VİDEO-LAPAROSKOPİK APPENDEKTOMİ
Prof.Dr. Cavit AVCI
Avcı C: Video-laparoskopik appendektomi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
1:69-76, 1994
Appendektominin laparoskopik yöntemle yapılabilirliği 1980'li yılların başında
teknik olarak kanıtlanmış olmasına rağmen rutin uygulanması, mikrokameraların
laparoskoplara monte edilerek operatif laparoskopinin ufkunu genişletmesi ve
videolaparoskopik kolesistektomi uygulamalarının yaygınlaşması ile birlikte
olmuştur. Günümüzde videolaparoskopi ile gerçekleştirilen ameliyatlar arasında
appendektomi kolesistektomiden sonra ikinci sırada yer almaktadır.
1982 yılında Kurt Semm'in laparoskopik appendektomiyi alternatif cerrahi teknik olarak
sunduğu çalışmalarının yayınlanmasından bağımsız olarak, Philips Mouret 1983'de
ilk laparoskopik appendektomi vakasını yaptığını bildirmiştir. Ayrıca H.J.M. de
Kok laparoskopi eşliğinde appendektomiyi 1976 yılından beri uyguladıklarını
bildirmektedir.
Tüm bu uygulamalar 1986 yılına kadar belirli sınırlar içerisinde kalmış ve rutin
uygulamaya girememiştir. Ancak videolaparoskopinin genel cerrahiye getirdiği
motivasyondan sonra bu yöntemle appendektomi uygulamalarının bildirildiği geniş
serileri içeren yayınlarda büyük bir artış olmuştur.
Anahtar kelimeler: Appendektomi, laparoskopi, endoskopik cerrahi
VİDEOSKOPİK CERRAHİDE GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİ (2)
Op.Dr. Levent AVTAN
Avtan L: Videoskopik cerrahide görüntüleme sistemleri (2). End-Lap. ve Minimal İnvaziv
Cerrahi Derg. 1:77-80, 1994
Videoskopik cerrahide görüntüyü sağlayan cihazlar kamera, monitör, ışık kaynağı
ve teleskoptur. Geçen sayıda bu bölümde, kamera ve monitör ile video kayıt
cihazlarının temel prensiplerini tanıtıcı bir inçeleme yazısına yer verilmişti.
Bu sayıda ise görüntü elde etmede mutlak bağımlı olduğumuz cihazlardan diğer
ikisi; ışık kaynakları ve teleskoplar incelenecektir.
Gelecek sayıda videoskopik cerrahide kullanılan enerji türlerinin ve ilgili
cihazlarının tanıtımına başlanacaktır. Elektrik (HF elektrosurgery), ışık
(laser), ısı (thermal coagulation), su (water-jet, hidrodissection), ultrasound (cusa,
harmonic scalpel) gibi çeşitli enerji sistemleri kullanılarak, cerrahinin temel
manipülasyonlarından olan koagülasyon, kesme, diseksiyon işlemlerinin videoskopik
olarak nasıl gerçekleştirildiği, özellikleri, komplikasyonları ve ilgili cihazları
tanıtılacaktır.
Anahtar kelimeler: Soğuk ışık kaynağı, teleskop
EKTOPİK GEBELİK OLGULARININ TEDAVİSİNDE JİNEKOLOJİK ENDOSKOPİK CERRAHİ
UYGULAMALARI
Uz.Dr Melih ÜSTÜN, Uz.Dr. İbrahim ÇELEBİ, Doç.Dr. Moşe BENHABİB, Uz.Dr. Berk
ARSAN
Üstün M, Çelebi İ, Benhabib M, Arsan B: Ektopik gebelik olgularının tedavisinde
jinekolojik endoskopik cerrahi uygulamaları. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
1:81-82, 1994
Bu çalışmada tanı koyulduktan sonra endoloop (iki olgu), endo-GIA (altı olgu),
bipoler koterizasyon+rezeksiyon (iki olgu) ve lineer salpingostomi ile tedavi edilmiş
toplam oniki ektopik gebelik olgusu sunulmaktadır. Olguların hiçbirinde komplikasyon
görülmedi ve tüm hastalar operasyondan birgün sonra şifa ile taburcu edildi.
Çalışmamız ektopik gebelik olgularında endoskopik cerrahinin tercih edilmesi gereken
güvenilir ve hasta için yararlı bir tedavi yöntemi olduğunu desteklemektedir.
