hacialinin      yürütme sayfası
cep telefonu alt yapısı kamulaştırılmalıdır neden ? basınız

Bakanların özgürlüğü

Hacı Ali Özhan

Başbakan ve Bakanların ilişkisiyle Bakanlar Kurulu kararlarının niteliği hakkında güncel olmamakla beraber önemi ve sonuçları itibariyle üzerinde durulması gerektiğine inandığımdan kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Bazı bakanların boş kağıdı imzalayıp Başbakana verdikleri, bazı kanun tasarısı veya kararnameleri islemedikleri halde bakanlarca imzalandığı hatta siyaseten karşıtı oldukları metinlere imza atmaya zorlandıkları, basında yer almakladır. Memurların işine son verilmesine ilişkin kararname hakkında bazı Bakanların bu yöndeki açıklamaları basına yansımaktadır. Geçmiş dönemde sayın Aydın Güven Gürkan' ın çalışma sorunlarıyla ilgili bir tasarıyı, siyasi inançlarına aykırı olması nedeniyle imzadan kaçındığı, hatta istifa noktasına kadar geldiği hepimizin bilgisindedir. Bütün bakanların her konuda aynı düşünce içinde oldukları belki iktidarda tek parti olduğunda savunulabilir. Artık koalisyonlarla yönetilen Türkiye'de, değişik partilere mensup bakanların her konuda aynı görüş içinde olması mümkün olamaz.

Bakan, Bakanlık kuruluşunun en üst amiridir. Dolayısıyla Bakanlığın görev ve yetkilerinde Başbakan' ın bir bakana talimat verme yetkisi yoktur.Ancak, Başbakan, bakanların görevlerinin anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yetkilidir. Doğaldır ki bakan, yaptığı işlerden ve emri altındakilerin işlemlerinden de Başbakana karşı sorumludur. Bu sorumluluk Bakanın, Başbakandan talimat alacağı anlamında değildir. Bakan, TBMM' ye karşı siyaseten ve hukuken doğrudan sorumlu olup ancak TBMM'nin denetimine tabidir.Konu hakkındaki bir Anayasa Mahkemesi kararında Bakanlıklara ait bir görevin, ancak genel hukuk ilkelerine aykırı olmamak, amacı aşmamak ve anayasadaki konumuna uygun olmak şartıyla Başbakana verilebileceği belirtilmiştir.

Bir konuda Bakanlar Kurulu kararı alınması halinde veya Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmasında, her bakanın onay imzası alması yani kararın oybirliği ile alınması zorunluluğu yoktur. Böyle bir zorunluluk bir 'kurul' çalışmasına aykırı olduğu gibi, siyaseten ve ahlaken de sakıncalıdır. Seçmenlerine görüşlerini açıklamış bir Bakanın, karşıt düzenleme içeren metinlere imza atması hem de imzalamak zorunda bırakılması doğru kabul edilemez. Bakanlar Kurulu, herhangi bir konuda çoğunlukla karar alıp düzenlemeyi yürürlüğe koyabilir.

Uygulamada oybirliği seklinde karar alınması, yasal dayanağı olmayan gereksiz ve hatalı bir gelenekten kaynaklanmaktadır. Kurul kararına herhangi bir Bakan pekala karsı çıkabilir, muhalefet şerhi yazabilir. Düzenleme çoğunluğun kararı yönünde yürürlüğe girer. Başbakanın bakanlıklar arasındaki işbirliğini sağlama ve hükümetin genel siyasetini yürütme görevi nedeniyle, bu kapsam ve nitelikteki bir düzenlemeyi imzadan kaçınan Bakanı azletme yetkisi tanınmıştır. Bu gibi, özel istisnai hallerde Bakanlar Kurulu adına TBMM'ye sorumlu olan Başbakana verilen azil yetkisi bu yönüyle yerinde görülebilir.

Hükümetin genel siyasetiyle ilgili olmayan karar veya kararnamelerde bakanın imzalama zorunluluğu yoktur. Bir bakanın her karar veya kararnameyi imzalamak zorunda bırakılmasının hukuken anlamı da yoktur. Çoğunlukla imzalanan karar veya kararname zaten yürürlüğe girecektir.

Koalisyonlarla yönetilmeye başlayan Türkiye'de, Bakanların değişik partilerden olması nedeniyle siyaset ahlakı nedeniyle de, kanun tasarısı, bakanlar kurulu kararı veya kanun hükmünde Kararnamelerin her bakanca imzalanması zorunluluğu uygulaması terk edilmelidir. Hiç gereği yokken Bakanların ahlaken zorlanmaları anlaşılır değildir. Başbakanla ters düşmemek adına veya bakanlıktan azil edilmemek için, bir bakanın benimsediği veya karşıt olduğu bir metine imza atması doğru kabul edilemez. Her kurulda bazı konularda farklı görüşler olabileceği gibi, Bakanlar Kurulun' da da bazı konularda farklı düşüncelerin olması kaçınılmazdır. Hukuken ihtiyaç yokken bakanların tarihe mal olacak ve ahlak içerikli bu sorunu hakkında 'oybirliği' uygulamasının değişmesini sayın Başbakana, naçizane hatırlatmak isterim.

Hacı Ali Özhan

akit gazetesinde 1 ekim 2000 tarihinde yayımlanmıştır.
  cumhurbaşkanlığı  başbakanlık   adalet bakanlığı   adli sicil   devlet istatistik   devlet planlama   
  aihm   any.mah.   yasama   yargı   araştırmalar   makaleler   main page / ana sayfa   
hacialiozhan@yahoo.com