|
|
2 laz imtihanda yan yana otururlar.. Temel sorulara bakar cevap yazamayacağını anlayınca boş kağıdı verir ve dışarı çıkar... Arkadaşını bekler.. ve imtihan biter. Temel: Tarihin birinde Kütahyaspor-Banırmaspor futbol maçında taraftarlar tezahürat yapıyorlar. Önce Bandırmasporlu taraftarlar:
Her milletten öğrencilere ödev vermişler, Filler üzerine yazın diye:
Temel sabah uçağı ile Paris'e gidiyor. İşlerini tamamlayıp akşam uçağı ile İstanbul'a dönecek. Aksilik uçağı kaçırır. Saat 23.30 de lüks bir otelin yolunu tutar. Odasına çıkıp uyur. Sabah yedide resepsiyona gidip hesabını sorar. Eline bir fatura uzatırlar Temel şaşırır:
Temel şehrin en gözde semtinde büro tutmuş ve kapısına "Avukat Temel" yazılı bir tabela asmış. Yeni bürosunda ilk sabah otururken kapı çalınmış ve Recai sekretere:
Bir gün temel şişmanladıgını fark etmiş.doktor da ona günde üç ögun uygulaması için diet yazmış.beş hafta sonra, temel daha da şişmanlamış.dursun demiş ki;ulan dursun, diet uyguluyorsun da neden şişmanlıyorsun?temel de demiş ki;ulan dursun, pen de bilmiyrum.yemegimi yiyom, üstüne salatamı yiyom ama bakıyom ki zayıflamıyom!!! Gönderen :Ahmet Selcuk
Dört samimi arkadas ayni arabada yolculuk ederken trafik kazasinda ölürler. Azrail "Türk cehennemine mi avrupa cehennemine mi gitmek istersiniz?" diye sorar. "Fark nedir?" diye sorarlar. Azrail "Avrupa cehenneminde hergün bir kepçe Türk cehenneminde hergün bir kova bok yersiniz" der. Üç tanesi "biz Türk dogduk,Türk ölürüz" der. Birtanesi ise uyaniktir, Avrupa cehennemini seçer.Ve aradan epey zaman geçer avrupa cehennemindeki adam artik kepçe kepçe yemekten bikmistir, arkadaslarinin durumunu merak eder, hallerini görmek için ziyarete gider. Oysa onlar sen sakrak gülerek karsilarlar onu. Dayanamaz sorar: "Ben bir kepçesini hazmedemezken siz hergün bir kova bok yiyip nasil bu kadar neseli olursunuz?" "Oglum oglum" derler "burasi Türk cehennemi, bir gün bok olur kova olmaz birgün kova olur bok olmaz, 3 aydir bir bok yedigimiz yok!"
Dünyaca ünlü bir sirk istanbula gösteri yapmaya gelir çeşitli gösterilerden sonra ışıklar kapatılır orkestra deli gibi çalmaya başlar ışıkların tekrar yanmasıyla yüz metre yüksekte kırmızı pelerinli zebellah gibi bir zenci belirir halatla sahnenin ortasına iner sirk sahibi kıvanç ve coşkuyla zenciyi taktim eder sahnenin başka bir tarafından dört kişinin mızraklarla zaptetmeye çalıştığı yirmi metrelik bir timsah görünür zenci timsahın kafasına sopa ile vurur timsahın ağzı açılır cinsel organını timsahın ağzına sokar sopayla tekrar başına vurur ve timsah ağzını kapar seyirciler hayrete düşer tekrar başına vurduğunda timsah ağzını açar zenci gururla selamlar sirk sahibi bu hareketi yapana on bin dolar teklif eder yanıt gelmez elli bin,yüz bin en son çatlak bir ses gelir ay ben yaparım ama öyle ikide bir kafama vurmak yok der.
Temel'in canı şarap istemiş, gitmiş bir bara, barmene demiş ki: "Bana biraz şarap cetur" Barmen sormuş: "Hangi yıl? Temel: "Mümkünse şimdi isteyrum!"
