| GRAMMAR NOTES ARTICLES (a/an/the) İngilizce’de cins isimler tek başlarına kullanılmazlar. Başlarında eğer bir sahiplik ya da işaret sıfatı yoksa, “a / an” sözcüklerini alırlar. Bu sözcükler “bir”, “herhangi bir” anlamına gelir. Give me a pen. Bana bir kalem verin. I need an umbrella. Bir şemsiyeye ihtiyacım var. There is a man in front of the house. Evin önünde bir adam var. Eğer herhangi bir şeyden değil de belli ve özel bir şeyden bahsediyorsak, o zaman bu cins isimlerin başında “the” kullanırız. Bu sözcük Türkçe’ye çevrilmez. Give me the pen. Kalemi bana ver. (Masanın üstünde bir kalem var ve benim ondan bahsettiğimi biliyorsun.) I need the umbrella. Şemsiyeye ihtiyacım var. (Hangi şemsiyeden bahsettiğimi biliyorsun.) There is a man in front of the house. The man is tall and handsome. (İkinci cümlede artık hangi adamdan bahsettiğimiz bellidir.) THE PLURAL FORM OF NOUNS İngilizcede isimler –s takısı alarak çoğul olurlar. book – books / cat – cats / boy – boys / house – houses / teacher – teachers Ancak isimler “s, ss, sh, ch, x, o” harfleriyle bitiyorsa o zaman çoğul takısı – es’tir. bus – buses / glass – glasses / brush – brushes / watch – watches / box – boxes / tomato - tomatoes Eğer isim bir sessiz harf ve –y ile ile bitiyorsa –y harfi –i harfine dönüşür ve – es takısı alır. City – cities / dictionary – dictionaries / baby – babies / fly – flies Eğer isim – f ya da – fe harflariyle bitiyorsa –f harfi –v harfine dönüşür. Knife – knives / wife – wives / leaf – leaves Düzensiz isimler: bazı isimler –s takısı alarak çoğul olmazlar. Onların özel çoğul halleri vardır. man – men / woman – women / child – children / person – people / foot – feet / tooth – teeth / mouse – mice / sheep – sheep / fish – fish THIS / THAT ; THESE / THOSE Işaret sıfatlarıdır. Yakınımızda bulunan şeylere işaret ederken “this” ve “these”; uzakta bulunan şeylere işaret ederken “that” ve “those” kullanırız. “This” ve “that” tekil isimlerle; “these” ve “those” çoğul isimlerle kullanılır. This apple is big. Bu elma büyük. / This is a big apple . Bu büyük bir elma. These apples are big. Bu elmalar büyük. / These are big apples. Bunlar büyük elmalar. That apple is small. Şu elma küçük. / That is a small apple. Şu küçük bir elma. Those apples are small. Şu elmalar küçük. Those are small apples. Şunlar küçük elmalar. POSSESSIVE -S [noun + (’s)] İsimlere eklenen ve sahiplik bildiren takıdır. Çoğul yapan –s takısı ile karıştırmayın. Çoğul yapan –s kesme işareti ile ayrılmaz. a) Tekil isim Sahiplik bildiren şekli the girl the girl’s book Tom Tom’s bicycle My wife my wife’s car A lady a lady’s hands *eğer tekil bir isim –s harfi ile bitiyorsa iki şekilde sahiplik belirtebilirsiniz: *Thomas Thomas’s / Thomas’ dog James James’s / James’ brother b) Çoğul isim Sahiplik bildiren şekli the girls the girls’ books their wives their wives’ cars the ladies the ladies’ room -s takısı ile çoğul olmuş isimlere sahiplik şekli kazandırmak için yalnızca kesme işareti (’) konur. Aşağıdaki çoğul isimler düzensiz isimdir. –s takısı ile çoğul olmamıştır. *the men the men’s jobs my children my children’s toys POSSESIVE ADJECTIVES [my, your, his, her, its, our, their] Sahiplik sıfatlarıdır. Bu sözcüklerden sonra mutlaka bir isim gelir. Çünkü kimin sorusuna cevap vererek bir ismi nitelerler. I’m a teacher and you are my students. [my students: benim öğrencilerim] This is Jane and this is her sister, Ann. [her sister: onun kardeşi] We are brothers. Our father is a pilot. [our father: bizim babamız] Tipik hata: This bag is my. YANLIŞ This is my bag. DOĞRU OBJECTIVE PRONOUNS (me/you/her/him/it/us/them) Cümlede