DİSPOSABLE ENDOBAG İÇİN
UCUZ VE PRATİK BİR ALTERNATİF: CERRAHİ ELDİVENDEN TORBA HAZIRLANMASI
Dr. Ahmet ALPONAT, Dr. Anıl ÇUBUKÇU, Dr. N.Nuri GÖNÜLLÜ
Alponat A, Çubukçu A, Gönüllü N.N: Disposable endobag için ucuz ve pratik
bir alternatif:cerrahi eldivenden torba hazırlanması.. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi
Derg. 7(2-3): 61-63,2000
Amaç: Hazırlanması kolay ve ucuz bir alternatif endoskopik
torba sınılması amaçlanmıştır.
Teknik: Cerrahi steril eldivenin parmaklarının bağlanarak
kesilmesinden sonra elde kalan kısımdan torba hazırlanır. Bu torbanın ağzına
kese ağzı dikişi konulur. Dikiş materyalinin bir ucu, daha sonra torba batın
batın içine göbekteki rokardan yerleştirildiğinde batın dışına kadar
uzanabilecek şekilde uzun tutulur. Diğer (kısa) uç ise uzun uç üzerinden
kayabilecek şekilde ilmek tarzında bağlanır. Torba serum fizyolojik ile yıkandıktan
sonra kullanıma hazırdır.
Sonuç: Kolay hazırlanabilmesi ve ekonomik olması nedeniyle
burada taktim edilen torbanın tercih edilebilir bir alternatif olabileceği kanısındayız.
Anahtar kelimeler: Endoskopik torba
LAPAROSKOPİK OPERASYONLARDA ESER ELEMENT DEĞİŞİKLİĞİ
Dr. Ali UZUNKÖY, Dr. Abdurrahim KOÇYİĞİT, Dr. Şükrü A. DÜZGÜN, Dr.
Ali ÇOŞKUN, Dr. Bahattin CANBEYLİ
Uzunköy A, Koçyiğit A, Düzgün ŞA, Çoşkun A, Canbeyli B: Laparoskopik
operasyonlarda eser element değişikliği. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
7(2-3):64-66, 2000
Amaç: Bu çalışma, laparoskopik ve açık abdominal girişimlerde
gözlenen eser element değişikliklerini değerlendirmek amacı ile planlandı.
Yöntem: 38 laparoskopik ve açık yöntemle abdominal operasyon
geçiren toplam 73 olgu çalışmaya alındı. Olgulardan preoperatif (preop) dönemde,
peroperatif (perop) 45. dakikada, postoperatif (postop) 2. ve 24. saatlerde kan
alınarak hematokrit (Htc), plazma ve idrar Se, CU, Zn ve Fe konsantrasyonları
ile plazma CRP, albumin ve seruloplazmin seviyeleri ölçüldü.
Bulgular: Plazma Zn konsantrasyonu her iki gruptada postop 2. ve
24. saatlerde preop değerlere göre anlamlı olarak azalırken, Fe ve albumin
seviyeleri sadece postop 24. saatte anlamlı olarak azalmış bulundu. Zn ve Fe
konsantrasyonlarında postop 24 saatte gözlenen azalmalar açık abdominal
operasyon grubunda laparoskopi grubuna göre daha anlamlı idi. Plazma CRP düzeylerinde
her iki grupta da postoperatif 2. ve 24. saatte preop değerlere göre anlamlı
artış gözlendi. Postop 24. saatte gözlenen artış açık operasyon grubunda
daha anlamlı idi. Plazma Se, Cu ve serulaplazmin ve idrar eser element
konsantrasyonlarında gözlenen değişiklikler anlamlı bulunmadı. Her iki
grubun preop ve postop Htc düzeylerinde gözlenen değişiklikler anlamlı
bulunmadı. Her iki grubun plazma CRP seviyeleri ile Zn ve Fe konsantrasyonları
arasında nefatif anlamlı ilişki saptandı.
Sonuç: Gerek laparoskopik, gerekse açık abdominal
operasyohlarda Zn ve Fe konsantrasyonlarında postop dönemde anlamlı düşme gözlenirken
bu azalma açık operasyon grubunda laparoskopik gruba göre daha anlamlı
bulundu. İdrar eser element konsantrasyonlarında bir değişiklik gözlenmemesi
ve hemodilüsyonun saptanmaması, eser elementlerdeki değişikliğin operasyona
bağlı akut faz reaksiyonunun bir sonucu olabileceği kanaatine varıldı.
