UTERİN ARTER VE UMBİLİKAL ARTER
DOPPLER VELOSİMETRESİNİN RİSKLİ GEBELİKLERDE DEĞERİ
Uz.Dr. Can YENER, Uz.Dr. Eşber OKAN, Uz.Dr. Cihangir ORHON, Dr. Yücel ŞENGÜN
Yener C, Okan E, Orhon C, Şengün Y: Uterin arter ve umbilikal arter Doppler
velosimetresinin riskli gebeliklerde değeri. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
4:197-201, 1997
Bu çalışmanın amacı, uterin arter ve umbilikal arter Doppler çalışmalarının,
perianal sonuçlarla ilişkisinin araştırılmasıdır. 27-40 gebelik haftalarında olan
74 riskli ve 60 normal gebenin uterin arter ve umbilikal arter Doppler bulguları
araştırılmış, bu bulgular, getal kayıp, fetal distres nedeni ile sezaryen oranları,
1. dk apgar skoru, bebek doğum tartıları ile karşılaştırılmıştır. Gerek uterin
arterdeki, gerek umbilikal arterdeki S/D oranı, riskli gebelik grubunda kontrol grubuna
göre yüksek bulunmuştur. Uterin ve umbilikal arter Dopller ultrasonografisinde S/D
oranları patolojik olan gebelerde fetal kayıp ve fetal distres istatistiki olarak
anlamlı derecede daha fazla görülmüştür. Çalışmamızdan edindiğimiz sonuçlara
göre, uterin arter ve umbilikal arterdeki patolojik Doppler bulguların riskli
gebeliklerin değerlendirilmesinde kullanılabileceği kanaatine varılmıştır.
Anahtar kelimeler: Doppler ultrasonografi, uterin arter, umbilikal arter
KOLAY VE ZOR LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİDE ULTRASONOGRAFİK VE HEMATOLOJİK
DEĞİŞİKLİKLER
Uz.Dr. Kemal MEMİŞOĞLU, Uz.Dr. Nüvit DURAKER, Doç.Dr. Acar AREN
Memişoğlu K, Duraker N, Aren A: Kolay ve zor laparoskopik kolesistektomide
ultrasonografik ve hematolojik değişiklikler. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
4:202-205, 1997
Bu çalışmada laparoskopik kolesistektomi geçiren hastalarda meydana gelen
ultrasonografik ve hematolojik değişiklikler girişimin zorluk derecesine göre
incelendi. Ultrasonografik ve hematolojik ölçümler ameliyat öncesi ile ameliyat
sonrası 72. saat ve 8. haftada yapıldı. Ameliyat öncesi ve sırasında belirlenen on
parametreye dayanılarak yapılan skorlama ile laparoskopik kolesistektomi girişimi
"kolay" ve "zor" olgu olarak ikiye ayrıldı. Semptomatik kolelityaz
nedeniyle ameliyat edilen 27 olgunun 21'i kolay, 6'sı zor idi. Tüm seride
ultrasonografik olarak 72. saatte safra kesesi lojunda % 26 oranında sıv ı koleksiyonu
görüldü. Bu oran kolay olgularda % 0.9 iken zor olgularda % 83 idi (p=0.001). 8.
