Cilt:4 Sayı:1

logo3.jpg (6368 bytes)

anasayfadernek hakkındakurs ve seminerlerduyurularüyelik şartlarıüye listesibağlantılararama

EKTOPİK GEBELİK OLGULARINDA CERRAHİ YAKLAŞIM
Uz.Dr. Umur KUYUMCUOĞLU, Uz.Dr. Hüsnü GÖRGEN, Dr. M. Nuri DELİKARA, Uz.Dr. Zeki ŞAHİNOĞLU

Kuyumcuoğlu U, Görgen H, Delikara M.N, Şahinoğlu Z: Ektopik gebelik olgularında cerrahi yaklaşım. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4:4-9, 1997

Son iki dekatta ektopik gebelik insidansı % 1.2-1.4 gibi farkedilebilir bir insidansa ulaşmıştır. Bu geçen sürede ektopik gebelik tanı ve tedavi metodlarında köklü değişiklikler meydana gelmiştir. Gebelik tanısında kullanıma giren sensitif ve spesifik serum belirteçleri yanısıra minimal invaziv teknik olarak laparoskopik cerrahinin yerleşmesi rüptüre ektopik gebelik insidansında azalmaya yolaçmıştır. Ektopik gebeliklerde laparosokpi ile laparotomi metodlarının karşılaştırıldığı son çalışmalarda laparoskopik cerrahinin tercih edilen metod olduğu bildirilmiştir. Olguların, preoperatif ve postoperatif hastanede kalış süreleri, operasyon süresi, kan transfüzyon miktarı ve günlük aktivitelerine dönüş çabukluğu laparoskopik cerrahiyi kullanılır hale getirmiştir.
Çalışmamızda klinik ve laboratuar olarak ektopik gebelik düşünülerek yatırılan 66 olgu irdelendi. 34 olgu laparosokpi, 32 olgu ise laparotomi  ile tedavi edildi; preoperatif ve postoperatif yönden karşılaştırıldı. Laparotomi ve laparoskopi yapılan olgulalrın preoperatif ve postoperatif yatış süreleri ile operasyon zamanı, operasyon sonrası intrauterin gebelik oranı, transfüzyon sayısı karşılaştırıldı. Ektopik gebeliklerde cerrahi yaklaşımda, hastanede kalış süresinin kısalığı, operatif komplikasyonların ve kan transfüzyon oranının az olması ve pelvik faktörün korunması laparoskopik tedaviyi ön plana çıkarmıştır.
Anahtar kelimeler: Ektopik gebelik, laparoskopik cerrahi

LAPAROSKOPİK UTERUS SUSPENSİYONU: OLGU BİLDİRİSİ
Prof.Dr. Hasan TAŞÇI, Uz.Dr. Salih PEKMEZCİ, Dr. Atalay GEZER, Uz.Dr. Alexander DANCH

Taşçı H, Pekmezci S, Gezer A, Danch A: Laparoskopik uterus suspensiyonu:olgu bildirisi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4:13-16, 1997

Uterus suspensiyonu günümüzde endikasyonları oldukça sınırlanmış bir operasyondur. Derin disparoni nedeni olarak retroversiyon varlığında, endometriosis cerrahisinde postoperatif yapışıklıkların oluşmasını önlemek için ve genç ve fertilitesini korumak isteyen kadınlarda uterus prolapsusu varlığında uygulanabilir. Uterus suspensiyonunda, laparoskopik yaklaşım, avantajları nedeniyle konvarsiyonel laparotominin yerini almıştır. Uygun olguların seçimi ile işlemin başarı şansı oldukça yüksektir. Uyguladığımız bir laparoskopik uterus suspensiyonu dolayısı ile literatürü gözden geçirerek yöntemin etkinliğini tartışmak istedik.
Anahtar kelimeler: Laparoskopi, uterus suspensiyonu, modifiye Giliam yöntemi

OPERATİF LAPAROSKOPİ SONRASI AĞRININ ÖNLENMESİ
Yard.Doç.Dr. Gürkan UNCU, Uz.Dr. Belgin YAVAŞCAOĞLU, Prof.Dr. Şakir KÜÇÜKKÖMÜRCÜ

Uncu G, Yavaşcaoğlu B, Küçükkömürcü Ş: Operatif laparoskopi sonrası ağrının önlenmesi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4:17-19, 1997