Anahtar kelimeler: Bakır, cerrahi travma, çinko, demir, eser element,
laparoskopi, selenyum
LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİDE CO2, İNSUFLASYONU İLE TROKAR
YERİ HÜCRE İMPLANTASYONU İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ
Dr. M.Altan KAYA, Dr. Süleyman BOZKURT, Dr. Faik ÇELİK
Kaya MA, Bozkurt S, Çelik F: Laparoskopik kolesistektomide CO2,
insuflasyonu ile trokar yeri hücre implantasyonu ilişkisinin incelenmesi. End-Lap. ve
Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 7(2-3):69-73, 2000
Amaç: Laparoskopik cerrahide CO2 insuflasyonu ile oluşturulan
pnömoperiton ile trokar iç yüzlerine hücre implantasyonu olup almadığını
araştırmak amaçlandı.
Yöntem: Bu prospektif çalışmada, 1999 Şubat-19999 Ağustos
tarihleri arasında SSK Göztepe Eğitim Hastanesi 4. Cerrahi Kliniğinde
laparoskopik kolesistektomi uygulanan 35 hastada fundus trokarı içi yüzlerinde
hücre implantasyonu histopatolojik ve mikrobiyolojik lorak araştırıldı ve
sonuçlar değerlendirildi.
Bulgular: Histopatolojik incelemede preparatların % 74'ünde hücre
varlığı saptandı. Preparatlarda eritrosit, squamöz hücreler, mezotel hücreleri,
yassı epiteller, fibroadipoz doku parçaları görüldü. Kültürler steril
kaldı, 3 hastada PNL görüldü.
Sonuç: Çalışmamızda trokar içlerinde yüksek oranda hücre
görülmesi CO2 pneumoperiton ile hücre taşınması olasılığını düşündürmektedir.
Bu nedenle laparoskopik malignite cerrahisinde çalışmaların deneyimli kişilerce,
kontaminasyonu önlemek için gerekli önlemler alınarak yapılmasının
gerekliliğini göstermektedir. Bu alanda ileri çalışmalar gereklidir.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik cerrahi, malignite, trokar yeri
metastazları
AKUT KOLESİSTİTİN CERRAHİ TEDAVİSİNDE AÇIK VE LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ
Dr. Ziya ÇETİNKAYA, Dr. Osman DOĞRU, Dr. Yavuz S. İLHAN, Dr. Nurullah BÜLBÜLLER,
Dr. Mehmet A. AKKUŞ, Dr. Kaya GENÇ, Dr. Feridun BAYSAL
Çetinkaya Z, Doğru O, İlhan YS, Bülbüller N, Akkuş MA, Genç K, Baysal F:
Akut kolesistitin cerraih tedavisinde açık ve laparoskopik kolesistektomi.
End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 7(2-3):74-77,2000
Amaç: Bu çalışmada akut kolesistitin cerrahi tedavisinde açık
kolesistektomi (AK) ile laparoskopik kolesistektomi (LK) yöntemlerinin karşılaştırılması
amaçlanmıştır.
Yöntem: Ocak 1994-KAsım 1999 tarihleri arasında akut taşlı
lokesistik nedeniyle ameliyat edilen 190 olgunun kayıtları retrospektif olarak
değerlendirildi. Laparoskopi'den açığa geçiş oranı yanında, Ak ve LK
uygulaması; ameliyat süresi, dren konulması, oral beslenmeye geçiş süresi,
komplikasyonlar ve hastanede kalış süresi yönünden karşılaştırılması.
Bulgular: Olguların 95'ine açık, 81'i laparoskopik yöntem
uygulandı. Hastaların 14'ünde (% 14.7) ameliyatla laparoskopik başlanıp açığa
dönüldü. Ortalama ameliyat süresi AK grubu için 96.68±42.17 daikka, LK
grubu için ise 85.06±42.18 dakika oldu (p<0.05). ortalama oral beslenmeye
geçiş süresi AK grubu için 36.27±18.8 saat, LK grubu için ise 14.69±13.18
saat oldu (p<0.05). ortalama hospitalizasyon süresi AK uygulananlarda 9.44±4.85
gün LK uygulananlarda ise 4.46±2.41 gün idi (p<0.05). Dren AK grubunda 67
(% 70.5), LK grubunda ise 37 (% 45.6) hastada konuldu (p<0.05). Komplikasyon
AK grubunda 25 (% 26.3), LK grubunda ise 5 (% 6.1) hastada gelişti (p<0.05).
