CENK
İLE CEYDA
Diyelim ki Cenk isimli bir adam Ceyda diye bir kızdan hoşlanıyor
ve ona sinemaya gitmeyi teklif ediyor.Ceyda kabul ediyor ve her
ikisi de oldukça iyi zaman geçiriyorlar. Birkaç akşam sonra
bu kez Cenk Ceyda'yı yemeğe davet ediyor ve gene çok iyi
zaman geçiriyorlar. Birbirlerini düzenli olarak görmeye devam
ediyorlar ve bir süre sonra ikisinin de görüştüğü özel
biri yokken, bir aksam gene yemeğe çıkıyorlar. Dönüşte
arabada otururken, Ceyda'nın aklına bir şey geliyor ve
üzerinde fazla düşünmeden pat diye
"Farkında mısın, bu gece görüşmeye başlayalı tam 6
ay oldu." diyor.
Bunun ardından derin bir sessizlik oluyor arabada. Ceyda için çok
uzun suren bir sessizlik bu. Ve düşünmeye başlıyor:
"Aman Allahım acaba yanlış bi şey mi söyledim?
Belki de bu ilişkinin kendisini sınırladığını düşünüyordur.
Belki de onu istemediği ya da emin olamadığı bir şeye ittiğimi
zannediyordur."
Bu arada Cenk de düşünüyor tabii: "
Vay canına, 6 ay ha?"
Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor: " Bi Dakka ya, peki ama
ben bu türden bi ilişki istiyor muyum? Bazen kendim için daha
çok alan istiyorum. ilişkimize ne olacağını düşünmek için.
Yani, nereye gidiyoruz biz? Birbirimizi bu şekilde görmeye
devam mı edeceğiz? Yoksa yavaş yavaş evliliğe doğru mu
gidiyoruz? Ya çocuklar? Tüm bir hayatı birlikte mi geçireceğiz?
Bu aşamadaki bir bağlılığa hazır mıyım? Bu insanı gerçekten
tanıyor muyum?"
Cenk'in de kafası düşüncelerle dolu: "...yaniiii...bu
demek oluyor ki... dur bakiim.. Şubat. Evet Şubat'ta ilk kez dışarı
çıkmıştık, ki bu da benim arabayı yeni aldığım
zamanlara denk geliyor. Hmm kaç kilometre gitmiş oluyorum bu
durumda? Oha! Yağı değiştirmenin zamanı gelmiş!"
Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor:
"Onu üzdüm. Yüzünden okuyabiliyorum. Belki de tamamen
yanlış anlıyorumdur.Belki de ilişkimizden daha fazla
beklentileri vardır, daha yakın ve bağlı olmak gibi.Belki de
ben hissetmeden o çoktan anlamıştı, şüphelerimi
yani. Evet eminim ki anladı. Bu nedenle kendi duygularını söylemekten
kaçınıyor. Reddedilmekten korkuyor."
Cenk
tam bi lineer düşünce görüşü:
"Bu arada vitese de bakmalarını istiycem. O geri zekalılar
ne derlerse desinler hala vitesi geçirmede bi sorun var. Ve bu
kez suçu havanın soğukluğuna atmazlarsa iyi olur. Dışarısı
30 derece ve bu vites çöp kamyonu gibi. Üstüne üstlük
o beceriksiz heriflere 300 milyon ödedim. Soyguncular!"
Ceyda da arpacık kumrusu: "Bana kızgın. Ama onu suçlayamam.
Ben de olsam ben de kızardım. Onu böyle bir şeye soktuğum için
o kadar suçlu hissediyorum ki... ama n'apabilirm yani, ben de
duygularımdan emin diilim ki!
Cenk de düşünüyor: " "Büyük ihtimalle garanti süresinin
sadece 90 gün olduğunu söylicekler... pislik torbaları."
Ceyda'nın beyni oldukça yaratıcı: "Belki de ben çok
fazla idealistçe davranıyorum, yanımda benim hoşlandığım
ve benden hoşlanan harika bir insan otururken, ben beyaz atıyla
bir şövalye bekliyorum. Öyle biri ki, benim bencilce, küçük
kız hayallerim yüzünden acı çekiyor." Cenk'in beyni
gel-gitti: "Garanti mi? Garanti mi istiyorlar? Onlara bi
garanti vericem ve onlar da garantilerini alıp..."
"Cenk" diye sesleniyor Ceyda... "Efendim?"
diyor Cenk irkilmiş bir halde. "Lütfen kendine bu şekilde
eziyet etme" Derken gözlerinde yaşlar beliriyor Ceyda'nın.
"Belki de hiçbir zaman... Offf Allahım, kendimi öyle şey
hissediyorum ki..." diyor ve hıçkırarak ağlamaya başlıyor.
"N'oldu şimdi?" diye soruyor Cenk. "Ben koca bi
aptalım, yani biliyorum ki şövalye falan yok. Bu aptalca. Ne şövalye
ne de at var." diyor Ceyda "At mı
yok?".. diyor kafası karışık
tabii zavallı Cenk. "Aptal olduğumu düşünüyorsun
di mi?" diye devam ediyor Ceyda. "Elbette ki hayır!"
diyor, en sonunda hiç değilse bir doğru cevap vermenin
mutluluğunu taşıyan Cenk. "Sadece.. sadece zamana
ihtiyacım var." diye cevap veriyor Ceyda (Cenk en güvenli
ne söyleyebilirim diye düşünürken bir 15 saniye geçer.) Ve
"Evet." der Ceyda etkilenmiş bir şekilde, elini
tutar.
"Cenk, gerçekten böyle mi hissediyorsun?" "Nasıl
yani?"der Cenk "Yani ben zamandan bahsederken."
der Ceyda "Ah elbette." der Cenk Ceyda Cenk'e döner
ve dikkatle gözlerine bakar. Tabii zavallı Cenk gerilmiştir.
Tabii bir de at olayı vardır, ve eğer Ceyda gene attan
bahsederse ne diyeceğini bilmemektedir. Ve en sonunda Ceyda
konuşur: "Teşekkür ederim, Cenk." Cenk de teşekkür
eder. Derken alır kızı evine bırakır. Kızcağız,
bitkinlik ve ruhundaki acıyla sabaha kadar ağlar. Cenk eve
gider, bi paket Panço açar ve televizyondaki tenis maçına
iyice gömülür. İçinden bi ses arabada ciddi bi şeylerin geçtiğini
söylese de, anlamasının mümkün olmayacağını düşünür
ve üstünde durmamaya karar verir.
Ertesi gün Ceyda en yakın arkadaşını, hatta en yakın iki
arkadaşını arar ve yaklaşık 6 saat boyunca son olayların
yorumu yapılır. Tabii ki en küçük detay, mimik,
kelimelerdeki nüanslar analiz edilmelidir ve farklı senaryolar
düşünülüp tartışılır. Bu konu günlerce tekrar tekrar gündeme
gelir ve asla sıkılınmaz. Bu arada Cenk, Ceyda'yla ortak
arkadaşları olan biriyle top koşturmaktadır ve bir an durur,
sıkılmış bir ifadeyle arkadaşına sorar: "Ya Ceyda'nın
hiç atı olmuş muydu biliyor musun?"
  
|