Çalışmanın amacı operatif laparoskopi sonrası ağrının azaltılmasında lokal bupivakain ve lidokain uygulamasının yerini araştırmaktı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünde operatif laparosokpi uygulanan 30 hasta çalışmaya dahil edildiler ve 3 gruba bölündüler. 1. grup, kontrol grubu olarak kabul edildi. 2. gruba operasyon sonrası, trokar giriş yerlerine intrainsizyonel bupivakain enjekte edildi. 3. gruba, intrainsizyonel b upivakaine ek olarak operasyon sonrası batın içerisine lidokain verildi. Operasyon sonrası ağrı, McGill skorlama sistemi kullanılarak değerlendirildi. Ayrılma dönemi ve postoperatif 2. saatte, kontrol grubu McGill ağrı skoru, 2. ve 3. gruptan istatistiksel anlamlı olarak yüksekti. 2. ve 3. grup arasında fark bulunamadı. Postoperatif 6., 12. ve 24. saatlerde 3 grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Sonuç olarak, erken dönem postoperatif ağrının azaltılmasında intrainsizyonel bupivakainin etkili olarak kullanılabileceği ve intraabdominal lidokainin ağrının önlenmesinde intrainsizyonel bupivakaine katkısı olmadığı bulunmuştur.
Anahtar kelimeler: Laparoskopi, ağrı, bupivakain, lidokain

BASİT BÖBREK KİSTLERİNİN TEDAVİSİNDE USG EŞLİĞİNDE ASPİRASYON VE ASPİRASYONLA BİRLİKTE SKLEROTERAPİ SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Yard.Doç.Dr. Osman GÜL, Yard.Doç.Dr. Özkan POLAT, Yard.Doç.Dr. İsa ÖZBEY, Araş.Gör. Okan BİÇGİ, Prof.Dr. Yılmaz BAYRAKTAR, Yard.Doç.Dr. Ayhan AKÇALI

Gül Osman, Polat Ö, Özbey İ, Biçgi O, Bayraktar Y, Akçalı A: Basit böbrek kistlerinin tedavisinde USG eşliğinde aspirasyon ve aspirasyonla birlikte skleroterapi sonuçlarının karşılaştırılması. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4:20-23, 1997

Basit böbrek kisti tespit edilen hastalarda, ultrasonografi eşliğinde sadece kist aspirasyonu ile kist aspirasyonu ve skleroterapi uygulamalarının sonuçlar açısından karşılaştırılması yapılmıştır. 1993-1995 yılları arasında çeşitli amaçlar için çekilen ultrasonografi, intravenöz pyelografi ve üst batın bilgisayarlı tomografilerinde basit böbrek kisti tespit edilen 163 hastadan 46'sı çalışma grubuna alınmıştır. 1. gruba ultrasonografi eşliğinde sadece kist aspirasyonu, 2. gruba ise kist aspirasyonu ile beraber kist içine % 95'lik etanol enjeksiyonu yapılmıştır. Bir yıllı takipler sonucu 1. grupta % 47.8, 2. grupta ise % 21.7 nüks oranları tespit edilmiştir. Basit böbrek kistlerinin ultrasonografi eşliğinde perkütan aspirasyonu ve ethanol enjeksiyonu etkinliği yüksek ve konplikasyon oranı düşük minimal invaziv bir tedavi yöntemidir.
Anahtar kelimeler: Basit böbrek kistleri, perkütan aspirasyon, ultrasonografi, skleroterapi

LAPAROSKOPİK GİRİŞİMLERDE BÜYÜK DAMAR YARALANMALARI
Dr. Şükrü DİLEGE, Dr. Orhan ŞAD, Dr. Murat KAYABALI, Dr. Recep GÜLOĞLU, Dr. Metin ÖZGÜR

Dilege Ş, Şad O, Kayabalı M, Güloğlu R, Özgür M: Laparoskopik girişimlerde büyük damar yaralanmaları. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4:24-27, 1997

Laparoskopi, minimal invaziv cerrahi tekniklerden biri olarak genel cerrahi, jinekoloji ve ürolojide yaygın olarak kullanılmaktadır. tüm cerrahi girişimler gibi laparoskopinin de komplikasyonları vardır. Bunların arasında majör damar yaralanmaları nadir (% 0.05) ama yüksek laparotomi ve ölüm oranları (sırasıyla % 86 ve % 8.3) nedeniyle önemli bir gruptur. Bu yazıda, laparoskopik kolesistektomi sırasında gemişen 4 majör damar yaralanması olgusu bildirilmiştir. Tüm olgularda yaralanma ilk 10 mm.lik trokarın göbekten girişi sırasında oluşmuş ve hemen laparotomiye geçilmiştir. İki hastada a. iliaca communis, bir hastada a. iliaca ve v. iliaca communis, bir hastada ise aorta yaralanmıştı. İliak arter yaralanmalarırın ikisine PTFE greft interpozisyonu, birine dacron patch-plasti, aorta ve iliak ven yaralanmalarına ise primer lateral tamir uygulandı. Hastalara ortalama 2.245 ünite tam kan transfüzyonu yapıldı. Ortalama hastanede kalış süreleri 7 gün idi. Laparoskopik girişim sırasında majör damar yaralanmasının bir komplikasyon olarak akılda tutulmasının, bunu önlemede ve erken tanıda en önemli faktör olduğuna inanmaktayız.
Anahtar kelimeler: Laparoskopi, cerrahi, abdominal büyük damar yaralanması

