden vazgeçmişlerdir. Bütün Karailer Türk olduklarının şuurundadırlar. Karai Türklerine bu dersleri Karai dilini bilen aydınlar verirler. Kırım üniversitelerinde Karaim Bölümü ve dersleri yoktur. Karaim gerçeğini objektif olarak anlatan yoktur. Karaim ders kitabı yoktur.

Kırım Karay Türklerinin liderine Kagan (Büyük Han), deniyordu. Bunlar; Kaynak Han, Seraya Han, Şapşal'ın Kuzeni idi.
Karailerde ölüm helvası veya Karai ölüm helvası diye bilinen bir helva türü vardır. Ölüm helvası, kara helva ölümün 7. gününde yapılır: Ayrıca 40. gününde yapılır. Ak helva Karaimlerde bayramlarda ikram edilir. Ayrıca Karaim Elması da meşhurdur.

Karaimler Hz. İsa'yı ve Hz. Muhammedi peygamber sayarlar. Onların da Hak peygamberi olduklarını kabul ederler. Dini kitap olarak yegane kitabımız dedikleri Tura'ya inanırlar. Yahudilerle kendilerini, inanç, kültür ve tarih olarak bir tutmazlar. Örf ve adetleri büyük ölçüde dinleridir. "Bizim inancımızın yarısı dindir" derler. Türk olmayan Karai inançlı Ruslar da vardır. Karaim Türkleri dillerini kayıp edip Ruslaşmanın acısını yaşıyorlar.

Karay Türklerinin gerçeğe uygun isimleri Karalardır. Moğollar Karaylarına Karaid demişler. Karaim adını Karaim Türklerine Ruslar koymuştur. Doğrusu Karay Türkleridir. 1927 yılındaki Karay Türklerinin lideri olan Şapşal, Atatürk'ün büyük dostu idi. Türkiye Cumhuriyetinin Kırım Konsolostu Karaim Türklerinden seçilmişti. Yefet, son Kırım Karaisi idi. Son Osmanlı Padişahının kızı Karay Türklerine gelin gitmişti. Onun oğlu Yusuf Kefeli şimdi Paris'de Yusuf Kefeli'nin annesi halen 96 yaşında ve ABD'dedir.

Karaim inancına göre Tanrı birdir, bütün alemin Tanrısıdır. Tanrı Allah'tan sonra gelir. İki ulu ruh vardır. Bunlardan birisi iyi ulu ruh, diğer kötü ulu ruhtur. İki güç vardır. Bunlar karagüç ve akgüçtür. Kara güç veya Kargal Ata, yaramaz cin türünden bir ruhtur. Ak ruh yararlı olan sevapla ilgili bir ruhtur. Kargal veya Kardal ruh gün ağarmadan çan sesi ile kovulur. Bu kovma uygulaması haftada bir gün yapılır. Yılda bir defa yapılan uygulama ile de korkuluk gibi yapılır, balalar korkutulur. Amaç balaların annelerin sözünü dinlemelerini sağlamak, onların yahci ile yamanı ayırmalarını sağlamaktır. Bunların kovulmaları def çalınarak sağlanılır. Kargal Ata'nın karşıtı olan iyiliği temsil eden Ulu Ata'nın hayrını celbetmek için "Ulu Ata sanavı (Takvimi)" yapılır. Bütün yıl uygunsuz iş yapmazsan sevap işlemiş olursun fenalıkların kaynağı Kartal ruh'dur. O da merasimle kovulur. Günah işleyenin günahını sevap işleyerek yumasu mümkündür. Hayır yaptığın kişi hayrın kimden geldiğini bilmemeli. Gelirinin 1/10'unu fakire vermelisin Bu amaçla her gün gelirin 1/10'u bir kutuya atılır. Bu ara fakir için birikir.

Karaimlerde kurban vardır. Baran (koç) veya koyun günü hayvan soyılır (kesilir). Kurban sahibi halkı toplar ve aş verir. 21 Ağustosta gün değişiminde kurban kesilir. Herkes parasına göre kurban keser. Sığır kesen de, tavuk kesen de olurdu. Eskiden kurbanı din görevlisi keserdi. Şimdi din görevlisi olmadığı için herkes kendi kesiyor. Eskiden kurban kesilirken özel dua okunurdu, bir dönem okunmaz oldu. Şimdi tekrar eskiye dönüş var. Karaimlerde din adamına Gazan denir. Kurban Tengri'nin rızasını kazanmak için kıbleye dönülerek kesilirdi. Kurban'ın Daniel Peygamber'den kaldığına inanılır ve millî bayram olarak kutlanır.

