SIRA NO | SURE İSMİ | SURE BİLGİSİ |
1 | el-Fatiha | Fatiha, "açılacak şeylerin başı, ilk açılacak yer" demektir. Mukabili "hatime" dir. Bu sureye, Allah kelamının başında bulunduğu yahut namazda ilk okunan sure veya tümüyle ilk inen sure olarak Fatiha Suresi denilmiştir. Çoğunluğun görüşüne göre Mekkî'dir ve yedi ayettir. Besmelenin sureden olup olmadığı ihtilaflıdır. Surenin yirmiden fazla adı vardır. En meşhurları; Fatiha, Ümmü'l Kitap (Kitabın anası), Ümmü'l-Kur'an, Seb'ul-Mesânî (tekrarlanan yedi), el-Hamd (konuşma dilinde Elham)'dır. Surenin fasılası Nûn ve Mim harfleridir. Bazı alimlere göre Fatiha suresi, Kur'an'ın bir özetidir. Tevhid, ahirette ceza ve mükafat, sadece Allah'a ibadet, sırat-ı müstakim yani hidayet ve saadet yolu, geçmiş toplulukların ibret alınacak kıssalarını hedef edinen Kur'an'ın bu ilk suresinde bütün bunlara temel teşkil eden hususlar vardır |
2 | el-Bakara | Kur'an-ı Kerim'in ikinci ve en uzun suresi. Medine'de ilk nazil olan suredir. Kur'an'nın en son inen ayeti de bu surenin 281. ayeti olduğu için tamamlanması onbir yıl sürmüştür. Ayet sayısı ikiyüzseksenaltı, kelimeleri altıbinyüzyirmi, harfleri yirmibeşbinbeşyüzdür. Fasılaları mim, nûn, dâl, be, re, kâf, lâm harfleridir. Medine'de inmesi ve en uzun sure olmasından dolayı, İslami hükümlerle ilgili birçok konuları ihtiva etmektedir. Fatiha suresi Kur'an'ın bir özeti olarak kabul edilirse, Bakara suresi de Kur'an'ın bir tafsilidir. Bakara suresi adını 67-71. ayetlerde geçen "Bakara" kelimesinden almıştır. Bakara kelimesi Bakar'dan gelmektedir ki sığır (inek) demektir. Sureye adını veren olay, Hz. Musa (a.s.) döneminde meydana gelmiştir. Zira altmış yedinci ayette Hz. Musa kavmine bir inek kesmelerini söylediği zaman, bunu çok garipseyerek "Sen bizimle alay mı ediyorsun?" demişlerdi. |
3 | Âl-i İmrân | Sure, Medine'de nazil olmuştur. Surenin 33. ayetinde Musa (a.s.)'ın babası İmran'dan bahsedildiği için "İmran Ailesi" anlamına bu adı almıştır. Bu sure, hicretin ikinci yılında meydana gelen Bedir şavaşı sonrasıyla üçüncü yılında vukûu bulan Uhud savaşını konu edinip Müslümanların Medine-i Münevvere'deki hayatlarından bazı bölümlerin dile getirildiği iki yüz ayetten ibarettir. |
4 | en-Nisa | Yüz yetmiş altı ayet, üç bin yediyüz kırkbeş kelime ve ondörtbin beşyüzotuzbeş harften ibarettir. Fasılası elif, lam, mim ve nun harfleridir. Medenî surelerden olup, nüzul sırası Mümtehine suresinden sonra gelmektedir. Bazı bölümlerinde kadınlarla alakalı hükümlerden bahsedildiği için bu adı almıştır. Bakara suresinden sonra Kur'an'ın en uzun suresidir. Nisa suresi, Uhud savaşının peşinden başlayarak hicri sekizinci seneye kadar uzanan bir zaman zarfında bölüm bölüm nazil olmuştur. Sure, Al-i İmran ve Bakara surelerinde olduğu gibi teşekkül etmekte olan İslam toplumunun karşılaştığı problemlerin çözümünü içermektedir. |