LAPAROSKOPİK CERRAHİ EĞİTİM -GENEL GÖRÜŞLER- GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN GEREKSİNİMLERİ
Prof.Dr. İsmail SAYEK, Dr. Fatih AĞALAR

Sayek İ, Ağalar F: Laparoskopik cerraih eğitim -genel görüşler- gelişmekte olan ülkelerin gereksinimleri. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4:28-33, 1997

Laparoskopik cerrahi girişimler ile ilgili eğitim ve öğretim ilkeleri konusunda tıp dünyasında bir standardizasyona gitme çabası dikkati çekmektedir. Bu konu ile ilgili olarak kriterler geliştirilmekte ve bu kriterler doğrultusunda davranılması önerilmektedir. Bazı gelişmiş ve sağlık politikası oturmuş ülkelerde bu öneriler sadece öneri olarak kalmamış ve yasal bir zorunluluk haline getirilmiştir. Ancak ülkemizde ve daha pekçok ülkede bunlar sadece öneri şeklindedir. Bu derlemede, dünyada ve ülkemizde, laparoskopik cerrahi eğitim varolan kriterler ve Halstedian tipi cerrahi eğitim ölçütleri içinde incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Laparoskopi, cerrahi eğitim

ENDOSKOPİK RETROPERİTONEAL ADRENALEKTOMİ
Doç.Dr. Metin ERTEM, Op.Dr. Nihat YAVUZ, Op.Dr. Mete DÜREN, Doç.Dr. Sabri ERGÜNEY, Prof.Dr. Ateş ÖZYEĞİN

Ertem M, Yavuz N, Düren M, Ergüney S, Özyeğin A: Endoskopik retroperitoneal ardenalektomi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4: 34-37, 1997

Endoskopik retroperitoneal adrenalektomi (ERA) yeni bir minimal invaziv cerrahi yöntemidir. Bu konvansiyonel (açık) yöntemlere ve transabdominal laparoskopik tekniklere alternatif olarak gösterilmektedir. 1996 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği'nde Conn sendromlu iki olguya endoskopik retroperitoneal adrenalektomi uyguladık. Olgaların biri kadın (34 yaş) diğeri erkek (36 yaş) idi. Her iki olguda da sol adrenal glandda  1 cm çapında adenom mevcuttu. Operasyon süresi ortalama 2 saat idi. Postoperatif dönemde analjezi ihtiyacı basit analjeziklerle (metamizol) sağlandı. Postoperatif drönemde herhangi bir komplikasyon görülmedi. Olgular 1. gün mobilize, 2. gün de taburcu edildiler. ERA hastanın postoperatif daha az ağrı duyması, erken mobilizasyonu, hastanede kalma süresinin kısalması açısından oldukça iyi ve güvenilir bir yöntemdir.
Anahtar kelimeler: Endoskopik retroperitoneal adrenalektomi

LAPAROSKOPİK VE AÇIK KOLESİSTEKTOMİNİN CERRAHİ TRAVMA AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI
Uz.Dr. Mehmet Ali UZUN, Uz.Dr. Osman YÜCEL, Uz.Dr. Rüştü KURT, Uz.Dr. Yusuf GÜNERHAN, Uz.Dr. Bedii ŞEN, Dr. Turan YAZICI

Uzun M.A, Yücel O, Kurt R, Günerhan Y, Şen B, Yazıcı T: Laparoskopik ve açık kolesistektominin cerrahi travma açısından karşılaştırılması. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4: 38-42, 1996

Bu çalışmada laparoskopik ve açık kolesistektomi uygulanan 60 hastada cerrahi travmaya oluşan yanıt kan kortizol ve glukoz düzeyleri bakılarak irdelendi. Elde edilen istatistiksel sonuçlar Student-t testi ile değerlendirildi. Laparoskopik kolesistektomi uygulanan grupta postoperatif 14. saat (24 saat) değerinde kortizolün diürnal ritminin kaybolduğu, 22. saatte normale döndüğü görüldü. Açık kolesistektomi uygulanan grupta ise kortizol düzeyi belirgin olarak arttı ve postoperatif 70. saatte normale döndü. Glukoz düzeylerindeki değişimler her iki grupta da kortizol değişimi ile paralellik gösterdi. İki grup sonuçları arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı olup laparoskopik kolesistektominin daha az travmatik yanıt oluşturduğu gözlendi.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, açık kolesistektomi, cerrahi travma

