31 |
Lokman |
Otuz dört ayet,
beş yüz kırk sekiz kelime ve ikibin yüzon harften ibarettir. Hicazlılar bu surenin
otuzüç ayet olduğu görüşündedirler. Mekke'de nazil olmuştur. 27, 28 ve 29.
ayetlerinin Medenî olduğu rivayet edilmektedir. Lokman (a.s.)'dan ve onun oğluna
verdiği vasiyetlerden bahsettiği için sureye bu ad verilmiştir. |
32 |
es-Secde |
Otuz ayet,
üçyüz seksen kelime ve bin beşyüz onsekiz harften ibarettir. Fasılası, mim, nun,
lam harfleridir. Mekkî surelerden olup Müminûn suresinden sonra nazil olmuştur.
Onsekiz, ondokuz ve yirminci ayetlerinin Medine'de nazil olduğu rivayet
edilmektedir. Adını onbeşinci ayetinde geçen secde kelimesinden almış olup,
içinde secde ayeti bulunan surelerden biridir. Diğer bir adı da el-Mecadi'dir.
Kur'an'da Secde Suresi olarak adlandırılan iki sure vardır. Bunlardan birisi bu
suredir; diğeri de Fussilet suresidir. İkisini birbirinden ayırtetmek için bu sureye
Lokman Secdesi, diğerine de Hamim Secdesi adı verilmiştir. Sure, sahih inanma şekli
olan İslam akidesini kalplere yerleştirmek için tevhid, risalet ve ahiret ile ilgili
gerçekleri değişik bir tarzda ele alarak, şüphe içerisinde bulunan kalpleri imanla
yüceltmeyi hedef edinmektedir. |
33 |
el-Ahzâb |
Medine'de nazil
olmuş, yetmişüç ayet, binyüz seksen kelime ve beşbinyediyüzdoksanaltı harften
ibarettir. Fasılası elif ve lâm'dır. Sure, adını yirminci ayette geçen
"Ahzab" kelimesinden almıştır. Medine İslam devletini yok etmek için bir
araya gelen ve Müslümanlara karşı tek bir cephe oluşturan müşrik kabilelerinden
müteşekkil kafir topluluğuna "Ahzab" denmiştir. Surede ele alınan konular
zaman itibarıyla birbirini izleyen bir dönemde meydana geldiği için burada söz konusu
edilmiştir. Surede Hendek veya diğer adıyla Ahzab gazvesinin çeşitli durumlarını
anlatmak ve Resulullah'a bazı açıklamalarda bulunmak üzere gelen ayetler yer
almaktadır. Surenin, münafıkların bazı tavırlarını açığa vurmak, Zeyd b.
Harise'nin, hanımı Zeyneb binti Cahş ile olan münasebetlerinden söz etmek, Müslüman
kadınların ahireti tercih etmeleri gerektiğinden va takvalarından bahsetmek üzere
nazıl olduğu kaydedilmektedir. |
34 |
Sebe' |
Elli dört
ayet, sekizyüz seksenüç kelime, üçbin beşyüz oniki harften ibarettir. Fasılası
ra, nun, mim, dal, ba, lam ve zi harfleridir. Mekkî surelerden olup Lokman suresinden
sonra nazil olmuştur. Altıncı ayetinin Medenî olduğu da rivayet edilmektedir. Sebe,
Yemen bölgesinde yaşayan bir kavmin adıdır. Surede bu kavmin durumu hikaye edilerek
insanların geçmiş kavimlerin durumlarından ibret almaları gerektiğine işaret
edilmektedir. Sure diğer bütün Mekkî surelerde olduğu gibi, insanların
inançlarını düzeltmeyi ve onlara tevhid, vahiy, öldükten sonra dirilmenin ve
hesaba çekilmenin hakikatını idrak ettirmeyi hedef almakta; ayrıca, müşriklerin
İslam'a ve onun peygamberine yönelttikleri itirazlara cevaplar vermektedir. |
35 |
Fâtır |
Mekke'de nazil
olmuştur. Kırkbeş ayet, yediyüz yetmişyedi kelime, üçbinyüzotuz harftir.
