FİŞLEMELER
Askeri Birimlerin istihbarat amaçlı Kaymakamlıklara gönderdiği talimat gerçekte bir skandal. Siyasetçiler, hukukçular ve köşe yazarlarından haklı olarak büyük tepki verildi. Usulsüzlük belirgin olduğundan derhal Genelkurmay açıklama yaparak durumu düzeltmeye çalıştı. Ancak açıklama yetersizdir. Açıklama da "tedbirlerin alınabilmesi için önceden planlama yapılması" gerekçesi belirtilmesine rağmen orta da böyle bir hal yoktur.
Uygulamaya neden gösterilen il idaresi kanunu ile bu konunun bir ilgisi yoktur. Kanun, ani ve olağanüstü toplumsal olaylar çıktığında, güvenlik görevlilerinin yetersiz kalacağı hallerde, valinin askeri kuvvetlerden yardım isteyebileceğinden bahsedilmektedir. (m.11-32) Kaldı ki böyle bir halin varlığında ancak valilik talep ederse askeri kurumlar görev yapmak zorundadır. Zaten kaymakamlıklara gönderilen yazının amacı da bu değildir. Keza askeri amirler, kendilerine bağlı askeri birimlere de bu türden talimat veremezler. Kanun bütün özel ve genel güvenlik güçlerinin amiri olarak il' de vali' yi, ilçe' de kaymakamı yetkilendirmiştir. Askeri komutanlar, o ilin valisinin emri altındadır. Görüşlerini ancak valiye arz edebilirler. Valiye bağlı kaymakamlıklara doğrudan böyle bir yazı gönderemezler.
Dolayısıyla kanuna aykırı bir uygulama içine girilmiştir. Askeri birimlerin yurt savunmasını gerektiren askeri konularda istihbarat yapması görevleridir, ancak askeri konular dışında istihbarat faaliyeti yürütemezler. Kaldı ki yürütülen çalışmaya bakıldığında, istihbarat birimleri olan MİT ve Emniyet İstihbarat birimlerinin de görevi dışındadır. Emniyet tarafından oluşturulan GPT fişi diye bilinen suçları izleyen arşiv bilgileri dahi imha edilmiştir. İstihbarat, ancak konusu suç olan fiillerin önlenmesine yönelik bilgi toplamakla görevlidir. Kişilerin bireysel tercihleri, sosyal statüleri, grup ilişkileri, siyaset tercihleri araştırılamaz. Üstelik Türkiye'nin aleyhine çalışanların tespiti ne demektir ? nasıl tespit edilecektir. Böyle bir soru olabilir mi ? Avrupa Birliği taraftarı olanlar ne diye tespit edilir, kaldı ki nüfusun yüzde sekseni zaten istiyor. Bu derece anlamsız sorularla, kamu hizmetlerinin gereksiz işlerle doldurulması görevi ihmal olarak görülmelidir. Özellikle internet grupları hakkında bilgi toplanması, düşünce özgürlüğü ve haberleşme özgürlüğünü ihlal niteliğinde olacaktır.
Bu konularda istihbarat toplanmasının bir anlamı da yoktur. Böyle bir istihbarat toplama yetkisi istihbarat kurumlarına dahi verilmemişken, bir askeri kurumun görev dışına çıkarak, olmayacak konularda bilgi toplama faaliyeti, bir yanlışlık oldu düzeltiriz denilerek geçiştirilemez. Üstelik sivil makamlara talimat niteliğinde yönerge göndererek, her üç ayda bir rapor istenilmesi uygulaması kabul edilemez. Bu türden talimat ve yazı gönderilen bütün kaymakamlıklar, valiyi bilgilendirerek yazıyı gönderen birime iade etmelidirler.
Bu talimatı veren, uygulayan, aracılık eden herkesin tespit edilerek cezalandırılmaları kanun devleti olmanın gereğidir. Genelkurmay Başkanlığınca açıklanan "çalışmada yer alan bazı hususların düzeltilmesi maksadıyla inceleneceği" yeterli bir yaptırım olmayacaktır. Genel Kurmay başkanı kanuna aykırılık içinde olan sorumluları tespit edip kanuni gereklerini yapmalıdır. Başbakan bu konudaki yetkilerini kullanmalıdır. Ki bu tür yanlışlar son olsun. MGK Genel sekreterliği yeni kaldırılmışken, bu türden uygulama içinde olanlara hoşgörü gösterilemez. Bu arada konuyu derhal TBMM gündemine taşıyan CHP milletvekili sayın Mustafa Özyürek'i naçizine tebrik etmek isterim.
Hacı Ali Özhan
* bu makale 13 mart 2004 tarihli vakit gazetesinde yayımlanmıştır.
| |||
|