FIKRALAR
1) ALLAH'IN
KEMALİ
Bir
mecliste Kuranı Kerim'den söz açılmıştı. Kuran'ın
eşsizliğinden ve olağanüstü bir eser olduğundan
bahsedilirken, odanın bir köşesinde kendi halinde
çubuğunu içmekte olan bir Bektaşi söze karışarak:
-Evet, Allah'ın kelamı cidden eşsizdir. Ama, yazısı
biraz karışıktır!,...der.
Dinleyenlerden biri hayret ve biraz da hiddetle sorar :
-Karışık mıdır, nereden biliyorsun?
Bektaşi acınacak bir tavırla cevap verir :
-Alnımın yazısından!
2) ALLAH
ŞİMDİ NE
YAPIYOR?
Bir gün yolda yaya giden bir Bektaşi'nin önüne bir
atlı çıktı :
-Baba, dedi, bir müşkülüm var. Beni aydınlatır
mısın?
Bektaşi yanıt verdi :
-Elimden gelen bir şeyse, hay hay, oğlum.
-Şunu öğrenmek istiyorum : Şu anda Allah ne
yapıyor?
Sualin münasebetsizliğine içerliyen derviş, hic belli
etmemiş :
-Yanıt veririm ama, bir şartla, sen o attan in, ben
bineyim.
-Neden?
-Böyle yüksek bir suale yüksekten yanıt vermek
gerekir de ondan!
Adam attan inmiş, Bektaşi binmiş.
Adam:
-Hadi, demiş söyle bakalım. Allah şimdi ne
yapıyor?
Bektaşi :
-Ne yapacak, demiş, atı senin gibi budalanın elinden
alıp, benim gibi akıllıya veriyor, deyip atla
uzaklaşmış.
3)
BAYRAMDAN BAYRAMA
Bektaşiye sormuşlar :
-Rakı içer misin?
-Akşamdaaaan akşaaaama...
-Namaz kılar mısın?
-Bayramdan bayrama, bayramdan bayrama...
4)
BEKLİYORUM
Canlardan birine, Ramazanda sormuşlar :
-Erenler kaç tane oruç tuttun?
-Henüz nasip olmadı.Tuzak kurdum bekliyorum.
5)
BEKTAŞİ BU YA...
Müthiş bir fırtına patlamıştı.Yolcuların hepsi
perişan durumdaydı.Bunların arasında bir de Bektaşi
vardı.
Baktılar, Bektaşi, Allah'a yalvarıp yakarmaya
başlamıştı :
-Adını bilmediğim bir evliyaya bir koç
adıyorum.Yeter ki fırtına dinsin...
Bektaşi'nin yakarması kaptanın tuhafına gitmişti :
-Hayret! Hiç adını bildiğin bir evliya yok mu?
-Yok olur mu, elbette var! diye cevap verdi Bektaşi.Var
da, hepsini birer kez aldattım...
6)
BEKTAŞİ VE
SOFU
Koyu sofu bir adamcağızla Bektaşi, bir başka kente
gitmek üzere bir kervana katıldılar. Sofu, ikindi
üzeri namaz kılacağını söyledi. Bektaşi :
-Geç kalırsan kervanı kaçırırsın ; onun için
sünneti bırak da yalnız farzı kılıver, diye öğüt
verdi.
Bektaşi'nin sözüne uydu adam. O gece bir yerde
konakladılar. Ertesi sabah sofu, Bektaşi'ye sitem
etti.
-Dün bana sünneti kıldırmadın, gece rüyama
Peygamber Efendimiz girdi.
Bektaşi adamın sözünü ağzına tıkadı :
-Daha ne istiyorsun! Farzı da bırak rüyana bu kez
Tanrı girsin!
7)
BİRBİRİNE KARIŞTIRDIN
Bektaşi'nin bir uyuz eşeği ile besili bir ineği
varmış...İnekten süt sağıp satıyor, kazandığı
paranın yarısıyla uyuz eşeğe arpa alıyormuş.Eşek
bir işe yaramıyormuş.Bir gün dayanamayıp dua etmiş
:
-Ey yüce Allahım, beni şu eşekten kurtar!
Ertesi sabah ahırın kapısını açmış ki ne
görsün?İnek ölmüş eşek kalmış...