Anahtar kelimeler: Ektopik gebelik, endoskopik cerrahi, jinekoloji
İATROJENİK ÜRETER DARLIKLARINDA ENDOSKOPİK TEDAVİ: ENDOÜRETEROTOMİ VE BALON
DİLATASYON
Dr. Tibet ERDOĞDU, Uz.Dr. Tarık ESEN, Uz.Dr. Orhan ZİYLAN, Prof.Dr. Haluk ANDER,
Doç.Dr. Mustafa AKINCI
Erdoğdu T, Esen T, Ziylan O, Ander H, Akıncı M: İatrojenik üreter darlıklarında
endoskopik tedavi: endoüreterotomi ve balon dilatasyon. End-Lap. ve Minimal İnvaziv
Cerrahi Derg. 1:83-89, 1994
1992-1994 yılları arasında iatrojenik üreter darlığı saptanan 3'ü çocuk, 11
olguya endoskopik olarak müdahale edildi. Çocuk hastaların hepsinde üreteroneosistomi,
erişkin hastalarda ise ürterolitotomi (n:4), üreteroneosistostomi (n:1) sonrası
gelişen darlıklar, 0.5-1 cm, mesafeli olup, 2'si proksimal, 3'ü orta, geriye kalan
6'sı ise distal üreter yerleşimliydi. Çocuk hastaların tümünde bir guide wire
üzerinden 3 Fr üreteral balon kullanılarak dilatasyon yapılmış ve tek seansta
yeterli cevap alındı. Proksimal ve distal üreter darlığı olan iki hastada antegrad
Terumo kateter yerleştirilerek, bunun üzerinden 3 Fr balon dilatatör ile 17 bar
atmosfer basıncı ile üreter 21 Ch'ye kadar dilate edildi.
Bu iki hastada dilatasyon sonrası, 6 hafta süre ile 7 Fr pigtail kateter
yerleştirilerek stentlendi. Aynı yöntem, Mainz Pouch II ve TUR-T sonrası tek taraflı
alt uç darlığı olan iki hastada, başarısızlıkla sonuçlandı, bu hastalara başka
bir seansta üreteroneopouchostomi ve üreteroneosistostomi uygulandı. Darlığı orta
üreterde saptanan üç hastada ise üreteroskopik olarak guide wire üzerinden Selikowitz
bıçağı ile endoüreterotomi yapıldı ve hastalar 6 hafta süreyle 7 Fr pigtail stent
ile karakterize edildi.
Takipleri ortalama 10.3±1.1 ay (9-12 ay) olan dokuz olgunun hiçbirinde rezidüel
striktür gözlenmedi ve böbrek fonksiyonlarında düzelme saptandı. Üreteral
striktürlerin tedavisinde endoürolojik modaliteler, başarı oranı açık operasyonlara
göre daha düşük olmasına rağmen,relatif noninvaziv, lokal anestezi altında
uygulanabilir olması ve kısa hospitalizasyon süresi gibi avantajları nedeniyle ilk
planda tercih edilecek tedavi yaklaşımı olmalıdır.
Anahtar kelimeler: İatrojenik üreteral darlık, endoskopik tedavi
VİDEOTORAKOSPİ İLE PERİKARDİYAL TAMPONADIN CERRAHİ TEDAVİSİ
Op.Dr. Ilgaz DOĞUSOY, Op.Dr. Tamer OKAY, Dr. Oya UNCU, Op.Dr. Atilla KANCA, Op.Dr.
Mehmet YILDIRIM, Doç.Dr. Ergin EREN
Doğusoy I, Okay T, Uncu O, Kanca A, Yıldırım M, Eren E: Videotorakospi ile
perikardiyal tamponadın cerrahi tedavisi. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
1:90-93, 1994
Kardiyovasküler alanda kullanımı sınırlı olan videotorakospi özellikle perikardiyal
effüzyonlarda, perikard rezeksiyonlarında geniş kullanım alanı bulmuştur.
Kliniğimizde 1993 Şubat-1994 Ağustos arasında medikal tedavi ve tekrarlanan
perikardiyosentezlere rağmen rezolüsyona uğramayan veya nükseden 5 perikardiyal
effüzyonlu olguya videotorakoskopik perikard rezeksiyonu uygulandı. Bu 5 olgunun
izlenmesi ve literatürün taranması sonucunda bu metodun subksifoid girişim ve
anterolateral torakotomi gibi diğer metodlara kıyasla üstünlüklerinin bulunduğu
saptandı.
