Alevilik İslamiyet'in içinde değil
Haarlem Alevi Dernegi
Haarlem Alevieten Vereniging

Home | Turkce | Contact

   
 

 

 

 

DEVLET YONETİMİNDE LAİKLİK

 

Ülkemizde herkes laikliği kendi menfaatine yorumlamak eğlimi içinde.. Halbuki laiklik yorumlara açık olmaktan öte, devletlerin yönetiminde belirli prensiplerin sistemidir. Laikliği tekrar yorumlamak gibi; bir fikir, mümkün değildir.. Bu matematikte 2+2=4 ederi tekrar yorumlayalım; belki farklı sonuç çıkar demeye benzer..

Türkiye’deki bu tartışmanın sebebi, Laikliğin esaslarını yerine getirmede, devleti yönetmeye talip olmuş siyasi partilerin, Laikliği tamamıyla uygulamak yerine, kendi siyasi parti ideolojilerine göre, Laikliği diktalaştırmış olmalarıdır..

Laiklik din ve vicdan hürriyetini garanti altına almaktan ibaret değildir. Laiklik aynı zamanda bütün dinlere eşit mesafede hepsini kucaklamaktır.

O zaman kendimize soralım.. Laiklik anayasanın değişmez maddelerinden biri olmasına rağmen, Laik Türkiye Cumhuriyeti bütün dinlere eşit mesafede midir?

Evet cevabı verenlere sormaya devam edelim.. Okullarımızda din eğitimi verilmektedir, din eğitimi derken İslamiyet’in dışında okullarımızda başka dinler öğretiliyor mu?

Tabiî ki hayır! Peki; Laik Türkiye Cumhuriyeti, İslam Cumhuriyeti olmadığını sadece Türbanı yasaklayarak mı savunmaktadır?

Bu büyük bir çelişki değilmi dir?

Laikliği gerekçe göstererek Türbanın din propagandası yaptığını, bu propagandanın Laiklik prensibine aykırı olduğunu iddia eden devlet erkanımız, okullarımızda din dersi adı altında İslamiyet’in propagandasını kendisi yapmıyor mu?

Türkiye’nin %99 nüfusu Müslüman’dır, bu yüzden bu eğitim doğaldır diyenler olduğuna eminim..Bu fikri savunanlar, iste; bugünkü Laikliğin anlaşılmamasına sebep olanların ta kendileridir!

Hayır efendim..Bu savunduğunuz nüfus çoğunluğu Müslüman dır, o yüzden din dersleri yalnızca İslamiyet’i kapsamalıdır, fikri Laikliğe de demokrasiye de aykırıdır!

Hem laik olduğunu hem de demokrasi ile yönetildiğini iddia eden Türkiye Cumhuriyeti devleti, yalnızca kendini kandırmaktadır..

AB'ye girmek için nerdeyse yerlerde sürünecek hale gelmiş ülkemiz, hala AB'nin aslında ne anlama geldiğini dahi bilmemektedir..

Avrupa’da bir çok ülke, seçmeli olarak din dersini okutmaktadır.. Din dersini seçenler bütün dinleri aynı ölçüde öğrenirler.. Avrupa’nın da nüfusunun %99u Hıristiyan’dır.Ama İslamiyet’i okullarında Hıristiyan çocuklarına öğretmekteler..

Türban bir dini sembol olabilir, haçta, beş köşeli yıldızda, ay ile yıldızda dini semboldür..Okullarımızda İslamiyet’ten başka din öğretmeye yanaşmayan Milli Eğitim, acaba Haçla okula gelecek bir öğretmene de aynı Türbanlı öğretmene uyguladığı yasağı uygular mı?

Yasaklamasına AB izin vermeyeceği için, uygulayamaz..

AB’nin izin vermeme gerekçesi azınlık haklarının korunması olacaktır.Çünkü Lozan anlaşması ile Müslüman olmayan Türkler azınlık olarak kabul edilmiştir.. AB’nin en önemli maddesi ise azınlıkları çoğunluktan daha fazla gözetmesidir..

PKK’nın ve destekçilerinin neden AB tarafından korunduğunu şimdi daha iyi anlayabilirsiniz..

Kendi içinde dahi Laikliği ve demokrasiyi anlayamamış ve uygulamada ciddi çelişkiler içinde olan ülkemiz AB’nin temel prensiplerinden o kadar uzak ki, AB yi Hıristiyan Kulübü diye suçlayarak, kendi çelişkilerimizin sorumluluğunu dahi batıya yüklemekteler..

AB bir Hıristiyan kulübü olabilir..Bu tartışmaya açık bir konu.. Eğer AB Hıristiyan bir kulüpse Türkiye Cumhuriyeti İslam Devletimidir?

Eğer Türkiye Cumhuriyeti İslam Devletiyse AB’ye yani Hıristiyan Kulübüne girmek için neden bu kadar uğraşmaktadır?

Yoksa AB'ye girip Türkiye’nin dinini en kolay yoldan değiştirmenin hesabımı yapılmaktadır?

Yada AB'ye girmek için samimi değildir de sadece AB'yi siyasi partiler kendi dümen taşı halinemi döndürmüştür?

Samimiyetle sorduğum soruları Laikler,Laik olmayanlar, Din devleti isteyenler, Aleviler, Müslüman olmayanlar, okuyarak herkesin alması gereken mesajı alarak aynayı birazda kendilerine tutmalarını öneriyorum..

Dindarların AB'ye girme aşkını sadece AB’nin ne olduğunu bilmediklerine bağlıyorum.. Laiklerde gerçekte ne kadar Laik olduklarını Türbana karşı çıkarak göstermek yerine, bütün dinlere kucak açmayı içlerine sindirerek göstermeliler..

Devlet erkanımızda Laikliği tekrar yorumlamaya çalışacaklarına, yürekleri yetiyorsa, eğitimde ya bütün dinlerin eğitimini versinler yada din eğitimini okullarımızdan çıkartsınlar..

Bunu yapana kadarda hangi tarafta olursa olsun (Laik,antilaik) Laikliği kendi siyasi propagandalarına alet etmesinler..

Çünkü Yüce Atamın kemiklerini sızlatıp Türk Milletini kandırmaktan başka hiçbir şeye hizmet etmemekteler!

 

 

 

 

 

 

 

\