linkler: patoloji hastalıklar e-mail
ana sayfa |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞIMIZI NASIL KORUYABİLİRİZ ? Medya'dan, diş macunu reklamlarından veya Dişhekiminizden;
dişlerinizin üzerinde biriken "plağı" her gün fırçalayarak temizlemenin
gerekliliğini mutlaka duymuşsunuzdur. Peki, üzerinde bu kadar ısrarla durulan
"plak" nedir ve neden dişlerin üzerinde birikmesini istemiyoruz?
Plak; zararlı etkisini hem dişler, hem de dişetleri üzerinde gösterir. Plaktaki bakteriler, yaklaşık 24 saat içinde çoğalıp organize bir yapı oluştururlar ve aldığımız gıdalardaki şekeri kullanarak asit ve diğer bazı zararlı ürünler üretirler, diş ve dişetlerine zarar vermeye başlarlar. Sürekli ve doğru yapılan ağız bakımı; ağız ortamında çürüğe sebep olabilecek gıdalar ve bakteriler bulunmasına rağmen, plak birikimine engel olduğu için diş çürüğünü ve dişi destekleyen dokuların zarar görmesini önler. İşte bu nedenle her gün düzenli biçimde dişlerimizi fırçalayarak, bu bakteri plağını henüz zararlı hale gelmeden temizlememiz gerekmektedir. Plak yalnızca dişlerinizin görünen yüzeylerinde değil, aynı zamanda dişlerin birbirine bakan yüzeyleri ile diş ile dişetleri arasında da birikir. Bu bölgelerde biriken plağı temizlemek daha zordur ve temizlenmediği takdirde, tükrükte erimiş halde bulunan iyon ve tuzların plak üzerine çökmesi sonucunda bu bölgelerdeki plak, diştaşına dönüşür. Gözenekli bir yapıya sahip olan diştaşları daha fazla miktarda plağın dişler üzerinde daha sıkı bir şekilde tutunmasına ve daha kolaylıkla çoğalarak çevre dokuların daha fazla zarar görmesine neden olur. Plak çoğaldıkça doku kaybı fazlalaşır, buna bağlı olarak dişeti ceplerinin derinliği de artar ve bu kısır döngü, sonuçta dişin desteğini kaybedip önce sallanmasına, sonra yer değiştirmesine ve nihayet dişin kaybına neden olur. Yapışkan karakterdeki plak, bu zararlı ürünleri bünyesine alarak dişler üzerinde uzun süre kalmalarını sağlar.
Eğer plak temizlenmezse, bu maddeler diş ve dişetlerine zarar verecek kadar uzun bir süre dişler üzerinde kalırlar ve sonuçta asitler dişleri çürütmeye başlarken , diğer zararlı maddeler ise dişetlerinde iltihaba neden olurlar; dişetleri kızarır, şişer ve kolayca kanar. Bu safhada hastalığa "Gingivitis" (dişeti iltihabı) adı verilir.
Plak yine de temizlenmezse, bu durumda çürükler ilerleyerek dişin özüne girer ve şiddetli ağrılara neden olur. Diğer taraftan, dişeti iltihabı da ilerler ve dokularda geriye dönüşü olmayan bir yıkım başlar. Dişetleri gevşer, dişlerden ayrılır ve plak dişin köküne doğru ilerleyerek dişi kemik içinde tutan dokuların açılmasına ve çevredeki kemiğin erimesine neden olur. Bu safhada hastalığa, gingivitisin ilerlemiş şekli olan "Periodontitis" (dişi tutan - destekleyen dokuların iltihabı) adı verilir.
Sonuçta, - "Dişeti Cebi" adını verdiğimiz - diş ile dişetinin birleşme noktası arasında sağlıklı ağızda mevcut olan girinti derinleşerek yarıklar meydana gelir. Derinleşen Dişeti Cebi, gıda artıklarının birikimini kolaylaştırarak mevcut plağın daha fazla çoğalmasını sağlar. Plak çoğaldıkça doku kaybı fazlalaşır, buna bağlı olarak ceplerin derinliği de artar ve bu kısır döngü, sonuçta dişin desteğini kaybedip önce sallanmasına, sonra yer değiştirmesine ve nihayet dişin kaybına neden olur.