Karaimler eskiden hac farızası için Jariselam'a giderlerdi. Kutsal makam mekan olarak ziyaret edilen ikinci yer Kırım-Gözleve idi. "Kartlar (Yaşlılar) varıp kutsal ruhlara sığınıp kayıtırlardı." Kırım Karai Mezarlıklarına gidilirdi. Hali-vakti olan maddi kuvveti olanlar şimdi de Balta tiymez kutsal mezarlığına giderler. Burası en aziz kutsal yerlerden birisidir. Karaimlerde ibadet yeri Kenasa'dır (Kınesa). Bununla beraber heryerde ibadet edilebilir. İbadet sabah ve akşam olur. Kenasede ibadet edilmesi tercih konusudur. Sabah ve akşam ibadeti mecburidir, diğer saatlerin ibadeti serbesttir. Karaimler ibadetten evvel abdest almaktadırlar. Abdest alınırken el ve kollar yıkanır. Karaim sarhoş iken namaz kılamaz. Karaim dininde içki yasağı yoktur. Ancak sarhoş iken bir Karaim ibadet yapamaz. Bir Karaim Türkü ibadet yapacak ise, muhakkak Gazan'a ihtiyaç duymaz, Gazan'sız ibadet yapılabilir. Karaim Türkleri domuz eti yemezler, Karaimlerde domuz eti haramdır.

Karaim Türklerinde oruç vardır. Yılda 10-15 gün oruç tutulur. Bu süre tolu olarak oruçlu olunduğu gibi, günler tek tek de oruçlu olunabilir. İsteyen Karaim istediği zaman oruç tutabildiği gibi "On günler" diye bilinen bir oruçları da vardır. Karaimlerde üç tür oruç (Uraza) vardır. Bunlar; su içmenin mümkün olduğu oruç türü, gündüzleri su içilmeyip yemek yenilmediği oruçlar ve Adak oruçlarıdır.
Bir Karaim dostunun sağlığı için oruç adağında bulunulup, oruç tutulabilinir. Ayrıca et yenmeyen 7 gün orucu vardır. Karaimlerde oruçlu iken seks olmuyor.

Bu arada Özbek Türklerinde "Perşembelik" yapılır. Bu o gece seks için yapılan özel hazırlıktır. Yemek, dinlenme ve sair tedariklerle çiftler o gece için sekse hazırlanır, Cuma gününe boy abdesti alınarak girilir.

Karaim Türklerinde eskiden gücü yeten dört kadın alabiliyordu. İnançlarının birden fazla evlenmeye manisi yoktur.

Karaim Türklerinin Kenase ibadetlerinde müzik yoktur. lbadethanelerinde toplu ibadetleri müziksizdir. Cenazelerinde dini musiki yoktur. Cenazelerinde Yankı Türküsü Yırlanır. (Ağıt söylenir okunur) ancak müzik yoktur.

Karaim Türklerinin ibadet dili, dillerine Rusça hakim olmaya başladıktan sonra, Karaim Türkçesinin yanısıra, Rusça'da olmuştur. Rusça yapılmayan ibadetlere geçmişte polis müdahale eder Rusça yapılmasını sağlardı. Kenasada'ki tarihi ibadet dili dinî İbranice'dir. Dualar ise Karaim Türkçesi iledir. Şimdilerde toplu ibadetlerde vaazler anlaşılsın diye ibadet Rusça yapılmaktadır. Kenase'ye ayakkabı ile girilmez. Ayakkabılık ve mihrabın yeri camilerde oldugu gibidir. Kenasenin yanında Karaim medresesi olur.

