C)
KALKINMA POLİTİKALARI
1.
Türkiye’de devletin küçültülmesi yönündeki politikalar,
kamu kesimi potansiyelinin kalkınma amaçlı olarak harekete geçirilmesi
önünde engel oluşturmaktadır. Türkiye’de faiz dışı bütçenin
milli gelire oranı yüzde 21 oranında iken, AB ülkeleri ortalaması
bunun iki katından fazladır. Sosyal devletin gelişmesi ve kalkınmanın
önünün açılması için devletin küçültülmesi saplantısından
vazgeçilmelidir.
2. Devletin ekonomik ve sosyal fonksiyonlarını yeniden
kazanması ve geliştirmesi, Türkiye’nin geleceğini planlama
yetilerini yeniden kazanmasıyla mümkündür. Devletin ekonomiye müdahale
araçları güçlenmeli, ulusal egemenliğin araçları ulus ötesi
sermayenin denetimine sokulmamalı yatırımcı ve üretimci, sosyal
devlet güçlendirilmelidir. Özel sektör için yönlendirici, kamu
sektörü için bağlayıcı iktisadî planlama, bölgesel ve sektörel
bağlantıları etkin bir şekilde oluşturularak başlatılmalıdır.
Planlamanın hiyeraraşik her aşamasında, toplumun tüm
kesimlerinin örgütsel temsilcileri aracılığıyla demokratik katılımı
sağlanmalıdır.
3. Ülkemizin bilim ve teknoloji politikaları temelinde,
ulusal stratejik kalkınma programlarını uygulayabilmesi için eğitim
sisteminde, tüm çalışanların çalıştıkları alanda her türlü
üretim bilgisine sahip, araştırıcı özellikleri gelişmiş,
nitelikli insan gücünü yaratmayı hedefleyen, yapısal bir reform
gerçekleştirilmelidir. YÖK kaldırılmalı üniversitelerde
bilimsel ve yönetsel özerklik sağlanmalıdır.
4. Türkiye stratejik öngörüyle insan kaynakları
planlamasını da göz önüne alarak ulusal politikalarını
belirlemelidir. Bilim ve teknolojide yetkinleşme ve bunu ülkemiz
ölçeğinde toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme isteğiyle;
sistemik bütünlülük, siyasi kararlılık, süreklilik içerisinde
ulusal bir strateji saptamalıdır. İnsandan, yaşamdan ve emekten
yana bir sanayileşme politikasını, toplumsal bir proje çerçevesinde
tüm ilişkileri yeniden düzenleyerek ele almalıdır.
5. Madencilikte planlı ulusal bir politika belirlenmeli,
madencilik üretimine sadece ihracat kalemi olarak bakılmamalıdır.
Yaşanan krizi atlatabilmek için madenlerimiz, üretimden
pazarlanmasına kadar “boraks” örneğinde olduğu gibi kamu mülkiyetini
esas alan bir anlayışla ele alınmalı, ulusal ve uluslararası
sermayeye teslim edilmemeli, yeni yatırımlarla çağdaş
teknolojiye kavuşturulmalıdır.
6. Ülkemizde “Stratejik Ulusal Enerji Planı” acilen hazırlanmalı
ve kısa, orta ve uzun vadeli alt planlar hızla devreye sokulmalıdır.
Sektördeki tüm özelleştirmeler geri alınmalı ve tüm
imtiyazlar iptal edilmelidir. Enerjiyi ucuza üretebildiğimiz ölçüde
sanayi ürünlerimizin rekabet şansı olabileceği unutulmamalıdır.
Ucuza üretmenin birinci koşulu, ulusal kaynaklarımızın ulusal
politikalar çerçevesinde hızla değerlendirilmesinden geçmektedir.
Alternatif temiz enerji kaynaklarına yönelinmelidir.
7. Gündemde olan Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı,
yabancı sermayenin kuralsız mal, hizmet, teknoloji ve finansıyla
işleyecek; kamusal denetim mekanizmalarını yok edecek; bu anlamda
ulusal sanayiyi çökertecek, çevre ve doğal kaynakları tahrip
edecek bir yaklaşım getirmektedir. Bu Yasa Tasarısı’ ndan
vazgeçilmelidir.
8. Türkiye’de kuralsız yabancı sermayenin uygulamalarına
örnek oluşturan on sekiz adet Serbest Bölge küreselleşme
ideolojisinin bir uzantısı olup kamusal denetime ait bütün
mevzuatı dışlamakta ve sendikal örgütlenmeyi engellemektedir.
Serbest Bölgeler kaldırılmalıdır.
9. Kamu arazileri bütçe açıklarını kapatmak için,
“kaynak paketi” adı altında kelepir fiyatlarla satılmamalı;
“yurttaşlarımızın eşit yararlandırılacağı düzenlemeler”
için, kamu elinde tutulmalıdır. Kentsel toprak rantının kamuya
geri döndürülmesi sağlanmalıdır.
