.
YURT PARTİSİ
BASIN AÇIKLAMASI (25 Ağustos 2002)
Ülkemizde uzun
bir süredir temel sorunlar giderek ağırlaşmakta,
pahalılık, işsizlik, ve yoksulluk artmakta, eğitim,
adalet, sağlık sistemleri işlevlerini yitirmektedir.
Toplumumuzun
kendine olan güveni azalmakta, ahlaki değerler çöküntüye
uğramakta, yolsuzluklar ve çeteler devleti sarmakta, insan
hakları ihlal edilmekte, gelecek için umut yerini
umutsuzluğa bırakmaktadır.
Kısacası,
Turkiye iyi yönetilmemekte ve derinleşen bir yönetim krizi
yaşanmaktadır.
İşte tam
bu noktada köklü bir değişime ihtiyaç duyulduğu
bir gerçektir. Bizler YURT PARTİSİ olarak özgür birey,
sorumlu toplum ve şeffaf devlet anlayışını
benimseyerek Türkiyede farklı bir siyaset yapısını
yaşama geçirmeye hazırız.
Bu tarihsel dönemeçte
Yurt Partisi olarak aşağıdaki temel ilkeler doğrultusunda
Türkiyenin önünü açmayı hedefliyoruz:
1)Türkiye bugünkü
ekonomik ve siyasi çöküntüden çıkmak zorundadır.
Halkımızın bu zor günlerin üstesinden gelecek
insan kaynağı, bilgi birikimine sahip olduğuna inanıyor
ve kararlılığına güveniyoruz.
2)Ülkemizi bu
çöküntüye götüren basiretsiz ve şaibeli siyasi sınıfın
ve yönetim anlayışının değişmesi
gerekmektedir..
3)Çağdaş
bir ülkenin geleceği ancak hukuk üstünlüğünün, düşünce
özgürlüğü, ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü
ve teşebbüs özgürlüğünün yerleşmesi ile çizilebilir.
4)Günümüzde
ekonomik sorunlara paralel olarak gelişen etik sorunlar tüm
dünyada öncelikli konular arasında yer almaktadır. Son
zamanlarda ülkemizin içine düştüğü bunalımın
temelinde de ekonomik kriz kadar ahlaki yozlaşmanın
bulunduğu inkar edilmez bir gerçektir.
Bu nedenle
toplumumuzun her alanda "adalet", "eşitlik",
"özgürlük" ve "dürüstlük" gibi temel
erdemlere öncelik veren bir yeniden yapılanma projesine
ihtiyacı vardır.
5)Bu bağlamda
Yurt Partisi çatısı altında en büyük önceliğimiz,
yolsuzluğu ve savurganlığı ortadan kaldırmak,
işadamı-bürokrat-siyasetçi arasındaki kamu
kaynaklarını yağmalamaya dayalı işbirliğini
kökten değiştirmektir.
6)Türkiye,
ekonomik sorunlarını sürdürülebilir bir ekonomik büyüme
ile çözebilir. Bu da ancak ve ancak kendi ürettiği
ve inandığı politikalar ile mümkündür. Bu
politikalar güvenilir bir siyasi kadro ve toplumsal uzlaşma
ile gerçekleşebilir. Biz, Türkiyenin yeniden büyümesi
adına uygulanan IMF politikalarının değişmesinin
gerekliliğine inanıyoruz. Ulusal egemenliğin IMF
denetimine bırakılmasına karşıyız.
7)Kuşkusuz Türkiye
taahhütlerini yerine getirecek ve IMF ile ilişkilerini
kesmeyecektir. Ancak kendi ürettiği büyüme ve üretim
politikaları için IMFden destek alabilir. Bu politikalar
IMFin geri ödenmesinde titizlik gösterdiği dış
borçlar için de garanti oluşturacaktır. Arjantin örneğinden
yola çıkarak biliyoruz ki büyüyemeyen bir ekonomiye sahip
ülkeler, IMF politikalarını eksiksiz uygulasa bile borçlarını
ödeyemez duruma düşmektedirler.
8)İstikrar
politikaları ancak orta ve uzun vadeli kalkınma
stratejileri uygulandığında anlam kazanabilir ve
sonuca ulaşabilir. Özellikle bölgesel kalkınma
hedefleri, ülkenin dış
politikasıyla bütünlük sağlamalıdır.
9)Türkiye, orta
ve uzun vadeli perspektiflerin yanısıra ancak hukuk
devleti anlayışını yerleştirerek, makro
ekonomik dengelerin sağlanmasıyla, istihdam vergilerinin
düşürülmesiyle ve bürokratik engellerin ortadan kaldırılmasıyla
iç ve dış yatırımcıya cazip gelen bir ülke
konumuna gelebilir.
10)Avrupa Birliğinin
eşit ve onurlu bir üyesi olmak için Kopenhag kriterlerinin
siyasi ve ekonomik yönlerinin bir bütün olarak yerine
getirilmesinden yanayız. Kopenhag kriterlerinin yaşama
geçirilmesi sadece birkaç siyasi nitelikte yasanın değişmesi
anlamına gelmemelidir. Bizler, bunu yurttaşlarına
"hesap verebilen" insan haklarına saygılı
yönetim ve liberal demokrasi anlayışının varlığı
olarak algılıyoruz. Avrupa Birliğinin eşit
ve onurlu bir üyesi olmak aynı zamanda ülke iç
dinamiklerinin harekete geçirilmesi ile sağlanabilir. Üreten,
ürettiğini adaletli dağıtan, sağlıklı
bir kentleşmeyle kırsal nüfusu azaltan ve bölgesel bir
güç konumuna gelen bir Türkiye hedefinin uzak olmadığına
inanıyoruz. Ancak "Avrupa Birliği olmazsa batarız"
gibi teslimiyetçi bir yaklaşımı da temelsiz
buluyor ve reddediyoruz.
11)Türkiye
tarihtan gelen mirası reddedemez. Bu anlayışla Türkiye,
Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar, Hazar Havzası ve Orta
Asyada aktif rol oynamalı ve en önemlisi bölgesel
zenginliğin artmasını teşvil ederek barış
ve huzurun yerleşmesine katkıda bulunmalıdır.
12)Bütün bu
yukarıda saydıklarımızın gerçekleşmesi
için devletin hantallıktan sıyrılıp, dinamik
ve kendini sürekli yenileyebilecek bir yapıya kavuşturulması
gerekmektedir.
13)Devletin amacı
yurttaşlarına hizmettir. Bir başka deyişle, bütün
yurttaşlarının eğitim, sağlık,
adalet ve güvenlik hizmetlerinden yararlanmasını sağlamak,
işsizliği ortadan kaldırmak ve ülke zenginliğini
adaletli paylaştırmaktır.
14)Yurt Partisi
olarak hedefimiz, herkesin barış, demokrasi, refah ve güven
içinde yaşadığı ONURLU ve TEMİZ TÜRKİYEyi
yeniden inşa etmektir.
Halkımıza
hizmeti ibadet sayan ve hayatlarının her anı su
damlası kadar berrak insanlardan oluşan bir kadroyla
yola çıktık. Mutlu ve daha aydınlık günlere
mutlaka kavuşacağımız inancıyla saygılar
sunuyoruz.
25.Ağustos.2002
|