Komik Yazılar /
Komik Olaylar / Komik ve de
Gerçek Olaylar -7-
1)
Bir gün marketin birinde meyve reyonunda meyvelerden tadıyordum.
İste kiraz, şeftali vs vs... Görevli de bana bakıyor ama ben hiç
aldırmadan yemeye devam ediyorum. Sonun da görevli yavaşça yanıma
yaklaştı ve:
"Abla karpuz da keselim mi?" dedi...
-------------------------------------------------------------------------
2)
"Kim 500 Milyar İster"i seyrediyorum. Sanırım Marmara'da okuyan bir
öğrenci. Kenan Işık çocuğa sordu. Sporla aran nasıl? Çocuk bastan
beri sürdürdüğü ukalalıkla "Gayet iyi" dedi. 4 milyarlık soru geldi:
Teniste servisin üst üste 2 kez başarısızlıkla sonuçlanmasına ne ad
verilir?
a.
çift hata c.
backhand b.
forehand d.
net
Gayet rahat bir biçimde "d.net" dedi. Seyirciden öyle bir uğultu
koptu ki ekranlardan dahi bu gürültü duyuldu. Sonra cevabini
değiştirdi ve "a.çift hata" dedi. Bir sonraki soruya geçinirken
Kenan Işık çocuğa niye ilk cevabından vazgeçtiğini sordu. Aldığı
cevabin sokunu ben bile hala üzerimden atamadım. Kenan abım ne
olmuştur Allah bilir:
-"Az çok Ingilizcem var zaten. Backhand olamazdı zaten. Çünkü back
arka demek. Kortun gerisinden vurursanız backhand olur. Bu durumda
forehand de kortun önünden vurma oluyor. Yani biraz da seçeneklerden
gittim."
Bir sonraki soru da Uluslararası Af Örgütü'nün kısaltması ile
ilgili. Kenan Işık çocuğun melül bakışlarına dayanamadı ve "Hadi
yine İngilizce'ni konuştursana" dedi.
-------------------------------------------------------------------------
3)
Bandırma'da bir restoranın cami: "23
saat açığız"
-------------------------------------------------------------------------
4)
Eski isimde, Hindistan'ın koyu Müslüman kesiminden bir firmayla
çalışıyorduk. Bir gün telefon etmem gerekti, adama "how are you?"
dediğimde aldığım cevap tüyler ürperticiydi: fine elhamdullillah!
yetmezmiş gibi bir isteğimi ilettikten sonra gelen tepki ise: okey
inşallah!
-------------------------------------------------------------------------
5)
Beşiktaş'tan minibüse binip Yıldız'da
inecektim malum yokuş. Şoförün önü bildiğimiz dantel, havlu ve
bilumum süs eşyalarıyla dolu ve de havlunun ortasına özenle
yerleştirilmiş cep telefonu. Tahminen iki yüz metre ya gittik ya
gitmedik cep telefonu çaldı. Şoförümüz sol dirsek camda, el
direksiyonda sağ eli ile cep telefonunu aldı ve açtı:
- ALOOOO.. BUYRUN CEP TELEFONU....
-------------------------------------------------------------------------
6)
Master yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdim. Ankara,
Kavaklıdere'deki Amerikan Büyükelçiliğine çarşamba günü saat 10'da
gittim. Lakin vize işlemleri "Pazartesi-Çarşamba 8.30-10.00" gibi
bir ilanla karsılaştım elçilik kapısında. Mecburen is bir hafta
sonraya kaldı. Pazartesi gittiğimde, saat henüz 8.30 olmamıştı.
Kapıdaki görevliye, durumumu anlattı. O da bana neden perşembe günü
gelmediğimi sordu. Ben de kapıdaki ilanı gösterdim. O da bana "O
ilan İranlılar için" dedi. Bu laf üzerine uzun süre düşündüm. Su an
Amerika'dayım hala düşünüyorum.
|