Cilt:3 Sayı:3

logo3.jpg (6368 bytes)

anasayfadernek hakkındakurs ve seminerlerduyurularüyelik şartlarıüye listesibağlantılararama

GAZSIZ LAPAROSKOPİ
Dr. Mustafa TAŞKIN, Dr. Bedii B. APAYDIN, Dr. Ülkü TAŞKIN, Dr. Kağan ZENGİN, Dr. Anıl ÇUBUKÇU   

Taşkın M, Apaydın B.B, Taşkın Ü, Zengin K, Çubukçu A: Gazsız laparoskopi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3:133-138, 1996

Laparoskopik kolesistektomi yaygın olarak kullanılmasına rağmen standart operasyon sarısanda CO2 pnömoperitona bağlı hemodinamik ve metabolik yan etkiler oluşabilir. bu yan etkiler birçok sağlıklı insanda aşikar bir problem yaratmasa da özellikle obstrüktif pulmoner hastalığı ve kardiyak hastalığı olanların ameliyatında ciddi bir sakınca oluşur. Bu gibi problemleri bertaraf etmek için pnömoperitonsuz abdominal distansiyon yaratacak sistemler önerilmektedir. Biz gazsız sistemle laparoskopik kolesistektomiyi Ocak 1993'den beri kullanıyoruz. Ocak 1995-Şubat 1996 arasında gerçekleştirdiğimiz 15 gazsız laparoskopik kolesistektomi olgusunun 11'i kadın 4'ü erkek ortalama yaş 48.7 (23-67) ortalama operasyon süresi 77 dk (45-150 dk) ve postoperatif komplikasyon hiçbir olguda gelişmedi. Geç komplikasyon olarak ameliyattan 6 ay sonra bir hasltada insizyonel subumblikal herni teşhis edilerek prolen mesh ile fıtık tamiri yapıldı.
Anahtar kelimeler: Gazsız laparoskopik kolesistektomi

LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ SIRASINDA KARIN İÇİNDE KALAN TAŞLAR: DENEYSEL BİR ÇALIŞMA SONUÇLARI
Dr. A. Murat SARAÇ, Dr. Asım CİNGİ, Dr. Cumhur YEĞEN, Dr. Çiğdem ÇELİKEL, Dr. A. Özdemir AKTAN, Dr. Rıfat YALIN

Saraç M.A, Cingi A, Yeğen C, Çelikel Ç, Aktan Ö.A, Yalın R: Laparoskopik kolesistektomi sırasında karın içinde kalan taşlar: deneysel bir çalışma sonuçları. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3:139-143, 1996

Laparoskopik kolesistektominin (LK) son yıllarda artan uygulamaları ile birlikte değişik komplikasyonlar görülmeye başlamıştır. Bunlardan bir tanesi cerrahi sırasında kesenin perforasyonu ile karına taş dökülmesidir. bu taşlar olanaklar elverdiği ölçüde toplanmakla beraber, birçok defa karında küçük boyutlarda taşlar kalmaktadır. bu komplikasyonunun zaman içinde nasıl bir patoloji oluşturacağını gözleyebilmek için bir hayvanmodelinde çüalışma yapılmıştır. LK yapılan 20 hastadan alınan   safra taşları 20 adet ratta karın içine ekilmiştir. Taşların biyokimyasal ve mikrobiyolojik incelemeleri yapılmıştır. Hayvanlar iki grup halinde üç ve altı aylık iki dönem yaşatılmıştır. Patolojik incelemelerinde her olguda farklı yoğunluklarda lenfositik hücre cevabı görülüp, taş tipleri arasında lenfositik cevap dışında diğer histomorfolojik bulgular yönünden farklılık görülmemiştir. Sonuç olarak karın içinde kalan safra taşlarının uzun dönemde çok zararlı etkilerinin olmadığı görülmüştür.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistekotmi, karın içi taş

GASTROİNTESTİNAL POLİPLER VE ENDOSKOPİK POLİPEKTOMİ SONUÇLARIMIZ
Yard.Doç.Dr. Kadri GÜVEN, Araş.Gör. Bülent TOKGÖZ, Araş.Gör. Katip Baş, Araş.Gör. Şebnem GÜRSOY, Doç.Dr. Ömer ÖZBAKIR, Doç.Dr. Erdoğan SÖZÜER

Güven K, Tokgöz B, Baş K, Gürsoy Ş, Özbakır Ö, Sözüer E: Gastrointestinal polipler ve endoskopik polipektomi sonuçlarımız. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3:144-149, 1996

