Komik Yazılar /
Stand-up Show / KOLTUK MESELESİ...
KADIN : Hayatım yardım eder misin? Şu koltuğu kaldıralım.
ADAM : ....................
KADIN : Hayatım kiminle konuşuyorum ben?
ADAM : Bilmem. Seni dinlemiyordum. Ama biraz düşünsen kiminle
konuştuğunu hatırlayabilirsin.
KADIN : Yardım etsene, kaldıramıyorum!
ADAM : Kaldırma o zaman.
KADIN : Yerini değiştirmek istiyorum, kaldırmadan nasıl yapacağım,
söyler misin?
ADAM : Yapamayacaksın, çünkü ben ve koltuk bu değişime karşıyız.
Dikkat edersen ikimizde yerimizden kalkmak istemiyoruz.
KADIN : Beni deli etmek istiyorsun yine. Ne var kalksan, iki saniye
sürer.
ADAM : İşim var.
KADIN : Ne işin var?
ADAM : Oturuyorum. Üstelik sadece oturmuyorum, aynı zamanda
düşünüyorum da. Anlayacağın, çok yorgunum. Başımı kaşıyacak vaktim
yokken nasıl koltuk kaldırırım. Benim senden daha fazla yardıma
ihtiyacım var.
KADIN : Ne yapabilirim acaba senin için.
ADAM : Mesala başımı kaşı.
KADIN : Sen şimdi kalkmıyor musun?
ADAM : Sevgilim, ben tipik bir kalkmayacak adamım. Kalkacak adam
böyle mi konuşur? Zaten o konuşmaz ki, direkt kalkar. Ama ben
oturuyor, düşünüyor ve konuşuyorum. Yani bütün kalkan adamlardan
daha meşgulüm.
KADIN : Yani bu evdeki bütün işleri ben yapmak zorundayım öyle mi?
ADAM : Hayır yavrum en zor işleri ben yapıyorum. Oturmak, düşünmek,
konuşmak ve yazmak. Bunların dördü de senin en beceremediğin
faaliyetler ve takdir edersin ki bunlar geri zekalı bir koltuğu
gereksiz bir biçimde kaldırmaktan daha ağır işler.
KADIN : Nasıl yani? Ben oturmayı konuşmayı falan beceremiyorum öyle
mi?
ADAM : Daha temel birşeyi atladın. Sen düşünemiyorsun. Ama bunu
sorun etmeye gerek yok. Bazı insanların işi budur. Mesela Geothe
hayatı boyunca hiçbir koltuğu yerinden kaldırmamıştır. Ama isterse
bu konuyla ilgili kitap yazabilirdi. Öte yandan tüm hayatını koltuk
moltuk kaldırarak geçiren ama tek bir satır yazamayan insanlarda
var. Sen hangisiyle evli olmak isterdin.
KADIN : Biraz daha yardım sever Geothe en iyisi olurdu galiba.
ADAM : Bunun yardım sevmekle ilgisi yok, kaldı ki ende yardım
severim. Hep birileri bana yardım etsin isterim Ayrıca Geothe
Faust'u yazdı, daha nasıl yardım bekliyorsun adamcağızdan? Yani adam
hem Faust'u yazıp hem de taşınmamıza yardım edemez ki.
KADIN : Senin gibisine düşünür falan değil tembel denir.
ADAM : Bütün düşünürler tembeldir hayatım. Senin anladığın anlamda
bir fiziki faaliyet yapmazlar ama kafalarının içinde hamal gibi
çalışırlar. Mesela sen koltuk taşırken çok rahatsın ama ben o sırada
Kürt Sorunu nasıl çözülecek, eşcinsel bir kaplumbağa çevresi
tarafından yadırganıyor mudur? Kanguruların karınları guruldadığı
zaman karnındaki cepte bulunan yavru durumdan olumsuz etkilenir mi?
Ya da bir balığın sesi kısılırsa bunu nasıl anlarız gibi sorunları
düşünüyorum. Söylesene hangimiz daha yoğun bir faaliyet içindeyiz?
KADIN : Bak şimdi lafı aldı nereye götürdü.
