hacialinin      yürütme sayfası
cep telefonu alt yapısı kamulaştırılmalıdır neden ? basınız

İrtemçelik ve Somuncuoğlu

hacıaliözhan

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Demirel faktörü nedeniyle gereksiz yere sorun çıkarılarak hükümet partileri kendilerini ciddi sıkıntılara soktu. Normal koşullarda sorunsuz çözümlenebilecek bu konu iki bakanın hükümetten ayrılmasıyla sonuçlandı.

Devlet Bakanı sn. Mehmet Ali İrtemçelik son zamanlarda görülmeyen unutmaya yüz tutulan 'siyasal ahlak' 'onur gibi değerleri bize hatırlatarak Avrupa ülkelerinde görülen, özlediğimiz içerik ve değerde istifa gerekçesiyle makamından ayrıldı.

Siyaset adamlarının ve kamu görevlilerinin bu istifa gerekçesinden öğrenecekleri çok şey olduğunu düşünüyorum, Sn. İrtemçelik' i istifa dilekçesiyle daha iyi tanımış olduk. Yüksek değerde istifa gerekçesiyle en üst makamı bırakabilen sn. Irtemçelik'in görevde kalması Türkiye için bir kazançtır. Ancak Başbakan sn. Ecevit ile Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde farklı tavır ve düşünce içinde olmasını istifa için yeterli olarak değerlendirmiştir. Bakanların bütün faaliyetlerinden ve kabinenin bütününden Başbakan sorumlu olduğundan sn. Irtemçelik' in istifası makul görülebilir.

Bakanlık döneminde insan hakları alanında yaptığı, yapmaya çalıştığı proje ve uygulamaları özellikle de sivil toplum örgütleri ile devleti bir araya getirip diyalog ve barışı oluşturma gayretleri tarihi değere sahiptir. Avrupa Birliği adaylığına kabul sürecinde, öne çıkmamış olsa da katkıları belirleyici etkinlikte olmuştur. Sn. Irtemçelik 'in istifasına üzülmekle beraber bize unuttuğumuz 'ahlak', 'onur' kavramlarını hatırlattığı ve bir kavramlara bağlılığını, bakanlık gibi bir makamdan istifa ederek gösterdiği için teşekkür etmek istiyorum.

Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu ise bakanlık görevinden azledildi. Cumhurbaşkanlığına aday olduğu için partisine ait milletvekillerince TBMM'nin içinde yolu kesilen ve saldırıya uğrayan sn. Somuncuoğluna ne yazık ki partisinden de destek gelmedi, Saldırıyı yapan milletvekili kınanmadığı gibi aksine partisinin yönetimince sahiplenildi. Üstelik soruşturma yapılıyor gerekçesiyle sn. Somuncuoğlu disiplin kuruluna sevk edilerek adeta cezalandırılmak istenilmiştir.

Konu parti disiplini, parti içi sorun olmaktan öteye TBMM'nin ve milletin sorunu olacak büyüklükte ve anayasa derinliğindedir. Bir milletvekilinin Cumhurbaşkanlığına aday olmasının engellenmesi hem de TBMM in içinde saldırıya uğraması TBMM' in görev alanına müdâhaledir. Gerçi, başvuru kabul edilerek sorun asılmıştır, ancak konu yalnızca bir asayiş sorunu olarak görülmemelidir. Somuncuoğlu' nun cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin dilekçesinin engellenmesi hafife alınıp geçiştirilemez. Sorun parti disiplini ile görülemeyecek kadar büyük olmasına rağmen, haklı ve mağdur olan sn. Somuncuoğlu partisince örtülü olarak suçlanmakta ve istifaya zorlanmaktadır.

Sn. Devlet Bahçeli' nin önerisi üzerine Başbakan sn. Ecevit, anayasadaki yetkisini kullanarak cumhurbaşkanınca azledilmesini sağlamıştır. Azil gerekçesi yalnızca sn Somuncuoğlu'nun partisiyle' arasında yaşanan olaylardır. Dilekçe verme hakkını kullanmak isteyen bir Bakan, bu hakkını kullandığı için de Bakanlık makamından azledilmiştir. Hem de yeni cumhurbaşkanı seçildikten sonra, sn. Demirel, görev süresinin bitimine bir hafta kala azil önerisini onaylayarak, Somuncuoğlu görevinden ayrılmıştır.

Bir cezalandırmadan başka bir gerekçeye dayanmayan bu işlemlerin siyaseten değerlendirmesini millet yapacaktır, ancak hukuken kısa değerlendirmede bulunmak istiyorum.

Öncelikle yeni cumhurbaşkanı seçilmiş ve sn. Sezer Cumhurbaşkanı sıfatı kazandıktan sonra sn. Demirel' in ancak rutin işleri yapması gerekir. Bakanın azil gibi önemli bir konuda karar vermeyerek yeni cumhurbaşkanına bırakmalıdır. Bakan azli konusu rutin iş olmadığı gibi, adı gecen Bakanın cumhurbaşkanlığı adaylığı nedeniyle görevinden azledilmesi gerekçesi de bunu gerektirir.

Diğer yandan Başbakan, istediği Bakanları seçme veya azletme önerisini cumhurbaşkanına götürebilir. Bu hükümetin uyumu, başarılı çalışması açısından gereklidir. Ancak Başbakan bu yetkisini keyfî kullanamaz. Anayasa' da belirtilen 'gerektiğinde' koşulu Başbakan' ın takdir hakkını sınırlamaktadır. Dolayısıyla sn. Ecevit ancak sn. Somuncuoğlu' nun görev yapmasına engel hukuki bir nedenin ortaya çıkması veya göreviyle ilgili yaptıklarından sorumluluk üstlenmek istememesi ve yahut ta Hükümet uygulamalarıyla uyumlu olunamaması halinde bakanlıktan azil önerisini kullanabilir. Bakanlık göreviyle ve Hükümet anlayışıyla ilgili hiçbir sorun ortada yokken, tamamen bulların dışında bir nedenle azil işlemi yapılması hukuken doğru görülemez.

Üstelik Bakanın mensubu olduğu parti genel başkanınca yapılan öneri üzerine azil isleminin yapılması sn. Başbakan 'ın iradesine de müdahale olarak görülmelidir. Siyasi makamlara gelme ve gitme herne kadar siyasi takdir olarak görülse de makamın _ağırlığı ve görevin niteliği makul ve objektif işlem yapmayı gerektirir. Azil işlemine karsı denetim yok denilerek keyfi, maksatlı idari işlem yapılmamalıdır. Bakanlığın bir memuru için gösterilen özen herhalde bir Bakandan esirgenemez. sn. Somuncuoğlu'nun, Bakanlıktan azil işlemi için açalıcak İptal' ve 'Yokluk tesbiti ' davası ilginç ve ciddi bir hukuk tartışması yaratacaktır.

25 mayıs 2000 tarihli akit gazetesinde yayımlanmıştır.

Hacı Ali Özhan
  cumhurbaşkanlığı  başbakanlık   adalet bakanlığı   adli sicil   devlet istatistik   devlet planlama   
  aihm   any.mah.   yasama   yargı   araştırmalar   makaleler   main page / ana sayfa   
hacialiozhan@yahoo.com