Karaim Türklerinde köklü bir kurt kültürü vardır. Karaimlerde kurttan türemiş olmak inancı vardır. Karailerin veciz bir sözüne göre "Temelimiz kurttan olmuş"

'Karailerde Güneşin doğuşuna saygı var. Ayrıca "güneşin nuru"na, "suyun nuru"na ve "ateşin nuru"na ibadet edilir. Yaramaz, hayırsız ve zararlı ruhlar, güçler güneş doğarken kovulurlar. Bunlar Karaimliğin inanç mahiyetinden olmayıp Karaimliğe eski dinlerinden girmiş hatıralar olarak kabul edilir.

Karaimlerde sabahleyin güneş doğmadan evvel temizlenirken güneşin nuru çıkmadan önce, ses çıkaran bir şey kullanılarak, çalgı gibi çalınarak "çık çık çık" diye kara güçler kovulurmuş.

Kurtlu isim Karaylar'da ve Tatarlarda oldukça yoğun, Zikir Kurtnezir, ismindeki Kurtnezir'i izah ederken "Allah bizi kurrtan babışla" diye başlıyor, sonra gülüyor. "Gelenek göreneği dinden ayırmak zordur. Türbe ve yatır yok edilmiş, temelleri var, isimleri var, kendileri yok, tarihi hüccetlere dayanarak onların tespiti gerekir. Esasen kurt nezir, kurta adak, nezir demektir" diyor.

Karaim Türklerinde "Marazlanmak" daha ziyade ruhî rahatsızlık olarak biliniyor. Kaçkar'da koç karşılığında kullanılıyor.

Çiftkale'de Hazar Türkleri döneminde 8. yy'da yapılmış. Bu arada 60 yıl evveline kadar bir Hazar mescidinin duvarları var iken bugün maalesef ilgisizlik sonucu yıkılmıştır. Yine bu arada Altınorda Türk Hanı Tahtamış'ın kızı Canike Hanım (Hatun)'un 1437 yılında yapılmış Türbesi vardır. Canike Hatun taşlanılarak öldürülmüştür. Çiftkale'nin orta kapısında geniş Kızılcık bahçelerinin izleri var. Çin hekimleri tarihi gezilerinde Çiftkale'ye gelip Kızılcık ağaçları görünce "Burada hasta aramak nafıle deyip" geri dönmüşler.

Çiftkale ve buradaki Karaim Türk Kültürünü aşağılamak için bazı çevreler Karaim çufut ve Çiftkale'yede Çufukale demektedirler. Çiftkla'nin yamacı derin bir vadiye bakıyor, buraya Aşiama dere deniyor. Buradaki meyve fidelerin hepsi aşılı. Kale'de yer yer arkeolojik kazılar yapılmış ancak gerekli onarımı yapılmamıştır. Katenin karşı sırtlarında Beşik Tav (Beşik Dağı) vardır. Çiftkale vadisine giderken Kırkyer denilen bir mevki var. Burası Çiftkale'nin eski merkezidir. Kalenin batı ucuna ise Buruncak denilmektedir. Çiftkale, 1. ve 2. olmak üzere iki kaleden meydana gelmiş yer yer koba denilen mağaralar var. Birinci kalede; Küçük kapı, Orta kapı ve büyük kapı. İkinci kalede ise orta kapı ve büyük kapı ile darphane var. Kırım hanlarında son zamanlara kadar darphaneler sadece Karai Türklerinin elinde idiler. Kale'de 1876 yılında ölen tarihçi Frikoviç'in halen tamamen harap olan evi var.

Çiftkale'nin Balta Tiymez Kutsal mezarlığına bakan yönünde 3. kapının üst kısmında "çatal" ve "kalkan" şeklinde iki damga var. Bununla Karaimlerin iki kabileden meydana geldikleri bunlardan kalkan görünümde olanın kalp ve çatal görünümde olan damganın ise yüreğe giren iki damar olduğu yürekli insanları simgelediği anlatılmaktadır.