haftada ise hiçbir olguda sıvı koleksiyonu yoktu. 72. saat ve 8. hafta hematokrit
değerleri zor grupta kolay gruba kıyasla anlamı olarak yüksek idi (sırasıyla p=0.03,
p=0.004). 72. saatte beyaz küre sayısı ameliyat öncesine kıyasla zor olgularda
anlamlı olarak artmışken (p=0.014); ameliyat travmasının daha az olduğu kolay
olgularda anlamlı bir fark yoktu. Laparoskopik kolesistektomi sonrası safra kesesi
lojunda sıvı koleksiyonu zor olgularda daha fazla meydana gelmekte, ancak herhangi bir
klinik belirtiye yol açmadan rezorbe olmaktadır. Kan tablosunda da kolay ve zor
kolesistektomilerde önemli bir değişiklik oluşmamaktadır.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, ultrasonografi, hematoloji, sıvı
koleksiyonu
LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİDE KONVERSİYON OLGULARIMIZ VE RİSK FAKTÖRLERİ
Yard.Doç.Dr. Ergun ERDEM, Doç.Dr. Uğur SUNGURTEKİN, Prof.Dr. Mehmet NEŞŞAR
Erdem E, Sungurtekin U, Neşşar M: Laparoskopik kolesistektomide konversiyon
olgularımız ve risk faktörleri. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 4:206-209,
1997
Çalışmanın amacı laparoskopik kolesistektomide açığa geçme (konversiyon)
açısından risk faktörlerini belirlemektir. Bu amaçla Eylül 1994-Aralık 1996
tarihleri arasında laparoskopik kolesistektomi yapılan 442 hasta retrospektif olarak
değerlendirildi. Konversiyon açısından risk faktörleri belirlendi ve bunların odds
ratio değerleri saptandı. Serimizde konversiyon oranı % 2.94'dür. Çalışmamızda
akut kolesistit, ilerlemiş yaş, erkek cinsiyet, obezite ve daha önce geçirilmiş
abdominal cerrahi girişim konversiyon faktörleri olarak ortaya çıkmışsa da hiçbirin
tek başına laparoskopinin endikasyonlarını sınırlayıcı özellikte olmadığı
sonucuna varılmıştır.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, konversiyon, risk faktörleri
LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİDE GÜÇLÜKLER
Yard.Doç.Dr. Mustafa ŞAHİN, Yard.Doç.Dr. Celalettin VATANSEV, Prof.Dr. Ömer
KARAHAN, Dr. Levent ORMAN, Prof.Dr. Adil KARTAL, Doç.Dr. Metin BELVİRANLI, Dr. Ersin
ÇİFTÇİ
Şahin M, Vatansev C, Karahan Ö, Orman L, Kartal A, Belviranlı M, Çiftçi E:
Laparoskopik kolesistektomide güçlükler. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
4:210-213, 1997
Laparoskopik kolesistektomide karşılaşılan güçlükleri belirlemek amacıyla Ocak
1994-1997 tarihleri arasında kliniğimizde opere edilen 800 hasta gözden geçirildi.
Hastaların 768'inde (% 96) LK başarıyla tamamlanırken 32'sinde (% 4) açığa
geçildi. 7 hasltada koledok yaralanması, 14 hastada kanama, 2 hastada duodenum
yaralanması, 1 hastada kolon yaralanması gemiştiği belirlendi. Ayrıca 17 hasta yara
enfeksiyonu, 6 hastada ise insizyonel herni gelişti. Hastanede kalış süresi 1.9 gün
olarak hesaplandı. Sonuç olarak LK'nin çok önemli üstünlüklere sahip olması
yanısıra beraberinde komplikasyonları da getirdiği kanaatine varıldı.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, güçlükler, komplikasyonlar
LAPAROSKOPİK CERRAHİNİN KOLESİSTEKTOMİ SIKLIĞI VE HARCAMALARINA ETKİSİ
Prof.Dr. Ömer KARAHAN, Yard.Doç.Dr. Serdar YOL, Yard.Doç.Dr. Celalettin VATANSEV,
Doç.Dr. Metin BELVİRANLI, Prof.Dr. Erşan AYGÜN, Prof.Dr. Adil KARTAL
Karahan Ö, Yol S, Vatansev C, Belviranlı M, Aygün E, Kartal A: Laparoskopik cerrahinin
kolesistektomi sıklığı ve harcamalarına etkisi. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi
Derg. 4:214-218, 1997
Laparoskopik cerrahinin, kolesistektomi sayısı ve kolesistektomi için yapılan harcama
miktarına etkisini belirlemek için 1 Ocak 1994 tarihinden itibaren rutin laparoskopik
kolesistektomi yapılan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1 Ocak 1989 ile 1 Ocak
1996 tarihleri arasında kolesistektomi geçiren olguların yaşı, cinsi, yıllara göre
dağılımı, yapılan ameliyatın tekniği, hastaların geliş yeri ve laparoskopik
cerrahi başlamadan önce ve sonra hastaların yada bağlı oldukları sosyal güvenlik
kuruluşlarının yapılan girişim için hastaneye ödedikleri ücret incelendi.