5 | el-Mâide | Medenî surelerdendir. Yüz yirmi ayet, bin sekizyüzdört kelime ve onbirbin dokuzyüz otuzüç harften ibarettir. Fasılaları, ra, lam, nun, ba, dal harfleridir. Hudeybiye gününden başlayarak peyderpey nazil olmuştur.. Nuzul sırası Fetih suresinden sonradır. Adını yüz on ikinci ayetinde geçen "mâide" kelimesinden almıştır. Bu adı almasının özel bir sebebi yoktur. Maide isminin ayette geçiş şekli şöyledir. "Hani, havariler: "Ey Meryem oğlu İsa! Rabbinin, gökten bize bir sofra (maide) indirmeye gücü yeter mi?" demişlerdir...!" Sure; Ukud, Munkıze ve Müba'sire adlarıyla da anılmaktadır. |
6 | el-En'âm | Kur'an-ı Kerim'in altıncı suresi, Mekke'de bir defada nazil olmuştur. Ancak; 91, 92, 93 ve 151, 152, 153. ayetlerin Medine'de indiği rivayet edilir. Surenin bütün 165 ayet, üçbinelliiki kelime, onikibinikiyüzkırk harften ibarettir. Fasılası; nun, mim, lâm, zâ, râ harfleridir. En'am suresinde Allahu Teala, şirki terkederek, tevhid'e, ahirete imana çağırır; batıl inançları yok eder; temel ahlak ilkeleri koyar; Hz. Peygamber'e yöneltilen itirazlara cevap verir; Resulullah ve müminleri teselli eder, kafirlere uyarı ve tehditlerde bulunur. Hz. İbrahim (a.s.)'in kıssasına yer verir; kitap, hüküm ve nübüvvet verilen seçkin kulları (peygamberleri) zikreder. Bu sure Mekke'de inen diğer sureler gibi Allah'a ve Peygamber'e imanı kökleştiren, tevhid inancını aşılayan, cahiliye devrinden gelen bozuk inanç ve kanatlari sarsan, insanları varlıklar üzerinde düşünmeye çağıran özelliklere sahiptir. |
7 | el-A'râf | İkiyüzaltı ayettir. Mekke'de nazil olmuştur.İbn Abbas ve Mukatil'den yapılan bir rivayete göre 163-172 ayetleri Medine'de inmiştir. A'râf suresi, ikiyüzaltı ayet, üçbinüçyüzyirmibeş kelime, ondörtbinon harften ibarettir. Fasılaları mim, nûn, lâm ve dal harfleridir. Konusu baştan başa akîdevî olan ve En'âm suresinden sonra gelen bu sure, Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. Akîde konusu bu surede insanlık tarihi ile birlikte başlamış, insanları birbiri ardı sıra kuşak kuşak ele alarak karşılaştırmıştır. Tarihi seyirle izlenen insan kitleleri, Cennet'e layık olup Allah resullerinin izini takip edenler ve Cehennem'e layık olup şeytanın adımlarını takip edenler olmak üzere bu sure içinde sınıflandırılmıştır. |
8 | el-Enfâl | Yetmişaltı ayet, binikiyüz kelime, beşbinikiyüz doksan dört harftir. Fasılası, nun, mim, ba, ra, ta, kaf ve dal harfleridir. Medine'de Bakara suresinden sonra nazil olmuştur. Sure, İslam ile şirk düzeni arasındaki Bedir gazvesinden (Furkan gününden) sonra hicri ikinci yılda vahyedilmiştir. "Enfal" harp ganimetleri demektir. Enfal suresi, Bedir gazvesinde ele geçirilen ganimetlerin paylaşımında ihtilaf çıkması üzerine; bir diğer görüşe göre, genç müslümanların çarpışmada önceliklerinin olması ve ihtiyarların geri kalmalarından, gençlerin daha fazla ganimet istemeleri, ihtiyarların da eşit seviyede bölüşümü istemeleri üzerine; yahut Bedir'de hazır bulunmayanlardan sekiz kişiye Resulullah'ın hisse vermesi yüzünden bazı ashabın, bu kişilerin savaşa katılmadıkları ve ganimeti hak etmediklerini söylemeleri üzerine nazil olmuştur. Sure, Bedir savaşına ait hükümleri, ganimeti konu olmasına rağmen, müminlerin vasıflarına değinerek esas olarak cihadın anlamını da ihtiva etmektedir. |
