KORUDAĞ VE SAROS KÖRFEZİ Trakyanın
güneyinde yeşil kadife bir örtü gibi uzanan kısa ama görkemli bir dağ silsilesi... Korudağlar bizim ilk trekking ve kamp yaşamımızın başlangıç yeri, birçok ilki orada öğrendik, acemilik günlerimizde bize arka çıktı, yardımcı oldu, hiçbir zaman kibirli davranmadı ve biz de onu bir dost gibi kabul ettik. Yürüyüşe domatesle çıkılmayacağını, köpekler geldiğinde yere oturmanın işe yaradığını, çiçekli Polonya tulumlarının ve alüminyum profilli ağır sırt çantalarının zor zamanda iş yaptığını, mağarada ıslak odunlarla ateş yakmanın göz sağlığına zararlı olduğunu, doğada karşılaştığımız herkese selam vermemiz gerektiğini, eski elbiselerin de bir işe yaradığını, orman içlerinin kentten sıcak ve ormanı yurt bellemiş canlılarla dost olmanın kent insanı ile dost olmaktan daha kolay olduğunu, yol tarifi alırken kesinlikle yanılacağımızı, kestirme yolların her zaman zorluk içerdiğini, en kestirme yolun bilinen yol olduğunu, odun ateşinde yenen sucuğun lezzetini, gökyüzünde yıldızları seyredip, kurbağa sesleri ile uyumayı, yılanların korkulacak yaratıklar olmadığını, böğürtlenleri, güvemleri, yemişkenleri, bilumum konserve çeşidini, ayaklarımızın nasırını, sırtımızdan çıkan terin bizi üşüttüğünü ve daha bir sürü "şeyi" bize öğreten hep buraları oldu. İşte ilk günlerimizden bir kaç görüntü... Korudağları ve Saros Körfezini ne ben bitirebilirim anlatmakla ne de siz bitirebilirsiniz dinlemekle... eğer sualtı sporları ile uğraşıyorsanız zaten İbrice Limanını ve Saros Körfezini yeterince biliyorsunuz demektir, hafta sonları İstanbul'daki dalış kulüplerinin vazgeçilmez mekanıdır Saros... Korudağlar bölge insanı için hafta sonları piknik yapılan güzel bir mekandır; ama "insanımızın dokunduğu bir yerin temiz kalması mümkün değildir" gibi bir anlayış ülkemizin bu bölgesinde de geçerli, piknik alanları piknik kirliliği ile karşı karşıya... fakat her geçen gün bilinçlenme de artıyor, insanlar bölgelerine sahip çıkıyor ve onu koruyor, göçerlikten sıyrılmanın ilk meyvelerini buralarda görmek gelecek için umutlandırıyor insanı... Korudağlar dendiğinde akla ilk Dokuzdere Göleti geliyor; değişik zamanlarını yaşadık bu göletin biz de; suyu azalıp inlediğini gördüğümüz gibi, tasfiye kanallarının suyu taşıyamadığı da oldu, bazen dondu gölet ve gidip ortasına bir kardan adam yaptık, bazen de üzerinden kalkan bir sis örtüsü ile merhaba dedi bize, onu da anlatmassam ilklerden birşey eksik kalır gibime geliyor, çok nazımızı çekti bizim Dokuzdere ve Korudağlar... Kapanışı bir akşamüstü, günbatımından aldığım bir görüntü ile yapmak istiyorum; aslında içimden hiç kapatmak da geçmiyor ama ne yaparsınız... YOL
TÜRKÜLERİ Korudağ ve Saros Körfezi'nin Morfolojik Özellikleri |