ELEKTİF LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ SONRASI SAFRA KAÇAKLARININ BELİRLENMESİNDE HEPATOBİLYER SİNTİGRAFİNİN ROLÜ
Dr. Lütfi DEĞİRMENCİOĞLU, Dr. Ömer GÜNAL, Dr. Levent AKKAYA, Dr. Uğur ÇAŞKURLU

Değirmencioğlu L, Günal Ö, Akkaya L, Çaşkurlu U: Elektif laparoskopik kolesistektomi sonrası safra kaçaklarının belirlenmesinde hepatobilyer sintigrafinin rolü. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4: 43-47, 1997

Laparoskopik kolesistektomi (LK), safra kesesi taşlarının tedavisinde günümüzde altın standart ameliyat olarak kabul edilmektedir. Ancak olası bir safra kaçağının yolaçacağı morbidite engellenemez ise LK riskli bir ameliyat gibi görünebilir. Bu çalışmamızda kliniğimizde 1995-1996 yılları arasında LK yapılan 40 hasta safra kaçağı yönünden izlenerek değerlendirilmiş olup, 12 hastaya Tc-99m HIDA hepatobiliyer sintigrafi uygulanmıştır. Safra kaçağı klinik olarak periton irritasyon bulgularının olması, belirgin bilyer fistül yada koleksiyon saptanması veya sintigrafide ekstravazasyon saptanması ile belirlenmiştir. Hiçbir hastada safra kaçağına rastlanmamıştır. Çalışmamızda kullandığımız radyosintigrafik yöntem literatür ışığında irdelenerek klinik olarak yararlı sonuçlar elde edilmeye çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, safra kaçağı, hepatobilyer sintigrafi

LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ: 142 OLGUNUN ANALİZİ
Yard.Doç.Dr. Osman GÜLER, Yard.Doç.Dr. Metin AYDIN, Doç.Dr. O. Nuri DİLEK

Güler O, Aydın M, Dilek O.N: Laparoskopik kolesistektomi: 142 olgunun analizi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4: 48-50, 1997

Laparoskopik kolesistektomi son yıllarda ülkemizin her köşesinde daha çok tercih edilen ve uygulanan bir yöntemdi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bölgesinde laparoskopik kolesistektomi'yi başlatan ilk ve tek hastanedir. Nisan 1995-Ekim 1996 tarihleri arasında Genel Cerrahi Kliniği'nde toplam 142 laparoskopik kolesistektomi yapılmıştır. Hastaların 120'si kadın (% 84.5), 22'si erkekti (% 15.5). Ortalama yaş 47 idi (20-82). 9 hasta (% 6.3) daha önce başka bir abdominal operasyon geçirmişti. 46 olgu (% 32.4) Fransız tekniği, 96 olgu (% 67.6) Amerikan tekniği ile opere edilmiştir. Majör komplikasyon oranı % 1.4, minör komplikasyon oranı % 5.6, laparotomiye dönüş oranı % 3.5'dir. Ortalama operasyon süresi (beyaz ışık süresi olarak) ilk 20 olguda 105 dakika iken sonraki olgularda 43 dakikadır. Bu bulgular ışığında laparoskopik kolesistektomi pekçok merkezde olduğu gibi ülkemizin bu uzak köşesinde de rutin uygulamaya konulmuş güvenilir bir tedavi metodudur..
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi

AKUT KOLESİSTİTTE LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ
Uz.Dr. Ahmet TEKİN

Tekin A: Akut kolesistitte laparoskopik kolesistektomi. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4: 51-55, 1997

Ekim 1991-Ekim 1996 tarihleri arası tek bir cerrah tarafından yapılan 1018 laparoskopik kolesistektomi (LK) vakası retrospektif olarak değerlendirildi ve 124 hastanın (% 12.2) akut kolesistit nedeniyle opere edildiği tesbit edildi. Laparoskopik girişim yapılan 124 hastanın 116'sında prosedür tamamlandı, 8 hastada (% 6.9) rigid adhezyon, kanama ve bilier komplikasyonlar nedeniyle açık ameliyata geçildi. Ortalama ameliyat süresi 42.3 dk olarak belirlendi. İki hastada koledok kesisi ve bir hastada sistik kanal sızıntısı olmak üzere 3 hastada (% 2.4) bilier komplikasyon görüldü. Morbidite oranı % 12.2 ve ortalama yatış süresi 1.3 gün olarak belirlendi. Bir hastada LK ile ilgili olmayan kalp yetmezliği nedeniyle postoperatif 2.gün eksitus oldu. Minimal ağrı, erken postoperatif mobilizasyon, kısa hastane yatış süresi ve erken günlük aktiviteye dönüş akut kolesistitte LK lehinedir, fakat yüksek bilier komplikasyon oranı hala aleyhinedir.
Anahtar kelimeler: Akut kolesistit, laparoskopik kolesistektomi