9 | et-Tevbe | Yüzyirmidokuz ayet, ikibin dörtyüz yetmişdokuz kelime ve onbinseksenyedi harften ibarettir. Fasılası be, ra, mim ve nun harfleridir.Medenî surelerden olup, Maide suresinden sonra Hicri 9. yılda nazil olmuştur. Adını yüzikinci ayetinde geçen "tövbe" kelimesinden almıştır. Tamamen istisnai bir durum olarak, diğer surelerde olduğu gibi bu surenin başında besmele yoktur. İlk ayetler, müşriklere karşı sert bir ültimatom niteliğinde olduğu için içinde Allah Teala'nın Rahman ve Rahim sıfatları bulunan besmele ile başlamak uygun görülmemiştir. Besmele ile başlamamasının muhtemel bir sebebi de muhteva açısından bütünlük oluşturduğu Enfâl suresi ile tek bir sure olarak kabul edilmesidir. Tövbe suresinin müstakil bir sure olduğu kesindir. Sure, müşriklere karşı mücadelede takip edilecek metodu ve onlarla olan anlaşmaların geleceği hakkında hükümleri ortaya koymaktadır. |
10 | Yûnus | Yüzdokuz ayet, bin sekizyüz oturiki kelime ve beşbin beşyüz altmışyedi harften ibarettir. Fasılası lam, mim ve nun harfleridir. Mekki surelerden olup, İsra suresinden sonra nazil olmuştur. 40, 94, 95. ayetleri Medine'de inmiştir. Surede başından sonuna kadar Hz. Muhammed'in gerçek peygamber olduğuna inanmayan, ona çeşitli iftira ve yakıştırmalar yaparak düşman olan müşriklere kainattan ve daha önceki milletlerin başlarına gelenlerden örnekler vererek kendilerine gelen bu peygambere inanmaları gerektiği uyarısı yapılıyor, inanmadıkları taktirde ahirette başlarına gelecek azab hatırlatılıyor; bu arada ona inanan Müslümanlar çektikleri bu sıkıntılar karşısında ahiret hayatında ödüllendirilecekleri müjdesi verilerek dirençleri arttırmak isteniyor; Hz: Peygamber'e bizzat hitab eden ayetlerde müşriklerle yaptığı sözlü mücadelede ona yön veriliyor ve onları istekleri ve baskıları karşısında teslim olmaması, bunu yaparsa şiddetli bir cezaya çarptırılacağı konusunda uyarılıyor. Allah'ın kainatta ve ahiret hayatında tek egemen güç olduğu, O'nun çeşitli sıfatları zikredilerek hatırlatılıyor. |
11 | Hûd | Yüzyirmiüç ayet, bin yediyüz onbeş kelime, yedibinaltıyüz beş harftir. Mekkîdir. Ayet sonlarına ahenk veren fasıla harfleri: Be, Dal, Zel, Ra, Ze, Sad, Tı, Zı, Kaf, Lam, Mim-Nun'dur. Sure, adınıelli ila altmışıncı ayetler arasında kıssası zikredilen Hz. Hûd'dan almıştır. Mirac'tan sonra inen sure, Kur'an sureleri içinde Miûn bölümünde yer alan yüz ayeti geçkin surelerdendir. Ana konusu, davet, korkutma, uyarma, Allah'ın kitabı ve Nuh, Hûd, Salih, Lut, Şuayb, Musa Peygamberlerin kıssalarıdır. |
12 | Yûsuf | Yüzonbir ayet, bin yediyüz altı kelime, yedibin yüzaltmışaltı harftir. Fasılası nun, mim, ra, lam ve elif harfleridir. Sure, Mekke döneminin sonlarında, Kureyş'in Hz. Peygamber'i öldürme, sürgün etme veya hapsetmeyi planladığı bir dönemde nazil oldu. Hz. Muhammed'e, "Madem ki Allah sana herşeyi öğretiyor, o halde bize haber ver; İsrailoğuları niçin Mısır'a gidip yerleştiler?" diye bir soru sordular. Onların düşüncesine göre Muhammed (s.a.s.) bu soru karşısında sıkışıp kalacak, doğru dürüst cevap veremeyecekti. İşte Yûsuf suresi bu olay üzerine nazil oldu ve Hz. Peygamber hemen orada onların tüm planlarını alt üst etti. Adını, başından sonuna kadar Hz. Yûsuf'un kıssasını konu aldığı için onun adından almıştır. Allah'ın, "kıssaların en güzeli" olarak tanıttığı Hz. Yusuf kıssası surenin tamamını içine alıyor. |