Balta Tiymez Karaim kutsal mezarlığında asgari birkaç bin mezar var. Bu tarihi mezarlığa defin işlemi Hazar Türkleri döneminde başlamış ve halâ devam ediyor. Milyonlarca ağacın bulunduğu bu kutsat vadi kilometrelerce devam etmektedir. Burada 21 adet "Eben ağacı"' vardır. Eben ağaçlarının sayısı mutlaka 21 olmalıdır. Eben ağaçlarından birisi kurur ise, onun yanından çıkan fılizden yeni bir eben ağacı hazırlanır. Kutsal ormandaki kara ağaçların arasında Eben ağacının cinsi farklıdır. Karaim inancını yok etmek isteyenler Eben ağacını kesmeye kalkıyorlar, muaffak olamıyorlar. Karaim inancının başlıca düşmanı olarak Yahudilik görülüyor. Karaimler Balta Tiymez'e Yahudi Tovu (Dağı) denilmesine çok tepki gösteriyorlar. Yahudilerin kazı yapma adına çok Karaim mezarını tahrip ettikleri ifade edilmektedir.

Balta Tiymez Karai mezarlığını gezerken ilginç bir soy ismine rastladık. Mezar taşında Topşar (Topsa aşar-Bulsa yer) yazılı idi. Mezarlıkta Bay Sangarid'in mezarını çok aradık, eşinin çok uzun olan mezarını Yuri Aleksandroviç dostumuz evvelce görmüşler. Zaten bu mezarlığı ve konuyu onun kadar iyi bilen ve bu derecede misafırperver olan başka kimse tanımadım.

Her Karaim'in iki adı vardır. Bunlar birinci ad ve o şahsın Türk olan adıdır. Doğumun ilk gününde konulur. İkinci ad ise dinî addır. Doğumun 7. gününde konulur. Karaim, pasaport ve mezar taşına dinî adını yazdırır.

Eben ağaçları, ağaçların farklı olan cinslerinin yanısıra dal ve budakları da farklıdır. Onları ziyarete gelen Karaim onlara yakın olan kuru dalları tolar Eben Ağacın etrafında daire oluşturacak şekilde saygı ile etrafa doğru temizleri.

Çiftkale'ye doğru giderken yolun başlangıcında bir kilise var. Seyit Mehmet ve Yuri Alkesandroviç bu konuda bilgi veriyorlar. Hazar dönemi Türklüğün içerisinde Hıristiyan Türklerde vardı. Burada Groke Elen ve Rumların yanısıra Greko Tatarlar da vardı. Greko Tatarlar Romanya'ya göçüp Romenleştiler. Bunların Etnografyaları yemek kültürleri tamamen Tatar Türkleri gibi idi. Tatarlar gibi Çu börek yaparlardı. Türk güreşi tutarlardı. Soy isimleri arasında Kaytarma, Güneş, Mumcu, Balcı gibi çok Türk isimleri vardı. Marinpul ve çevresindeki 200.000 Hıristiyan yarısı Grekce ve yarısı Türkçe konuşurdu. Meryem ana kilisesinde Rumlar fakat vadide 3 büyük dinin taraftarları vardı.

Karaim Türklerinde kadın evlenmeden evvel Kenasa'ya gelemez. Evlenmiş kadını Kenasa'ya giriş kapışı ve Kenasa'da bulunacağı bölüm ayrı idi. Karaim ve Müslüman bayramlarında cemaatlerin üst düzey dinî temsilcileri karşılıklı birbirlerini ziyaret ederlerdi.

Balta Tiymez Karaim mezarlarında gurbette ölen Karaim Türklerinin de mezar taşları var. Bunlar için "Baş Taşı" konur. Bu taşlara "Yolcu Taş" veya "Dikme Taş" denir. Balta Tiymez Karaim Mezarlığını yılda 300.000 yabancı Turist ziyaret etmesine rağmen yönetim 300 hanelik çift Kale'nin onarımı için bir kuruş harcamamaktadır.

Balta Tigmez Karaim Türk Mezarlıgına uzun yüksek bir duvarın orta yerindeki geniş kapıdan giriliyor. Bir Karaim mezarlığa girmeden ve mezarlıktan çıkarken diz çökerek dua edip girer ve çıkar. Bu esnada sessizliğin olmasına özen gösterir. Ayrıca Ebem Ağacı da ziyaret edilirken diz çökülür.