Bir gun kadinin biri kocasini aldatir ve o sirada cocugunu olayi gormesin diye dolaba koyar ve oynasin diye eline bir ayi verir. Derken kadinin kocasi eve gelir. Kadin sevgilisini hemen oglunun oldugu dolaba saklar. Olaydan habersiz koca karisini ciplak gorunce hemen yataga girer. Bu sirada dolapta cocuk adama elindeki ayiyi gostererek -Amca ben sana bu ayiyi satacagim" der. Adam; -Gerek yok yavrum almayacagim diye cevap verir, fakat cocuk ; -O zaman bende seni babama soyleyecegim diye tam disari cikarken adam almak zorunda kalir. Aradan 5 dakika gecmeden cocuk; -Bana ayımı geri ver. der. Adam; -Biraz once aldim geri vermem deyince cocuk; -Bende seni babama soylerim der ve tam disari cikarken adam ayiyi geri verir. 5 dakika sonra cocuk ayni sekilde ayiyi adama satar ve geri alir. Bu boyle sabaha kadar devam eder. Sabah olur kadinin kocasi ise gidince sevgilisi de evden ayrilir. Aradan birkac gun gecer ve cocuk yaptigina pisman olur ve annesine ; -Anne ben cok kotu birsey yaptim nasil rahatlarim der. Annesi; -Bak oglum karsida kilise var, git gunah cikar rahatlarsin der. Bunun uzerine cocuk kiliseye gider, rahip kabinine girer ve cocuk; -Amca benim bir ayim var" derken rahip sozunu keser ve; -Almiyorum lan essogluessek almiyorum param bitti!!!
Adamın biri market gitmis ve manav bolumunden yarim kivi almak istedigini soylemis. Bunu duyan gorevli adam yarim kivi veremeyeceklerini soylemis. Ama musteri israrli illede yarim kivi istiyorum demis. Bunun uzerine gorevli patrona gitmis ve hiyarin biri yarim kivi istiyor demis. Tam o sirada arkasina bakmis. Aynı musteri hemen lafi cevirmis ve diger yarisinida bu beyfendi istiyor demis. Bunun uzerine patron yarim kivi vermeyi kabul etmis. Olay kapanmis musteri gittikten sonra patron gorevliyi yanina cagirmis ve cok zekisin lafi tam zamaninda cevirdin demis. Gorevli sagolun demis. Patron nerelisin demis. Gorevli venazulalı oldugunu soylemis.Bunun uzerine patron neden taa ordan buraya geldin demis. Adamda benim memlekettekiler ya rugby ci yada hayat kadinidir demis. Patron benim karimda venazualalı demis. Gorevlide bunu uzerine sormus: Kariniz hangi takimda oynuyordu!!!???
Amerikalı, Rus ve Karadenizli aynı otelde kalırken gece yarısında yangın çıkar. Panik içinde yukarı katlara koşarlar. Çaresizlik içinde Amerikalı, odada duran bir şemsiye bulur, "Başka şansım yok" diyerek şemsiyeyi açıp atlar. Şemsiye sağlamdır, Amerikalı paraşütle iner gibi sağ salim yere varır. Bunu gören Rus, yandaki odadan başka bir şemsiyeyi bulup paraşüt gibi kullanarak atlar; o da kurtulur. İkisi de yukarıya bakarak merak içinde Temeli beklerken yanlarına, hızla dusen bir cisim çarpar. Gidip bakarlar: Temel. Hayatta ama kan revan içinde ve her tarafi kırık. Amerikalı merakla: "Ne oldu?" diye sorunca Temel; "Şemsiye bulamadım. Ama dolapta yağmurluk vardı" demiş. Babam öldü, demis Temel. Ilyas sormus: -Neden öldü? Apartmanin sekizinci katinin balkonundan düstü. - Eyvah parçalandi mi? - Yok, giristeki bakkalin tentesine düsünce oradan havalanip karsi apartmana yöneldi. - Apartmana mi çarpti, nasil oldu? - Yok, karsi apartmanin balkonunda çamasirlar asili idi. Çamasir ipine vurup fabrikanin bahçesine düstü. - Orada mi öldü? - Yok, fabrika çelik yay fabrikasi, bahçedeki yaylarin üzerine düsüp havalandi yeniden... - Peki sonra? - Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de vurduk onu.