13 | er-Ra'd | Kırküç ayet, sekizyüz ellibeş kelime ve üçbin beşyüz altı harften ibarettir. Fasılası nun, be, dal, ra, lam, ayn, ve kaf harfleridir. Adını onüçüncü ayetinde geçen "er-ra'd" (gök gürültüsü) kelimesinden almış olup , bu adı alışının özel bir sebebi yoktur. Nerede nazil olduğu hakkında müfessiler arasında ihtilaf vardır. Bazılarına göre Mekkî, diğer bazılarına göre Medenî'dir. Surenin ele aldığı konular ve uslubu incelendiği zaman Mekkî olduğu kanaatının doğruluğu güç kazanmaktadır. Sure diğer Mekkî surelerin tamamında olduğu gibi, inanç ve onunla alakalı meselelerin tahlil edilerek, Allah'ın birliği, Rububiyyetinde ortaksız oluşu ve O'nun insanlara dünya ve ahiret saadeti için göndermiş olduğu dinin tabi olmak açısından eşsizliği, kalpleri ve ruhları etkileyen güçlü ilahi bir uslupla gözler önüne serilmektedir. |
14 | İbrâhim | Elli iki ayet; sekizyüz ellibeş kelime, üçbin dörtyüzotuzdört harftir. Fasılaları dâl, mîm, râ, bâ, nûn, zı,za, sâd, hemze ve lâm harfleridir. Mekke'de inen surenin adı Hz. İbrahim (a.s.)'ın şanını yüceltmek, hatırasını anmak için onun isminden almıştır. Surede Hz. İbrahim'den ve onun duasından bahsedilmektedir. Surenin temel konusu peygamberlik müessesesidir. Bu konunun çevresinde tevhit ve ahiret inancından da söz edilmektedir. |
15 | el-Hicr | Mekke'de nazil olmuştur. Sadece seksen yedinci ayeti Medine'de inmiştir. Doksandokuz ayet, altıyüz ellidört kelime ve bin yediyüz yetmişbir harftir. Fasılaları, Lâm, mim ve Nûn'dur. 80-84. ayetlerinde Hicr halkından bahsettiği için bu ismi almıştır. Surenin konusu, çeşitli dönemlerde peygamberleri yalanlayanların uğradıkları akibettir. İşlenen konuların tamamı bununla bağlantılıdır. |
16 | en-Nahl | Yüzyirmi sekiz ayet, binsekizyüz kırkbir kelime ve yedi bin yediyüzyedi harften ibarettir. Mekkî surelerden olup, Kehf suresinden sonra nazil olmuştur. Son üç ayeti Medenî'dir. Fasılası, ra, mim, ve nun harfleridir. Adını, altmışsekizinci ayetinde geçen, arı anlamındaki "Nahl" kelimesinden almıştır. Genel üslubundan, Mekke döneminin sonlarına doğru nazil olduğu anlaşılmıştır. Bu sure de, diğer Mekkî surelerde olduğu gibi, büyük itikadi konuları işlemektedir. Uluhiyet mevzuuna dokunmakta, vahiy meselesine temas etmekte ve öldükten sonra dirilişi ele almaktadır. Ancak, bu belli başlı konuların yanısıra, konuyla yakından ilgili bir çok noktalara temas etmektedir. |