Fasılası, Râ, Mim, Nun, Dal, Zı, Be, Elif harfleridir. Allah'ın insanlara sünneti,
nimetleri, varlığının ve büyüklüğünün delillerine ait tabiattan hatırlatıcı
ayetler, küfredenlerle iman edenlerin karşılaştırılması, şeytan, melekler,
mü'minler için yeni bir hayat ve düzenin ilkeleri, sıkıntıların sonu, ahiret,
kozmoloji, yaratılış gibi hususları konu edinmektedir. |
36 |
Yâsîn |
Seksenüç
ayet, yediyüz yirmi yedi kelime ve üçbin harftir. Fasılası nun ve mim harfleridir.
Mekkî surelerden olup Cin suresinden sonra nazil olmuştur. 12 ve 45. ayetlerinin
Medine'de nazil olduğuna dair rivayetler vardır. Yasin suresi, ilk ayetinde bulunan yâ
ve sin harflerinden dolayı bu ismi almıştır. Surenin fasılaları kısadır. Surede
etkili ve seri ikazlar bulunmaktadır. Ayetleri kısa cümleler halindedir. Surenin her
yerinde insan kalbine etkili olan ikaz ve uyarılar bulunmaktadır. Yasin suresinin ilk ve
en önemli hedef, İslam inancının esaslarını kurmaktır. Onun için surenin ilk
ayetlerinde peygamberlik ve Kur'an'ın önemi işlenmiştir. |
37 |
es-Saffat |
Yüz sekseniki
ayet, sekizyüz altmış kelime ve üçbin sekizyüz yirmi harften ibarettir. Fasılası
elif, dal, kaf, ba, nun ve mim harfleridir. Mekkî surelerden olup En'am suresinden sonra
nazil olmuştur. Sure, diğer Mekkî surelerde olduğu gibi akide konusunu işlemektedir.
İnsanların kalplerini şirkin, putperestliğin pisliklerinden temizleyip, tek olan Allah
Teala'ya yönelmek için çarpıcı bir uslupla ikna edici ve düşünmeye sevkedici
deliller getirmektedir. |
38 |
Sad |
Seksensekiz
ayet, yediyüz otuziki kelime, üçbin altmışdokuz harften ibarettir. Fasılası ba,
cim, dal, ra, sad, tı, kaf, lam, mim ve nun harfleridir. Mekkî surelerden olup, Kamer
suresinden sonra nazil olmuştur. Adını birinci ayetin ilk harfi olan "Sad"
harfinden almaktadır. Sure, diğer Mekkî surelerde olduğu gibi tevhid ve risalet
gerçeğini işlemekte, Resulullah (s.a.s.)'e gelen vahye Mekke'nin ileri gelen
müşriklerinin itirazlarının tutazsızlığını ortaya koymakta; müşrikler, geçmiş
kavimlerden ve peygamberlerden örnekler verilerek, davet edildikleri din karşısında
gösterdikleri direnmeden dolayı başlarına gelecek azaplarla uyarılmaktadırlar. |
39 |
ez-Zümer |
Yetmiş beş
ayet, binyüz yetmiş kelime ve dörtbin yediyüz sekiz harftir. Fasılası, mim, nun,
lam, ye, be, dal ve ra harfleridir. Mekki surelerden olup Sebe suresinden sonra nazil
olmuştur. 52 ve 53. ayetlerinin Medine'de nazil olduğuna dair rivayetler vardır.Adını
yetmişbirinci ayetinde geçen Zümer kelimesinden almıştır. Zümer kelimesi, zümrenin
çoğuludur. Zümre, topluluk, cemaat demektir. Yetmirbir, yetmişiki ve yetmişüçüncü
ayetlerinde cehenneme ve cennete sevkedilecek cemaatlerden söz edildiği için, sureye bu
isim verilmiştir. Sure insanları, Allah'a inanmaya ve ibadet etmeye çağıran bir
suredir. Kısacası, konusu Tevhid'dir. Sure, baştan sona kadar insanın kalbine imanı
yerleştirme, bu husustaki şüpheleri giderme, izale etme mesajlarını vermektedir. |
40 |
el-Mü'min |
Seksenbeş
ayet, bin yüz doksandokuz kelime ve dört bin dokuzyüz yetmiş harften ibarettir.
