sahinartan@yahoo.com
Anasayfa
Seçme
Tematik
Portre
Sörf Hatırası
Linkler
Beşeri Durumlar
Çizgili Roman
Atlantis
Cyberman-20 Nisan 2002
Disguast!
Disguast Yıllardır inatla yayınını sürdüren "Disguast", geldiği olgunluk düzeyi itibariyle bence "en iyi Türkçe Web sitesi" ünvanını hak ediyor. Bölümlendirilişi, grafik tasarımı, Web uygulamalarıyla, uslubuyla..
Daha kısa bir süre öncesine kadar biri sorsaydı, "Yahu kurban, bunca zamandır sörf yapıyon. En beğendiğin Türkçe site hangisidir, bağışlar mısın?" diye..

"Valla," derdim. "Bağışlardım bağışlamasına, ammaa.. Yoktur öyle tek bir site.."

Hele bi de şimdi sorsunlar. Cevabım hazır: "Disguast!"

Disguast'ın böyle bir site olmasının arkasında birtakım etkenler var tabii.

Birincisi, süreklilik. Disguast ne zamandır var. Bu inatla varolmanın, bu deneme - yanılma'nın getirdiği bir online yayıncılık birikimi de var tabiatıyla.

İkincisi, sitenin tasarımını yapan şahsın, renkler ve geometiyle ilgili beyin süzgeçlerinde ve parmak ucu sinirlerinde bir "doğuştan grand şlem" vaziyeti hakim.

Üçüncüsü, yaşadığımız gezegende neler olup bittiğine dair algıların gayet açık olması gibi bir avantaj söz konusu. Merak cephanesiyle beslenen bu algıların sonuçları, tabiidir ki, çoğu zaman "sinir bozukluğu" ve "bulantı" şeklinde olmaktadır. Saklayan, kamufle etmeye çabalayan kim? Yiğidin adı zaten öyle. "Disgust" (dil lojistikçilerinin şimşeklerini çekmeyi göze alarak, "iğrenti" diyim) bile hafif kalmış da, boyun kaslarını aşağıdan yukarıya pompalayıp dudakları hızla genişleyen "O" şeklinde açarak, "Disguast!" demiş. Türkçesini bulan, uydurabilen beri gelsin.

Devam ediyorum. Dördüncüsü, Web uygulamalarına hakimiyet. Veritabanı üzerinde php'yle oluşan sayfalar, kırılmaz ve su geçirmez html template'lerde ne olmuş? İçeriğe şahane bir barınak olmuş. Bu arada, "Fikir belirt"e tıklarsan bir yazı hakkında görüşlerini yazar, "Fikir beyanları kontrol aparatı"na tıklarsan başkalarının yazdıklarını görürsün. Mektup listesine girebilir ya da Yahoo'daki Disguast grubuna üye de olabilirsin.

Beş: Hem programlamadan, hem de Web / grafik tasarımdan çakan birey aynı zamanda güzel yazı da yazabilir mi? İsabetli konu seçebilir mi? Yazdığını döküp saçmadan adam gibi kurgulayabilir mi? Genelde pek imkân yok. Ama Disguast bireyi buna da kadir olduğunu gösteriyor.

Ne kaldı? Daha ne deyim? Bölümlerinden de bahsedeyim.

Hayret ve üzüntüyle bakarak

"Online Area"daki yazılardan bir seçme: Radikal gazetesi genel yayın yönetmeni ve köşeyazarı İsmet Berkan, "Politika yazarı PGP yazarsa" başlıklı bir yazıyla, hafif dozda eleştiriye uğramış. Bu arada doğal olarak PGP meselesine de girilmiş. "John Drapper İstanbul'daydı" da bu bölümün yazılarından. "Tabi aslında haberin başlığı böyle değil hürriyet gazetesinde. 'hack'in babası istanbul'daydı' diye vermişler onlar" diye bir cümle alırsam, yazının neden ve nasıl bahsettiği daha iyi anlaşılır.

"Güncel medyaya yeraltından alternatif oluşturma" güdülü "Fanzin" bölümünde, bir kere bu medyumla ilgili iyi bir genel bakış yazısı var.