17 | el-İsrâ | İlk ayetinde Peygamberimizin Miracından bahsedildiği için "gece yürütmek" anlamına gelen "İsra" adını almıştır. Bu sureye "Subhan" ve "Benû İsrail" süresi de denilmiştir. Ayetlerinin sayısı, Kûfelilere göre 111, diğerlerine göre 110'dur. 26, 32, 33 ve 57. ayetlerle 73-80 arası ayetler, Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir. Kelime sayısı binbeşyüzaltmışüç, harf sayısı ise altıbindörtyüz altmıştır. Ayet sonlarına ahenk veren fasılaları "elif" ve "râ" harfleridir. Sure, Allah'ı bütün noksan sıfatlardan tenzih (tesbih) ederek başlar; O'na hamd ederek son bulur. Surenin Mekke'de inen bölümünde iman, edep, ahlak esasları ağırlıktadır. Surede Allah'ın yüceliği, bütün noksan sıfatlardan münezzeh oluşu, O'nun sonsuz nimetlerine karşı hamd ve şükrün gereği defalarca tekrarlanır. Surenin Medine'de inen ayetleri hüküm ağırlıklıdır. |
18 | el-Kehf | Bir bölümünde ashâb-ı kehf'den bahsettiği için bu adı almıştır. Mekke'de nazil olmuştur. Yüzon ayet, binbeşyüzyetmişyedi kelime ve altıbin üçyüzaltmış harften ibarettir. Ayet sonlarına ahenk veren fasılası "elif" harfidir. Yirmisekizinci ayetin Medine'de indiği rivayet edilir. Kehf, dağda geniş mağara anlamanı gelir. Surede üç önemli kıssa yer alır. Ashâb-ı Kehf, Musa ve Hızır (a.s) kıssası ve Zülkarneyn kıssası. Surede dünya nimetlerinden, ahiret azabından, müşriklerin Hz. Peygambere sorularından, imanı güçlendirecek güzel örneklerden bahsedilir. |
19 | Meryem | Doksan sekiz ayet, dokuzyüz altmışiki kelime ve üçbin sekizyüziki harften ibarettir. Fasılası, elif, dal, mim ve nun harfleridir. Mekkî surelerden olup, Fatır suresinden sonra nazil olmuştur. Elli sekiz ve yetmiş birinci ayetleri Medenî'dir. Adını onaltıncı ayetinde geçen Meryem kelimesinden almıştır. Surenin gayesi, Mekke'de inen diğer surelerde olduğu gibi, Yüce Allah'ın kendisine layık olmayan şeylerden uzak olduğunu ifade ederek, tevhid inancını yerleştirmek, öldükten sonra dirilmeyi ve ahirette hesaba çekilmeyi ispat etmektir. |
20 | Tâhâ | Mekke'de inmiş olup 135 ayetten ibarettir. 130, 131. ayetler Medine'de inmiştir. Bu sure Hz. Peygamber'e hitapla başlayıp, yine O'na hitapla son bulmaktadır. İki harften ibaret olan "Tâ Hâ" sözcüğü müteşabih ayetlerden olup gerçek anlamını ancak Allah bilir. Surenin akışı iki ana bölüme ayrılabilir. İlk bölümde Hz. Peygamber'e yöneltilen hitap yer almakta ve Yüce Allah'ın seçip peygamber yaptığı kullarına sıkıntı çektirmediği ve buna örnek olarak da daha önce yaşanmış olan Hz. Musa'nın hayatı ve kıssası sunulmaktadır. İkinci bölümde ise kıyamet sahneleri ve Hz. Adem (a.s.)'ın kıssası yer almaktadır. Surenin sonu ise başı gibi benzer bir uslupla noktalanmaktadır. |
21 | el-Enbiyâ | Mekke'de nazil olan bu surenin ayetleri yüzoniki; kelimeleri binyüzaltmışsekiz; harfleri dörtbinsekizyüzdoksan; fasılası mîm ve nûn harfleridir. Sure, bazı peygamberlerden ve onların kavimleri ile olan münasebetlerinden söz ettiği için bu ismi almıştır. "Enbiya"; "nebî" kelimesinin çoğuludur. Enbiya suresi tevhid yani Allah'ın varlığı ve birliği, peygamberlik ve peygamberler, ölümden sonra dirilme ve hesaba çekilme ile ahiret hayatı gibi sahaları çok geniş olan inanç esaslarını içerir. |
