ANASAYFA
Klasik öğrenimine Berlin’de devam eden Bismarck bu yıllarda sıksık gezmeye gittiği halde okula dair görevlerini de yerine getirmeye çalışmıştır.
    Klasik öğrenimini Berlin’de tamamladıktan sonra 1832 yılında hukuk tahsil etmek amacıyla Göttingen üniversitesine kaydolmuştur. Bismarck’ın siyasi görüş ve bakış açısı bu yıllarda oluşmaya başlamıştır. Her ne kadar fakülte yıllarında cumhuriyet idaresine bir sempati duymuş olsada bu zahiri olarak kalmıştır.  Kalben mutlakiyete bağlı kalmış ve bu bağlılık O’nun ilerdeki siyasi yaşamının çizgisini belirlemiştir. Nitekim zaman içerisinde ortaya koyduğu siyasi uygulamalar bunu açık bir şekilde ifade edecektir.
    Bismarck’ın öğrencilik hayatı pek parlak geçmediği gibi düzenli bir öğrencilik hayatı da yaşayamamıştır. Üniversitede bulunduğu yıllarda günlerini daha çok spor ve eğlence ile geçirmişti. Bütün vaktini ata binmek, ava gitmek ve eskrim gibi hoşuna giden faaliyetler ile geçirmeye çalışmıştır. Gürültücü ve dövüşken yapısı ile 25 defa düelloya katılmış ve hepsini kazanmıştır. 50’den fazla da attan düştüğü belirtilmektedir. 
     Kuvvetli ve iradeli yapısı bu dönemden sonra oluşmaya başlamıştır. Boyu 1.83 metredir. Kabarık ve sık sarı saçları, kırmızı yanakları mavi gözleri ile hafif çilli yüzünde keskin bir zekanın izlerini görmek mümkündür. Bu şekli ile tam bir Cermen tipini andırmaktadır.
     Bismarck’ın kişiliği kendisinden başka kimseye “hayran olmaya ve bağlanmaya” da uygun değildi. Bu sebeple Prusya tahtına geçen ve siyasi yaşamında etkin rol oynayan IV.Frederick ve I.Wilhelm’e duyduğu saygı şahsi olmayıp Prusya Devleti’ne olan sevgisi ve sadakatinden kaynaklanmaktaydı. O, imparatoru ulusun başı olarak görür ve bu çerçeve içinde değerlendirirdi. Bismarck tartışmasız bir şekilde “elitçi” idi.
    Bismarck’ın parlak geçmeyen öğrenim hayatı O’nun başarılara imza atmasını ve kültürlü olmasını engelleyememiştir. Geniş bilgi ve kültürlü oluşunu şahsi tetebbu ve tetkikleri sonucunda gerçekleştirmiştir. Çok okuyan bir insandır. Nitekim O’nun mütenasip kültürü ve çok okuma alışkanlığı okul hayatından sonra başlamış ve ileriki yaşlarında kemale ermiştir.
    Okul hayatı pek parlak geçmeyen Bismarck 22 Eylül 1835 tarihinde mutedil sayılabilecek bir başarı ile imtihanını vererek diplomasını almıştır.  Gençliği tam bir arayış içinde geçen bu siyasi deha bir ara dini inancını dahi yitirmiştir. Daha sonraları insan aklının belirli sınırları olduğunu ve bu sınırları bazı noktalarda aşamayacağını düşünerek dini inancına tekrar sarılmıştır.
    Avrupa’nın bir çok yerini muhtelif zamanlarda gezen Bismarck altı yabancı dil bilmektedir. Bismarck’ın çok okuma ve gezerek öğrenme isteği kendisini aşmak istediğinin açık bir delilidir. Memuriyet hayatına 1836 yılında adliye teşkilatında kâtip olarak çalışmakla başlamıştır. Fakat memuriyet hayatı da pek parlak geçmemiştir. Memuriyetin mutad hayatından sıkılmış ve görevini de bırakmıştır. Nitekim memuriyet hayatındaki görüşleri şu şekildedir:
    “Gerek Potsdam gerekse Aechen dairelerinde işlerin seyri, erişmek istediğim gayeleri için beni teşvik eder mahiyette değildi. Bana verilen vazifeleri ehemmiyetsiz ve sıkıcı buluyordum.”  Buradan da anlaşılabileceği gibi Bismarck sıradan işleri sevmemekle birlikte, daima kendini aşma isteği O’nu büyük işler yapmak için zorlamaktadır.
    1838 yılından itibaren gönüllü olarak askerlik görevine başlamış fakat liyakatsız davranışları sebebiyle üslerinden azarlanmayı hazmedemeyerek buradan ayrılmıştır. 1839 yılından itibaren aile çiftliğine çekilerek buradaki toprakların işletimini üzerine almış ve bir süre çiftlik hayatı yaşamıştır. Bismarck bundan sonra 1847 tarihine kadar yani siyasi hayatının başlangıcına kadar hayatını çiftlikte idame ettirmiştir. Bütün gün çalışmasına rağmen toplantılara, balolara ve eğlencelere katılmaktan da kendini alamamıştır.
ÖNCEKİ SAYFA
SONRAKİ SAYFA