YILMAZ
ERDOĞAN'DAN BİR PARÇA GÜLMECE...
ADAM-bugünlerde
çıkabilecek miyiz? Hayır hazırlanman birkaç yıl daha
sürecekse bu kıyafetlerle çıkmayalım.
KADIN- Neden?
ADAM- Moda değişecek
hayatim... Ya da en azından mevsim değişecek, yazlık kıyafetlerle
üşümeyelim diyorum.
KADIN- Abartma.
ADAM- Sen
de abartma. Bir buçuk saattir portmantonun aynasında kendimi
seyrediyorum ve sıkıldım.
KADIN- Bir de benim durumumu duşun. Yıllardır ayni manzarayı
seyrediyorum.
ADAM- Ne varmış
manzarada?
KADIN- Pek kayda değer bir şey yok. Bir burun ve arkadaşları.
ADAM- Çok
komik... Kadınların sıradan bir evden çıkış hadisesini
neden bu
kadar ciddiye aldığını anlamıyorum. Sanki bir daha dönmeyeceğiz.
Gidip bir
evin bahçesinde köfte yiyeceğiz, hepsi bu!
KADIN- Ona barbekü partisi deniyor canim.
ADAM- Öyle
mi? Köftelerin bundan haberi var mi? Yoksa bizim salak
köfteler aşağılık bir mangalda can vereceklerini mi düşünüyorlar?
Halbuki ne kızarması, parti kuruyor angutlar haberleri yok.
KADIN- Amma konuştun ha... Geliyorum tamam.
ADAM-
Gitmek istemediğim bir yere sayende acele ediyorum ya, ben asil
ona yanıyorum.
KADIN- Neden gitmek istemiyormuşsun?
ADAM- Çünkü
köfteleri mangala dizecek olan kişi senin eski sevgilin.
KADIN- Yine mi ayni konu?
ADAM- Evet
aynı konu!
KADIN- Aşkım o yıllar önceydi.
ADAM- Ama o
yıllarda da sevgililer sevişiyordu.
KADIN- eee?
ADAM- Ne
demek eee? Adamın senin memelerine bakıp, siz bir de bunları
benim zamanımda görecektiniz, diye düşünmesi beni rahatsız
ediyor.
KADIN- Kürşat'tan adam diye bahsetmen doğru değil.
ADAM- Madem
bizim için adam sayılmıyor neden köftesini yemeye gidiyoruz?
KADIN- Sevgilim yıllardır bu saçma konuyu konuşuyoruz. Kürsat'la
yıllar
önce kısa bir ilişkimiz oldu hepsi bu.
ADAM- Ne
kadar kısa?
KADIN- Ne bileyim ben, iki ay filan.
ADAM-
Memelerini görmesi için yeterli bir sure.
KADIN- Ben sana ilk erkeğim olduğunu söylediğimi hatırlamıyorum.
ADAM- İyi
de bununla gurur duymasan iyi olur. Eski sevgililerinden bir
takım kurma imkanımız olduğunu biliyoruz.
KADIN- Kabalaşma!
ADAM- Peki
inceltelim. En azından basketbol takımı kurabiliriz,
yedeklerle beraber tabii.
KADIN- Anladım sen hazırda sorun bulamadın, yaratmaya çalışıyorsun.
ADAM- Hayır.
Sadece insanların ayrıldıkları insanlarla sürekli buluşup
görüşmesini anlamıyorum. "Tanıştırayım yeni
sevgilim, eski sevgilim, bu da
eski sevgilimin yeni sevgilisi, bu da yeni sevgilimin eski
sevgilisi... Ne
güzel değil mi? Hepimiz birbirimizin her yerini ezbere
biliyoruz!"
KADIN- Buna çağdaş yasam deniyor iste.
ADAM- Nesi çağdaş
bunun? Bir araya gelmemesi gereken insanların toplanıp
birbirlerine çağdaş çağdaş gıcık olmalarının ne manası
var? Zira benim Kürşat' ı sevmem tıbben mümkün değil. Ama
etraf uyuz olmasın diye ona gülmem hatta belki de köfteleri pişirmesine
yardim etmem gerekiyor. Hiçbir şey olmamış gibi. Hiçbir
ortak yanımız yokmuş ya da bir suru ortak yanımız varmış
gibi.