Karşılaştırmak için aynı şehir merkezinde hizmet veren ve 1996 yılı başına
kadar laparoskopik cerrahi yapılmayan Konya Devlet Hastanesi'ndeki genel cerrahi
ameliyatların ve kolesistektomilerin yıllara göre dağılımı değerlendirildi.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde laparoskopik cerrahiye başladıktan sonra
bütün genel cerrahi ameliyatlarının artış oranı % 27.4 iken kolesistektomilerin
artış oranı % 93.4 olmuştur (p=0.0056).
Yine bu kurumda daha önce 50.3 olan yaş ortalamasının laparoskopik kolesistektomi
başladıktan sonra 58.2 çıktığı görülmüştür (p<0.001). Tedavi edilen
hastaların yaşadıkları yerlere göre dağılımında ise anlamlı bir fark
bulunmamıştır. incelenen dönemde laparoskopik cerrahi yapılmayan Konya Devlet
Hastanesi'nde genel cerrahi ameliyatlarının artış oranı % 5.7 iken kolesistektomi
artış oranı % 4.0 de kalmıştır. Açık kolesistektomi için hastaların veya
kurumların hastaneye ödediği ücret ortalama 486.9 $ iken, bu rakam laparoskopik
cerrahi kolesistektomi sayısını ve maliyetini arttırarak sağlık bütçesinden bu
alana ayrılan payı yükseltmiştir. Bu artışlardaki gerekçelerin objektif bir
şekilde gözden geçirilmesi yararlı olacaktır.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, sıklık, maliyet
LAPAROSKOPİK CERRAHİDE ÖĞRENME SÜRESİNİN KOMPLİKASYONLARLA İLİŞKİSİ
Yard.Doç.Dr. Ömer Faruk AKINCI, Yard.Doç.Dr. Mikdat BOZER, Yard.Doç.Dr. Ali
UZUNKÖY, Yard.Doç.Dr. Ali COŞKUN, Yard.Doç.Dr. Şükrü Aydın DÜZGÜN
Akıncı Ö.F, Bozer M, Uzunköy A, Coşkun A, Düzgün Ş.A: Laparoskopik cerrahide
öğrenme süresinin komplikasyonlarla ilişkisi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi
Derg. 4:219-222, 1997
Laparoskopik işlemler, bugün birçok merkezde açık cerrahinin yerini almıştır.
Ancak bu sistem, birçok avantajın yanısıra, bazı dezavantajlara da sahiptir. Bu
olumsuzlukların büyük bir kısmı ise öğrenme aşamasında görülmektedir. Bu
çalışmada öğrenme aşamasındaki ilk 50 olgu ile ikinci 50 olgu iki gruba ayrılarak,
operasyon süreleri, operatif komplikasyonlar ve sistemde gelişen teknik problemler
açısından karşılaştırıldı. Bütün olgularımızdan sadece birinde majör
komplikasyon olarak ana hepatik kanal yaralanması gelişti ki, bu da I. gruptaydı.
Minör komplikasyonlar ve teknik problemler de birinci gruptaki hastalarda daha fazlaydı.