Gastrointestinal poliplerin, değişen derecelerde malign potansiyele sahip oldukları ve makroskopik olarak histolojik nitelikleri belirlenemediği için çıkartılmaları gerekir. Endoskopik polipektomi poliplerin tedavisinde tüm dünyada standart olarak kullanılan bir metod haline gelmiştir. Bu çalışmada, Erciyes ÜTF Gastroenteroloji Bölümü'nde gastrointestinal polip tedavisinde rutin olarak uygulanmakta olan, endoskopik polipektomi yöntemi sonuçları ve çıkartılan poliplerin özellikleri analiz edildi. Fleksibl endoskoplarla elektrocerrahi ünite ve kement yöntemi kullanılarak gastrointestinal sistemden 23 polip çıkartıldı. Hastaların yaşları 23-79 arasında değişmekte olup, ortalama 44.0±14.4 yılı idi. 23 polipten 18'inin (% 78.3) kolonda yerleşmiş olduğu görüldü. 12 hastada (% 67) başvuru şikayeti rektal kanama idi Kololn poliplerinin % 77.7'sinin rektosigmoid kolonda bulunduğu ve % 50'sinin adenomatöz tipte olduğu tespit edildi.  En sık adenom tipi tübüler adenomdu (% 85.7). Nonneoplastik tiplerden en çok inflamatuvar polip (% 42.8) görüldü. Poliplerin 21'i (% 91.2) 0.5-2.0 cm çapında ve en iri polip 3.0 cm iriliğinde idi. Hiçbir polipte malign değişim bulunmadı. Kolon poliplerinin % 22.2'sinde senkron polip, % 4.4'inde ise senkron kolon kanseri bulundu. Komplikasyon olarak 1 vakada (% 4.3) kanama gelişti. Sonuç olarak, endoskopik polipektominin gastrointestinal poliplerin tedavisinde güvenilir bir yöntem olduğu gösterildi..
Anahtar kelimeler: Gastrointestinal polipler, endoskopik polipektomi

ÜST EKSTREMİTE REVAKSÜLARİZASYONUNDA EŞ ZAMANLI VİDEO-ASİSTED TORAKAL SEMPATEKTOMİ
Op.Dr. Kazım BEŞİRLİ, Op.Dr. Kamil KAYNAK, Dr. Cengiz KÖKSAL, Doç.Dr. Hasan TÜZÜN

Beşirli K, Kaynak K, Köksal C, Tüzün H: Üst ekstremite revaksülrizasyonunda eş zamanlı video-asisted torakal sempatektomi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3:150-153, 1996

Üst ekstremite revakülarizasyonuna sempatektomi eklemek gerektiğinde video-asisted torakoskopik (VAT) yöntemi kullanmanın üstünlüğü iki olgu sunularak tartışıldı. Olguların birinde servikal kaburga basısına bağlı subklavian arter tıkanıklığı, diğerinde arterioskleroza bağlı subklavian arter stenozu altta yatan temel lezyondu. Her iki hastada tromboemboliye bağlı multisegmenter tıkanıklık ve distalde nekroz ve Raynaud femonemi mevcuttu. Her iki hastaya arteriel revaskülarizasyon (karotikosubklavian transpozisyon ve subklaviabrakial safen bpass) ve aynı seansta VAT sempatektomi uygulandı. VAT işlemlerinin genel üstünlüklerine ek olarak revaksülarizasyon ve sempatektominin aynı pozisyonda yapılabilmesinin sağladığı avantajlar vurgulandı.
Anahtar kelimeler: Video-asisted torakoskopik sempatektomi, üst ekstremite iskemisi

MR ARTROGRAFİNİN DİZ PATOLOJİLERİNİN TANISINDAKİ YERİ VE ARTROSKOPİYLE DEĞERLENDİRİLMESİ
Uz.Dr. Zafer ORHAN, Uz.Dr. Mustafa ŞİRVANCI, Uz.Dr. Etel KAYIRAN, Uz.Dr. Atilla PARMAKSIZOĞLU, Uz.Dr. Ahmet KURT 

Orhan Z, Şirvancı M, Kayıran E, Parmaksızoğlu A, Kurt A: MR artrografinin diz patolojilerinin tanısındaki yeri ve artroskopiyle değerlendirilmesi. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3:154-158, 1996

Bu çalışmada MR artrografinin diz patolojilerinin tanısındaki yerini değerlendirdik. MR artrografiyle elde ettiğimiz görüntüleri standart  MR inceleme ile kıyasladık ve hastalarımızın artroskopik muayene sonuçları ile beraber değerlendirdik. 0.5 Tesla MR cihazında 16 hastanın diz patolojisinin değerlendirilmesi için MR inceleme yapıldı. Her hasta için intraartiküler gadolinium DTPA enjeksiyonu öncesi ve sonrasında görüntüler alındı. Hyalen kıkırdak kalınlığı ve yüzeyi incelendi. Hastalara 1 hafta içinde artroskopi uygulandı. MR artrografinin invaziv bir yöntem olmakla birlikte, gonartrozda kıkıkdak patolojilerinin tanınmasında standart MR görüntülemeye üstün olduğu kanısına varıldı.
Anahtar kelimeler: MR artrografi, gadolinium-DTPA, hyalen kıkırdak