Ağız sağlığının zamanla kötüleşmesiyle dişetlerinde bu değişimler olurken, dişlerde de; çiğneyici yüzlerdeki girintilerden, ara yüzlerden, veya dişeti çekilmesiyle açığa çıkan bölgelerden başlayan çürükler oluşmaya başlayabilir. Bütün bu anlatılanlar çok yavaş ve sinsice gelişerek yıllarca sürebilir ve siz ağrı şikayetiniz yok diye ağız dokularınızın sağlıklı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak gün gelir, yukarıda anlatılanlar nedeniyle dişlerinizin kaybı kaçınılmaz olabilir. Hastalığın bu derece ilerleyip dişlerinizin çekilmesine neden olmasını istemiyorsanız, hastalığı henüz çok fazla tahribat yapmadan farkedip, tedavisi için derhal bir dişhekimine başvurmanız gerekmektedir. Erken teşhis, her hastalıkta olduğu gibi dişeti hastalıklarında da çok önemlidir, ancak bu hastalık erken dönemlerde ağrı yapmadığı için, diğer belirtiler hasta tarafından çoğunlukla önemsenmez ve hastalık ilerleyip ciddi hasarlar oluşturuncaya kadar hekime başvurulmaz. Daha ileri dönemlere gelindiğinde ise, tedavisi ya büyük doku kaybı ile mümkün olabilecek, ya da hekimin yapabileceği fazla bir şey kalmadığı için dişlerin çekilmesi gerekecektir.
Hastalığın belirtilerinin iyi bilinmemesi nedeniyle, orta yaştan itibaren pek çok kişi, hiç çürük olmadığı halde çok sayıda dişini, dişeti hastalığı nedeniyle kaybetmiş veya çektirmek zorunda kalmıştır. Unutmayın ! Orta yaşın üzerindeki diş kayıplarının % 90'ı dişeti hastalıklarına bağlı iken, yalnızca % 10'u çürük kaynaklıdır. " Yaşlandıkça diş kaybetmek doğaldır" sözüne inanmayın, bu gerçek değildir. Yaşam boyu ağzınızda tutabileceğiniz dişlerinizi, bilgisizlik nedeniyle erken yaşlarda kaybetmek istemiyorsanız, dişeti hastalıklarının belirtilerini iyi bilmeniz gerekmektedir.
Dişeti Hastalığının Belirtileri
: 1 - Kanama, dişeti hastalıklarının ilk ve en önemli
belirtisidir. Sağlıklı dişeti kanamaz. Dişlerinizi fırçalarken, elma yerken veya
uykudan uyandığınızda dişetlerinizde kanama oluyorsa, sizde mutlaka bir dişeti
sorunu var demektir.
2 - Dişetlerinde kızarma, şişme, yumuşama ve gevşeme. (Sağlıklı dişeti açık
pembe renkte olup dişe ve altındaki kemiğe sımsıkı yapışmıştır. Sıkı bir kıvamda
olup, üzerinde portakal kabuğuna benzer parlak - pütürlü bir görünümü
vardır.)
