Hamam Böceği
  

Karıncaların vücutlarında formik asit (H2CO2) isimli kimyasal maddeyi üreten bezler vardır. Antibiyotik etkisine sahip bu maddeyi düzenli olarak vücutlarına süren karıncalar, hem yuvalarında hem de kendi üzerlerinde bakteri ve mantar oluşumunu engellerler. Kuşlar ise karıncalar gibi kimyasal maddeler salgılayamazlar; Ancak sık sık karınca tepelerine giderek buralara sürünen kuşlar, karıncaların tüylerinin arasında dolaşmalarına izin verirler. Bu sayede bütün vücudu formik aside bulanan kuş üzerindeki tüm parazitlerden kurtulmuş olur.

 

 

Karıncanın formik asidi bilmesi ve onu üretecek bir bezi geliştirmesi imkansızdır. Ayrıca formik asitteki atomlardan birinin eksik olması, bu kimyasalın, antibiyotik özelliğini yitirmesi anlamına gelmektedir. Bu durumda karıncadaki bezlerin, evrimcilerin iddia ettiği gibi, aşama aşama; ilkel bir halden günümüzdeki yapısına ulaşması da imkansızdır.

Gerek formik asit, gerek bunların üretimi yapabilecek özellikteki bezler ve gerekse karıncalar, sonsuz ilim sahibi Allah tarafından yaratılmıştır. Kuşların karınca yuvalarına giderek formik asitten faydalanmalarını da ilham eden de Allah'tır. O tüm canlıların ihtiyacını bilen ve karşılayandır.

Yön bulabilmek için pusulaya, bir de haritaya ihtiyaç vardır. Harita insana nerede olduğunu, pusulaysa nereye gideceğini gösterir. Tunus'un Akdeniz kıyısındaki Mahore's yakınlarında yaşayan siyah çöl karıncası, sabah güneşinin yükselmesiyle 70 dereceye kadar yükselen çöl kumunun sıcağında, yuvasından ısıya kendisi kadar dayanıklı olmayan başka böceklerin ölülerini aramak için çıkar.

Bu uzun bacaklı çöl yaratığı istediğinde saniyede 1 metre yol kadedebilir. Çöl karıncası yuvasından başlayarak 200 metre uzağa kadar varabilen bir alanda sık sık durarak ve olduğu yerde dönerek dolanbaçlı bir yol izler. Ama bu zikzakların bütün karmaşalığına rağmen, yiyeceğini bulduğunda, hemen yuvasına doğru düz bir çizgi izleyerek yola koyulur.

Çöl gibi bir arazide yön belirlemeye yarayan işaretlerin azlığı düşünüldüğünde, karıncanın başardığı işin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Araştırmalar, karıncaların gökyüzünü bir pusula gibi kullandığını ve görme duyularının özellikle güneşin polarize ışığına duyarlı olduğunu göstermiştir. (Bilim ve Teknik Dergisi, Mayıs 1995, Sayı:330, s.69)

 

geri