JİNEKOLOJİDE LAPAROSKOPİK APPENDEKTOMİNİN YERİ: 2 OLGU SUNUMU
Doç.Dr. Umur KUYUMCUOĞLU, Op.Dr. Hüsnü GÖRGEN, Dr. M. Nuri DELİKARA

Kuyumcuoğlu U, Görgen H, Delikara M.N: Jinekolojide laparoskopik appendektominin yeri: 2 olgu sunumu. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3:159-161, 1996

Appendektomi genellikle genel cerrahların yaptığı bir operasyon olmasına karşılık, pelvik problemi nedeni ile jinekologlar tarafından diagnostik laporoskopi yapılan olgularda appendikse ait patoloji saptanabilir ve appendektomi yapılması gerekebilir. Kronik pelvik ağrı ve tuboovarian abse düşünülen iki olguya diagnostik ve operatif amaçlı laparosokpi yapıldı. Birinci olgumuzda minimal endometriosis (rAFS skor: 3 puan) ile birlikte çekum, appendiks, çıkan kolon ve pelvis yan duvarının konglemerat oluşturduğu gözlendi. Postoperatif genel cerrahi konsultasyonunu takiben adezyolizis ve appendektomi yapıldı. İkinci olgumuz genel cerrah tarafından sevedilen ve jinekolojik patoloji düşünülen akut batın tablosu gösteren olgu idi. Tuboovarian abse ve PID öntanıları ile laparoskopi yapılan hastada perfore apandisit saptandı, peroperatif genel cerrahi konsültasyonunu takiben hastaya laparoskopik appendektomi yapıldı. Akut veya kronik pelvik ağrı yakınmasıyla jinekologlar tarafından diagnostik laparoskopi yapılan olgularda appendikse ait patoloji saptanabilmektedir. Bu nedenle endoskopik cerrahi yapan jinekologlar gerekli olgularda appendektomi yapabilmelidirler.
Anahtar kelimeler: Laparoskopi, appendektomi

KİSTİK OVARİAN TÜMÖRLERDE VİDEO LAPAROSKOPİK YAKLAŞIM
Op.Dr. Mustafa KARA, Op.Dr. Semih TUĞRUL, Op.Dr. Mustafa KEKOVALI, Op.Dr. Selçuk ÖZDEN, Dr. Tayfun KUTLU, Dr. Mustafa EROĞLU

Kara M, Tuğrul S, Kekovalı M, Özden S, Kutlu T, Eroğlu M: Kistik ovarian tümörlerde video laparoskopik yaklaşım. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3: 162-167, 1996

Bu çalışmada video laparoskopik ovarian kistektomi yapılan ilk 16 vakamız sunulmuştur. Adneksiyal kitlesi olan hastalar öykü, pelvik muayene ve ultrasonografi yapılarak değerlendirildi. Yeterli gözlemden sonra operasyon kararı alınan hastalarda Doppler akım karakterleri ve serum Ca-125 düzeyleri belirlendi. Tümü premenopozal dönemde olan hastaların operatif sonuçları literatür bilgileri ışığında tartışıldı.
Anahtar kelimeler: Operatif laparoskopi, adneksiyal kitle, over kanseri, ultrasonografi, tümör belirteçleri

LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ: 1270 OLGUNUN ANALİZİ
Op.Dr. Ayhan KESKİN, Op.Dr. Settar BOSTANOĞLU, Doç.Dr. Fuat ATALAY, Op.Dr. Musa AKOĞLU, Op.Dr. Orhan ELBİR, Op.Dr. Canbek SEVEN

Keskin A, Bostanoğlu S, Atalay F, Akoğlu M, Elbir O, Seven C: Laparoskopik kolesistektomi: 1270 olgunun analizi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3: 168-171, 1996