nesne durumunda bulunan zamirlerdir. Subjective pronoun Objective pronoun I know Ann. Ann knows me. You know Ann. Ann knows you. He knows Ann. Ann knows him. She knows Ann. Ann knows her. We know Ann. Ann knows us. They know Ann. Ann knows them. Bir edattan sonra objective pronoun kullanılması gerekir. Look at me. Talk to him. Go with them. This letter is for you. What do you think of them? IMPERATIVES Emir cümlelerinin öznesi olmaz. Bu yüzden hemen fiille başlar: Stand up. Sit down. Spell your name. Be quiet. Open your book. Close your book. Come here. Go there. Come in. Go out. Read the sentence. Write the sentences. Ask a question. Answer the question. Write the answer. Raise your hand. Look at me. Listen to me. Repeat after me. Give me your pen. Clean the board. Olumsuz şekli “don’t” yardımcı fiili ile yapılır. Don’t do it! Don’t talk! Be quiet. Don’t go! Come here. . Don’t close your book! Read the dialogue. Don’t clean the board! Write the sentences on your notebooks. TO BE Olmak fiilidir. Neyin veya kimin ne olduğunu, nerede olduğunu, nasıl olduğunu, ne zaman olduğunu söyler. Şimdiki zamanda ya da geniş zamanda hemen özneden sonra kullanılırsa am,is,are şeklindedir. I’m an English teacher. Jane is at home. Our exam is on 5th November. You are beautiful. Ne zaman “be” olarak kullanabiliriz? Can, must, will... gibi yardımcı fiillerden sonra. Örneğin: I can be a good student. I must be hardworking. I will be successful. Ya da bir başka fiilden sonra: I want to be a successful student. I’d like to be friends with you. THERE IS / THERE ARE Bu yapı bir şeylerin varlığından bahseder. Yani bir yerlerde, sözü edilen şey var mı yok mu. There is a toycar on the table. Is there a cinema in your town? There are some wild animals in this forest. Are there any birds in the picture? There aren’t any children in the street. How many students are there in your class? HAVE GOT / HAS GOT Sahiplik fiilidir. Kimin neye sahip olduğunu söyler ya da sorar. Türkçe’ye “Benim şunum bunum var” şeklinde çeviririz. I’ve got a grammar book. Larry has got a big house. Have they got any children? What have you got in your hand? Bazen sağlık sorunlarımızdan bahsederiz: I’ve got a headache. (Başım ağrıyor) He’s got flu. (Nezle olmuş.) Tony’s got a toothache. (Tony’nin başı ağrıyor.) SOME / ANY Some sözcüğü birkaç, biraz ve bazı anlamlarına gelir. Hem sayılabilir hem sayılamayan isimlerle kullanılabilir. Miktar bildiren bu sözcük yalnızca olumlu cümlelerde kullanılır. There is some milk in the fridge. (some + uncountable noun) biraz süt There are some apples in the basket. (some + countable noun) birkaç elma Some sözcüğünden sonra sayılabilir isim kullandığımızda bu sözcüğün çoğul olması gerektiğini unutmayın. I’ve got some money in my pocket. (some + uncountable noun) biraz para She’s got some cows. (some + countable noun) birkaç inek Any sözcüğü hiç anlamına gelir. Soru cümlelerinde ve olumsuz cümlelerde kullanılır. Some gibi hem sayılabilir hem sayılamayan isimlerle kullanılabilir. Sayılabilir isimle kullanıldığında bu ismin çoğul olması gerekir. There isn’t any youghurt in the fridge. (any + uncountable noun) hiç yoğurt There aren’t any bananas in the basket. (any + countable noun) hiç muz ONE / ONES Aynı sözcüğü tekrar etmemek için tekil bir ismin yerine “one” çoğul bir ismin yerine “ones” kullanılır. “Whose are these rubbers?” (Bu silgiler kimin?) The green one is mine. The red one is Aynur’s. (Yeşil olanı benim. Kırmızı olanı Aynur’un.) Bu örnekte “one” sözcüğü “rubber” yerine kullanılıyor. “These red shoes are beautiful.” (Bu kırmızı