Bektaşi o hırsla sokağa fırlayıp milleti başına
toplamış :
-Ey ahali şu yerde yatan nedir?
-İnektir!
-Ya şu ayakta duran uyuz?
-Eşektir!
Bektaşi açmış ellerini yukarıya :
-Ey ulu Allahım, sana kırk yılda bir ricada bulunduk,
onda da eşekle, ineği birbirine karıştırdın!
8) BİR
GÜN FAZLA TUTMUŞ
Adama sormuşlar :
-Kaç gün oruç tuttun?
-Hastalığım nedeniyle, ancak bir gün tutabildim!
Aynı soruyu, orada bulunan Bektaşiye sorunca, hiç
istifini bozmadan yanıt vermiş :
-Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!
9)
BİTSİN BU
DAVA
Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektasi konuğu
nasıl ağırlar..Elde yok, ayakta yok.. Mahçup olmak da
istemiyor...Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi
varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp
kesiyor...Ama çaktırmadığını sanan
kendisi...Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş
durumu...Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem..
Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi.. Davayı
kazanamam. Hadi kazandim, Bektaşi'nin nesi var ki, ondan
alıp bana versin...Biz artık Allah'ın huzurunda
hesaplaşırız...Yillar geçiyor.Yahudi, Allah'ın
huzurunda davacı oluyor, Bektaşi'den... Mahkeme
kuruluyor..
Allah :
-Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor
Bektasi'ye...
-Kesmedim, diyor Bektaşi...
-Ben gözlerimle gördum diyor, Yahudi..
-Allahim, diyor Bektaşi... Bir mahkemede bir adam hem
şahit, hem davacı olamaz.
-Haklısın ama, diyor, Allah Ben her şeyi görürüm.
Ben de gördüm, kestiğini...
-Allahım, diyor Bektaşi...Aynı mahkemede, hem şahit,
hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın, diyor Allah... O zaman getirin keçiyi
ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı?...Ver onu o
zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..
10)
DAMIZLIK BEKTAŞİ
İkinci Mahmut, Yeniçeri ocağını kaldırdıktan
sonra, Alevi-Bektaşi kesimi üzerinde terör estirmiş,
kimilerini öldürmüş, kimilerini ise
sürdürmüştü.İstanbul'da hiçbir Bektaşi ortaya
çıkamaz olmuştu.Padişah bir gün Bahçekapı'dan
geçerken korkmadan, göğsünü gere gere dolaşan bir
Bektaşi babası görküş.Adamın rahat tavırları
padişahı etkilemiş.Çağırtılmasını buyurmuş.Baba
gelince şöyle demiş :
-Sizinkilerin tümü bir kıyıya kaçtı, gizlendi.Sen
burada yalnız başına ne dolaşıyorsun?
Baba çekinmeden yanıtlamış :
-Sultanım, onlar gitti, beni damızlık bıraktılar!
11)
DOMUZUN SOFTASI
Bir Ramazan günü köyün mescidine bir yaban domuzu
dadandığını haber vermişler.
Bektaşi hayret içinde sakalını sıvazlayarak :
-Garip şey...Softanın domuzunu çok görmüştüm, ama
domuzun softasını ilk defa işitiyorum, demiş.
12)
DÜNYAYA GÖMLEK YIKAMAYA MI GELDİK?
Şeker bayramında herkes yeni ve temiz elbiselerini
giyip, birbirleriyle bayramlaştıkları gün, bir fakir
Bektaşi dedesi, üstü başı pis halde Beyazid Cami'nin
önünden geçerken, bembeyaz sarığı, tertemiz cübbe
ve latası ile bir hoca karşısına çıkıp :
-Be adam, mübarek bayram günü bu pis gömlekle
dolaşılır mı?Gömleğini yıka! deyince Bektaşi
aldırmayarak :
-Be hocam, yıkayayım ama kirlenir, demiş.
Hoca :
-Yine yıka, demiş.
Bektaşi :
-Yine de kirlenir, diye diretmiş.
Hoca inatla :
-Yine yıka, deyince Bektaşi'nin tepesi atmış ve şu
cevabı vermiş :
-Behey imanım.Biz bu dünyaya gömlek yıkamaya mı
geldik? demiş.