Karaim mezarların yan kesiti ve üstten görünüşleri at eğeri gibidir. Hazar Türk mezarlarının at eğeri gibi olduklarını Harput müze bahçesinden biliyorduk. Ayrıca mezarların sanduka taşları dört bir yönden üçlü kademe halinde. Yanı Yekpare mezar taşının en altdaki kaidesi en büyük, her kenarından 5-10 cm küçük ikinci yekpare kaide ve onun üzerinde tekrar her kenarından 5-10 cm küçük asıl yekpare üst kapalı mezar taşı var. Bu taşın üstündeki kapak üçgen prizma şeklinde ve iki başında at eğeri andıran taş çıkıntılar var. Biz bu tatz mezar taşını Ahlat'dan, Karakalpakistan ve Derbentten hatırlıyorduk.

Çift Kale'nin diger ismi Koç Kale'dir. Burası Meşe ormanı ile ünlüdür. Karaimlerde meşe ağacı tabu olduğundan ondan fazla bahsedilmesi doğru bulunmaz. İnanca göre meşe ağacı hakkında iyi laf etmeyen felakete uğrar. Balta Tiymez meşe ormanından oradaki mezarlıktan bir avuç toprak getirilip göç edilip gidilen ülkedeki anne ve babaların mezarlarının üzerine serpilmesi Karaim inancına göre çok hayırlı bir iştir. Balta Tiymez'den getirilememiş aziz olmayan meşe ağacından yapılmış çocuk beşiği nesilden nesile korunur. Aileden aileye devredilir. Özel yapılmış mıh-çivi kullanılmamış beşiklerdir.

Yuri Aleksandroviç'in ifadesine ili "Gök Tanrı inancından Karaimliye giren inançlar, Karaim dini inançlarının yanı sıra halk arasında yaşayan ve halk inancı olarak bilinen hususlardır. Meşe ağacının kutsal olması bu türdendir."

Karaylar, Uzun, Çuyun, Kara, Sarı, Kümüş, Kuman, Kalmuk, Balak, Alan, Nayman gibi boy ve büyük ailelerden meydana gelmişlerdi. Eskiden çölde Türkler mezralar kaybolmasın diye her gelen bir taş koyarmış Karay'da taşın yerini ağaç almıştır.

Çift Kale'deki Balta Tiğmez Meşe Ormanına herkes giremez. Ancak ruhsatlı Kırım Tatarları girebilirler. Y. Aleksandrovich bizi bu kutsal makama götürmek, gezdirmek ve izahat vermek ilgili resimler ile kitapları vermek suretiyle büyük bir jest yapmış oluyordu. Meşe'ye çaput bağlanıyor ama her meşeye değil. Etrafı temizlenmiş elle dokunulan ulu meşelerden dilekte bulunuluyor. Bunların bir çöpü dahil alınmaz. Buraya sıradan kimse giremez. Meşe kurumadan ona el sürülmez. Kuruyunca onun çalısı çırpısı, nazardan düşman gözünden koruyucu olarak kullanılır. 600 yıldan beri devam eden inanca göre, bu meşeler durdukça Karaimler duracak bunlar kururlarsa Karaim Türkleri'de yok olacaktır. Buradan bir meşe kesen Karaim'in hemen çarpılıp öleceği inancı vardır. Bu kural dinlemeyip ölen kimselerin olduğu anlatılmaktadır.

1997 yılında lsrail'den Yahudiler gelip Rus yönetimi ile anlaşarak Balta Tiymez Kutsal Meşe Ornıanı ve Karaim mezarlığında arkeolojik kazı yapmak istemiştir. Kırım'da ve Karaim ve Tatar Türkleri anlaşarak kazıya tepkilerini ortak protesto mitingi ile göstermiş ve kazının yapılmasını önlemişlerdir.

Eski Kırım'da yol kenarında "Bezbaylan" diye bir köy vardı. Bu köyde kutsal bir su yanında kutsal bir ağaç vardı. Karay ve Tatar Türkleri bu ağaca niyet tutar bez bağlardı. Bez-çaput bağlama işlemine "Bezbaylan" denirdi. Bu su ile el yüz yıkanır, şifa denilerek bu su içilir. Niyet ayıtılırdı. (niyet tutulurdu.)

Kara halk inançlarında ateşe tükürmek yasaktır. Ocağın külü ayak yoluna dökülmez. Özel küllükler kül obaları vardır. Ayrıca Aziz Baba Gazi Mausur Türbesi, Bahçesaray'da Gazi Mausur Çeşmesi, Karadağ'da Aziz Kemal Baba Türbesi ocağında ve suyunda hikmet aranır.