Cyber D'room, daha çok "power" bilgisayar ve Internet kullanıcılarını çekecek bir bölüm. Ama "kurcalamak" isteyenler için, "IT manager"lara göre değil. Hatta kurcalarken "kırmaktan" da korkmayacaksın. Ve sadece Mirabilis, nmap, ms patch scan, windows XP dokümanlarına değil, Amerika'ya konferans davetlisi olarak girdiğinde gözaltına alınan programcı Skylarov'un serbest bırakıldığını bildiren, genel haber tarzı yazılara da burada rastlanabilir.

"Morg"daki yazıların başlıklarından: "Eski sevgilisi diz çöktürüp vurdu", "Ölüleri çiğ çiğ yediler", "Öldürmek zorunda mıyız?" İnsanın bu hallerine bakan bir bölüm yani. "İlginç" ticareti yapmıyor, oturup kendi de hayret ve üzüntüyle bakıyor.

"Musica", adı üstünde. "Hippiler ve Mirasları", "Savaşa karşı punk / anti-militarist konser" yazıları, Mercan dede röportajı..

"Streetze" de adı üstünde. "Sokak haberleri" şeklinde açılabilir. Biraz alıntı da yapayım artık. İstiklal'in fenomenlerinden biriyle ilgili bir yazıdan: "Taksim'e özellikle yol istikal caddesine düştüğü zaman denk geldiğim bir rutinden bahsetmek istiyorum. bir abi var. çingen esmerliğinde sakallı ve lakin mudurnu firayt çikın'ın oralarda 'buralar benim' esvabında.." Bir diğeri: "Mevzu ocakbaşı olduğunda beyoğlu'nda uğrak mekânlardan biri olan Hasnun Galip'teki Umut Ocakbaşı'nın üst kat operatörlerinden 'kel' abiyi c.tesi akşamı 01 sularında taksim meydandaki gay alemlerine kaşık sallarken görünce.."

Re Re Re..

"Sexuast"da ise beklediğin gibi çok seksi bir şey çıkmayacak. Otobüsten, evden, kitap sayfalarından durum raporları daha çok. Gene aynı, "ben de bakıyorum, hayret ve karışık hislerle" modu. Sitede çok sayıda seksi görsel varsa da, onu burdan temin edemeyecek, "Digital Imaging Archive"de göreceksin.

Digital Imaging Archive de arşiv hani. Bayağı bir mal depolanmış. "Kâbuslar görüyoruım bazen" notuyla takdim edilen "Disguasttack", "miyav mırnav alemleri" notuyla takdim edilen "Disquette", "Streetze", "İnsanlar; yeryüzüne egemen canlı varlıklar" notuyla takdim edilen "Humanast", alt bölümlerin sadece birkaçı. Duvar kâğıtları var mı? Var. "Disguast WP shots" bölümünde Sezyum'dan da bayağı bir kâğıt var, ki eski sayılardan, bu şahsın fotoşap kullanımıyla ilgili düşüncelerimi hatırlayan hatırlayacak.

Arşivde, dediğim gibi bir de Sexuast'ın görsel uzantıları var. Burdaki bölümlerin birinden NetGörüntü'de ayrıca bahsediyorum. Onun dışında iki de galeri var ki, birincisi Carre Otis'e, ikincisi Gisele Bundchen'e ait.

Kaçınılmaz duygusal elektriklenmeler yaratan bir görsel arşiv bölümü de Galatasaray'a ayrılmış. Eh, sen hem kedisevici ol, hem latif cinsle en süperlatif açılardan böylesine ilgili ol, yetmezmiş gibi bir de CimBom bayrağını gel orta yere dik. Disguast, yukarıda saydığım özellikleri ile bu kadar iyi olmasaydı da, sırf bu yüzden bile sevilesi olurdu ya.. Senin anlayacağın, pekçok evladiyelik Galatasaray görselini buradan indirebilirsin.

Son bir söz, ki ufak bir eleştiri mahiyetinde olacak: Bölümlendirmesi, Web altyapısı ve üstyapısı, grafik özellikleri, uslubu böylesine iyi bütünleştirilmiş, akli dengesi bu kadar yerinde bir yayın, çok daha sık güncellenmeli. Tahmin ediyorum ki, dünyanın en zor işleri sıralamasında ilk beş'e girecek bir şey bu. Yani böyle harika bir yayını, sıfır maddi ve pek az manevi karşılık alarak yapmanın ötesinde, acaip sık bir şekilde de güncelleyebilmek. Eleştiri bir yana, bu konuda elimden gelen bir şey var mı, ona da bakacağım.

Yürüyüş kararı
sayılacaak!
"Internet demokrasisi"