22 | el-Hacc | Yetmişsekiz ayet, binikiyüzdoksanbir kelime, beşbinikiyüzbeş harften meydana gelir. Fasılası hemze, cim, dal, ra, ze, zı kaf, lam ve nun harfleridir. İçerisinde hacdan ve onun bazı hükümlerinden sözedildiği için "hacc" suresi adını almıştır. Ayetlerin bir kısmı Mekkî, diger bir kısmı da Medenî'dir. Surede kıyametin dehşeti; insanın ilk yaratılışında ve tabiatın her yıl canlanışında olduğu gibi ölülerin de tekrar dirileceği; tek Allah'a inanmak gerektiği; inkarcıların ise azaba uğrayacakları birdirilmekte; ayrıca, haccın hükümleriden, Kabe'den, Allah'ın verdiği rızıklardan, inkarcı toplumların acı akibetlerinden, cihada izin verilmesinden, Allah yolunda gidenlerin mükafatlarından, Allah'ın yüce kudretinden ve insanın acizliğinden bahsedilmektedir. |
23 | el-Mü'minûn | Yüz onsekiz ayet, bin sekiz yüz kırk kelime ve dört bin sekizyüz kırk harften ibarettir. Kufeliler'in dışındakiler, yüz on yedi ayet olduğu görüşündedirler. Mekkî surelerden olup, Enbiya suresinden sonra nazil olmuştur. Fasılası mim ve nun harfleridir. Adını ilk ayetinde geçen Allah'a iman edenler anlamındaki "el-Mü'minun" kelimesinden almıştır. Sure, isminden de anlaşılacağı gibi, mü'minlerin özelliklerinden bahsetmektedir. Hz. Peygamber'in getirdiği ilahi mesaja imanı ve onu bir hayat biçimi olarak kabul etmeyi kalplere yerleştirmeyi hedef almaktadır.Yani imanla ilgili hususları, nitelikleri ve delilleri anlatan bir suredir. |
24 | en-Nûr | Altmış dört ayet, binüçyüzonaltı kelime ve beşbin üçyüz otuz harften ibarettir. Fasılası be, ra, lam, mim ve nun harfleridir. Medenî surelerden olup, Haşr suresinden sonra nazil olmuştur. Adını Allah'ın nurunu tasvir eden otuz beşinci ayetinden almıştır. "Allah semaların ve yerin nûrudur." Bu sureyi celilede Nûr, kalplerde ve ruhlardaki belirtileriyle zikredilmektedir. Sure, bu belirtilerin meydana getirdiği edeb ve ahlak temellerine oturtulmuştur. Bunlar, kalbi ve hayatı aydınlatan ruhi, ailevi ve içtimai ahlaklardır. Bu belirtiler cihanşümul nura bağlanmaktadır. Bunlar ruhlardaki nur, kalplerdeki aydınlık ve vicdanlardaki berraklıktır. Hepsi bu büyük nurun parıltısıdır. |
25 | el-Furkan | Mekkî surelerdendir. Ayetleri yetmişyedi, kelimeleri bin sekizyüzyetmişiki ve harf sayısı üçbinyediyüzotuzüçtür. Sure; adını birinci ayette geçen ve "ayırmak, ayırtetmek, mühim davaları çözüme kavuşturan kesin delil, mucize gibi manalara gelen "furkan" kelimesinden almıştır. "el-Furkan" aynı zamanda Kur'an-ı Kerim'in isimlerinden birisidir. Sure, Mekke kafirlerinin Kur'an, Hz. Muhammed (s.a.s)'in peygamberliği ve getirdiği öğretilere karşı yükselttikleri şüphe ve itirazları ele almaktadır. Her itiraza uygun cevap verilmekte ve insanlar, gerçeği reddetmenin sonuçları hakkında uyarılmaktadır. Surenin sonunda, Müminûn suresinin başında olduğu gibi Resulullah'a iman eden ve onun getirdiği öğretileri izleyen insanların üstün nitelikleri, ahlaki ve manevi üstünlükleri tasvir edilmektedir. Sure, bütünü itibarıyla Resulullah (s.a.s.)'i teselli edici, tatmin ve takviye edici, ruhunu okşayan ifadelerle doludur. |