ADAM : Evet götürdüm ve sen kılını bile kıpırdatmadın. O kadar lafı
bir yerden bir yere tek başıma götürmek kolay iş mi zannediyorsun?
Ama ben seni yine de bu yüzden tembellikle suçlamıyorum.
KADIN : Güzel... Ama şu anda ciddi bir sorunumuz var sayın düşünür.
ADAM : Nedir?
KADIN : Bu koltuğun pencerenin önüne konması gerekiyor ama ben bunu
tek başıma yapamıyorum.
ADAM : Hımmm.... Koltuk ne diyor bu işe?
KADIN : Birşey demiyor. Öyle lök gibi durmuş bekliyor.
ADAM : Güzel, eşyanın tabiatına uygun bir durum. Bir koltuktan da
daha fazlası beklenmez zaten. O zaman şöyle yapalım. Koltuk yerinde
kalsın. Sen pencerenin önüne git ve bu konuyu düşün.
KADIN : Hangi konuyu?
ADAM : Konu serbest hayatım. Seni sınırlamak istemiyorum. Düşün
yeter.
KADIN : Bütün bunları gereksiz buluyorsun, değil mi? Çünkü sen
düşünür ve yazarsın. Ama pantolonunun ütüsünde çift çizgi olursa
bunu bir kavga sebebi yaparsın. Söylesene hangi ermiş ya da düşünür
böyle bir şey yüzünden delirmiştir.
ADAM : Bir kere hemen şunu söyleyeyim: Pantolonunda çift çizgi vardı
cümlesi durumu tam olarak anlatmıyor. Pantolonunmda bir karayolları
haritası vardı demek daha doğru. Sorun şu, ben o pantolonu Sivas'a
en kısa hangi yoldan gidileceğini öğrenmek için kullanmıyorum. İznin
olursa şık olmak istiyorum o kadar. Ermiş ve düşünür meselesine
gelince. Evet bütün iyi düşünürler yaşamın bütün detaylarını ciddiye
alır. Çok daha basit şeyler yüzünden delirmiş birçok düşünür
biliyorum. Mesela Midyaus, pirinç pilavından taş çıktığı için
delirmiş ve elinde kaşığı olduğu halde bütün dünyayı dolaşıp taşsız
pirinç aramıştır. Bu da Midyaizm adlı, kısaca gereğinden fazla
mükemmeliyetçilik ya da mükemmel üstü mükemmellik arayışı diye
tanımlanabilecek bir felsefi akımın doğmasına neden olmuştur.
Midyaus'un yaklaşık yirmidört yıl boyunca taşıdığı kaşıktan tek bir
pirinç tanesini düşürmemesi ise efsanesini daha da yücelten bir
etken olmuştur. Öte yandan Midyaus'un en iyi öğrencilerinden biri
Sikrindis, aynı işlemi bulgur pilavı ile denemiş ancak sadece onbir
yıl taşıyabilmiştir. Onbir yıl sabırla taşıdığı kaşıktaki bulgur
taneleri, bir gece gördüğü karabasandan sıçrayarak uyandığı sırada
yere saçılmıştır. Bunun üzerine Sikrindis'in öğrencileri de yeni bir
öğretinin yolunu açmışlardır. Onlara göre Sikrindis'in gördüğü kabus
Tanrının bu olaya direkt bir müdahalesi sayılmalıdır. Çünkü gerçek
mükemmellik Tanrıya has bir özelliktir. İnsanlar ancak bunu
arayabilir, asla bulamazlar. Yani onlara göre Midyaus bulmaya
çalışıyordu, Sikrindis sadece arıyordu. Midyaus imkansızı arayan bir
deli, Sikrindis ise gerçek bir ermişti. Anlatabildim mi hayatım?
KADIN : İlginç... Bu anlattıklarının hepsi doğru mu gerçekten?
ADAM : Hayır değil. Yani ben uydurana kadar gerçek değildiler. Ama
bundan sonra olabilirler.
KADIN : Vay alçak, demek uydurdun hepsini. Hay Allah! Alem adamsın
vallahi. Neyse... Haydi yardım et de şu koltuğu kaldıralım.
ADAM : ?????????????
Yılmaz ERDOĞAN (Gürbüz VURAL - AKTUEL DERGİSİ)
|