Dişeti Hastalığının Önlenmesi
: Dişeti hastalıklarının tek sebebinin bakteri plağı olduğunu gördünüz, o halde sebebi ortadan kaldırmakla dişeti hastalıklarının oluşmasını engelleyebilir, hatta çok fazla ilerlememiş basit dişeti hastalıklarını tedavi dahi edebilirsiniz. Dişeti hastalıklarından korunmanın tek yolu, diş yüzeylerinde biriken plağı her gün düzenli olarak temizlemektir. Bu amaçla kullanabileceğimiz diş temizleme araç ve malzemeleri şunlardır : 1 - DİŞ
FIRÇASI Kılların hepsi aynı hizada olacak şekilde düz kesilmiş olması gerekir. Eğimli veya çatı tarzında kesilmiş kıllar uygun temizlik yapamazlar. Ayrıca, kıllar çok sık dizilmiş olmamalıdır. Yan yana üç veya dört sıralı kıl demetlerinden yapılmış olan fırçalar en idealdir. Dişlerinizi, sabah kahvaltıdan sonra ve akşam yatmadan hemen önce olmak üzere günde iki kez, en az ikibuçuk dakika fırçalayın. Bu amaçla, yukarıdaki özelliklere sahip iki değişik renkte diş fırçası alıp; birini sabah, diğerini akşam kullanın. Böylece her fırça günde bir kez kullanılmış ve bu süre içinde kuruyarak normal sertliğini yeniden kazanmış olur. Diş fırçanızı kullandıktan sonra iyice yıkayın ve bir bardak içine, fırça başı yukarıda olacak şekilde koyup açıkta kurumasını sağlayın. Etkin ve doğru fırçalama yapıldığında, diş fırçasının ortalama ömrü 2,5 - 3 ay dır. Eskiyen bir fırçanın kılları yanlara doğru açılır, yer yer dökülüp çatallaşır ve temizleyici özelliğini kaybeder. Temizliği kılların ucu yaptığına göre, eskiyen fırçalar dişleri tam olarak temizleyemezler, ayrıca dişetlerine de zarar verirler. Bu yüzden, eskiyen fırçanızı fazla zaman geçirmeden yenisiyle değiştirin. Dişeti hastalığı; dişler üzerinde biriken plaktaki bakteriler nedeniyle oluştuğuna göre, yalnızca "dişleri" fırçalamak dişeti hastalıklarının oluşmasını önleyecektir. Bu nedenle ayrıca "dişetlerini" de fırçalamak gereksiz hatta bazı durumlarda dişetini tahriş edebileceği için zararlıdır. Günümüzde çok sayıda diş fırçalama yöntemleri geliştirilmiştir. Fırçalamada hedef, dişlerin tüm yüzeylerindeki besin artığı ve bakteri plağını, diş ve dişetlerine zarar vermeden tümüyle ortadan kaldırmaktır. Bu amaçla üç aşamalı bir fırçalama yöntemi uygulanır. Birinci aşamada, diş fırçası önce üst çenede sağ veya sol en arkadaki dişler bölgesinde, diş ile dişetinin birleştiği yere 45 derece açıyla yerleştirilir. Dişetinden dişe doğru (yukarıdan aşağıya doğru) fırça döndürülerek, kılların süpürme hareketi yapması sağlanır. Birkaç defa aynı hareket uygulandıktan sonra, bir - iki diş boyu daha öne getirilen fırça ile aynı hareket tekrarlanır ve diğer tarafın sonuna kadar ilerleyerek üst çenedeki bütün dişlerin dış yüzeyleri temizlenir. Aynı şekilde dişlerin damak tarafları da fırçalanır. Sonra, fırça alt çenenin sağ veya solundaki en son dişler bölgesine yine 45 derece açıyla yerleştirilir, dişetinden dişe doğru (aşağıdan yukarı doğru) döndürülerek süpürme hareketiyle temizlik yapılır. Yukarıda anlatıldığı gibi alt çenenin diğer tarafının sonundaki dişlere kadar bu hareket uygulanır. Alt dişlerin dil tarafındaki yüzleri de fırçalandıktan sonra birinci aşama tamamlanır.
İkinci aşamada, fırça yine üst en arka dişlerin dişetiyle birleştiği yere
konur; kenarındaki bir sıra kıl dişlerin arasında kalacak, diğer kıllar aşağıya
bakacak şekilde biraz çevrilir. Hafifçe titreştirip bastırarak, dişlerle dişeti
arasında kalan bir sıra kılın, dişlerin arasından girip arayüzleri temizlemesi
sağlanır. Yukarıda anlatıldığı gibi fırçayı bir - iki diş öne getirip işlem
tekrarlanır. Bu şekilde bütün dişlerin arayüzleri temizlendikten sonra ikinci