Fasılası be, dal, ra, ayn, kaf, lam, mim ve nun harfleridir. Ayetlerinin sayısını
Basralılar sekseniki, Hicazlılar ise seksen dört olarak kabul ederler. Mekkî
surelerden olup, Zümer suresinden sonra nazil olmuştur. Adını yirminsekizinci ayetinde
geçen, "iman eden kimse" anlamındaki "mü'min" kelimesinden
almıştır. Gâfir ve Tavl adlarıyla da anılır. Sure, ha, mim harfleriyle
başlamaktadır. Bu harflerle başlayan ve "Âlu Hâmîm" denilen yedi surenin
ilkidir. Sure, hak ile batılın mücadelesini, İslam'a davetle bunu yalanlamayı;
yeryüzünde haksız yere kibirlenerek büyüklük taslayanların görecekleri elim
azabı, kısaca, iman ile küfür arasındaki tarihi savaşı ele almaktadır. |
41 |
Fussilet |
Mekke'de nazil
olmuştur. Ellidört ayet ve yediyüz kelimedir; fasılası: Dât, Zı, Tı, Sâd, Be,
Zı, Rı, Dâl, Nun, Mim harfleridir. Fussilet, uzun uzun ve ayrıntılı olarak anlatmak
demektir. Sure adını üçüncü ayette geçen "Teğabün Fussilet"
(Tafsilatlı Kitap) lafzından almıştır. Sure, iddia ettikleri gibi Kur'an'ın
anlaşılmaz sözlerden değil, Arapça bir kitap olduğu ve sözlerinin apaçık
olduğunu anlatmakla konuya giriş yapar. Hem Hz. Peygamber de aralarından çıkmış bir
insandır. Kur'an'ın onun eseri olması mümkün değildir; ve o, herşeye gücü yeten
yüce Allah'ın eseridir. Sure, girişinde konusunu belirlemektedir: Konu, Kur'an-ı
Kerim'dir; Allah'ın bu indirdiği ayetleri, kainatta hen an olup biten ayetleridir.
Ayrıca kafirlere karşı deliller getirilmekte, müminlerin özelliklerine
değinilmektedir. İbret alınsın diye azaba uğrayan kavimlerin haberleri anlatılırken
onların neden helak edildikleri açıklanmaktadır. |
42 |
eş-Şûrâ |
Elliüç ayet,
sekizyüz altmışaltı kelime ve üçbin seksensekiz harften ibarettir. Fasılası mim,
kaf, lam, ra, be, dal, ze ve nun harfleridir. Mekki surelerden olup, Fussilet suresinden
sonra nazil olmuştur. 23, 24, 25 ve 27. ayetleri Medeni'dir. Adını otuzsekizinci
ayetinde geçen, "istişare etme, danışma" anlamındaki "şûrâ"
kelimesinden almıştır. Bu adı alışının özel bir sebebi yoktur. Sure öteki,
Mekkî surelerde olduğu gibi, insanların düşüncelerini cahili yaşayışın
pisliklerinden temizleyip, ilahi vahy idrak edebilecek hale getirmek için gerekli olan,
akidenin düzeltilmesi konusunu işletmekteri. Surenin mihverini, vahyin ve risaletin
gerçekliğini bütün açıklığıyla vurgulanması oluşturmaktadır. |
43 |
ez-Zuhruf |
Seksen dokuz
ayet, sekizyüz otuzüç kelime ve üçbin dörtyüz harftir. Fasılası mim, lam ve nun
harfleridir. Mekkî surelerden olup Fussilet ve Şûra suresi ile aynı dönemde nazil
olmuştur. Bu surelerin konuları, bir zincirin halkaları gibi birbirine benzemektedir.
