Araya taraya sonunda, üçüncü şahısların Yahoo'ya şikayet edilebilmesi için açtıkları "abuse@yahoo.com" adresini buldum. Oturup yazdım. "Bana bu mektupları göndermeyin artık. Böyle servisler kullanmıyorum" diye. Yani Yahoo'yu Yahoo'ya şikayet etmiş oldum.
Sen misin eden? Olabilecek en korkunç şey başıma geldi. Üç haftadır tık yok! Yani ben yokmuşum gibi davranıyor adamlar. Ayrıca eski "üyeliğe davet" mektubunu iki günde bir göndermeye de devam ediyorlar.
Şimdi bu adamlar müşteri hizmetinin dalağını yarmış durumdalar. Yıllardır pırıl pırıl hizmet veriyorlar. Müteşekkirim. Ama ne oldu? Müşteri deyince, servis deyince "tabu" kategorisine giren konular mı var? Olabilir mi? Hem nesi "tabu"luk bunun. Resmen kendi eliyle spam yapıyor bana. Derdimi anlatınca da tık yok.
"Postmodernleşme" safsatına takmış durumdayım ya. Aslında hayatımızı biçimlendiren herhangi bir şeyde son beş bin yıldır radikal bir değişim olmadığını falan düşünmeye itiyor ya bazı şeyler ha bire. Bu Yahoo mektuplaş(ama)masının da yardımıyla şöyle bir şey düşündüm. Postmodernlik, galiba güçlü konumundakiler için geçerli değil. İngilizce "vulnerable" diye bir zözcük vardır. Hani, "zarar görmeye, etkilenmeye açık" gibi bir şey. Kim? Kim olacak, ben, sen, o. Postmodernleşen bir tek bizleriz galiba.
Eh, bu kadar andavallaşmanın da bir hududu olsa gerek.