Surphaç Tekkesi yanında eski Kırım'daki çeşme İslam askeri atları ile birlikte yaralı gelir. Askerin imamı Allah'a dua eder asker uyanınca şırıl şırıl akan suyu görür, yıkanırlar ve sudan içerler hiç kimsede ve atlara yara bere kalmaz. Bu su Kırımlılara şifa bağışlar.

Karay Türklerinde "Ayak içmek" diye bir Hazar adeti vardır. Bu adet Karay Türklerinde halâ devam etmektedir. Karay"arda yakın birisi ölünce toplanır. Günün doğuş istikametinden batış istikametine dogru sıralanır. Bu sıraya göre iki yedi günde birer defa şarap içilir. Bu yedi günlük zaman zarfında et yenilmez. Ya kara koçun postuna (kiyizine) yahut Kara keçe'ye oturulur.

Kırım'daki diğer Musevî Türk topluluk Kırımcaklardır. Bunların lideri Davut Rebi ile tanıştık. Kırım'da 300-400 Kırımcak ancak kalmış. Davut Rebi, bize 300 yıl kadar evvel Kırımda İbrahi harfleri ile Türkçe basılmış bir cönk'den Kırımcak- Karaim şiir örneği getirdi. Şair Gümüş'e ait bu şiir "Türkler Mecmuası"ndan alınmış duygulu bir sahife idi. Şiirde;

"Bana yardım eden yoktur.
Her bir şeyden ağzım toktur.
İçimde ateşler yanar.
Sen yardım edersen bana

Muradıma hiç ermedim.

Aklıma hiç getirmedim." Deniyordu.

Yuri Aleksandroviç'in bize verdigi Karaim Türk kültürü ile ilgili dökümanlar arasında 1940 yılında Kırım'da çekilmiş Kırım Karay mülkü, askeri eşkası Karaim eşrafının ayyıldızlı Türk bayrakları altında çekilmiş resimleri, Karaim Kağan resimleri Karaim Gazan resimleri, Karaim Türk tarihinde yer almış fikir, sanat ve siyaset adamlarının resimleri, çut (çift) Kale=Kırıklar Yeri'ndeki tarihi Karaim Kenasası Tarihi Karaim Kadın, erkek giysilerini de gösteren aile fotoğrafları. Bunların arasında yakası ay yıldızlı mahalli kıyafetler, Nazmi Sevgen'in Zazalar seri yazısında verdiği genç kız baş süsleme şeklini andıran beş bezekleri (1916 yılına ait) Karaim aristokrat hanım kıyafetlerini gösteren resimler (1918 yılında çekilmiş) Karaim kilim Motifleri, sıçan yılına ait 12 Hayvanlı Karaim Türk Takvimi (önemli günleri ve izahları ile birlikte) "Ulu Ata Sanavı" Karay Kurultaylarını delegelerini tanıtarak tesbit eden toplu resimler, Kırım Karailerinin Rusya geneline dağıtılarak Slavlaştırmak suretiyle eritilişlerini 1800-2000 yılları arasında gösteren grafık, 1997 yılında Kırım'da yapılan Kırım Karaileri Kurultayı dokümanları, Kırım Karai Kenasa'larını faal dönemleri ile gösteren resimler.

