14 Şubat

Bu hikaye kuşkularımın yok olduğu, sana sevgimin ilk başladığı anı anlatıyor prensesim. Artık sevmenin sınırlarını zorlayacağım, tabii ki sınırları varsa.

SENİ SEVİYORUM

Ne zamandır buradaydım. Burada ne arıyordum. Sisler dağılıyor yavaş yavaş. Her şey senden “Evet” cevabını aldıktan sonra sarhoş gibi olmuştum. Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum. Şimdi sizin evin önündeyim, her yan kapkaranlık, sizin ışıklarda sönük, sadece sokak lambasının loş ışığı. Saate bakıyorum gece yarısını çoktan geçmiş. Fakat oda ne tarih 14 Şubat’ı gösteriyor. Peki o zamandan beri ne yaptım ben, sanki bu geçen zamanı hiç yaşamamış gibi bir boşluk var. Düşünüyorum başım zonkluyor sanki, o güne dönüyorum; Cevabını aldıktan sonra eve gidiyordum. Eski evimizin oradan geçerken sebebini bilmediğim bir duygu beni eve çekiyordu. Kapıyı açtım, eski odama doğru yöneldim, hava henüz kararmıştı, ışığı yaktım fakat ışık yanmamış odayı çok hoş bir ışık kaplamıştı. Eski odamda kitaplarım ve bir de masanın üstünde kırmızı gül kabartmalı, ağzı açık şişe vardı. Odama böyle bir şişe koyduğumu hatırlamıyordum. Şişeye doğru yürüdüm, ne olduğunu anlamak için kokladım. Daha önce hiç duymadığım çok hoş bir kokuydu. Tadına bakmak için elime aldım fakat içimi garip bir korku kapladı, acaba zara verir miydi? Duraksadım. Kokusu o kadar güzeldi ki dayanamadım bir yudum içtim, bir yudum, , bir yudum, , bir yudum daha içtikçe içiyordum. Ne şişe boşalıyor ne de ben tadına doyuyordum. Her yudumda kalbimin daha hızlı attığını ve bir şeylerin eridiğini hissediyordum. Sanki donmuş bir çiçeği sıcak bir odaya götürürsün, çiçeğin buzları çözülmeye başlar ve gerçek güzelliğini görürsün ya tıpkı onun gibi kalbimdeki buzlar da çözülüyor. Gerçek sevgiyi görebiliyordum. Hayret etmiştim, kalbimin bu kadar soğuk olabileceğine.

Her yudum alışımda hayallere dalıyordum. Yalnız sen ve ben vardık uyanmamak, için içiyor, içiyor, içiyordum. Birden başım döndü. İçmek istiyordum fakat içmeyi bırakmıştım. Bir korku kaplamıştı içimi nedenini bilmediğim bir korku. Yoo kendimi aldatmamalıydım. Seni kaybedersem kalbimin yine buz tutmasından, bu güzel duyguyu bir daha yaşayamamaktan korkuyordum. Düşünemiyor, hissedemiyor, göremiyordum. Sadece yüreğim düşünüyor, hissediyor ve görüyordu. Elim sevgi şişesine uzandı tekrar içmeye başladım. Hala içiyorum ama şimdi her yudumunun tadına vararak içiyorum. Demek ki bunca zamndır sevginin tadına ilk kez bu gece vardım. Çünkü kalbim seninle dolu artık. Ve her geçen gün sevginle dolmaya devam edecek. Bunu farkına bugün vardım ben.

Bugün 14 Şubat, evinizin önündeyim.Biraz sonra kalkacaksın seninle konuşamayacağım yine. Eğer gözlerime bakarsan, onlar ilk defa bu kadar şiddetli haykıracaklar:

Seni SeviYorum
Seni SeviYorum
Seni SeviYorum ...

Seni tanığım günler boyunca seni sevmenin sınırlarını aradım, kalbimi sevginle doldurdum ve hala dolduruyorum. Ama ilk defa Seni SeviYorum demeyi bu günkü kadar şiddetli arzuluyorum. Haykırmak istiyorum;

Seni

SeviYorum ...

Aşk sarhoşluğundan seni sevmekle uyandım. Sevdalı oldum. Bu sarhoşluk yerini sevgiye bıraktı. Bunun her anı güzeldi ama sevmenin tadı bambaşka be prensesim

İlk defa gerçek AŞK’ı
Gerçek SEVGİ’yi
bu kadar derinden ve güzel hissedebiliyorum. Umarım canım sende benim gibi hissedebiliyorsundur.


Yunus Çengel

Yunus'un yeri

Copyright © 1998-2000 Yunus'un Yeri