...
Main Page
CV
Publications
Online Arts
Yeni Binyil Articles
Photo Gallery
Poems
Links
Contact
Search

 

kırık aynalar

 

yıllar öncesinde bir gün

türkiye'nin tarihini öğrenir ve öğretirken ben

ve insanlık içindeki yerini

berlin, berger, polanyi

ve antropoloji

vesaire vesaire derken

babam öldü

 

onu onda bana

beni bende ona bağlayanları

bir daha henüz konuşamamıştık

konuşacaklarımızdan korktuğumuz için

ben kalakaldım

babamı tanımadan

türkiye'nin ve insanlığın tarihi hakkında yazdıklarımla

 

sorabilsem ve anlatabilseydi

eminim saatlerce sürecek öyküleri vardı

bin dokuz yüz beş tevellütlüydü babam

o söyler ben yazardım

yıl bin dokuz yüz on beş

babam daha on yaşında

yanında kayıkta ölüp

kuma gömülen annesi

kum

kumda annesi

kum tanesi

açılırken tekne suya

ahmet kayıkta ne hissettiğini

bir söyleyebilseydi

kendi seferberlik türküsünü

belki ben bir de ondan dinlerdim

trabzondan çıktım başım selamet

çavuşluya geldim koptu kıyamet

seferberlik şimdi büküyor belumi

gavur urus yıktı gitti evumi derdi

ve ben olurdum bana babamın söylediği türkü

acıyı bir çıkarabilseydi içinden

kuma gömülen annesiyle

yaşamadan girdiği karanlık

belki aydınlanırdı

belki kalkardı lahdin kapağı

ama olmadı

bu kadar zor muydu

paylaşmak

yaşanılan acıyı

 

şimdi babamın adını taşıyan bir oğlum

bir de bahar gülü kızım var

adını benim koyduğum

ama sormuyorlar

beni bende onlara

ve onları onlarda bana bağlayan

hani var ya olması gereken şeyleri

anlatamıyorum

kayarken günler tek tek parmaklarımızdan

erek yaşamaksa hayatı bilerek

sorsalar da anlatsam diyorum

ama olmuyor

çünkü korkuyoruz konuşacaklarımızdan

 

sorular yasak

cevaplar yok

erek sadece ve sadece

sevişmek de olsa

kelimelerle ördüğümüz gördüğümüz

hayatımızı kurşun gibi ağırlaştırıyor

ömür kısa

birkaç günlük

hayatı tutkuyla yaşasam

koklasam saçlarını bu gece ta fecre kadar diyorum

istediğim sadece bu

 

fecri engelleyen

güneşi doğurtmayan

kelimeler

ve korkularla tasarladığımız dünya

 

nereye dönsem baksam

dünya kırık aynalarla dolu

bedenler erise de ötekinin içinde

ne sen beni görüyorsun ne de ben seni

 

haziran 1998

 

   Previous Page Poems Page Next Page      

..