Genellikle geceleri aktif olan bu böcekler ışığa karşı hassastırlar. Antenleri
çok küçük miktarlardaki nem ve yiyeceği tespit edebilir. Karınlarının arka
tarafından uzanan duyargaları çok hafif hava akımlarına bile duyarlıdır; öyle ki,
potansiyel bir tehlikeden saniyenin binde 54'ü gibi bir zamanda kaçmaya başlayabilirler.
Sayıları itibariyle ekosistemin önemli bir parçası olan bu böcekler, bağırsaklarındaki
protozoa ve bakteriler yüzünden hemcinsleri de dahil olmak üzere bir çok şeyi
yiyebilirler. Bu sebeple de ormanlardaki çör-çöp ve diğer hayvanların
artıklarının yeniden tabiata dönmelerini hızlandırırlar. Bu arada kendileri de bir
çok hayvana, hatta bazen insanlara yiyecek olurlar.
Evlerde yaşayanların hastalık vektörleri olduğu iddiası kanıtlanamamıştır.
Isırmadıkları ve sokmadıkları için bakımları kolay, kullanımları güvenli ideal
laboratuar hayvanıdırlar.
Hızlı üremeleri, ortalığı kirletmeleri, kötü kokuları ve en azından potansiyel
hastalık taşıyıcıları oldukları için bir çok böcek kırıcı ilaca maruz
tutuldukları halde bunların bir kısmına adapte olmayı başarmışlardır.
Kanları beyazdır.
Bazı türleri kanatlıdır, fakat uçmaktan ziyade yürümeyi tercih ederler.
Dünyanın en büyük hamamböceği Güney Amerika'da yaşar ve yaklaşık 15 cm
uzunluğunda olup iki kanat arası uzunluğu da 30 cm civarındadır.
İskeletleri vücutlarının dışındadır. Yılda birkaç defa iskelet, yani kabuk değiştirirler.
Kabuğunu yeni değiştirmiş bir hamamböceğinin rengi beyaz, göz kısmı siyahtır.
Kabuk 8 saat sonra normal rengini kazanır.
Bazı türlerde dişiler sadece bir defa çiftleşir ve bu onlara ömürleri boyunca
yeter.
Kafası kopmuş bir hamamböceği 1 hafta daha yaşayabilir. Sonuçta ağzı
olmadığından su içemediği için susuzluktan ölür.
Yüzebilirler, ama ağız veya burunları ile değil de yanlarından nefes aldıkları için
su yüzeyine doğru yüzerken çok zorlanırlar.
Saatte 4.800 m kadar koşabilirler, maraton rekoru olmasa da boylarına göre çok çok
iyi.
HAMAM BÖCEKLERİ HAKKINDA BAZI SAYILAR :
6 ayakları vardır.
Bir çoğunda 18 eklem bulunur.
40 dakika boyunca nefeslerini tutabilirler.
Hayatlarının % 75 ini dinlenerek geçirirler, bu günde 18 saat demek olur ki, bayağı
tembel oldukları anlamına geliyor.
Dünya üzerindeki türlerinin sayısı 5000 civarındadır.
Yaklaşık 320 milyon yıl önce, karbonifer çağda ortaya çıkmışlardır ve bu güne
kadar görünüşleri çok az değişmiştir.
Ağızları sağa-sola doğru hareket eder.
Yiyeceksiz 1 ay, ancak susuz 1 hafta yaşayabilirler.
Kalbi basitçe valflı bir tüten ibarettir. Tüp kanı ileri ve geri pompalayabilir. Kalp
böceğe hiçbir zarar vermeden durabilir de.
Yavru hamamböcekleri milimetrenin yarısı kadar bir deliğe sığabilir. Yetişkin
erkekler 1.5 mm, hamile dişiler de 4,5 mm büyüklüğündeki aralıklara sığabilirler.
Dünya üzerinde her yerde bulunurlar. Türlerinin çoğu tropiklerde yaşar, ancak Kuzey
ve Güney Kutuplarında da yaşayabilirler. -32 dereceye kadar dayanabilirler.
Ayaklarındaki pençeleri sayesinde duvarlara tırmanırlar.