Bir Alman, bir ingiliz, bir Laz barda oturmus bir yandan içip, bir yandan karılarinin aptalligi konusunda sohbet ediyorlarmis. Alman demis ki: "Benim karim Helga o kadar aptal ki geçen gün ucuzluk var diye marketten 300 Mark'lik et almis, halbuki bir buzdolabimiz bile yok!" Ingiliz gülmüs: O da birsey mi?" demis, "Benim karim Elizabeth daha da aptal. Babasi çok zengindir, geçen hafta kendisine 6000 Pound'a araba aldirdi, ama kullanmayi bilmez." Laz atlamis. "Ula usaklar, siz ne diyorsunuz" demis, "Benim karim Fadime hepsinden aptal. Bodrum'a iki haftalik tatile gidiyor. Dün bavulunu yaparken gördüm, 400 tane prezarvatif almis, halbuki cuku bile yok!" Temel bir gün ajan olmak istemiş.Ve bir ilan görmüş.İlanda ajan aranıyor yazıyormuş.Ajanlığa çeşitli ülkelerden katılanlarda varmış.Fransızın eline bir silah verip şu odadakini öldür demişler.Fransız içeri girmiş içeride karısı varmış.Ben karımı niye vurum ki demiş.Alman girmiş onunda karısını kotmuşlar oda vurmam demiş. SıraTemel'e gelmişonunada karısını koymuşlar. Odadan 5,6 el silah sesi gelmiş. Ve ardından şangur şungur diye bir ses gelmiş. Temel dışarı çıkmış adamlar sormuş neoldu?.Verdiğiniz silah kuru sıkıymış bende karıyı pencereden aşağı attım demiş. Bill Gates Ölüyo ve ahirette yargılanıyor.Fakat günah ve sevapları aynı geliyor ve bunu hem cennette hemde cehennemde gezdiriyolar seçsin ikisinden birisini diye.Cennete gidiyo ama herşey çoook sıkıcı işte hep ibadet.Cehennemde ise herşey çook eylenceli yani bi bar ortamı gibi her türlü eğlence var. Billy cehennemi seçiyo ama cehenneme inince başına zebani tarafından bi tokmak iniyo.Bilo kandırıldığını anlıyo ve zebaniye soruyo işte beni kandırdınız hani böyleydi şöyleydi diye.zebaninin cevabı: "olm o sadece demoydu." :))) Sanliurfa'nin bir kazasinda belediye, ilçe merkezine fidanlar diker. Ertesi gün, bazi fidanlarin kirildigi görülür. Ve belediye hoparlöründen söyle bir anons yapilir: "Dikkat dikkat!.. Belediyemizin diktigi agaç fidanlarini kiran, heyvansa, zaten heyvandir. Çocuksa, heyvan çocugidir. Eger büyükse, heyvan ogli heyvandir." Matematikten surekli zayif notlar alan çocugu ailesi bir faydasi olur dusuncesiyle katolik okuluna gonderirler ve bakarlar ki cocuk hep tam not almaya baslamis. Sebebini çok merak edip sene sonunda çocuga sorarlar. - Ne degisti, diye Çocuk cevap verir. -Okulun ilk gününde arti isaretine civilenmis adami görünce durumun ciddiyetini anladim. Yaşlı doktor kasabayı terk etmek üzere iken yerine gelen genç doktoru almış hastalarını tanıştırmak üzere evden eve dolaşmaya başlamışlar. İlk girdikleri evde bir kadın 'Doktorcuğum çok miğde ağrısı çekiyorum' demiş eski doktor da 'Bence biraz fazla meyva yiyorsunuz da ondan' demiş. Dışarı çıktıkları vakit yeni doktor 'Abi' demiş 'Kadını muayene bile etmeden nasıl böyle bir neticeye vardın?' Yaşlı doktor anlatmış 'Oğlum numaradan gözlüğümü yere düşürdüm birde baktım ki yatağın altı meyva kabukları ile dolu' İkinci evdeki hastayı genç doktorun muayene etmesine karar vermişler. Bu evdeki kadın 'Çok halsizim' deyince doktor 'Belki de Kilise faaliyetleriniz sizi çok yoruyor, biraz ara verin' demiş. Dışarı çıkmışlar yaşlı doktor genç doktora 'Doğru söyledin' demiş 'Bu kadın kiliseden dışarı çıkmaz. Ama nasıl anladın?' Doktor 'Ben de yatağın altında kilisenin papazını gördüm' demiş.
--- |