Laparoskopik kolesistektominin artık birçok merkezde rutin bir uygulama şekline önüştüğü günümüzde, biz de kliniğmizde uyguladığımız ilk 1270 olgunun analizini yaparak literatürle karşılaştırıp, tecrübelerimizi aktarmak istedik. Hastaların 276'sı (% 21.7) erkek, 994'üy (% 78.3) kadındır. Ortalama yaş 50.8 (17-82)'dir. 33 olgu (% 2.5) daha önceden üst batın, 91 olgu (% 7.1) ise alt batın operasyonu geçirmişti. Tanı tüm hastalarda ultrasonografi ile konulmuştur. 35 hastaya (% 2.7) preoperatif, 4 hastaya ise (% 0.3) postoperatif dönemde endoskopik retrograd kolanjiyopankreatikografi (ERCP) uygulanmıştır. Olguların 150'si (% 11.8) French, 1120'si (% 88.2) ise Dundee tekniği ile opere edilmiştir. Operasyon süresi ortalama 46 dk'dir (11-120). Laparotomiye konverisyon oranı % 6.3'dür (n=81). Majör komplikasyon 23 olguda (% 1.8), minör komplikasyon ise 159 olguda (% 12.5) görülmüştür. Mortalite oranı % 0.1 (n=2)'dir. Ortalama postoperatif hastanede yatış süresi ise 7 gündür. bu bulgular ışığında elde edilen bulguların dünya literatürü ile uyumlu olmasının yanısıra laparoskopik kolesistektominin, semptomatik safra kesesi taşlarının tedavisinde, artık giderek artan oranda kabu gören ve uygulanan bir yöntem haline gelmesinin haklılığını bir kez daha vurgulayabildiğimizi düşünmekteyiz.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi

İSTANBUL POLİS HASTANESİ LAPAROSKOPİK APPENDEKTOMİ VAKALARI: İLK DENEYİMLERİMİZ
Op.Dr. Lütfi DEĞİRMENCİOĞLU, Op.Dr. Ömer GÜNAL, Op.Dr. Uğur ÇAŞKURLU

Değirmencioğlu L, Günal Ö, Çaşkurlu U: İstanbul Polis Hastanesi laparoskopik appendektomi vakaları: ilk deneyimlerimiz. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3: 172-175, 1996

Laparoskopik appendektomi son yıllarda giderek daha çok merkezde kullanılmaya başlamıştır.Yayınlanan değişik seriler farklı avantaj ve dezavantajların görülmesini sağlamaktadır. Bu amaçla İstanbul Polis Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği'nde yapılan 19 laparoskopik appendektomi ameliyatının literatür ile karşılaştırmalı dökümünü sunmaktayız. Laparoskopik appendektomi yapılan hastaların demografik özellikleri, klinik, per ve postoperatuar bulguları, açığa geçme nedenleri incelenmiştir. Bulgularımızın literatür ile uyumlu olup laparoskopik appendektominini deneyimli ellerde hasta açısından yararlı bir teknik olduğu düşünülmüştür.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik appendektomi, açığa dönme, komplikasyonlar

GEBELİKTE LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ
Uz.Dr. Ahmet TEKİN, Uz.Dr. Erkan BAĞLARBAŞI

Tekin A, Bağlarbaşı E: Gebelikte laparosokpik kolesistektomi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3: 176-179, 1996

Laparoskopik kolesistektomi hızlı bir şekilde açık kolesistektominin yerini almıştır. Her iki prosedürde endikasyonların aynı olmasına rağmen, bazı cerrahlar gebelikte laparosokpikkolesistektomiyi kontrendike olarak değerlendirmişlerdir. Yakın zamanda gebelikte laparosokpik kolesistektominin güvenli bir şekilde yapılabileceği bildirilmiştir. 1992-1996 yılları arası 800 laparoskopik kolesistektomi yapıldı. bu grup içinde 5 hasta (% 0.6) gebelik süresince opere edildi. 5 gebede laparoskopik kolesistektomi başarışla tamamlandı. Bir hasta ilk, 3 hasta ikinci, 1 hasta ise üçüncü trimesterdeydi. Gebeliğin ilk trimesterinde opere edilen bir hastada spontan abortus gelişti. fakat hastanın gebe olduğu bilinmiyordu. Diğer hastalar gebeliklerini devam ettirip sağlıklı bebek doğurdu.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, gebelik

VİDEOSKOPİK CERRAHİDE ANESTEZİ
Op.Dr. Levent AVTAN

Avtan L: Videoskopik cerrahide anestezi. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 3: 180-186, 1996

Birçok cerrahi braşta uygulanmakta olan videoskopik cerrahi girişimler arasında özellikle batın ve toraks cerrahisindeki uygumalar çeşitllik ve sayısal açıdan hızla artmaktadır.
Bu uygulamalarda anestezi seçimi, anestezi öncesi hazırlık, uygulama yöntemi ve monitörizasyon açısından anestezi prensipleri konvansiyonel cerrahiye göre önemli faklılıklar göstermektedir.
Bu yazıda laparoskopi, torakoskopik ve histeroskopik cerrahi girişimlerde anestezi uygulamaları, özellikle videoskopik cerrahiningetirdiği yeni riskler ve avantajlar açısından incelenerek özetlenmiştir.
Anahtar kelimeler: Laparoskopi, torakoskopi, histeroskopi, anestezi