Adını otuzbeşinci ayetinde geçen Zuhruf kelimesinden almıştır. Süs, altın ve
mücevher demektir. |
44 |
ed-Duhân |
Ellidokuz
ayettir. Üçyüzkırk kelime, birdörtyüzkırk harften müteşekkil olup fasılası mim
ve nûn harfleridir. Mekke'de nazil olmuştur. Sure, onuncu ayetinde geçen
"duhân" kelimesinden dolayı bu isimle adlandırılmıştır. Mekkî
surelerinin ortak özelliğini taşıyan bu surenin temel konusu, inkarcıların,
Allah'ın gönderdiği "Kitab"a, Rasulüne ve tekrar dirilmeye inanmayı
reddetmelerini ve başlarına gelecekleri dile getirmektedir. |
45 |
el-Câsiye |
Sure, otuzyedi
ayet, dörtyüzseksensekiz kelime ve ikibinyüzaltmışbir harften ibarettir. Fasılası;
nûn, mîm harfleridir. Ondördüncü ayeti Medine'de, geri kalanı Mekke'de ve Duhan
suresinden sonra nazil olmuştur. Sure, adını yirmisekizinci ayette geçen
"câsiye" kelimesinden almaktadır. Ayette belirtildiği üzere,
câsiye"diz çöken" demektir.Casiye suresi, Allah'ın varlığı ve birliğinin
delilleri üzerinde durmaktadır. Bunun için çeşitli deliller göstermektedir. Sure,
ikinci derecede de insanların yaratılışı ile çeşitli hayvanların yeryüzüne
dağılışında birçok deliller olduğunu vurguluyor. Surede ayrıca, müşriklerin
İslam davasını nasıl karşıladıkları, İslamiyetin getirdiği deliller ve ayetlere
nasıl karşı koyduklarını, İslami gerçekler ve problemler karşında nasıl
direttiklerini delilsiz nasıl itiraz ettiklerini görmekteyiz. Bunların dışında
surede, heveslerinden başka kimseyi tanımayan bir başka gruptan daha söz edilmektedir. |
46 |
el-Ahkâf |
Surenin on,
onbeş ve otuzbeşinci ayetleri hariç geri kalanı Mekke'de nazil olmuştur. Sure,
yirmiyedinci ayetinde söz konusu edilen Âd kavminin bulunduğu bölge olan Ahkâf'tan
adını almıştır. Sure Ha-Mim şeklinde huruf-u mukattaa ile başlayan yedi surenin
sonuncusudur. Otuzbeş ayetten ibaret olan Ahkaf suresi üçyüzkırkdört kelime ve
ikibinüçyüz harften meydana gelmiş olup fasılaları nûn ve mim harfleridir. Bu sure
Mekke'de nazil olduğu için daha çok imanî ve akîde konularını ele
almıştır. |
47 |
Muhammed |
Otuzsekiz ayet,
beşyüz kırk kelime ve ikibin üçyüz kırkdokuz harften ibarettir. Fasılası elif ve
mim harfleridir. Medeni surelerden olup Hadîd suresinden sonra nazil olmuştur. Adını
ikinci ayetinde geçen, Peygamber Efendimiz'in adından almaktadır. Ayna zamanda Kıtal
(savaş) Suresi adıyla da anılmaktadır. Bu isim de, savaştan söz eden, yirminci
ayetten alınmıştır. İslam savaş hukukunun temelleri, bu sure ile atılmaya
başlamıştır Allah Teala, savaşta ve sonrasında müslümanların davranışlarını
şekillendirecek kuralları serdederken, aynı zamanda, İslam'ın savaşa bakışı ve
Allah Teala'nın kafirlere karşı savaş ilan edişinin hikmeti de insanlığa tebliğ
edilir. |
48 |
el-Fetih |
Medine'de,
Hudeybiye antlaşmasından sonra Hicret'in altıncı yılında nazil olmuştur. Yirmidokuz
ayet, beşyüzaltmış kelime, ikibindörtyüçotuzüç harftir. Fasılası Elif harfidir.