aşama da tamamlanır. İkinci aşamayı diş ve dişetlerinin arası çok sık olan
kişiler, özellikle küçük yaştakiler ve gençler uygulayamazlar. Bazı kişiler ise
sadece belli bölgelerde bu aşamayı uygulayabilirler. Çünkü dişler arası bölge,
dişetlerinde çekilme olmadığı için fırçanın kıllarının girmesine imkan verecek
kadar aralanmamıştır. 2 - BOYAMA
TABLETİ
Dişleriniz üzerinde boyalı alanlar varsa; ya fırçalama yönteminiz yetersiz, ya da siz bu yöntemi tam anlamıyla uygulayamıyorsunuz demektir. Bu durumda, boyalı alanları tümüyle ortadan kaldıracak şekilde dişlerinizi yeniden fırçalayın ve bu işe fırçalamadan sonra hiç boyalı alan kalmayıncaya kadar her gün devam edin. Böylelikle yaklaşık bir hafta içinde etkili bir fırçalama yöntemi geliştirmiş olursunuz. Ancak bu arada unutmayın, yaptığınız fırçalama diş ve dişetlerinize zarar vermemeli, tahriş etmemelidir. 3 - DİŞ
MACUNU 4 - DİŞ
İPİ
Diş ipini söylendiği biçimde tutup, iki dişin arasına hafifçe bastırarak soktuktan sonra dişlerin üzerinde hem aşağı-yukarı, hem de öne -arkaya hareket ettirerek bakteri plağı ve gıda artıklarını dişlerin ara yüzlerinden temizleyin. Diş ipini, dişetini yırtacak şekilde zorlamayın. Dişetinin direnciyle karşılaşınca ipi daha fazla derine itmeyin. Uygun kullanıldığında bile başlangıçtaki birkaç gün dişetleriniz kanayabilir, ancak bu geçicidir. Şayet kanama geçmezse ya siz ipi yanlış kullanıyorsunuzdur, ya da ara yüzlerde çürük, diştaşı, taşkın dolgu gibi dişeti hastalığını şiddetlendiren bir olay vardır. Vakit geçirmeden bir dişhekimine görünün. Dişlerin araları dişetiyle doluysa ve dişlerin birbiriyle temasları normal veya normalden sıkıysa, ara yüz temizliğinde diş ipi kullanılır, ancak herhangi bir sebepten dolayı dişler birbirleriyle temas etmiyor ve dişetleri diş aralarını doldurmuyorsa, bu durumda diş ipinden başka, diğer bazı diş arası temizlik araçlarına gereksinim vardır. Ayrıca ağızda sabit protezler varsa, bunların altındaki boşlukları temizlemek için; uçları ince, orta kısmı daha kalın ve yumuşak olan özel diş ipleri de vardır.
Diğer bir temizlik aracı da, hepimizin bildiği kürdandır. Ancak uygun bir kürdan, yumuşak tahtadan yapılmış ve kesiti dişler arasını dolduracak şekilde üçgen olmalıdır. Bu tip bir kürdanı, daha çok alt ve üst çenede ön bölge dişlerinin aralarında kullanabiliriz. 6 - TEK DEMETLİ
FIRÇA 7 - ARA YÜZ
FIRÇALARI
Bu bölgeleri, minyatür şişe temizleyicilerine benzetebileceğimiz ara yüz fırçaları ile temizleyebiliriz. Bu fırçaların kıl uçları yanlara baktığı için, kıl uçları kökler üzerindeki her türlü çukurcuk ve girintiye rahatlıkla girebilir. 8 - ELEKTRİKLİ DİŞ
FIRÇALARI 9 - AĞIZ
GARGARALARI 10 - AĞIZ DUŞU
(WATER-PIK)
Bu cihaz, diş eti cebi derinliği artmış olan hastalarda, profesyonel temizlik yapıldıktan sonraki dönemde, hasta tarafından ağız temizliğinin daha etkinleştirilmesi amacıyla kullanılabilir. Bu amaçla yapılan Ağız Duşu uygulamalarında her zaman gargara kullanmaya gerek yoktur. Sadece su kullanmak yeterlidir. Unutmayın !... " Plak, yalnızca mekanik yöntemlerle (sürtünme ile) yerinden oynar ve bu nedenle; ağız duşu, ne diş fırçasının ne de diş ipliğinin yerini tutamaz"
Yapılması gerekenleri özetleyecek olursak ; 1. Her gün düzenli olarak dişlerinizin tüm yüzeylerini plaktan arındırın. 2. En az altı ayda bir, dişhekimine kontrole gidin ve onun önerilerine uyun. 3. Her şeye rağmen ağzınızda dişeti hastalığı olduğuna dair belirtiler görürseniz, hiç zaman geçirmeden bir dişhekimine görünün. 4.Tedaviniz bittikten sonra düzenli aralarla muayene olmayı unutmayın. kaynak: Dişçiler.com |