Anahtar kelimeler: Perikard rezeksiyonu, VATS
LAPAROSKOPİK APANDEKTOMİ ARDISIRA YAPILAN 154 OLGUNUN İRDELENMESİ
L. SCHIFFINO, J.MOURO, M.KARAYEL, H.LEVARD, G.BERTHELOT, F.DUBOIS
Schiffino L, Mouro J, Karayel M, Levard H, Berthelot G, Dubois F: Laparoskopik Apandektomi
Ardsıra yapılan 154 olgunun irdelenmesi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
1:94-102, 1994
Mini-invaziv cerraihdeki son gelişmeler apandektomiyi de içermektedir. Bu tip girişime
ait 4 yıllık deneyimimizin sonuçlarını bildiriyoruz. Apandist klinik bulguları olan
154 hastada (61 erkek, 93 kadın, ortalama yaş 26.7) bu operasyonu uyguladır. 13'ü abse
ve 8'i peritonit olmak üzere 144 olguda operasyon tamamen laparoskopi ile
gerçekleştirildi. Operasyon 10 olguda laparotomiye çevrildi. Bunlardan 4'ünde neden
apandiks disseksiyonundaki zorluktu. Olgulardan ölen olmadı. 4 olguda trokar yerinde
enfeksiyon ki bunlardan biri yeniden hospitalize edildi, 3 olguda ağrı ve ateş
(bunlardan birisine apendiks güdüğünden kaçak şüphesi nedeni ile relaparoskopi
uygulandı), ikinci bir laparoskopi gereken 1 rezidüel hematom olmak üzere 8 olguda (%
5.2) postoperatif komplikasyon görüldü. Ortalama hospitalizasyon 4.9 gündü (2-25
gün). Şu anda ortalama hospitalizasyon peritonit olmayan olgularda 2, olan olgularda 6
gündür. Sonuç olarak laparoskopik apendektomi olguların büyük bir çoğunluğunda
uygulanabilmektedir. Elde edilen sonuçlar ektopik apandiks ve/veya peritoneal reaksiyon
varlığında daha iyi olmaktadır.
Anahtar kelimeler: Apandisit, apandektomi, peritoneoskopi
LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ
Doç.Dr. Erdoğan SÖZÜER, Doç.Dr. Zeki YILMAZ, Yard.Doç.Dr. Ömer ŞAKRAK,
Yard.Doç.Dr. Nusret AKYÜREK, Prof.Dr. Nihat BENGİSU, Prof.Dr. Yaşar YEŞİLKAYA
Sözüer E, Yılmaz Z, Şakrak Ö, Akyürek N, Bengisu N, Yeşilkaya Y: Laparoskopik
kolesistektomi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 1: 103-106, 1994
Laparoskopik kolesistektomi (LK), semptomatik safra kesesi taşının tedavisinde en
seçkin tedavi yöntemi haline gelmiştir. Ocak 1993 ile Kasım 1993 tarihleri arasında
60 hasltaya laparoskopik kolesistektomi girişiminde bulunuldu. 49 hasta bilier kolik ile
seyreden safra kesesi taşı, 10 hasta akut kolesistit ve bir hasta da semptomatik safra
kesesi taşı ile birlikte karaciğerde amip absesi nedeni ile opere edildiler. Beş hasta
daha önceden karın ameliyatları geçirmişlerdi. Laparoskopik kolesistektomi 8 hastada
3 trokardan başarılı şekilde yapılırken, 5 hastada açık kolesistektomiye (AK)
geçme zorunluluğu duyuldu.
Sekiz hastaya bilier sistem anatomisini göstermek için intraoperatif kolanjiyografi
çekildi. Ortalama ameliyat süresi 60 dakika, hastanede kalma süresi 2 gün ve normal
aktiviteye dönme süresi ise 7 gün olarak bulundu. Üç hastada ciddi komplikasyon
görüldü. Açık kolesistektomiye geçilen bir hasta ise akut miyokard infarktüsü
nedeni ile kaybedildi.
Bu sonuçlar, laparoskopik kolesistektominin emin ve pek çok avantajı olan bir yöntem
olduğunu göstermektedir.
Anahtar kelimeler: Kolelitiazis, laparoskopik kolesistektomi
LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ SONRASI SAFRA KAÇAĞININ HEPATOBİLİER
SİNTİFRAFİ İLE TESPİTİ
Dr. Selçuk LOKMAN, Dr. Süha AYDIN, Dr. Turgut TUROĞLU, Dr. Erhan UNCU, Dr. Ali
NOGAY, Dr. Cenap ÇEVLİ, Dr. Tamer İÇLİ
Lokman S, Aydın S, Turoğlu T, Uncu E, Nogay A, Çevli C, İçli T: Laparoskopik
kolesistektomi sonrası safra kaçağının hepatobilier sintigrafi ile tespiti. End-Lap.
ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 1: 107-110, 1994
Laparoskopik kolesistektomiden sonra oluşabilecek safra kaçaklarını ve
obstrüksiyonları tispit etmek amacıyla kliniğimizde hepatobilier sintigrafik
çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar için Tc 99m-DEIDA kolesintigrafi yöntemi
kullanıldı. İlk 15 hastamızda bu çalışma şikayetlere bakılmaksızın sıra ile
uygulandı. Diğer 15 hastada ise işlem yakınmaları olanlara uygulandı. Başlıca
yakınmalar abdominal ağrı, sarılık ve periton irritasyonu bulguları idi.