Adı surede geçen Feth kelimesine dayanır: "Biz sana apaçık bir fetih
müjdeledik." (Ayet I). Fetih; bir yeri almak, zaptetmek, ele geçirmek demektir.
Surenin konusu, kendisinden önce yer alan Muhammed suresindeki gibi savaş ve fethin
müjdelenmesidir. Sure, müslümanların geleceğine dair müjdeler ihtiva eder. |
49 |
el-Hucurât |
Medine'de nazil
olmuştur. Sekiz ayet, üçyüzkırk kelime, bindörtyüz yetmişaltı harftir. Fasılası
Mim ve Nun'dur. Surenin adı dördüncü ayetinde geçen "hucurat" (odalar)
kelimesinden gelmektedir. Hucurat suresi, mü'minler arasında ve Hz. Peygamber'e karşı
davranış kurallarını, adab ilkelerini belirtmektedir. |
50 |
Kaf |
Kırkbeş ayet;
üçyüzyetmişbeş kelime ve bindörtyüz yetmişyedi harftir. Fasılaları be, cim,
dâl,râ, sâd ve zı harfleridir. Mekke'de inen sure, ismini başındaki hurûfu
mukatta'dan olan "kâf" harfinden almaktadır. Sure, ölümden sonra diriliş
konusunu işlemekte olup burada ele alınan meselelerinhepsi bu konuyla iç içedir. Konu
işlenirken meseleler şöyle sıralanır: 1- Müşriklerin ölümden sonra dirilmeyi
inkar etmeleri, 2-Ölümden sonra dirilmenin delilleri, 3-Ölümden sonra dirilmeyi inkar
eden geçmiş kavimlerin başına gelen musibetler, 4-Ölüm ve diriliş. |
51 |
ez-Zâriyât |
Altmış ayet,
üçyüz yetmiş kelime ve bin ikiyüzseksenaltı harftir. Fasılası elif, kaf, fa, min
ve nun harfleridir. Mekkî surelerden olup, Ahkaf suresinden sonra nazil olmuştur.
Adını birinci ayetinin ilk kelimesi olan "ez-Zâriyât" tan almıştır.
Zâriyat kelimesi, zâriyetün kelimesinin çoğuludur ve şiddetli rüzgar demektir.
Zariyat suresinde, insanların duygu ve düşüncelerine çeşitli sırlarla hitab
edilmektedir. Ondan sonra Tevhid inancı ve ahiret duygusu aşılanmaktadır. |
52 |
et-Tûr |
Kırkdokuz
ayet, üçyüzoniki kelime ve binbeşyüz harften ibarettir. Basralılar kırksekiz,
Hicazlılar ise kırkyedi ayet olduğu görüşündedirler. Mekkî surelerden olup, Secde
suresinden sonra nazil olmuştur. Adını, ilk ayetini oluşturan ve Musa (a.s.)'ın Allah
Teala'dan vahiy aldığı Medyen'deki bir dağın adı olan Tûr kelimesinden almıştır.