Sonuç: Akut kolesistitli hastaların çoğunluğunda
laparoskopik girişimin güvenle yapılabileceği ve bu yöntemin açık
kolesistektomiye birçok yönü ile üstün olduğu kanısındayız.
Anahtar kelimeler: Akut kolesistit, laparoskopik kolesistektomi,
kolesistektomi, açık kolesistektomi.
LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİNİN KOMPLİKASYONLARI: OLUŞ MEKANİZMASI
VE ÖNLEME YOLLARI
Dr. Ali ÇOŞKUN, Dr. Ömer F. AKINCI, Dr. Mikdat BOZER, Dr. Ali UZUNKÖY,
Dr. Şükrü A. DÜZGÜN, Dr. Ahmet E. FAKIBABA
Çoşkun A, Akıncı ÖF, Bozer M, Uzunköy A, Düzgün ŞA. Fakıbaba AE: Laparoskopik
kolesistetkominin komplikasyonları: Oluş Mekanizması ve Önleme Yolları. End.-Lap. ve Minimal
İnvaziv Cerrahi Derg. 7(2-3):78-84, 2000
Amaç: Laparoskopik kolesistektomi (LK) semptomatik safra kesesi
taşlarında tercih edilen metod olmuştur. Prosedür birçok üstünlüğe
sahip olmasına rağmen, beraberinde açık girişimlerde karşılaşılmayan
bazı teknik komplikasyonları da getirmiştir. Bu çalışma, LK'ye bağlı
olarak gelişen komplikasyonları değerlendirmek ve tartışmak amacıyla
planlandı.
Yöntem: İlimizdeki Üniversite ve SSK Hastanelerinde 1996-1999
yılları arasında gerçekleştirilen 310 LK olgusu incelendi. Operasyon sırasında
gelişen komplikasyonlar hastaların dosyalarına işlendi.
Bulgular: Olgularımızda 5 major komplikasyon gelişti (% 1.61).
Bunlardan 3'ü ana safra yolu yaralanması, biri sistik kanal açılması ve
biri de vana porta trombozu udi. Açık girişime 11 olguda geçildi (% 3.54).
Olgulardan ikisi postoperatif erken dönemde kaybedildi (% 0.65).
Sonuç: Sonuç olarak, başlangıç döneminde kompilasyon
oranları göreceli olarak yüksek olmasına rağmen, LK'nin morbiditesi düşük
ve effekti bir işlem olduğu söylenebilir.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik cerrahi, komplikasyonlar, safra yolu
yaralanması peritonit.
SİTÜS İNVERSUS'DA LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ (İKİ OLGU)
Yard.Doç.Dr. Faruk AKSOY, Prof.Dr. Bülent Ş. ÖZER, Prof.Dr. Ömer
KARAHAN, Dr. Hüsnü ALPTEKİN
Aksoy F, Özer BŞ, Karahan Ö, Alptekin H: Sitüs İnversus'da Laparoskopik
Kolesistektomi. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 7(2-3):85-87, 2000
Amaç: Sitüs inversus otozomal resesif karaktere sahip ender görülen
bir durum olup, kolelitiyazisle birlikte görülmesi daha da nadirdir.
Semptomatik kolelityazis tespit edilen ve laparoskopik kolesistektomi uygulanan
iki olguyu sunarak bu nadir konuyu gündeme getirmeyi amaçladık.
Yöntem: Klasik laparoskopide olduğu gibi 10 mm.lik iki trokar
normal yerlerinden girilip, 5 mm.lik iki trokar batın sol tarafta düz ayna
simetrisine uygun olarak yerleştirildi.
Bulgular: Her iki olguda da safra kesesi içinde mültipl kalküler
olduğu tespit edildi. Komplikasyon gelişmeden başarılı bir şekilde
kolesistektomi uygulandı.
Sonuç: Situs inversuslu semptomatik kolelitiyazisli hastalarda
laparoskopik teknikle uyum güçlüğü olmadan kolesistektomi uygulanabilir.
Anahtar kelimeler: Laparoskopik kolesistektomi, Situs inversus totalis.