Kırım Karai Türkleri isimli 5-6 sahifelik ingilizce dokümanda; Kırım Karai Türklerine dair etnik, kültürel, siyasi, dini ve sosyal konularda bilgi vermektedir. Karay kelimesinin etimolojik izahı yapılmaktadır. Karay Türklerinin tarih boyunca hangi ülkelerde hangi dönemlerde ne miktar bulundukları anlatılmaktadır. Tarihi Karay Yurdu ve Karayların anavatanlarına dair bilgi verilmektedir. Karayların menşeylerine dair bilgi verirken Tarihi Karay oba ve oymaklarına dair bilgi vermektedir. Karay dili münasebetiyle yapılan açıklamada Karay'ların girdikleri Türk dil gurubu izah edilmektedir. Daha sonra Kırım Karay Türk Kültür hayatına dair bilgi verilmektedir. Karay dini hayatına dair bilgi verilirken Karay inancının İslamiyet ve Hıristiyanlıkla ilgisine, Eski Türk dini Tengricilik ile ilişkisine kurum ve kuruluşlarına, yüzyıllara göre diğer dinlerle etkileşimlerine dair bilgi verilmektedir. Geçmişte ve günümüzdeki hukuki statülerine, Kırım'ı da içine alan Hazar Türk İmparatorluğu ve diğerleri ile olan milli haklarına dair mevzuata, Dünya Kültürüne katkısı bulunmuş ünlü Karay Türklerine dair açıklama yapılmaktadır. Kırım Karay Türklerinin problemleri yansıtılmaktadır. Siyasi temsil haklarının olmadığı belirtilmektedir. Karay Türklerine ait litaretür tanıtılımı yapılmaktadır. Temas için (0652) 274371 telefon numarası ile (0652) 274371 Fax numarası verilmektedir. Özetle tanıttığımız bu dökümanı tercüme etmeği düşünüyoruz. Bu dökümana ekli listede 1919 yılı ile 1997 yılı arasındaki Karay Türkleri nüfus, örgütlenme, hükümette temsil edilme, mahalli yönetimlerde görev alma, resmi büro tahsisi, kenosa, okul, kütüphane, müze, özel toplantı binası, kültür evi v.s. bakımından karşılaştırılıyor. 1997'de Karay'ların sosyal ve siyasi hiçbir varlıklarının kalmadığı anlaşılıyor.

"Karay Avazu" Bitiginin 5 sayısı 1932 yılında çıkrrıış Karay kültürüne dair çeşitli makaleler içermektedir.

Kırım'dan ayrıca yazarlarından ve Safura Hoca hanımdan, Refat Kurtiyev'in, Rusça Kırım halk kültürü konulu, 1996 Sımferopol baskısı eserini İlyas Bahşis ile Edem Holbayov'ın 1996 Akmescit baskısı Kırım Tatar Halkları isimli eserini B. Gankeviç'in 1997 yılında Sımferopol'da Rusça basılı Kırım Tatar Tarihini, Tunman'ın 1991 Sımferopol baskısı Kırım Hanları isimli eserini, E. Özenbaslı'nın Kırım Tatar Adları isimli Akmescit 1992 baskılı eserini, Şakir Cemil'in Toşcedçe isimli 1997 baskılı eserini aldık.

Y. Aleksandroviç, 1996 Paris baskılı iki çiftlik Karaim Etnik Kültürü konulu kitabını, M. İ. Firkoviç'in 1989 Bilnas baskısı Karay isimleri isimli eseri, A. İ. Palkonov'un 1995 Paris baskısı Kırım Karaimleri isimli eserini, P. M. Fırkovicius'un 1993 Vilnius baskısı Karay Koltsnaları isimli eserini, G. Şapşal'ın Bresa Tavrudı Dergisi'nin 1997 yıl ve 1. sayısındaki Karaimlerle ilgili makalesini, 1996 Vilnius baskısı Kenası okulu ders kitaplarından Ben Karayca öğreniyorum, isimli ders kitabını hediye ettiler.

S. Saradi'nin "Anan's Öğretisi" isimli broşüründe 8. yy. daki Ananben David'in dini görüşleri Kur'an-ı Kerim ve İncil'le karşılaştırılmaktadır.

G. C. Yalpacik'in 1993 Kırım'da basılmış Rusça-Karayca lugatında Türk dili itibariyle bir şaheser. Ayrıca, Z. Özenbaşlı'nın, 1997'de Akmescitde basılan "Kırımlı" Polkonov'un 1994 Bahçesaray baskısı, Kırım Karay Türkleri isimli eseri, Y. Anana'nın Karay Haberleri, Polkonov 1997 yılında Simferopol'da yayınlanan Kırım Karai Türkleri. Palkonov'un, 1995 yılında Siferopol'da yayınlanan Kırım Karai Türkleri inanç ve adetleri, aynı yazarın Bahçesaray'da 1995 yılında yayınladığı Kırımcak ve Karayım Atasözleri isimli eserler vardır. (Bu eserlerden son dört eseri bize Sufura hoca hanım hediye ettiler.)