Surenin üslubundan nazil olduğu zamanın, İslam'a karşı itirazların yapıldığı,
Peygamber (s.a.s.)'e karşı yoğun iftira kampanyalarının yürütüldüğü, ancak
işkence ile yıldırma gayretlerinin henüz yoğun bir hal almadığı bir dönem olduğu
anlaşılmaktadır. |
53 |
en-Necm |
Altmışiki
ayet, üçyüz altmış kelime ve bin dörtyüz beş harften ibarettir. Fasılası, elif,
nun, vav, te, ya harfleridir. Mekkî surelerden olup, İhlas suresinden sonra nazil
olmuştur. Otuz ikinci ayeti Medenî'dir. Adını ilk ayetinde geçen "necm"
kelimesinden almıştır. Ancak bu kelimenin surenin muhtevası ile doğrudan bir ilgisi
yoktur. Rivayetlerden surenin risaletin beşinci yılında nazil olduğu
anlaşılmaktadır. Sure, müşriklerin Peygamber (s.a.s.)'e yönelttikleri
itirazlarının asılsız olduğunu, onun bir peygamber, okuduklarının ise Cibril
vastası ile indirilmiş Allah kelamı olduğunu ve Allah'dan başka tapılanların
anlamsızlık ve güçsüzlüklerini ulvi bir ahenkle sıralanmış ayetlerle ortaya
koyuyor. |
54 |
el-Kamer |
Ellibeş ayet,
üçyüzkırkiki kelime, bindörtyüzonüç harften ibarettir. Fasılası tâ
harfidir. Sure, hicretten önce müşriklerin mucize istemeleriyle ayın yarılması
mucizesi gösterilmiş fakat inkarcılar sihir olduğunu ileri sürüp mucizeyi
yalanlamaları sonucu nazil olmuştur. Sure, adını birinci ayette geçen
"el-Kamer" kelimesinden alır. Sure, başından sonuna kadar peygamberleri
yalanlayanların içinde bulundukları korku, kalplerinin sarsılması ve onlara karşı
takınılacak tavırlarla doludur. Buna karşı müslümanların huzur ve güven içinde
oldukları belirtilir. Surede birbirini izleyen bölümler halinde peygamberleri
yalanlayanların başına gelen azab ve kötülük sahneleri anlatılarak insanların
düşüncelerine hitab edilir. Onların gerçeklerden kaçmalarına karşılık Allah
onlara azab ve tehditle sarsmakta, sonuçta ise hidayete ermiş müslümanlara müjdeler
vermektedir. |
55 |
er-Rahman |
Yetmiş sekiz
ayet, üçyüz ellibir kelime ve bin üçyüz otuzaltı harften ibarettir. Fasılası ra,
mim ve nun harfleridir. Adını, birinci ayetini oluşturan Allah Teala'nın isimlerinden
olan "er-Rahmân" kelimesinden almıştır. Sure, insanlarla birlikte, irade ve
sorumluluk sahibi varlıklar olan cinlere de hitab eden Kur'an'daki tek suredir. Surenin
özellikle ön plana çıkan ayrı ve dehşetengiz bir ahengi vardır. Sure, konuları bir
hitap tarzı ile ele almakta, coşku ve belagat dolu bir akış içerisinde, Allah'ın
kudretinin mükemelliği, O'nun her şey üzerinde yaymış olduğu mutlak hakimiyeti
müthiş bir tablo halinde gözler önüne serilmektedir. Allah'a tabi olarak işlenen
iyilik karşılığında mükafat olarak vaadedilen Cennet'in bir tasviri yapılmakta ve
isyan etmenin karşılığında kazanılan Cehennem azabı ile insan ve cinler topluca
uyarılmaktadır. |
56 |
el-Vâkıa |
Doksanaltı
ayet, bin ikiyüz yetmişsekiz kelime ve yedi bin elliüç harftir. Fasılası lam, elif,
be, dal, mim, nun, he harfleridir. Vakıa suresi Mekke'de nazil olmuştur. 81 ve 82.
ayetlerinin Medine'de nazil olduğu rivayet edilmektedir. Rahman suresi ile kuvvetli bir
bağı vardır. Adını, birinci ayetteki vâkıa kelimesinden almıştır. Vakıa,
olay, savaş, çarpışma ve bela demektir. Ayette ise, kıyamet olayı, sayhası,
hadisesi anlamındadır. Surenin konusu vâkıa yani ahirettir. Genel olarak tevhid,
ahiret ve Kur'an bu surenin konusu olmaktadır. Sureye vâkıa, kıyamet olayı ile giriş
yapılmaktadır. |
57 |
el-Hadîd |
Yirmidokuz
ayet, beş yüz kırk dört kelime, bin dörtyüz yetmişdört harften meydana gelir.