ayakkabılar güzel.) “The blue ones are very beautiful too.” (Mavi olanlar da çok güzel.) Bu örnekte ones sözcüğü shoes yerine kullanılıyor. CAN / CAN’T Türkçe’ye “-ebilmek” yardımcı fiili olarak çevrilebilir. Bazen yetenek ya da güç ifade eder: I can speak German. / They can play football well. George can lift the table. A dog can’t climb a tree but it can swim. Bazen olasılık ifade eder: George can come home tomorrow. You can pass the exam. Bazen rica ifade eder. Can you help me, please? Can you give me some money, please? Bazen izin ifade eder: Can I go out and play with my friends? Can I use your telephone? PREPOSITIONS OF TIME (in, on, at, from ... to, for, after, before) in: in May / August , in the morning, in the afternoon, in the evening, in 2001/1876, in summer/spring, in five minutes, in two weeks on: on Thursday, on Mondays, on Thursday morning, on Saturtday night on 3rd June, on 24 November, on christmas day, on new year’s day at: at six o’clock / 11:45, at night, at noon, at lunch time, at christmas at the weekend, at the end of October, at the moment At / on / in sözcüklerini kullanmadığımız durumlar: This ... (this morning / this month / this year) Last ... (last August / last week) Next ... (next Friday / next month) Every ... (every day / every Tuesday / every year) I drink milk in the morning. / I drink milk every morning. See you on Saturday. / See you next Saturday. From ... to (ne zamandan ne zamana) I work from Monday to Friday. (Pazartesiden Cumaya kadar çalışırım.) Sally does her homework from 6 pm to 8 pm. (Sally 6’dan 8’e kadar ödev yapar.) For (ne kadar süreyle) I read a book for an hour in the evening. (Akşamları bir saat süreyle kitap okurum.) They go away for two weeks in summer. (Yazın iki hafta süreyle bir yerlere giderler.) After (sonra) What do you do after school? (Okuldan sonra n’aparsın?) Before (önce) I brush my teeth before I do to bed. (Yatmadan önce dişlerimi fırçalarım.) VOCABULARY DO Do homework / housework Do an exam / a test Do an experiment Do exercises Do the cleaning / the shopping / the washing / the washing up / the ironing / the cooking MAKE Make a meal / a salad / a cake / tea / coffee Make a phone call Make a list Make a noise Make a bed Make a plan Make a mistake HAVE Have breakfast / lunch / dinner Have a bath / a shower Have a meal / a sandwich / a pizza Have a rest / a holiday / a party / picnic Have a cup of coffee / a glass of milk Have a nice time Have something to eat / drink Have a dream / an accident Have a baby GET Get a letter / get a job / get a pullover Get in (a car) Get a bus / a train / a taxi Get out (of a car) Get hungry / angry / cold / hot / tired / wet Get on (a bus / a train / a plane) Get dressed / married / lost Get off (a bus / a train / a plane) Get to a place / to work / to school Get up Get home GO Go to work / to school / to bed / to İstanbul / to England / to a concert / to a party Go home Go on a holiday / on a tour / on a picnic Go for a walk / for a run / for a swim / for a drink / for a meal / for a picnic / for holiday Go shopping / swimming / fishing / running / dancing Some other verbs: How do we use them? Draw a map / a picture / a caricature Write a letter / a poem / a story Write to somebody Drive a car / a lorry Ride a bike / a horse Use a machine / a telephone / a computer Fly a kite / a plane / Fly in a plane / in a helicopter Travel by car / by train / by plane Speak to somebody / a tourist / to a friend Listen to somebody / to something Look at somebody / at something Look for somebody / for something Find somebody / something |
 |
 |
 |