13)
EŞEKLİĞİNDEN
Dostlarının baskılarıına dayanamayan Baba Erenler,
camiye gitmiş, hocanın vaazını dinliyordu.Hoca,
içkinin kötülüğünü anlatmak için aklına ne
geliyorsa söylüyordu.Bir ara şöyle dedi :
-Bir eşeğin önüne, bir kova su ile bir kova şarap
koysanız, hangisin içer?Elbette ki su içer.Peki eşek
niçin şarabı içmez?
Bektaşi dayanamayıp seslendi :
-Neden olacak, eşekliğinden...
14)
HAK
Nasıl ayin yaptıklarını soran bir Bektaşi'ye Mevlevi
:
-Hak, deyip döneriz!, demiş.
Bektaşi su cevabı vermiş :
-Yok azizim, biz Hak denilince dururuz!
15)
HAMURUMUZ TOPRAKLA YOĞRULMUŞ
Softaların arasına düşen Bektaşi'yi neredeyse zorla
camiye sokmuşlar.
Herkes abdesini almış.Namaza durmuşlar.Softalardan
birisi Bektaşi'ye çıkışmış :
-Erenler, abdest almadınız!
Bektaşinin yanıtı şöyledir :
-İmanım, bizim hamurumuz toprakla yoğrulmuştur, pek
su ile oynamaya gelmez.
16)
HANGİ PEZEVENGİ KULLANDI?
Bir Bektaşi, her ne olursa "Allahtan"
dermiş.Bir gün külhanbeyin biri, bu Bektaşinin
ensesine sultani bir sille aşketmiş.Bektaşi arkasına
dönünce külhanbeyi ;
-Baba efendi, ne bakıyorsun, Allah'tan, demiş.
Bektaşi hiç düşünmeden şöyle seslenmiş :
-Doğru be imanım!Ben de Allah'tan olduğunu biliyorum
ama, hangi pezevengin eliyle yaptırdığını merak
ettim de, ona bakıyorum.
17)
HARAM
Bektaşinin birini ramazanda içki içtiği için
yakapaca kadıya götürürler.Çakırkeyif Bektaşi'yi
görür görmez kadı :
-Behey kafir!Bu yaşta hala içiyorsun bu
zıkkımı.Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram
olduğunu?, der.
-Sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır, diye
karşılık verir Bektaşi.
Kadı :
-Bunun içine pamuk katarlar.
Bektaşi :
-Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı
yarıya su katıyorlar...
18)
İŞİMİZ İŞ
Hocanın biri Ramazanda ;
-Ey ümmeti Muhammed!Şarap içmek kesinlikle
haramdır.Sakın içmeyiniz!İçenlerin boyunlarına
yarın ahirette, içtikleri şarap şişeleri asılarak,
mahşer halkına haftalarca teşhir edileceklerdir, diye
vaaz veriyormuş.
Dinleyenlerin arasında bulunan Bektaşi sormuş :
-Hoca efendi!Şişeler dolu mu asılacak, boş mu?
Hoca "Boş" dese, cezanın hafifleyeceğini
düşünerek :
-Hayır! Hiç boş olur mu? Dolu olacak, demiş.
Bektaşi, gülerek şöyle bağırmış :
-Desene hocam!Cennette de ya hey!
19)
İYİ DEĞİLİM!
Bektaşi'ye sormuşlar :
-Nasılsın?
-Şükür edecek kadar iyi değilim! demiş...
20)
İYİ RÜYALAR
Mevlevi, Bektaşi ve Softa yemekten sonra ikram edilen
bir tepsi baklava için rüyaya yatarlar.En hayırlı
düşü gören baklavayı alacak. Öneri kabul edilir.
Yatar, uyurlar. Sabah olunca Sofu :
-Ne düş gördünüz anlatın bakalım?, der.
Mevlevi sikkesini başına geçirerek :
-Hayırdır inşallah göklere çıktım, der.
Hoca da :
-Ben ise düşümde cennete gittim, der.
Bektaşi :
-Erenler, ben de gece birinizin göklere uçtuğunu,
diğerinizin de cennette gezdiğini görünce, artık
bunlar fani dünyaya dönmezler diyerek kalkıp
baklavayı temizledim!, der.
FIKRALARIN DEVAMI
|