LAPAROSKOPİK APPENDEKTOMİ DÜŞÜK MALİYET İLE YAPILABİLİR Mİ?
Doç.Dr. Güner ÖĞÜNÇ
Öğünç G: Laparoskopik appendektomi düşük maliyet ile yapılabilir mi? End-Lap. ve Minimal İnvaziv
Cerrahi Derg. 7(2-3): 88-90, 2000
Amaç: Laparoskopik appendektomi, sonuçlarına bakıldığında açık
cerrahiye üstün gözükmektedir. Ancak toplam hastane maliyeti laparoskopik
cerrahide daha yüksektir. Bu çalışmada laparoskopik apendektominin düşük
maliyet ile yapılabilirliği gösterilmiştir.
Yöntem: Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Haziran
1998-Ocak 2000 tarihleri arasında laparoskopik apendektomi yapılan 3 olgu
toplam hastane maliyeti açısından açık cerrahi ile karşılaştırılarak
değerlendirildi.
Bulgular: Açık apendektomi yapılan 3 hasta ile laparoskopik
apendektomi yapılan 3 hastanın kayıtlarından, laparoskopik apendektominin
bir olgu için toplam hastane maliyetinin 367 USD olduğu saptandı. Bu
hastalarda GIA stapler, endoklip, loop krome katgüt, spesmen torbası gibi
pahalı laparoskopik malzemeler kullanılmamıştı. Aynı dönemde açık
apendekotmi yapılan olgularda ise ortalama toplam hastane maliyeti bir olgu için
342 USD idi. Ortalama toplam hastane maliyeti laparoskopik cerrahide sadece %
7.3 daha fazla bulundu. Laparoskopik apendektomiden sonra yaşam kalitesi ise
oldukça iyi idi.
Sonuç: Az sayıdaki deneyimimizin sonuçları laparoskopik
apendektominin düşük maliyeti ile güvenli bir şekilde yapılabileceğini göstermektedir.
Anahtar kelimeler: Laparoskopikapendektomi, düşük maliyet.
KASIK FITIĞI ONARIMINDA LAPAROSKOPİK YAKLAŞIM: ERKEN DÖNEM SONUÇLARIMIZ
(PROSPEKTİF KLİNİK ÇALIŞMA)
Op.Dr. Gökhan ADAŞ, Doç.Dr. Üzeyir TUNCER, As.Dr. Taner KARŞIDAĞ,
As.Dr. Özgür ODABAŞ, Doç.Dr. Sefa TÜZÜN, Op.Dr. Kemal DOLAY
Adaş G, Tuncer Ü, Karşıdağ T, Odabaş Ö, Tüzün S, Dolay K: Kasık fıtığı
onarımında laparoskopik yaklaşım: Erken dönem sonuçlarımız (Prospektif
klinik çalışma). End-Lap. ve
Minimal İnvaziv Cerrahi Derg. 7(2-3): 91-96,2000
Amaç: Yeni bir cerrahi teknik olan laparoskopik kasık fıtığı
onarımını açık cerrahi tekniklerinden arka duvar ağ örgüsü ile analjezi
kullanımı, aktif hayata dönüş, ağrı duyumu, hastanede kalış, ameliyat süresi
ve nüks açısından karşılaştırmaktır.
Yöntem: Bu çalışma 1996-1998 yılları arasında cerrahi
polikliniğine başvuran ve kasık fıtığı tanısı koyulan 50 hastada
prospektif olarak yapıldı. Hastalalr iki eşit gruba ayrıldı. Birinci gruba
(n-25) laparoskopik olarak Total Eştraperitoneal Onarım (TEP), ikinci gruba
(n-25) arka duvar ağ örgüsü yapıldı.
Bulgular: Sonuçları incelediğimizde hastanede kalma 1. grupta
ortalama 1.6 gün, 2. grupta 2.3 gün (p<0.05), analjezik 1.grupta ortalama
124 mg. 2. grupta 204 mg diclofenac sodyum IM (p<0.05) aktif yaşantıya dönüş
1. grupta ortalama 16 gün, 2. grupta 19 gün (pj0.05), laparoskopik grup lehine
anlamlı bulundu. Ameliyat süresi ise 1. grup lehine anlamlı bulundu. Ameliyat
süresi ise 1. grupta ortalama 58 dak, 2. grupta 52 dak. olup istatistiksel
olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p<0.05). Her iki gruptada hastalar
ortalama 24 ay takip edildi, her iki gruptan birer hastada (% 4) nüks görüldü.