Fasılası be, dal, ra, ze, mim ve nun harfleridir. Sure adını yirmi beşinci ayetinde
geçen demir anlamındaki "hadid" kelimesinden almıştır. Mekkî mi Medenî mi
olduğu konusunda ihtilaf olmasına rağmen surenin Medenî olduğuna dair görüş daha
kuvvetlidir, ulemanın çoğunluğu da bu görüştedir. Rivayetler surenin Uhud
savaşından sonra Hudeybiye antlaşması öncesi hicri 4-5 yılların da nazil olduğu
yolundadır. Sure genel olarak müslümanları terbiye etmeyi hedef almakta, onlara İslam
toplumunu oluşturacak insanların ne gibi özellikler taşıması gerektiğini
öğretmekte. Kur'an'ın genelinde olduğu gibi bu emirleri ahiretteki ceza ve mükafatla
desteklemekte, onlara Allah'ın azabını hatırlatmaktadır. |
58 |
el-Mücadele |
Yirmi iki ayet,
dörtyüz doksanüç kelime ve bindokuzyüz doksaniki harften ibarettir. Fasılası dal,
zel, ra, ze ve mim harfleridir. Medenî surelerden olup, Hicretin beşinci yılında
meydana gelen Hendek gazvesinden sonra, Münafıkûn suresinin peşinden nazil olmuştur.
Adını, bir kadının, kocasının zıharda bulunmasını Resulullah (sas)'a şikayet
edişini ve bir çözüm bulması için onunla tartışmaya girişini anlatan ilk ayetteki
"tucâdiluke" ibaresinden almıştır. Surenin ilk ayetleri bu olay üzerine
nazil olmuştur. Sure, yeryüzünde İslam'ın gerçeklerini yayarak hakim kılmak için
terbiye edilip, bu faaliyetlere hazırlanan Medine İslam toplumunun yetişme
safhalarından birini ele almaktadır. Müslümanların bizzat kendileriyle alakalı olan
bir takım meselelerine çözümler getiren sure, onları İslam ahlakıyla ahlaklanma ve
onun hükümlerine tam anlamıyla teslim olma konusunda titiz davranmalarını
tenbihlemektedir. |
59 |
el-Haşr |
Medine
döneminin dördüncü yılı Rebiülevvel ayında nazil oldu. Sure, yirmidört ayet,
dörtyüzkırkbeş kelime, binbeşyüzotuz harften meydana gelir. Adını ikinci ayetinde
geçen, Benû Nadir yahudilerinin sürgününü ifade eden "haşr" kelimesinden
almaktadır. Nadiroğullarından bahsettiği için bu sureye "Nadir suresi"de
denir. Surenin iniş nedeni, Nadiroğulları yahudilerinin sözleşmelerinden dönerek
müslümanlar aleyhinde Medine'ye saldıran müşrik ordusuna yardım etmeleri ve bununla
da kalmayıp Hz. Peygamber'e suikast düzenlemeleri yüzünden müslümanlarla
yaptıkları savaştır. Sure bu savaşı ve neticesini konu edinir ve ardından
müslümanları ahlaki yönden eğiten ayetten gelir. Son bölümdeki ayetler de Allah'ın
sıfatlarını anlatır. |
60 |
el-Mümtehine |
On üç ayet,
üçyüzkırksezik kelime ve bin beşyüz on harften ibarettir. Fasılası lam, mim, nun,
ra ve dal harfleridir. Ahzab suresinden sonra, hicretin yedinci yılında nazil oldu.
Adını onuncu ayetinde geçen imtihan kelimesinden almıştır. Mumtehine imtihan
kelimesinin ismi fâilidir. Bu sure, Medine'de ilahi nizam çerçevesinde oluşturulan
İslam toplumunu, her türlü dünyevi bağlılıklardan koparıp, Allah'ın dilediği
seçkin bir topluluk yapma yolunda uygulanan ilahi metodun halkalarından bir halkadır.
Sure, müslümanlara, Allah'a iman prensibi etrafında toplanılarak öteki bütün
dünyevi bağların kopartılıp atılmasının, Allah'tan yana olup, O'nun sancağı
altında bir araya gelinmesinin tevhidi bir gereklilik olduğunu bildiriyor. |