Koku alma duyuları o kadar gelişmiştir ki ev halkını misafirlerden ayırt
edebilirler.
Dişiler feromon denilen bir tür koku salgılayarak erkekleri davet ederler.
HAMAM BÖCEKLERİNİN ZOR KOŞULLARA DAYANABİLİRLİĞİNİN ÖLÇÜLMESİ AMACIYLA
YAPILAN ÇALIŞMALAR
Jason L. Maron, Department of Physics, California
Institute of Technology Bu deneyler minimum bilimsel kesinlikle yapıldı. Aynı hamamböceğini
bir daha kullanma imkanı olmadığından hiç bir kontrol yoktu. Bu da bir referans
hamamböceği tanımlamanın gerekliliğini kanıtlıyor. Aslında deneyler özellikle
hamamböcekleri üzerinde kurulmamıştı, ancak bir deney yapılırken her yerde olduğu
kadar laboratuarlarda da bulunan bir hamamböceği, istemeden de olsa, deneyin bir parçası
oldu.
Sıvı Azotta Dondurma:
Öldü.
Yaşamını sürdürebileceği en düşük sıcaklık belirlenemedi.
Havasız Bırakma:
Hava boşaltılırken şiddetle titredi, sonra hareketsiz kaldı. Vakum 10 dakika boyunca
uygulandı. Tekrar havaya çıkarıldığında yavaş yavaş canlandı ve 2 dakika sonra
normale döndü.
Maksimum vakum zamanı belirlenemedi.
Radyasyon:
40 kW gücünde ve dönen bir anot kaynağından üretilen X-ışınlarına uzun süre
maruz kalmış hamamböceklerinin yaşamaya devam ettikleri biliniyor.
Kıyaslama için söylemek gerekirse insan vücudunun buna 1 saniye bile maruz kalması
ölüm nedenidir.
Brookhaven Ulusal Laboratuarındaki synchrotronun ürettiği 10 keV X-ışınına maruz
kalan bir hamamböceği öldü. Buradaki synchrotron demetinin yoğunluğu dönen bir anot
kaynağından üretilen demetin yoğunluğundan yaklaşık 1000 kat büyüktü.
Radyasyona maruz kalmanın kesin limiti belirlenemedi.
12 Molar HCl e Batırılma:
30 saniyede öldü.
12 Molar NaOH e Batırılma:
30 saniyede öldü.
Suya Batırılma:
Suya batırıldıktan 10 dakika sonra dışarı çıkarılan böcek yaşamaya devam etti.
Maksimum suda kalma süresi belirlenemedi.
20 Atmosfer Hava Basıncı Uygulama:
Görünür hiçbir etki olmadı.
Maksimum basınç belirlenemedi.
100 Derece Sıcaklıktaki Fırına Koyma:
Ölmesi çok uzun sürdü. Termal etkiye maruz kalma sınırı belirlenemedi.
Ayakkabı ve Taban Arasında Ezilme:
Dış iskeleti ezmek için yaklaşık 29.4 N kuvvet gerekti. Bu, ezme noktası olarak
biliniyor.
Santrifüj:
Hamamböceğinin maksimum santrifüj kapasitesi belirlenemedi. Ayakkabı ile ezme
deneyindeki sonuçtan bir tahmin yapılabilir.
Sapanla Duvara Atma:
Bu deney hamamböceğinin ani yavaşlama travma sınırını ölçecekti ve sonucun ezme
noktasından epey büyük çıkması bekleniyordu. Bu deney yapılmadı.
Mikrodalga:
1 dakika boyunca hiçbir etki gözlenmedi.
Hamamböceğinin maksimum mikrodalga kapasitesi belirlenemedi.
Böcek kıran Spreyi:
Öldü.
Patlama:
Patlama sırasında bir M60 tan 1 cm uzakta bulunan bir hamamböceği yaşamaya devam
etti.
Uzatılma Dayanıklılığı:
Belirlenemedi.
Cıva:
30 derecedeki cıva buharı basıncına uzun süre maruz bırakılan hamamböceğinin
yaşayıp yaşayamayacağı belirlenemedi.
Elektroşok:
Bu deneyler yapılmadı.