Sonuç: Laparoskopik teknik hasta açısından daha az analjezi
kullanımı, erken aktif hayata dönüş sağlaması daha az ağrı duyumu ve
hastanede kalış süresi gerektirmesi yönleriyle arka duvar ağ örme tekniğinden
konforlu bulundu.
Anahtar kelimeler: Kaşık fıtığı, laparoskopik yaklaşım.
ASEMPTOMATİK NONPARAZİTER KARACİĞER KİSTLERİNE KOLESİSTEKTOMİ İLE
EŞ ZAMANLI LAPAROSKOPİK YAKLAŞIM: 2 OLGU NEDENİYLE
Yard.Doç.Dr. Okan ERDOĞAN, Yard.Doç.Dr. Taner ÇOLAK, Araşt.Gör.Dr. Ayşe
ARDUÇOĞLU, Doç.Dr. Sezer GÜRER, Doç.Dr. Alper DEMİRBAŞ, Prof.Dr. Mustafa
AKAYDIN
Erdoğan O, Çolak T, Arduçoğlu A, Gürer S, Demirbaş A, Akaydın M:
Asemptomatik nonparaziter karaciğer kistlerine kolesistekotmi ile eş zamanlı
laparoskopik yaklaşım: 2 olgu nedeniyle. End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
7(2-3): 97-100, 2000
Amaç: Safra kesesi taşı ile beraber bulunan asemptomatik
nonparaziter karaciğer kistlerine olan laparoskopik yaklaşımın iki olguda
irdelenmesi ve literatür verileri ile birlikte tartışılması.
Yöntem: Karın ağrısı ve bulantı yakınması ile polikliniğimize
başvuran iki kadın hastanın (yaşları 48 ve 54) abdominal ultrasonografik
incelemelerinde safra kesesi taşı ve safra kesesine yakın yerleşimli karaciğerde
kistik kitle saptandı. Karaciğerde saptanan kistik yapıdaki kitlelerin yapılan
tetkikler (tomografi ve serolojik inceleme) sonucunda nonparaziter karaciğer
kisti ile uyumlu olduğu düşünüldü. Her iki hastaya aynı seansta
laparoskopik kolesistektomi ve kistlere yönelik deroofing işlemi uygulandı.
Bulgular: Postoperatif 1. gün hastaneden taburcu edilen her iki
hastanın takibinde önemli bir sorunla karşılaşılmadı. Kist duvarından alınan
doku örneklerinin histopatolojik inceleme sonuçları ise basit karaciğer
kisti ile uyumlu olarak yorumlandı.
Sonuç: Safra kesesi taşı ile birlikte insidental bulunan
asemptomatik nonparaziter karaiğer kistlerine literatürde tanımlanmış bir
algoritm olmamasına rağmen kolesistektomi ile birlikte aynı seansta
laparoskopik cerrahi girişim yapılması düşünülmelidir.
Anahtar kelimeler: Taşlı kese, nonparaziter karaciğer kisti,
laparoskopik deroofing.
PARİETEX® MESH'LERİ KULLANILARAK YAPILAN LAPAROSKOPİK VE AÇIK KARIN
DUVARI YAPILANDIRILMASI: 2700 HERNİDE KLİNİK NETİCELER
S. Benchretrit, M. Debaert, B. Detruit, A. Dufilho, D. Gaujoux, J. Lagoutte,
M. Lepere, L. Martin Saint Leon, X. Pavis d'Escurac, E. Rico, J. Sorrention ve
M. Therin
Parietex® mesh'leri kullanılarak yapılan laparoskopik ve açık karın duvarı
yapılandırılması: 2700 hernide klinik neticeler. End-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi
Derg. 7(2-3): 101-108, 2000
Özet: Yazarla, 1993 ile 1997 arasında Parietex® mesh yerleştirerek,
gerek laparoskopik (1595 işlem) gerek ise açık yöntem ile (578 işlem)
tedavi ettikleri 2445 inguinal herni ve 272 inzisyonel herni, rapor etmişlerdir.
Ağrı oranı ve normal aktivitelere dönüş süreci, laparoskopik grupta açık
cerrahi gruba oranla, daha düşük olmuştur (p<0.001). Tüm gruplarda rapor
edilen vakalar (komplikasyonlar) istatistiksel fark olmaksızın takribi % 10
olmuştur. bu oran daha önce yayınlanan raporlara uygun bir karşılaştırmadır.