Ortalama operasyon süresi I. gruptaki hastalarda 134. dk iken, II. gruptaki hastalarda
62. dk düştü. Sonuç olarak başlangıçta nisbeten yüksel olan komplikasyon
oranlarının dneyim kazandıkça giderek azaldığı ve laparoskopik işlemlerin aslında
düşük morbidite ve mortalite oranlarına sahip emniyetli girişimler olduğu
kanaatindeyiz.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik cerrahi, öğrenme süreci, komplikasyonlar
LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ SONRASI AĞRI KONTROLÜNDE BUPİVACAİN İNJEKSİYON
VE LAVAJININ ETKİSİ
Uz.Dr. İhsan D. ÖZAÇMAK, Dr. Atalay IŞIK, Dr. Kasım FİNCAN, Dr. Cengiz
ÇETİNKAYA
Özaçmak İ.D, Işık A, Fincan K, Çetinkaya C: Laparoskopik kolesistektomi sonrası
ağrı kontrolünde bupivacain injeksiyon ve lavajının etkisi. End-Lap. ve Minimal
İnvaziv Cerrahi Derg. 4: 223-226, 1997
Laparoskopik kolesistektomi açık cerrahiye göre postoperatif ağrıda önemli bir
azalma sağlamıştır. Fakat bu yöntemde de postoperatuar 24 ile 48 saat devam edebilen,
orta derecede bir ağrı mevcutiyeti sık olarak gözlenir. Bu çalışmada, laparoskopik
kolesistektomide peroperatuar bupivacain uygulamanın postoperatuar etkilerini
arıştırmaya amaçladık. Prospektif, randomize planlanan çalışmada hastalar iki
gruba ayrıldı. I. grupta 35 hastaya bupivacain uygulandı. Uygulama trokar giriş
yerlerine supraperitoneal injeksiyon, kese loji ile subdiafragmatik sahaya lavaj şeklinde
gerçekleştirildi. II. grupta 35 hastaya uygulama yapılmadı ve kontrol grubu olarak
değerlendirildi. Hastalar postoperatuar 36 saat izlendi, ağrı düzeyi, görsel analog
ağrı ölçeği ve uygulanan ağrı kesici dozu ile değerlendirildi. Sonuçların
istatistiki değerlendirmesi umpaired t testi ile yapıldı. İki grubun ağrı
seviyelerinin kıyaslanması I. grubun anlamlı bir şekilde daha az ağrı ifade ettiği
gözlendi (p<0.05). Analjezik miktarının kantitatif tesbiti (mg olarak metamizol)
sonucu I. grubun II. gruptan anlamlı bir farklılıkla az analjezik gereksinimi olduğu
bulundu (p<0.001). Uygulanan total doz açısından II. grubun gereksinimi I. gruptan
5. kat daha fazla idi. Sonuç olarak bupivacain uygulamanın, postoperatuar ağrı
kontrolünde etkili olduğuna karar verildi.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, bupivacain, postoperatif ağrı
LAPAROSKOPİK İNGUİNAL HERNİ TAMİRİ
Yard.Doç.Dr. Osman GÜLER, Yard.Doç.Dr. Metin AYDIN
Güler O, Aydın M: Laparoskopik inguinal herni tamiri. End-Lap. ve Minimal İnvaziv
Cerrahi Derg. 4: 227-230, 1997
Bu çalışmanın amacı, transabdominal preperitoneal teknikle yaptığımız
laparoskopik inguinal herniorafi sonuçlarını değerlendirmektir. Haziran 1996-Temmuz
1997 tarihleri arasında 27 hastada 34 inguinal herni laparoskopik olarak onarıldı. 7
olgu (% 25.9) bilateral idi. Hastaların 19'unda (% 55.9) indirekt, 12'sinde (% 35.2)
direkt, 3'ünde (% 8.9) ise skrotal tipte fıtık mevcuttu. Olguların 2'si (% 7.4)
skrotal tipte fıtık mevcuttu. Olguların 2'si (% 7.4) kadın, 25'i (% 62.6) erkek olup
ortalama yaş 47 idi (20-68). Hem preopetatif herni teşhisi hem de postoperatif
operasyonun başarısını kontrol için herniografi kullanıldı. İntraoperatif
komplikasyon olmadı. Postoperatif erken dönemde 3 hastada (% 11.1) subkutan amfizem, 4
hastada (% 14.8) testiküler ağrı ve 2 hastada (% 7.4) parestezi saptandı. Bunların
tümü konservatif tedavi ile düzeldi. Bir hastada (% 3.7) ponksiyon ile gerileyen
skrotal hematom görüldü. Bir hastada (% 3.7) laparotomiye gerek kalmaksızın
düzeltilen inkomplet barsak obstrüksiyonu gözlendi. Ortalama hastanede kalış süresi
2.3 gün (1-4), normal günlük aktiviteye dönüş süresi ise 8 gün (7-14) idi. Takip
süresi ortalama 8 ay olup bu süre içinde nüks gözlenmedi. İlk sonuçlarımız bize
laparoskopik herniorafinin inguinal herni tamirinde faydalı güvenli ve etkili bir teknik
olduğunu göstermiştir.
Anahtar kelimeler: İnguinal herni, laparoskopik herni tamiri, transabdominal
preperitoneal teknik