KADIN- Son söylediğin cümleyi anlamadım.
ADAM- Kürşat'
la ortak yanlarımız, ortak yanlarımızı ortaya koyup dost
olmamıza engel oluyor, bilmem anlatabildim mi?
KADIN- Hayır anlatamadın.
ADAM-
Onunla tek ortak yanımız senin memelerin ve bu ortaklık beni rahatsız
ediyor.
KADIN- Sürekli memelerimden bahsettiğinin farkında misin?
ADAM- Özür
dilerim. Kürşat' tan izin almalıydım. Ne de olsa memelerinin
üzerinde onun da hakki var!
KADIN- Bak bütün bu söylediklerini saçma sapan bulmakla
beraber, eğer bu
konuda birisi problem çıkaracaksa o Kürşat olmalı. Çünkü
o varken sen yoktun!
ADAM- Tamam
iste ben de bu yüzden onu köfte yemeye çağırmıyorum.
KADIN- Açıkçası olan şu .. Biz seninle beraber olmaya başladığımız
günlerde
ben önceki ilişkilerimi sana uzun uzun anlattım ve sen de büyük
bir
anlayışla dinledin. Ama sonuçta erkek olduğun için bana
sahip olduğunu
hissettiğin andan itibaren masken duştu. Tarihime bile sahip çıkmaya
başladın! Senden önce hayatıma giren herkesten nefret
ediyorsun!
ADAM- Ama
listede öyle adamlar var ki...
KADIN- Kimi kastediyorsun?
ADAM-
Mesela o cüce olan, neydi adı?
KADIN- Takiyettin' i mi diyorsun?
ADAM- Evet
Takiyettin. İsmi kendinden uzun. Salaklığa bak. Bir cücenin
adi
en fazla Can olmalı. Ama kompleks iste. Ailesi uzun göstersin
diye dikine
çizgili bir isim koymuş. Takiyettin! Duyan bir şey sansın
diye!
KADIN- Aklin sıra aşağıladığın adam üç kez TÜBİTAK'TAN
ödül aldı.
ADAM-
Biliyorum, yılın en kısa boylu bilim adamı ödülü.
KADIN- Herkes senin gibi biçimsel bakmıyor olaylara.
ADAM- O da
davetli mi?
KADIN- Gelir herhalde. Kürsat'in iyi arkadaşıdır.
ADAM- Hadi
buyrun! Ne bu? Eski sevgililer toplanıp kongre mi yapacağız?
KADIN- Kürşat'la beni Takiyettin tanıştırmıştı zaten.
ADAM- Öyle
mi? Ne güzel... Ne demişti tanıştırırken? "Kürşat
benim boyum
kısa, memelere yetişemiyorum, sen bir baksana!"
KADIN- Sen gerçekten çok iğrenç bir insansın.
ADAM- Asil iğrenç
olan sensin. Ben birlikte olduğum bütün kadınları
toplayıp pirzola yapıyor muyum? İyi biz de toplanalım o
zaman.
KADIN- Toplanırsanız haberim olmasın. O kadar besinci sınıf
kadının
arasında görünmem doğru olmaz!
ADAM- Doğru.
Benimkilerin arasında TÜBİTAK ödülü alan yok. Ama hepsi hiçbir
yardıma ihtiyaç olmadan üst raftan kitap alabiliyor.
KADIN- Bu kadar iğrençlik yeter! Geliyor musun gelmiyor musun?
ADAM- Bağırmadan
konuş benimle!
KADIN- Ben bağırmıyorum!
ADAM- Bağırıyorsun!
KADIN- Geliyor musun sen?
ADAM- Hayır!
Gelmiyorum!
KADIN- Sen bilirsin! Ben gidiyorum!
ADAM - Yalnız
Kürşat' a söyle, benimle ilgisi yok, o memeler benden önce
sarkmıştı!
  
|