Çalışmalar sonunda ilk 15 hastada herhangi bir patoloji saptanmadı. Sadece şikayeti
olan hastalardan bir tanesinde safra kaçağı saptandı. Kaçak nedeni koledok
yaralanmasına bağlı idi. Bu çalışma gösterdi ki hepatobilier sintigrafi
laparoskopik kolesistektomi sonrası safra kaçağını tespit etmekte hassas bir
yöntemdir. Rutin uygulamaya gerek yoktur. Ancak noninvazif bir yöntem olduğu için
yakınmaları olan hastalara güvenlikle uygulanabilir. ayrıca laparoskopik
kolesistektomi sonrası safra kaçağı ciddi bir problem değildir.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, safra kaçağı
KÜTAHYA DEVLET HASTANESİ'NDEN İLK SONUÇLAR
Op.Dr. Serdar BATUM
Batum S: Kütahya Devlet Hastanesi'nden ilk sonuçlar. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv
Cerrahi Derg. 1: 111-114, 1994
Semptomatik kolelithiasis vakalarında giderek en popüler tedavi yöntemi haline gelen
laparoskopik kolesistektomi hastanemizde ilk kez Kasım 1993'te gerçekleştirildi.
18.11.1993-22.06.1994 tarihleri arasında 39 hasta bu yöntemle tedavi edildi.
Hastalarımızın 38'i kadın 1'i ise erkek olup, ortalama yaşları 53,5 (28-75
arasında) idi. 9 hastada diabetes mellitus, atrial fibrilasyon, kalp yetmezliği,
hipertansiyon, basit renal kortikal kist, koroner iskemi, nefrolithiasis ve kronik
obstrüktif akciğer hastalığı gibi yandaş patolojiler mevcuttu. Operasyon süresi 29
ile 135 dakika arasında değişti. 3 hastada, önceden tespit edilemeyen akut gangranöz
kolesistit, yoğun adezyonlar ve ductus cysticus içinde, koledoka açılma yerine çok
yakın multiple impacte taşlar nedenleri ile açık cerrahiye geçildi. Geri kalan 36
hastadan 30'u operasyonu takiben ilk 24 saat, 4'ü 48 saat içinde taburcu edildiler. 1
vakada umblikal trocar yerinde sadece oral antibiotik tedavisiyle kolayca kontrol altına
alınan yüzeyel yara yeri infeksiyonu gelişti.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, trocar
LAPAROSKOPİK BİLATERAL TRUNKAL VAGOTOMİ VE GASTROJEJUNOSTOMİ
Uz.Dr. Ahmet ALPONAT, Uz.Dr. Atilla KAYA, Dr. Nihat YAVUZ, Dr. Osman ÖZBAN, Dr. Fırat
BULUT
Alponat A, Kaya A, Yavuz N, Özban O, Bulut F: Laparoskopik bilateral trunkal vagotomi ve
gastrojejunostomi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 1: 115-119, 1994
Kronik duodenal ülserin cerrahi tedavisinde bilateral trunkal
vagotomi&gastrojejunostomi (BTV&GJ) operasyonunun endikasyon alanı
sınırlıdır. Biz kronik duodenal ülsere bağlı orta dereceli pilor stenozu gelişmiş
bir hastamızda bu operasyonu laparoskopik olarak uyguladık. Amacamız, bu operasyonun
laparoskopik uygulanımındaki kritik noktaları vurgulamaktadır.
Anahtar kelimeler: Laparoskopi, gastrojejunostomi
LAPAROSKOPİK KOLEDOKOLİTİAZİS TEDAVİSİ (OLGU SUNUMU)
Op.Dr. Semih DOĞAN, Op.Dr.Uğur SUNGURTEKİN
Doğan S, Sungurtekin U: Laparoskopik koledokolitiazis tedavisi (Olgu Sunumu). End.-Lap.
ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 1: 120-123, 1994
Kolelitiyazis olgularında laparoskopik cerrahinin seçkin tedavi yöntemi olduğu artık
kabul edilmektedir. Laparoskopik cerrahinin açık cerrahi yöntemlerine bir alternatif
yöntem olup olmayacağına dair çok sayıda çalışmalar yapılmıştır. Laparoskopik
cerrahide deneyim kazanılması ile laparoskopik cerrahinin yelpazesi genişlemiştir,
koledokolitiyazisin laparoskopik tedavisi bu türden operasyonların bir örneğidir. Bu
çalışmada Türkiye'de yapılan ilk laparoskopik koledokolitiyazis olgusu sunulmuştur.
Anahtar kelimeler: Laparoskopi, koledokolitiyazis
LAPAROSKOPİK APENDEKTOMİ (Yabancı Yayınlardan Seçmeler)
Op.Dr. Osman YÜCEL
Yücel O: Laparoskopik appendektomi (Yabancı Yayınlardan Seçmeler). End.-Lap. ve
Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 1: 124-125, 1994