26 | eş-Şuarâ | İkiyüz yirmiyedi ayet, bin ikiyüz doksandokuz kelime ve dörtbin beşyüz kırkiki harften ibarettir. Fasılası nun, lam ve mim harfleridir. Mekke döneminin ortalarında "Vakıa" suresinden sonra nazil olmuştur. Son dört ayetin Medine'de nazil olduğu bildirilmektedir. Adını ikiyüz yirmidördüncü ayetinde geçen "şuara" (Şairler) kelimesinden almıştır. Surede, diğer Mekki surelerde olduğu gibi, Hz. Peygamber (s.a.s)'in getirdiği ayetlere karış müşriklerin takındıkları tavrın tutarsızlığı ve bu inkarcı tutumlarından dolayı başlarına gelecek felaketler zikredilerek, deliller çerçevesinde Kur'an ayetlerinin insanları kurtuluşa erdirecek birer rehber olduğu bildirilmektedir. |
27 | en-Neml | Doksanüç ayet, bin yüz dokuz kelime ve dört binaltıyüz doksandokuz harften ibarettir. Ayetlerinin sayısı, Basra ve Şamlılara göre doskandört, Hicazlılara göre ise doksan beştir. Mekkî surelerden olup, Şuara suresinden sonra nazil olmuştur. Fasılası mim ve nun harfleridir. On sekizinci ayetinde Hz. Süleyman'ın ordusuna yol veren karıncalardan bahsettiği için sureye karınca anlamında "Neml" adı verilmiştir. Diğer Mekki surelerde olduğu gibi bu surede de, insanları çarpık inançlardan kurtarıp, onlara tevhidin gerçeğini kavratmayı hedef almaktadır. Surede, eski peygamberlerin kıssalarına yer verilmekte, bununla da yalancıların başlarına gelen kötü durumları göstererk müminlerin her zaman kazançlı olan taraf olacaklarını müjdelemektedir. |
28 | el-Kasas | Mekke'de nazil olmuştur. Seksensekiz ayet, bin yüzkırkbir kelime ve sekizbinbeşyüz harften ibarettir. Fasılaları, nun, mim, lâm ve râ harfleridir. Hz. Musa'nın doğduğu andan itibaren yaşadığı alışılmamış olaylar ve Firavun'a karşı verdiği mücadeleler, peşpeşe sıralanan bir dizi halinde, bu sürede genişçe anlatıldığından ve 23. ayette "el-Kasas" kelimesi geçtiğinden dolayı bu sureye "el-Kasas" ismi verilmiştir. Kasas dilde, kıssa, hikaye ve rivayet anlamdadır. Kasas suresinin konuları başlıca şu dört başlık altında toplanabilir; Hz. Musa'nın kıssası, Hz. Musa'nın kıssasını takiben hükümler, Karun'un kıssası, Hepsinin ardından gelen son vaad. |
29 | el-Ankebût | Mekke'de nazil olmuştur. Altmışdokuz ayet, yediyüzseksenbeş kelime, dörtbinikiyüzonbir harften ibarettir. Adını kırkbirinci ayetinde geçen "Ankebût" kelimesinden almıştır. Ankebût, örümcek demektir. Ankebût suresi Mekki surelerdendir. Sure baştan sona bir tek çizgi üzerinde toplanmaktadır. Önce iman ve imtihandan söz etmekte, kaynağının ruhlarda olduğu açıklanan gerçek iman mükellefiyetlerine değinmektedir. Buna göre iman dille söylenip geçilen bir söz değil, zorluklara ve sıkıntılara karşı dayanmak ve sıkıntılarla yüklü bulunan ilahi emirleri sabırla taşımaktır. |
30 | er-Rûm | Altmış ayet, sekizyüz ondokuz kelime, üçbin beşyüz ondört harften ibarettir. Fasılası, mim, nun ve vav harfleridir. Mekkî surelerden olup, İnşikak suresinden sonra nazil olmuştur. Adını ikinci ayetinde geçen, "Rum" kelimesinden almaktadır. Surenin ilk ayetleri Bizansla İran arasında meydana gelen savaşların tevhid ve putperestlikle ilişkilendirilmesi çerçevesinde nazil olmuştur. |
KAYNAK: Surelerle ilgili daha fazla bilgi için bk. Şamil İslam Ansiklopedisi, Akit Gazetesi Yayını.