Özellikle inguinal herni'lerde, kronik ağrı oldukça nadir görülmüştür
(% 0.6 laparoskopik grupta ve % 0.8 açık cerrahi grubunda). Yöntem ne olur
ise olsun sepsis (Vücudun pyojenik mikro organizmalarla meydana gelen
enfeksiyonu) çok nadir görülmüştür (laparoskopik işlemler 1/1526 açık
cerrahi ameliyatları 2/380). Bu bulgular mesh'in lokal dayanıklılığını örneklemektedirler.
Yineleme oranları gruplar arasında istatistiksel fark olmaksızın % 1'den düşük
olmuştur. bu retrospektif araştırma bu tip bir mesh'in kliniksel olarak göze
çarpan lokal dayanıklılığının kanıtlamaktadır: Parietex® mesh'in, kısa
vadeli dayanıklılığın uzun vadedeki fonksiyonel neticelerini etkileyip
etkilemediğini belirlemek için, uzun vadeli ve prospektif klinik neticelere
gerek duyulmaktadır.
Anahtar kelimeler: İnguianal herni, insizyonel herni, mesh,
hernioplasty.
MENİSKÜS YIRTIKLARININ
TANISINDA BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİNİN VE MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEMENİN
YERİ VE ARTROSKOPİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ
Yard.Doç.Dr. Zafer ORHON, Dr. Etel KAYIRAN, Dr. Atilla PARMAKSIZOĞLU, Dr.
Ahmet ERDEMİR
Orhan Z, Kayıran E, Parmaksızoğlu A, Erdemir A: Menisküs yırtıklarının
tanısında Bilgisayarlı Tomografinin yeri ve Artroskopi ile değerlendirilmesi
End.-Lap. ve Minimal İnvaziv Cerrahi Derg.
7(2-3): 109-112, 2000
Amaç: Bu çalışmanın amacı menisküs yırtıklalrında MR
ve BT sonuçlarını artroskopik bulgularla kıyaslamaktır.
Yöntem: Sağlık Bakanlığı Taksim Devlet Hastanesi Ortopedi
ve Travmatoloji Kliniğinde Haziran 1993 ile Mart 1997 tarihleri arasında 106'sı
erkek, 64'ü kadın olmak üzere 170 hastaya tanısal ve cerrahi artroskopi
uygulandı. Artroskopi öncesi bilgisayarlı tomografi incelemesi yapılan 40
hasta ile manyetik rezonans incelemesi yapılan 40 hastanın bulguları
artroskopik bulgularla karşılaştırıldı. bilgisayarlı tomografi ve
manyetik rezonans incelemeler çeşitli özel merkezlerde gerçekleştirildi.
Manyetik rezonans görüntülemede 0.5 tesla gücünde cihazlar kullanıldı..
Bulgular: MR görüntülemenin medyal menisküs yırtıklarında
duyarlılığı % 87, özgüllüğü % 65, doğruluğu % 77, lateral menisküs yırtıklarında
duyarlılığı % 64, özgüllüğü % 88, doğruluğu % 80 olarak bulundu.
BT'nin medyal menisküs yırtıklarında duyarlılığı % 57, özgüllüğü %
2, doğruluğu % 50, lateral menisküs yırtıklarında duyarlılığı % 47, özgüllüğü
% 60, doğruluğu % 52.5 olarak bulundu.
Sonuç: Menisküs yırtıklarının tanısında noninvaziv yöntemlerden
olan MR görüntüleme ve BT'nin tanı değerlerini karşılaştırdığımız
bu çalışmada manyetik rezonans görüntülemenin meniisküs yırtıklarının
tanısında BT'ye göre belirgin üstünlüğü olmasına karşın içerdiği
yalancı pozitif ve yalancı negatif sonuçların fazlalığı nedeniyle,
artroskopik bulgularla karşılaştırıldığında tanı değerlerinin azaldığı;
pahalılığın bir engel teşkil etmediği hastalarda, aktif sporcularda
atroskopi öncesi tanıda MR'ın yeri olduğu kanısına varıldı.
Anahtar kelimeler: Menisküs yırtıkları, Manyetik Rezonans Görüntüleme,
Bilgisayarlı Tomografi, Artroskopi.