10. Parçacı ve yasak savıcı imar uygulamaları kaldırılmalı,
imar, gecekondu ve orman afları yasaklanmalı, su havzaları
korunmalı, “kente karşı suç” tanımı yasal ve toplumsal
yaptırımlarla güvence altına alınmalı, çevreye duyarlı imar
planları hazırlanmalıdır.
11. Deprem sonrası süreçte oldu-bittiyle önümüze dayatılan
yaşanabilir, güvenli, dayanıklı yapı üretim ve denetimi sürecini,
sermayeye ticari bir alan olarak teslim eden 595 sayılı KHK ve bu
kanuna dayanılarak Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
Kanunu’na müdahale eden 601 sayılı KHK ve bu çerçevede yürürlüğe
sokulan tüm yönetmelikler iptal edilmelidir. Kamusal denetim
etkinleştirilmelidir.
12. Tarımın tasfiyesini amaçlayan süreç, kentlere çok hızlı
bir göç dalgası yaratacak; yıkım boyutunda ekonomik-toplumsal
bir fatura oluşturacaktır. Bu nedenle dengeli kalkınma
politikaları ve bölgesel planlama ile tarımın yeniden canlandırılması
ve atıl kaynakların yeniden faaliyete geçirilmesi sağlanmalıdır.
Bu amaçla köye dönüş bir araç olarak değerlendirilmeli ve göçe
neden olan ve göçün yaratacağı olumsuzluklar tüm yönleriyle
giderilmelidir.
13. Uzun bir süredir gündemde tutulan ve “reform”
olarak getirildiği öne sürülen Yerel Yönetimler Yasa Tasarısı
ile işletmeci belediyecilik ve Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı
anlayışı çerçevesinde; kent ve imar rantlarının, özelleştirmelerin
ve kamu arazilerinin satışlarının önü açılacaktır. Yasa
Tasarısı, toplum yararına olarak yeniden düzenlenmelidir. Yerel
yönetimlerce toplumsal hizmetlere “şirket”, kentli yurttaşa
“müşteri” gözüyle bakan yaklaşımlara son verilmeli,
demokratik katılım ve kamusal denetim yaşama geçirmelidir.
14. Sanayileşmeye hem doğrudan hem dolaylı hizmet veren
ulaştırma sektörümüzde; ülkemizin jeoloji, jeopolitik ve kültürel
yapısı göz önüne alınarak, kent içi ana ulaşımları da
kapsayacak şekilde, ilke ve hedefleri ortaya koyacak uzun vadeli
ulusal ulaştırma ana planı hazırlanmalı ve buna bağlı olarak
ulusal ulaştırma politikaları belirlenmeli, demiryolu ve
denizyolu taşımacılığı özendirilmeli, kaynak israfına yol açan
otoyol projelerinden vazgeçilmelidir.
15. Toprak, özenle korunması gereken bir başka doğal
kaynaktır ve her ülkedeki varlığı sınırlıdır. Bu varlık
kamu yararına korunmalı, kapsamlı bir toprak reformu gerçekleştirilmelidir.
16. Emeğin serbest dolaşımına izin vermeyen, sadece mal
ve hizmetlerin serbest dolaşımı anlamına gelen Gümrük Birliği’ne
ilişkin Ortaklık Konseyi Kararı gözden geçirilmelidir. Dünya
Ticaret Örgütü ve OECD bünyesinde yürütülen hizmet
ticaretinin serbestleştirilmesi çalışmaları askıya alınmalıdır.
GATS 1994 Anlaşmaları içinde kalkınma politikalarına aykırı düzenlemelerin
yeniden müzakere edilmesi için uluslararası girişimlerde
bulunulmalıdır.
17. İthal edilen malları ülkemizde üretmeye, ihracatı
arttırmaya yönelik yatırım projeleri teşvik edilmelidir.
18. İthalatı denetleyebilmek ve lüks tüketim malları
ithalatını caydırabilmek için tarife dışı engeller kullanılmalıdır.
Özellikle demir çelik ve tekstil hammaddesi ithalatında ihtisas gümrüklerine
işlerlik kazandırılmalıdır.
19. Rekabet Kurulu imalat ve hizmet sektörlerindeki işletmelerin
minimum etkin ölçekte çalışmalarını sağlayacak firma birleşme,
yatırım koordinasyonu yeni firmaların sektöre girişini sağlayacak
teşvik veya zorlaştırma gibi uygulamalar yapmalıdır.
20. İhracatın bileşimi yüksek katma değerli ürünler
lehine değiştirilmeli, bu yönde sanayi, finansman ve teknoloji
planlaması yapılmalıdır.
21. Banka kredilerinin dengeli kalkınmanın gerektirdiği şekilde
kullanılması sağlanmalıdır.
22. Türkiye Kalkınma Bankası ve İller Bankası gibi kamu
kalkınma ve yatırım bankacılığı, gerçek işlevleri ve kuruluş
amaçları doğrultusunda çalışır duruma getirilmelidir.
23. Bölgesel kalkınma politikaları yeniden canlandırılmalı,
bölgelerarası dengesizliklerin giderilmesi sağlanmalıdır.
|