HİÇ NEHİRLER KURUR MU  DENİZE DÖKÜLMEKLE  ATATÜRK ÖLDÜ MÜKİ   ATATÜRKÇÜLER ÖLSÜN,TÜRKİYE YAŞAYACAK HEP ATATÜRKÇÜLERLE..

Ne Sizleri, Ne De Sivas’ta Yakılan

37 Güzel İnsanı

UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ,

UNUTTURMAYACAĞIZ!

Dağ gibi, karayagız birer delikanlıydık.

Babamız, sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.

Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mum ışığında bitirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yasayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yasayarak katildik o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asildik, Vurulduk ey halkım unutma bizi…

 Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı.

İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.

 İsteseydik, diplomalarımızı, bor binlikler getiren senetler gibi kullanırdık.

Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattik.

 Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.

 Yüreğimi, isçiyle birlikte attı.

Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.

Bizleri yok etmek istediler hep.

 Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Fidan gibi genç kızlardık.

Hayat, sakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.

Yirmi yasında, yirmi bir yasında, yirmi iki yasında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.

Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi.

Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.

 Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...

Ölümcül hastaydık.

Bağırsaklarımız düğümlenmişti.

Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın.

Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha.

Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duyularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.

Vicdan sustu.

 Hukuk sustu.

 İnsanlık sustu.

 Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

Kanserdik.

 Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.

Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.

 Hastaydık.

Yurt dışına gitseydik kurtulurduk belki.

Bir bucuk yasındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.

Önce kolumuzu, omuz basından keserek yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine.

 Sonra da otuz iki yasında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi…

Giresun´da ki yoksul köylüler, sizin için öldük.

 Ege´deki tütün isçileri, sizin için öldük.

 Doğu´da ki topraksız köylüler, sizin için öldük.

 İstanbul´da ki, Ankara'da ki isçiler, sizin için öldük.

Adana´da paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan isçiler, sizin için öldük.

 Vurulduk, asildik, öldürüldük ey halkım, unutma bizi…

Bağımsızlık, Mustafa Kemal´den armağandı bize.

Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara .

Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle baslarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler.

 Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

Yirmi iki yaslarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.

Ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.

Kurtuluş Savaşı´nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti bütün çabamız.

 Bir kez dinlemediler bizi.

 Bir kez anlamak istemediler.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi..

Henüz çocukluğumuzu bile yasamamıştık.

Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.

Bir sevgiliden mektup bile alamamıştık daha.

Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sephalarina.

Herkes tanıktır ki korkmadık.

İçimiz titremedi hiç.

Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere...

Asildik ey halkım, unutma bizi..

Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaslarındaydılar.

Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere.

 Öfkelerini bir gün bile karsısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.

Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.

Bati uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.

 Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi…

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi…!

 Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz simdi, hep birlikteyiz, ey halkım, unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi, UNUTMA BİZİ ….

 

Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayınız..